Ekşi Sözlük Debe Listesi

Rastgele
Hepsini aç
  • 1. game of thrones

    stark çocuklarının hemen hemen hepsinin çocukluk hayallerini gerçekleştirdiği dizi.

    erkek kılıklı arya hep kılıç ustası olmak istiyordu. hatta ned stark bile sonunda dayanamayıp kılıç eğitmeni tutmuştu. kader onu bir şekilde döndürdü dolaştırdı ve bir kılıç ustasına çevirdi.

    sansa hep bir lady olmak istemişti. ulukurdunun adını bile lady koymuştu. çocukluktan beri lady eğitimi almıştı. döndü dolaştı acılar çekti ama sonunda kıştepesinin ladysi oldu.

    jon, bir piç olduğu ve herkesin her fırsatta bunu yüzüne vurduğundan dolayı ezik yetişmiş ve hep insanların saygı duyacağı biri olmak istiyordu. bunun için suçlu serseri psikopatların toplama kampı olan castle black'e bile gitmeye razıydı. o da süründü, ölümlerden döndü, acılar çekti, ama sonunda tüm kuzeyin saygısını soyadı "snow" olmasına rağmen gururla kazandı.

    bran meraklı piçin tekiydi, kalelere, duvarlara, surlara tırmanıp milletin odasını mahremini dikizlerdi. son dikizi zaten yedi krallığı birbirine düşürdüğü yetmiyormuş gibi kendisini kötürüm bıraktı. akıllanan bran ise bu iş böyle olmayacak diyerek acı ve ısdırap dolu bir yolculuğun ardından üç gözlü kuzgun oldu ve milletin yatak odasına kadar free wifi erişir oldu.

    bunlar da olamayanlar:

    rickon ileri çıkan bir özelliği olmayan gayet düz bir karakterdi. zaten son koşusunda 150 metreden atılan oka da sırtını dönüp düz koştuğu için öldü. halbuse zigzag yapsa şu anda yaşıyordu.

    robb babası gibi efsanevi bir savaşçı ve iyi bir kral olmak istiyordu. ama yine babası gibi tahtı kazanmakla yönetmenin aynı şey olmadığını unutuyordu. bir ara dedik dank etti akıllanacak herhalde çünkü i have won every battle yet somehow i'm losing the war cümleleri kuruyordu ama ölülere karşı kendisini uyaran gece nöbetçisinin kafasını kesen babası gibi kendisinin aptallık ettiğini söyleyen karstark'ın kafasını keserek tıpkı babası gibi kafasından olmuştur. yazık etmiştir. çok kafa dedim galiba.

  • 2. murat başoğlu

    abisinin adı tahir mahir olan kişi. o nasıl isimdir arkadaş? sanki ebeveynleri koyacak isim bulamamış da en sonunda "ya tahir mahir bir şeyler koyalım gitsin" demişler gibi.

  • 3. türkiye'ye asıl saldırı yeni başladı

  • 4. bir erkeğin hazırlanıp evden çıkma süresi

    benim için yazıyla (beş) dakikadır.

    rekorum otuz saniyedir. akşamdan kravat gömlek elde klavye yatağa sızmıştım.kalktım ve hazır olduğumu gördüm.

  • 5. çanakkale'deki sarıklı sakallı polis

    sakalları 1 günde mi uzamış dediğim polis. bu kadar zamandır bu adam nasıl polislik yapıyormuş acaba?

  • 6. galatasaray

    renktaşlarımı bazen anlamakta gerçekten güçlük çekiyorum. geçen sezon bittiğinde bu kulübün 20 milyon euro'luk bir transfer bütçesi ayırdığı belliydi. şimdi teker teker bakalım gelenlere ve gidenlere.

    gidenler
    bruma - 12.5 milyon euro (1.4 milyon euro maaş)
    podolski - 2.6 milyon euro (3 milyon euro maaş)
    semih - 2 milyon euro (1.7 milyon euro maaş)
    cenk - 0.2 milyon euro (950 bin euro maaş)
    salih - 0.06 milyon euro (450 bin euro maaş)
    chedjou - bonservissiz (2.2 milyon euro maaş)
    sabri - bonservissiz (1.25 milyon euro maaş)
    sneijder - bonservissiz (3.85 milyon euro maaş)
    josue - kiralıktan döndü (700 bin euro maaş)

    toplam 17.36 milyon euro gelir ve 15.5 milyon euro maaş bütçesi

    gelenler
    belhanda - 8 milyon euro (3.35 milyon euro maaş)
    ndiaye - 7.5 milyon euro (2.75 milyon euro maaş)
    maicon - 7 milyon euro (2.2 milyon euro maaş)
    fernando - 5.25 milyon euro (tahmini 3 milyon euro maaş)
    mariano - 4 milyon euro (2.3 milyon euro maaş)
    gomis - 5 milyon euro (2.5 milyon euro bonservis + 2.5 milyon euro imza parası) (3.35 milyon euro maaş)
    toplam 36.5 milyon euro bonservis ve 16.95 milyon euro maaş bütçesi

    yani aslında gönderilenler ile gelenleri alt alta topladığımızda elimizde 19 milyon euro bonservis ve 1.5 milyon euro fazla maaş bütçesi harcanmış görünüyor. e babacım zaten 20 milyon euro transfer bütçesi ayırmamış mıydık? daha 19 milyon euro'dayız harcamada. maaş bütçesi de sadece 1.5 milyon euro artmış görünüyor an itibariyle. daha da gitmesi beklenen de jong, cavanda ve hakan balta var ve gitmek isteyen sinan gümüş var. bunların maaş bütçesi düşecek, ilk saydığım üç oyuncudan bir bonservis gelmez ama sinan gümüş'ten 3-5 bişey gelir, o para gelecek. yukarı da yazdıklarıma ek bir de feghouli'nin bonservisi eklenecek. artısına eksisine bakıldığında maaş bütçesi geçen senenin altına inecek ve düşünülen transfer bütçesinin de içinde kalınacak gibi görünüyor net bir şekilde.

    e o zaman nasıl oluyor da riva'nın parasını harcamış oluyoruz ki bu trasferlerle? hayır bu bütçe belirlendiğinde daha riva satışı gerçekleşmemişti bile.

    geçmişte yazdıklarıma bakarsanız dursun özbek yönetiminin azılı bir muhalifi olduğumu görebilirsiniz ama ben bu transfer sezonunda bütçe açısından bir sıkıntı görmüyorum. ha, derseniz ki bu alınan adamlar daha az bedelerle alınamaz mıydı? bence alınırdı net bir şekilde, orası ayrı. ama bütçe konusunda hiçbir sıkıntı yok şu anda.

    yine birileri algı yönetimi kasıyor ve bizim taraftar da balıklama atlıyor buna, gerçi tek nedeni de dursun özbek bu karamsarlığın. şu anda kulübün başında dursun özbek değil de başka birisi olsaydı, taraftarlar bu kadar karamsar olmaz, bu kadar da karşı durmazdı...

    tanım; 2017-18 transfer sezonunda bütçe konusunda hiçbir sıkıntısı olmayan kulübüm.

  • 7. alvaro negredo sanchez

    galatasaraylılar yıllık ücreti eleştiriyor, çok yüksek buluyor...bu bir şaka olmalı...

  • 8. hem hala hem teyze hem amca hem dayı sahibi insan

    hepsi var ama hiç biri yok.

  • 9. dini nedenleri olmadığı halde alkol içmeyen insan

    bedenine değer veriyordur, herkesin öncelikleri aynı olacak diye bir kural yok neticede.

  • 10. sevilla fc

    rakibimizi tanıyalım:

    son 10 senenin beşinde avrupa ligini kazanmış takım.

  • 11. gençlerin türkiye'den kaçmak istemesi

    çomarlara dayanamayan gençlerin isteği.

    gerçekten çomara dayanamıyorum.

  • 12. vardar skopje

    (bkz: kazanamadım lens parası)

  • 13. ayhan ogan

    16 nisan itibariyle türkiye cumhuriyeti devletini yıkıp yeni bir devlet kuracaklarını iddia eden şahıs.

    şu cümleyi ben kursam anında paketlerler ama bu eleman reisçi olunca bir şey olmaz.

    keser döner sap döner gün gelir hesap döner ayhan efendi.

    bu lafları yiyeceğin günleri sabırsızlıkla bekliyorum.

    o zaman kaçacak bir deliğin bile olmayacak.

    edit:imla

  • 14. mircea lucescu

    30 yıldır milli takım çalıştırmamasıyla ilgili soruya lucescu: "ukrayna'nın şu anki ilk 11'inin 8 oyuncusunu ben yetiştirdim."

    kocaman bir lol.

    hoşgeldin çingene reis.

  • 15. en iyi türk teknik direktör

    açık ara şenol güneş diyen andavallılar var. tabiki de en iyisi fatih terim. adamın kariyerinde 6 lig şampiyonluğu var. tek başına yıldız almış. uefa kupası, şampiyonlar ligi çeyrek finalistliği ve avrupa şampiyonası yarı finalistliği de cabası.

    modern futbola uygun değil dediğiniz adam drogba, burak, sneijder, bruma filan aynı anda oynatıp türkiye'de geleni geçeni tokatlarken şampiyonlar liginde de çeyrek final oynadı birkaç sene önce. komik olmayın lan.

    göztepe:not

  • 16. fikret orman'ın lens esprisi

    güldürmeyen espri.

    adam espriyi bile bedavaya getirmeye çalışmış.

  • 17. volkswagen golf

    golf ün hiç plastik kullanılmadan, el yapımı olarak üretildiğini düşünen tek millet türkler. rakiplerinden az donanımlı ve eski teknoloji motorlu bir aracı satmak ve bu markanın rakiplerinden daha kaliteli olduğu algısı yaratmak çok büyük bir pazarlama başarısı.
    tanım : sırf maliyetten kısmak için yeni motor üretmeyen eski teknoloji motorlarını türlü sahtekarlıklarla kakalayan firmanın orta halli aracı.

    the bomb has been planted.

  • 18. enstrümantal bir şarkıda ağlamak

    daha önce yazıldıysa kusuruma bakmayın lütfen.

    (bkz: mourn)

    (bkz: sentenced)

  • 19. marsa giderken dinlenecek şarkılar

    şimdi buraya;
    (bkz: 30 seconds to mars)
    grubu ve şarkıları diye iğrenç bi espri yapsam beni hepiniz linç edersiniz dimi?
    olsun. böyle bir grup var. şarkıları çogzel. ben giderken dinledim mesela.

  • 20. ekşi sözlük dertleşecek insan veritabanı

    adana'dan dert dinlenir,tabiki haklısın denir.

  • 21. edebiyatın bilimsel gelişmeyi engellemesi

    her şey eleştirilmeli. bu da güzel bir felsefi yaklaşım. aykırı çıkışları hep sevdim ve seveceğim. bilimsel gelişmeye ne zemin oluşturuyor? önce ona bakalım. her şey temelde felsefeye dayanır. bir felsefi düşünce bilimi ve bilimden sayılmayan üvey evlat edebiyatı şekillendirir. edebiyat bir anlatıcı olduğundan felsefi düşüncenin geniş kitlelere ulaşmasını sağlar. edebiyat aracılığıyla felsefe meyvelerinden birini yemiş ve zehirlenmiş olan bilimadamı da bu düşüncenin doğurduğu yeni ihtiyacı pozitif bilimlerle gidermeye çalışır. böylece edebiyat bilimi üretmese bile onu etkileyen şeylerden biri olur. bir anlatı olmasa bir düşünce nasıl yayılabilirdi? denizi görmemiş birine onu nasıl anlatabilirsin? veya denizin üstünde neden tahtadan yapılmış ve adına gemi denen kutuların yüzmesi gereksin ki? bunlar hep edebi bir yaklaşımın bilime ilham verdiği şeyler.

  • 22. tasfiye edilen fetöcü yerine süleymancı atanması

    fetöden temizlendiği varsayılan kadroların bu sefer de süleymancı tarikatı mensupları ile doldurulmasıdır. nedeni bu kişilerin süleymancı oldukları bilindiği için fetöcü olma ihtimalinin olmaması ve dolayısıyla bu kadrolara rahatlıkla atanabilir olmalarıymış.

    sorunun ne olduğu tam olarak anlaşılmamış sanırım. sorun fetö değil. sorun cemaat tarzı yapılanma. sorun insanların cemaatlere girerek kendi iradelerini bir kişinin eline teslim etmeleri ve bu kişinin ağzından çıkacak her emri sorgulamadan uygulamaları. sorun özgür iradenin yitirilmesi; kişinin aklı hür, vicdani hür bir birey olmaktan çıkarları uğruna kendi isteği ile vazgeçmesi. yani insanın onursuzlaşması.

    işte bu yüzden; bugün fetöcülerden tasfiye edilen koltuklara oturup sevinen süleymancılar, yarın fetönün başına gelenin bir benzeri sizin de başınıza gelecektir. çünkü siz de kula kul olmaktasınız.

    bakınız bundan 92 yıl önce 1925 yılında tekke zaviye ve türbeler kapatıldı ki insanlar bir daha cemaatlerin elinde kendini bilmez sözde din adamlarının emrinde terörist olmasınlar.

    önünüze şu anda oturduğunuz koltuklardan söke söke alınıp terörden yargılanan cemaatçiler varken, siz hangi mantığa sığınarak başka bir cemaatin üyesi olmakla gurur duyuyorsunuz?

    doğru yol yine atatürk'ün cumhuriyet ilkelerinden geçiyor öyle değil mi?

  • 23. necip uysal

    hala buraya gelip sözleşmesinin uzatılmasına şaşıranlar var... sen mi oynayacaksın beşiktaş'ın orta saha rotasyonunda? adam altyapıdan çıkmış, takımın 2. kaptanı, kaleye koysan ses çıkarmadan oynayacak herkes tarafından sevilen sayılan sadece işine konsantre olan efendi bir çocuk... bir kere gördünüz mü saçma sapan fotoğraflar verdiğini, gece kulüplerinde sabahladığını vs? gücünüz necip'e mi yetiyor sadece?

    futbolu bırakana kadar bizde kalacak, sonra da yine beşiktaş için çalışacak bu çocuk, düşün artık yakasından yeter.

  • 24. çocuğu torpille üstün zekalılar okuluna kaydetmek

    başlığı hangi milletvekili yapmış acaba diye açtığıma göre bulunduğumuz şartlarda çok da olanaksız olmayan durumdur.

  • 25. 3 ağustos 2017 100.yıl tacizcisinin yakalanması

    polisin gelme sebebi de ayrı bir rezillik. "tacize uğradım imdat" diyince gelmeyen polis, araçta sıkışıp mahsur kalan tacizci "imdat kurtarın beni taciz ettiklerim etrafımı sardı" diyince geliyor.
    ülkeye bak amk.

  • 26. cep telefonu rehberinde kayıtlı fantastik isimler

    iskeletor cakiroglu.

  • 27. çapa tıp fakültesi psikiyatri rezaleti

    bir doktor faciasıyla daha karşınızdayım sayın okuyucular. ihmal ve yanlış teşhisle ılımlı seviyede anksiyete ve dikkat dağınıklığı olan öğrenci bir arkadaşımın psikiyatrik durumunun nasıl berbat edildiği, okul ve sosyal hayatının nasıl yıkıma götürülmeye çalıştığını anlatalım size, hatta direkt kendi ağızından paylaşıyorum şikayetini. yazı içeriğinde ispat niteliğinde belgeler de bulunmaktadır. iyi okumalar.

    19.06.2015 tarihinde takıntı, dikkat eksikliği vb şikayetlerle gittiğim kendi okulumun tıp fakültesi olan istanbul tıp fakültesi’nde muayene olduğum s.a.g isimli kadın asistan doktora muayene sırasında “kıdemlime danışacağım” diyerek odasından çıktı ve geri geldiğinde yanına 3 hasta bakıcı 1 hemşire ile “sakın direnme, zor kullanırız, bize zorluk çıkarma” diyerek psikiyatri servisine sözde “homicide” düşüncesiyle yatırdı. içeride 3 defa salavat çekerek üzerime saldıran bir hastanın oda arkadaşımın saldırısına uğradım 21 haziran tarihinde. sabah uyurken başına havlu bağlamak suretiyle “salavat çekerek üzerime saldırdı” akşam dinlenme odasına gelip üzerime saldırdı. aradan on dakika geçmeden yine saldırıya kalktı. bir günde üç defa yani. her defasında “onu tecrite koyamıyorsanız bari beni koyun bu bana zarar veriyor” dememe rağmen bir şey yapılmadı

    başım ciddi şekilde ağrıdığından baş ağrımın giderilmesi için yetkililere rica ettim fakat hep yalanla başlarından savarak “doktor bugun mr istetti yarın çekineceksin” gibi laflar edildi. yatırıldığım gün ön öykümü alan bir başka doktora “yatıracaksanız yine yatırın fakat bari bir hasta bakıcının nezaretinde salı günkü sınavıma gireyim” dediğimde reddedildim.” sen zaten rahatsız ve zararlı olduğun için buraya tıktık” dedi. pazartesi günü ilk defa vizite çıktım ve anabilim dalı başkanı vehbi üçok girdi. kendisi “aşağıdaki arkadaşlar heyecan yapmışlar yatırmışlar biz de yatırmak istemezdik pardon” diyerek üç gün sonra hiçbir özür bir açıklama yapılmadan çıkarıldım.çıktığım zaman bu işte bir terslik olduğunu düşünüp başhekimliğe şikayette bulundum 4721 sayılı kanunun 436. maddesinde bir zorunluluk olan istemdışı yatış onam formunu vermedikleri için.

    fakat başhekimlikten gelen cevapta “sende zaten şu şu hastalıklar var bu yüzden şikayet etmişsin bizi kale almıyoruz” diye bir cevap geldi. türkiyedeki birçok ruh sağlığı ve hastanesiyle iletişime geçip sözde benim hayal ürünüm olan istediğim belgenin bir suretını yollamalarını talep ettim ve yolladılar. hem doktorun savunmasında benim sözde hastalıklarımı kullanmasından hem de istemdışı yatış onam formunu vermediklerinden görevi ihmal ve özel bilgilerin sızdırılması sebebiyle şikayette bulundum 2015 eylülünde. hastane yattığım dün sulh hukuk mahkemesine dava açtı kısıtlanmam için 7 nisan 2016da bakırköy 1. sulh hukukta kısıtlanmama kararı verdi hakim. şikayet dosyam görevsizlikle rektörlüğe yollandı oradan da bilirkişi için kocaeli tıp fakültesine. dün dosyanın son halini incelediğimde usulsuz bir şekilde, önce istanbul tıp fakültesinin yazdığı şeyleri bilirkişi heyeti virgülüne noktasında dokunmadan tekrar edip rektörlüğe gönderdiğini ve yine dosyaya 4 adet “istemdışı yatış onam formu” sunduğum halde bu benim hayal ürünümmüş gibi “böyle bir uygulama türkiyede bulunmamakta” yazmakta. dosyaya büyük ihtimalle men-i muhakeme kararı çıkacak ve danıştaya gönderilecek. bir umut danıştaya güveniyorum fakat hastaneye yatırılmam ve uğradığım saldırı yüzünden yaşadığım travma sebebiyle yaşadığım korkular, ağlama krizleri vb hakkımda açılan vesayet davası başarılı okul hayatımın tamamen bitmesi kaç gün korkudan uyuyamama, flashbackler kabuslar hepsi yanlarına kaldı. bu benim başıma geldi başkasının başına gelmeyeceğinden emin olamayız. halen en ufak bir mutluluk anında “acaba delirdim mi diyecek” kadar korku doluyum o kadar süre geçmesine rağmen. ısrarla personellerini korumaya devam ediyorlar.

    1-psikozlu ve cinayet düşüncesi olan zararlı bir hasta ki kendisi yatırılmasaydı gidip sınavına giricekti nasıl 3 gün sonra çıkarılıyor. bizim bilmediğimiz kesin tedavi eden bir yöntem mi var ? hangi psikoz üç günde geçmiş?

    2-şikayet etmek ne zamandan beri hastalık belirtisi oldu ? insanın ruh sağlığını bir günde üç defa saldırılmasına izin vererek mi düzeltiyorlar ? istanbul tıp fakültesindeki psikiyatristlerin çoğu hastalara hayvan muamelesi yapmakta. ısrarla personellerini desteklemekteler.

    3- benim istediğim ve kendilerinin hayal ürünü olarak gördükleri fakat türkiyenin muhtelif hastaneleriyle iletişime geçerek elde ettiğim onam formları ve diğer belgeler aşağıda.

    istemdışı yatış onam formları: https://i.hizliresim.com/r2d9qv.png
    https://i.hizliresim.com/gwgovb.jpg
    iki tane daha vardı fakat fax yoluyla geldiklerinden koyamadım
    bana gönderdikleri zaten hastasın o yüzden şikayet etmişsin temalı skandal cevap: https://i.hizliresim.com/okm7xm.jpg

  • 28. neymar

    hala bir takım gerizekalılar "o parayı reklam gelirleriyle çıkarıyor neymar" diyor. ulan at kafası, barcelona'nın tarihindeki en büyük yıllık gelir 750 milyon dolar, yani 630 milyon euro. tüm branşlarıyla koskoca barcelona 630 milyon euro gelir elde ederken bu neymar apaçisinin 220 milyon euro'yu tek başına çıkarabileceğini düşünen net embesildir. klasik olacak ama, şu anda 3 milyar insan günde 2.5 dolardan az bir gelire sahip, 1 milyar çocuk açlık sınırının altına doğuyor. yeni ortaçağ'da yaşıyoruz. bastille basılmalı.