Değerli ziyaretçilerimiz,

Öncelikle, sitemize gösterdiğiniz ilgi ve destek için hepinize teşekkür ederiz. Sizlerden gelen geri bildirimler ve beğeniler bizim için büyük bir motivasyon kaynağı oldu.

Sozlock olarak tam 9 senedir her gün ekşisözlük'den okumaya değer içerikleri filtreleyip günlük listeler oluşturduk. Bu işi yaparken kişisel davranmadık, günün en popüler başlıklarının en beğenilen entrylerini aldık listelerimize. Üstelik bu gayretimiz hiç bir zaman ticari bir kaygı taşımadı. Yayına başladığımız ilk günden beri en ufak bir reklam yayınlamadık, sponsorluk anlaşmaları yapmadık. Sozlock üzerinden tek kuruş kazanmadık.

Bütün bunlara rağmen, ne yazık ki son dönemde ekşisözlük yönetimi tarafından alınan bot koruma önlemleri nedeniyle, ekşisözlükten entry çekme ve beğenilen entryleri listeleme hizmetimizi maalesef devam ettiremiyoruz. Bu durum ekşisözlük yönetiminin aldığı bir karar olup, tamamen bizim kontrolümüz dışında gerçekleşmiştir. Bu zorunlu durumdan ötürü yaşanan aksaklık nedeniyle anlayışınıza sığınıyoruz.

Sozlock Ekibi

Ekşi Sözlük Debe Listesi

Rastgele
Hepsini aç
  • 1. sözlükçülerin iş ile ev arası yolculuk süreleri

    10 saniye, kahvaltıdan sonra çalışma odasına yürüyorum.

  • 2. eşcinsel çiftlerin evlat edinme hakları

    sevgilimle muhtemelen birkaç yıl içinde kullanacağımız haktır.

    öncelikle y*rrak kafalı andavallara kendi anladıkları dilden seslenmek isterim. istanbul'da bulunan, türkiye'nin en iyi 5 üniversitesinin birinde lisans, diğerinde yüksek lisans yaptım. avrupa'da iki üniversitede lisans ve yüksek lisansımda çalışmalar yaptım. bilim insanıyım. eşcinselim. eşcinsel "olmadım", bunu "tercih" etmedim, bunu "seçmedim". eşcinselim. tam olarak senin kızları görüp "uu beybi" dediğin yaşta, erkekler için "uu beybi" dediğimi fark ettim. sen heteroseksüel olmayı seçtin mi? senin cinsel tercihin mi karşıcinsel olmak. homoseksüel olmayı düşünüp, deneyip, "yok bu bana pek şeyapmadı" diyip mi heteroseksüel oldun. erkeklerle sevişip, doyup, yeni tatlar için mi hetero oldun? şimdi anlıyor musun ne kadar gerzekçe geliyor kulağa o diline doladığın "sapık", "tercih", "seçim" saçmalıkların.

    şimdi at kafalı, ter kokulu abazan arkadaşım, aile kurmak için gereken kalifiye ebeveyn faktörüne bakarsak, ki bu faktör aranmıyor ki sen ve denklerin dünyaya gelmiş. sen, mesela, kendini benden daha kalifiye buluyorsun da bundan mı bana bu hakkın tanınamayacağını ileri sürüyorsun? ya da ben direkt olarak sapık mıyım şimdi? sülalesinin, konu komşunun, dostlarının parmakla gösterdiği, herkese elinden gelen yardımı yapabilmek için yırtınan ben. hani kafan sırf s*ke g*te çalışıyor ya, ondan söylüyorum, hayatında birlikte olduğu insan sayısı bir elin parmağını geçmeyecek biri. sapık... kimsin aslanım sen? :) biri de demiş "o onu seçmiş, ona yönelmiş". rabbül alemin! yaratıyorsun sahip çık. ha eşcinselleri savunan bazı minik dangozlar da hala "o onun tercihi, o onun cinsel tercihi" diyor. öğren annem öğren, yok tercih mercih. öbürü de "orientation"dan çevrilmiş yönelim kelimesini "fiziken bir doğrultuya doğru aktif hareket etme" olarak algılamış. o zaten kayıp vaka amk.

    ben ve bu ülkedeki milyonlarca eşcinsel, heteroseksüel ailelerden geldik. "fallik dönem"i öğrenmiş ya 6 aylık pedagojik formasyonunda, gelmiş aklınca bilimsel konuşuyor. ulan dünyanın en önde ülkeleri bu hakkı araştırmadan verir miydi? biz aşırı genişiz, haydi eşcinsellere bu hakkı da körü körüne verelim diyip mi verdiler sanıyorsunuz? bunun araştırmaları, klinik deneyleri, gözlemleri yapılmadı mı? literatür yok mu sanıyorsunuz? türkiye gibi yasaların gece yarıları gizli gizli geçtiği bir ülke ile ulu orta, bilim insanlarıyla, sanatçılarla görüşülerek verilen kararlarla yasa geçiren iskandinav ülkelerini, gelişmiş ülkeleri bir mi sayıyorsun? falliğini sevdiğim, yüz milyonlarca insan yazılım hatası mı aldı fallik dönemde.

    dingilin biri de gelmiş "swingden swinge koşuyorlar" diyor. senin girdiğin gay ortamlar öyle demek ki kocaoğlan. ben ömrümde gay bara bile gitmedim. ne aldattım sevgilimi, ne de o varken başkasına gözümün ucuyla baktım. gelmiş ahlak dersi veriyor ba ba ba. hadsiz habeş maymunu.

    kaderin bir cilvesiyle yüksek lisans tezimin deneyleri için çalıştığım kadın hocamın eşinin de kadın olduğunu öğrendim onun laboratuarında çalışırken. evine gittim, harika ailesiyle tanıştım. iki güzeller güzeli kızıyla kıt konuştuğum dillerinde sohbet ettim. ve hocama kendimin de eşcinsel olduğunu söylemedim dahi. ekipten başka bir kızla ab'deki haklar muhabbetinde söylemiştim, o gidip söylemiş bir konuşma esnasında, sana danışmadan söyledim o an, özür dilerim diye geldi bana utana utana. ben de söyle aq, nolacak dedim asilce :)

    madem mutlak olarak bir anne ve bir baba ile oluyor bu iş, çocuklu eşlerin boşaması yasaklansın. anne veya baba öldüğü anda devlet anında yenisini atasın (kayyum baba). hani öğrenmişsin ya fallik dönemi, fallik dönemi yurtta geçiren çocuk mükemmel olarak yetişiyor mu senin o ütopik fallik dönem tanımına mesela? haydi diyelim fallik dönem bahsettiğin gibi ayarsız şekilde aşırı öneme sahip, e fallik dönem sonrası evlat edinme hakkı gelsin? yok ama, senin niyetin başka. fallik mallik atma cemil, din kardeşiyiz. kısa yoldan de "ben anlamadığım konuyu araştırmıyorum, anlamadığım için de otomatik olarak karşı çıkıyorum. ben eşcinsel değilim, benden olmayan umrumda değil, o yüzden eşcinseller ne bok yerse yesin". böyle de, ciğerimi ye. mallığın da aşikar kalsın, bastırma içinde. gaz yapar.

    özetle, sevgilimle birbirimize "eş" (evli çift) olabilecek bir ilişki olgunluğuna eriştiğimizde ve maddi olarak da kendimizi hazır hissettiğimizde, bu sevgimizi doğumunda terk edilmiş, yurtta kalan bir yavrucakla (veya iki) paylaşmayı çok istiyoruz. belki birini taşıyıcı anne aile yaparız kim bilir. pazardan kavun alırcasına değil, bütün altyapı hazırlığıyla. öncelikle ikimizin de iyi birer baba olacağından emin olarak.

    bir tane gay arkadaş da "olmaması gereken haktır" demiş. sonra da yalansa yazın bana demiş. editlemiş "yaaa yazamıyorsunuz işte demek ki ben haklıyım" demiş. mesaj atayım dedim, "bu yazara mesaj atılamıyor". millete meydan okuyup, mesajı bloke edip, "kekeke kimse yazmıyor demek ben haklıyım". sen zaten evlat edinme arkadaşım.

    tanım: birçok ülkede olan hak. yani hali hazırda mevcut olan hak. ortadoğu'ya pratiğe geçmesi zaman alır, o ayrı.

    bir de eşcinsel evliliğe karşı olan süper demokratik, demokrasi nöbetlerinde eminim ki bilerek ve isteyerek, fikri hür vicdanı hür şekilde, ulu önderin bizlere verdiği demokrasiyi meltemli yaz akşamlarında ailesiyle gezinerek kahramanca savunan arkadaşlara bir önerim var. eşcinsel evlilik yasası geçsin, ama sen hemcinsinle evlenme. nasıl fikir ama?!

    edit: bir iki entry aşağıdaki arkadaş, evlat edinmeden önce ilişkinin olgunlaşması gerekliliğimi, yüksek lisans eğitimimi ve ailemde parmakla gösterilen biri olduğumu tiye almış aklınca. senin karın seni eve bağlamak için çocuk yapsın, daha birbirinizi iyice tanımadan yapın o çocuğu, sonra sen başka kadınlara yürü, karın hamileliğinde depresyona girsin. bok gibi, bir çocuğun bağladığı bir evliliğin olsun aslanım sana yakışan buysa. bana yakışan o çocuğu tehlikeye atmamak için dediğim gibi, ilişkiden, kendimden ve sevgilimden, ekonomik gücümden emin olmak. ayrıca yakında yurtdışında doktorasına başlayacak birine "eğitimmiş bi sktir git" demenden senin kaliten anlaşıldı zaten. arkadaşa mesaj attım :) şeklinde ama dönmedi.

    bir sonraki sayfada ise ışid sempatizanı bir yazar da itlaf edilmeliler diyip, ışid tarafından çatıdan atılan iki adamın yerde kanlar içinde yatana kadarki her anının kolajını paylaşmıştı, ona da mesaj attım bir tarafın yiyorsa atsana birini böyle çatıdan diye. paylaştığı fotoğrafı hemen kaldırıverdi bana bir şey yazmadan. ulan ılık, ibne, bilmem ne dediğiniz adam sizden on kat mert, hala siz klavye arkasından entry'de ışid paylaşın, ılık mılık diyin. mesaj atınca cevap yok ama. yeni nesil dar paçalı şehzadeler sizi.

  • 3. 1 haziran 2017 cleveland cavs gs warriors maçı

    klay thompson amcam yine şekeri atıp çıkmış gözler fıldır fıldır.

  • 4. sohbetinin süper olduğu düşünülen ünlüler

    (bkz: hayko cepkin)

  • 5. hastalar her muayeneden sonra doktorları puanlasın

    doktorlar da her muayeneden sonra hastaları puanlayacaksa desteklediğimdir.

    tedaviye uyum ve nezaket alanlarında ayrı ayrı puanlama yapalım,
    nezaketten düşük puan alan hastaların doktor puanlamadaki etkisi azalsın, randevu verirken tedaviye uyum puanı yüksek hastalara öncelik versin sistem.

    hatta herkes herkesi puanlasın, düşük puan alanlar sosyal hayatın her alanında sürünsün.

    aa bi dakika black mirror lan bu. *
    güzel de bölümdü ha. benim orda çok aklıma yatmıştı açıkçası.

    ben varım ya, bugüne kadar muayenemden çıkan hastaları düşündüm de benim puanım baya yüksek olurdu. cidden yapalım bunu. ama karşılıklı. *

    gelip burda insanları ayırıp ayırıp sıkışınca eşitlik dimi, tamam getirelim o zaman liyakata dayalı bir kast sistemi, herkes rahat etsin. sonra altta kalınca ağlamak yok ama?

  • 6. tmmob'un yetkilerinin elinden alınması

    yazık sizlere. gerçekten sizler adına utanıyorum. meslek örgütünüze sahip çıkacağınız yerde yazdıklarınız utanç verici. mimarlar odası sayesinde onlarca hukuksuz yıkım ve yapımın önüne geçildi. bu yıl ankara'da asbest olayının duyulması sadece odanın çabasıyla oldu. artık onun da eli kolu bağlı. başınıza bir iş geldiğinde -olur ya- hakkınızı bireysel olarak ararsınız artık.

    bir de buradan okuyun: http://www.birgun.net/…kez-daha-hedefte-162403.html

  • 7. bakire kızın yatak odasına girdim

    adam ekşi sözlükte yazar olmuş , entry uzun diye espri kasıyor . git twitter'da takıl o zaman. okuyun arkadaşım zira okumak, yerine koyduğunuz herhangi bir meşgaleden daha az değerli değil.

  • 8. fatihte jiletle kesilmiş bulunan yavru kediler

    edit:sayfa kapanmış. yuva bekleyen yavru kediler var sahiplenmek isteyen mesaj atsın.

    ıkisi sahip bulmuş. siyah olan ve tekir olan kalmış

    bugün bu olayın fotoğraflarını gördüm ve kanım dondu. gördüğümden beri de iyi değilim. biz bu canlıları yaşatmak için elimizden geleni yapıyorken birileri sürekli öldürüyor, işkence ediyor. artık bu tarz haberleri görmekten canım çıktı. sevmeyin , beslemeyin ama bari zarar vermeyin. parkta yavru kediler karnı, kafası, bacağı kesilmiş olarak bulunuyormuş. belediyeye defalarca yazılı ve sözlü şikayette bulunulmuş ama bir sonuç yok. şu an ilk yapılması gereken kalan yavrulara acil yuva bulunması. büyük kediler kendini koruyormuş ama yavrular savunmasız. onlar da ölmesin diye acil sahiplenilmesi lazım. ıki tane sahip arayan yavru kedi kalmış. sahiplenmek isteyen yukardaki instagram hesabıyla iletişime geçebilir.

    ıkinci yapmamız gereken şey ise fatih belediyesine sosyal medyadan ulaştırabildiğimiz kadar şikayet olaştırmak ve olayı mümkün olduğunca kişiye duyurmak. bu tarz olaylarda sosyal medyanın gücü malum. lütfen başlığa destek verin ve elinizden geldiği kadar duyurun.

    edit: yazılanları okudukça daha çok kanım dondu. evet olay berbat ama hemen yapanı şöyle kazığa oturtucan böyle işkence ediceksin diye içinizdeki vahşiyi ortaya çıkarmayın. o zaman sizin de o insanlardan ne farkınız kalır. tacavüz olur yapan kişinin hapiste tecavüze uğramasını istersiniz. bu şekilde nefret ve şiddet içerikli şeyler topluma zarar verir. lütfen sizin o insanlardan farkınız olsun.

    yapan kişinin küçük çocuk olduğunu sanmıyorum. bi çocuk bilinçsizce hayvana zarar verir, atar, boğar ama bu kadar vahşice bir şeyi yapamaz. bu gayet bilinçli yapılmış gibi. belki 13-14 yaşlarındaki serseri gençlerden birisi olabilir. ya da akli dengesi yitik birisi. evsizler ve madde bağımlıları da olabilir. bu olayı bile siyasete ve dine bağladınız ya söyleyecek sözüm yok size. çok dindar olup hayvanlar için elinden geleni yapan bir sürü insan tanıyorum. hayvanseverleri biraz tanısaydınız aralarında dindar da inaçsız da chp'li de mhp'li de hdp'li de akp'li de olanın var olduğunu görürdünüz. bu olaydan öfke duymanızı anlıyorum ama lütfen bu kadar nefret ve yıkıcılık dolu olmayın. yapıcı olmaya çalışın. kalan yavrulara yuva bulun. twitterda belediyeye twit atın.

    edit 2 : bu kadar şey yazdınız sinirlendiniz tepki gösterdiniz. sağ olun da olayı yukarda tuttunuz. ama hayvansever bir hesabı takip etseniz her gün bunun gibi bir çok vaka görürdünüz. o yüzden lütfen tepkinizi bu olayla sınırlı tutmayın. çevrenizdeki canlılar için elinizden geleni yapın. başınızı çevirerek bu zulme siz de ortak oluyorsunuz. lütfen hiç bir şey yapamıyorsanız bile o hesaplardan birisini takip edin. orda ameliyat bekleyen bir kediye köpeğe maddi destek sağlayın. barınağa mama bağışlayın. sokağa su mama koyun. hiç olmadık yolda susamış kedi görürseniz pet şişenin altını kesip ya da bi kafeden karton bardak isteyip su koyun.

  • 9. 2 haziran 2017 cebeci kampüsü olayları

    insan formunda mahlukların saldırısıyla başlamış olaylar.

    ...huzur izlanda...

  • 10. oruçluyum deyip bebekli kadına bağıran iett şoförü

    bana denk gelse bir yerinden kan alarak orucunu bozacağım şofördür.

    bundan yaklaşık 2 ay önce ay önce tırnak batması sebebiyle tırnağımı çektirmiştim.

    tırnak çekildikten 4 gün sonra otobüsle işten gelirken otobüs şoförü son sürat gidip kırmızı ışıkta ani fren yapıyordu. bunu 3 dakika içinde iki kere yaptı. ikincisinde ani frenden dolayı herkes savrulunca yanımda ayakta duran kız istemeyerek ayağıma bastı.

    acıdan gözüm döndü ve otobüs şoförüne " adam gibi kullan lan soktumun otobüsünü!
    gelirsem o fren pedalını götüne sokarım!
    her gün aynı bok siktiğimin otobüsünde , kullanmayı bilmiyorsan siktir git "
    diye küfürü yapıştırdım.
    otobüs şoförü gıkını çıkartamadı. içerideki dikiz aynasından öfkeli bakış atabildi sadece.
    bunun nedeni tabiki ayı gibi olmam tabiki de.

    demem o ki bunlar anca çocuklu kadınlara, kendinden yaşca çok küçük ,pısırık görünen gençlere saldırırlar. öyle şerefsizdirler.

  • 11. bedelli askerlik

    binali yıldırım ve mustafa destici arasında bedelli sohbeti olması, talebin üst makamlarca bilindiğini ve ciddi bir problem olarak kabul gördüğünü gösterir. büyük birlik gibi milliyteçi bir partinin liderinin bile bedelli konusunda ılımlı açıklama yapması hükümetin işini daha da kolaylaştırmıştır.
    uzman askerlik için bir milyon üzerinde başvuru alınmışken bedelli askerlik düzenlemesi zorunluluk haline gelmiştir.
    burayı okuyan danışmanlar, milletvekilleri ve bürokratlar siz benden daha iyi bilirsiniz ama 2.800.000 tecilli, 450.000 bakaya var. bu insanlar bir yolunu bulup tecilini uzatıyorlar zaten askere gitmeyecekler ve özel üniversitelere oluk oluk para gidiyor, çıkarın bedelliyi o paralar devletin kasasına girsin.

  • 12. şaka yaparken arkadaşını silahla öldürmek

    hiç şaşırmadım.
    kısa dönem askerlik yaptım kastamonu'da.
    cafer diye bir rütbeli vardı.
    garibim günde beş defa milleti toplayıp aynı şeyi söyledi durdu.
    "sakın birbirinize hedef almayın.
    boş demeyin, güvenmeyin...."
    o kadar sık tekrarladı ki artık bıktık.
    bu bizi salak mı sanıyor lan? diyen bile oldu. bunu duydum yani.

    ulan en kötüsü açık öğretim lisans mezunu insanlarız en küçüğü 23 yaşını doldurmuş...
    peki ne oldu?
    silah dağıtılan gün
    ığdır nüfusuna kayıtlı ismini şu an hatırlayamadığım
    gazi üniversitesi mezunu bir öğretmen olan zat-ı şahaneleri
    arkadaşına dönüp
    g3 ile hedef alıp ahaahaha korkma gardaş dedi.

    tamam orada küçük bir linç girişimi yaşandı ama hak etmişti.

    üzücü bir olay gerçekten.

  • 13. hasan şaş'ın brezilya maçında attığı gol

    eski türkiye'yi özetleyen güzel hatıra.

    beş ay sonra malum kesim ülkeyi işgal etti, umudumuzu tüketti.

    eskiden de sorunluyduk, fakirdik.

    ama umudumuz vardı ve mutluyduk.

    fırsat bulunca da hiç olmadık şeyler de yapabiliyorduk.

    eski türkiye hiç olmadık yerde, hiç olmadık bir zamanda atılan bir hasan şaş golü idi.

    yeni türkiye ise bir kör kuyu.

    edit: bir entry girdim , üst üste entryler girildi, mesajlar geldi. nice koç yiğit özlemiş o günleri.

  • 14. 31 mayıs 2017 bilfen okulları rezaleti

    "bilinçli bir şekilde okulumuzu hedef alan ..." demişler açıklamada...
    yav arkadaş herkes işi gücü bıraktı senin okulunu, öbürünün hastanesini kötülüyor öyle mi?
    iyi de niye olsun ki böyle birşey?
    niye millet durduk yerde sana bulaşsın?
    hani devamında yazmasan , efe'nin sağlık durumu önemli diye, olmasa böyle bir olay , hadi haklısın diyelim!
    olmuş mu?
    olmuş!
    zavallı yavrum hastanede mi?
    evet!
    e o zaman ne diyorsun ya?
    neyin hedefi , bilmem nesi?
    demek ki okulda disiplini sağlayamamışsın!
    demek ki kontrol mekanizman iyi çalışmamış!
    askerde örneğin , gençlere silah veriyorlar, o da çıksın arkadaşlarını tarasın...
    komutan diyebilir mi, askerler arasında olay diye?
    adamın iflahını silerler, hayatı boyjnca siciline işlenir, bir yere gelemez!
    ne boş boş açıklama bu ya?
    bir kere de çıkın deyin ki " kardeşim vallahi elimizden geleni yaptık,yapıyoruz.ama işte böyle de bir eksiğimiz oldu, önleyemedik,özür dileriz. kim sorumlu ise , tespit edip gerekeni de yasal olarak yapacagız. tüm velilerden ve zavallı yavrucaktan da tekrar tekrar özür dileriz. inşallah bunu telafi edecek fırsatı bize verirler!.."
    ama yok!
    tehdit, inkar, biz ne yapalım kardeşim mentalitesi...
    devam devam, maşallah, bu gidişle sonumuz yakındır...
    şifa diliyorum efe kardeşime şu mübarek gecede...

  • 15. ekşi itiraf

    yıkılmadım ama ayakta da değilim.

    ölmedim ama yaşıyor da sayılmam.

    ağlamıyorum ama bu ağlamak istemedigim anlamına gelmiyor.

  • 16. vatanım sensin

    dimitri'nin yani ali kemal'in ''ben türk'üm, ben türk'üm'' diye aidiyet duyduğu milleti haykırıp ağladığı; türk milleti'nin tek lideri olan yüce mustafa kemal atatürk 'ün ''ne mutlu türküm diyene!'' lafını anımsayarak ali 'kemal' ile karşılıklı ağladığım sahneye ev sahipliği yapan dizidir. yüce ata'mın bahsettiği tam da bu işte, belli bir ırka ait doğmaktan değil o ırka kendini ait hissettiğin anda başlıyor o muhteşem aidiyet!
    diziye gelince bundan güzel ev sahipliği, bundan güzel haykırma olur mu? özellikle şu sıralar türk'üm dediğin an ırkçı etiketini yapıştırmaya çalışan bir dünyada...

  • 17. hobisini işe dönüştüren insanlar

    (bkz: youtube kanalima hosgeldiniz)
    umarim ileride bundan cok para kazaniliyor diye evde oturan bir nesile bakmayiz!

  • 18. mezar taşında yazması gerekenler

    bir mezar taşıdır insandan geriye kalan,
    onu da başkasına yazdırır, gerisi yalan!!!

  • 19. pideyle güzel giden şeyler

    (bkz: ayran)

    pide denilince aklınıza ramazan pidesi gelmesi çok ilginç. pide dediğin kuşbaşılıdır, kıymalıdır, karışıklıdır vs.

  • 20. mathieu valbuena

    2 senedir ne forma, ne eşantiyon ne de bilet alan şahsıma, boykotu devam ettirecek transfer.

    aziz gerçek hayatta fm oynayan, şeker hastası ve çirkef bir başkan. hapse girip çıktıktan sonra paranoya da başladı.

    son 10 yılda kaç tane sportif başarı yakalamış acaba? zico'yu gönderdiği günden beri dikiş tutan tek teknik direktör olan ersun yanal'ı kovduktan sonra ne hâle gelmiş takım? bu takımı ben şampiyon yaptım diyerek getirdiği avane teknik direktörler neye mal olmuş acaba? istesem transfer yapardım ama takım batar dedikten sonra savurduğu 50 milyon euro nasıl bir başarı getirmiş? uzun vadeli planlama diye tanıttığı terrenao'yu kaç günde kapı dışarı etti acaba?

    kulübü ekonomik darboğaza kasten sokup kendisini kurtarıcı olarak lanse eden, 3 temmuz sürecini sadece kendi çıkarı için kullanan, sahada kazanamadığı başarıyı medya ve federasyon üzerinde baskı kurarak kurtarmaya çalışan bir kara lekedir kendisi.

    daha ortada teknik direktör yokken transfere başlayan ve getirdiği teknik direktörün kadro planlamasına sezon boyunca müdahale eden aziz'i bir sene daha izlemek istemiyorum. "büyük başkan" diye tezahürat eden fanatik, cahil ve satılmış taraftar gruplarına bir sene daha tahammül edemiyeceğim.

    inşallah alex'in ahı tutar da, bu da diego gibi parayı cukkalayıp def olup gider. ama bu kez aziz'i de peşine takarak.

  • 21. çınarcık'ta 6 yaşında kıza tecavüz

    hapishanede "bana bir şey yaparlar mı" diye soran bir yer israfı tarafından gerçekleştirilen üzücü olay. yapmazlarsa adam değiller.

  • 22. tramvay hattında namaza durup tramvayı bekletmek

    5237 sayılı türk ceza kanunu madde 223
    ulaşım araçlarının kaçırılması veya alıkonulması
    (1) cebir veya tehdit kullanarak ya da hukuka aykırı başka bir davranışla kara ulaşım aracının hareket etmesini engelleyen, bu aracı hareket halinde iken durduran veya gitmekte olduğu yerden başka yere götüren kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

    (2) suçun konusunun deniz veya demiryolu ulaşım aracı olması halinde, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.

    (3) cebir veya tehdit kullanarak ya da hukuka aykırı başka bir davranışla hava ulaşım aracının hareket etmesini engelleyen veya bu aracı gitmekte olduğu yerden başka yere götüren kişi, beş yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

    (4) bu suçların işlenmesi sırasında kişilerin hürriyetinin tahdit edilmesi dolayısıyla ayrıca cezaya hükmolunur.

    (5) bu suçların işlenmesi sırasında kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hallerinin gerçekleşmesi durumunda, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.

    (bkz: yallah hapse)

  • 23. iphone 7

    kablosuz şarj özelliğini kasten barındırmayan telefon.

    kablosuz şarj iphone 8'de gelecek, "inanılmaz teknoloji, artık telefonumuz şarj olurken müzik bile dinleyebileceğiz!" reklamıyla tüplü şahin fiyatına satılacaktır.

  • 24. irem derici

    çekici diyenleri falan görüyorum. kardeş bu nasıl yokluk?

  • 25. fenerbahçe havuzdan çıksa olabilecekler

    havuzdan çıkarsa yürek hoplatır, bilemedin nefesleri keser...

  • 26. 31 mayıs ömer öztürkler harekatı

    gencecik birini gözünü kırpmadan öldüren biri cezasız kalacak ve biz seyredeceğiz, öyle mi?
    allah nasip etmesin.
    evladı olsun ya da olmasın böyle bir acıya duyarsız kalmak da bana göre bir nevi cinayettir.

  • 27. okunması gereken kitaplar

    (bkz: puslu kıtalar atlası) masalsı bir anlatım, geniş bir hayal gücü.

    (bkz: masumiyet müzesi) aşk ile ilgili duygular ancak bu kadar yalın ve güzel anlatılabilir.

    (bkz: saatleri ayarlama enstitüsü) bir şeyin başarılı olması için, ona önce inanmak gerek. yurdum insanının ve devlet erbabının trajikomik halleri.

    (bkz: sevme sanatı) sevgi nedir? gerçekten seviyor musunuz, yoksa sevdiğinizi mi sanıyorsunuz?

    (bkz: bir dinazorun anıları) tam bir cumhuriyet kadını olan mina urgan'ın hayatının önemli anıları.

    (bkz: tutunamayanlar) hepimizin hikayesi.

    (bkz: tehlikeli oyunlar)
    bizim sevilmeye hakkımız yok mu albayım? yok.

    (bkz: yaban) köylü milletinin cahilliği, içlerindeki kötülükleri.

  • 28. aykut kocaman

    nasıl yarı final oynattığına bakmadan 'ama yarı final oynattı, en büyük başarımız' falan denilip övülen teknik direktör. bu adamı nasıl yarı final oynattığına bakmadan kafadan övmek futbol cahilliğidir.

    fenerbahçe tarihinin en şanslı kuralarını çekip fenerbahçe'nin çeyreği etmeyecek takımları eleyerek yarı final oynatmıştır kendisi. onu da baya zorlanarak yapabilmiştir. yarı final oynayan o müthiş aykut kocaman takımının yarı finale gelene kadar elediği takımlar bate, plzen, lazio. ki onları da zar zor eledik zaten. bate'yle ilk maç 0-0, ikinci maç 1-0. attığımız tek gol penaltı(bate 20. dakikada 10 kişi kaldı bu arada). plzen'le ilk maç 1-0, ikinci maç 1-1. az kalsın eleniyorduk. plzen ikinci maç baya baskı kurdu üzerimizde. en son lazio'yu 2-0, 1-1'le eledik. lazio deplasmanında toplam 4 şutumuz vardı, 2'si kaleyi buldu biri gol oldu. maç tamamen yıldızlar topluluğu, seyircisiz oynama cezalı lazio'nun üstünlüğüyle geçti. bu maçların hepsinin özeti internette mevcut. izleyip öyle yorum yapmalı insanlar bence fenerbahçe'nin yarı final oynaması hakkında.

    fenerbahçe'ye denk veya fenerbahçe'den daha iyi denilebilecek tek takım benfica'ydı. onlar da eledi bizi zaten. yarı finale kadar kadıköy'de oynanan lazio ve benfica maçları dışında rezil ötesi bir futbolu vardı fenerbahçe'nin. bu iki maçta da taraftarın inanılmaz desteğiyle baskı kurabildik.

    aykut kocaman'ın avrupa kupalarında ne kadar başarılı olduğu elendiği takımlardan belli oluyor daha çok. kendisi youngboys, paok, spartak moskova gibi dünya devlerine elenmeyi başarmıştır zamanında.

    yaşadığı lig şampiyonluğuna gelince. bu adamın yaşattığı şampiyonlukla ersun yanal'ın yaşattığı şampiyonluğu kıyaslamak saçmalıktır. bir kere aykut kocaman iyi yönettiği için şampiyon olmadı bu takım. fenerbahçe o sezon ligin en iyi kadrosuna sahip, en zengin takımıydı. buna rağmen fenerbahçe trabzonspor karşısında ligi zar zor averajla önde kapatabildi. bu da koşmuyor, onsuz oynamaya alışmalıyız falan diye dünyanın en gerzekçe nedenleriyle takımdan zorla gönderdiği alex'in insan üstü performansıyla oldu. 33 lig maçında 28 gol 16 asistle takımı sırtında şampiyonluğa taşıyan biri sayesinde oldu. atılan 84 golün 44'üne doğrudan katkı yapan bir yıldızın olağanüstü futboluyla oldu. fenerbahçe ligin en iyi, en güçlü takımıyla zar zor averajla şampiyon olabildi. diğer iki sezon malum zaten.

    ersun yanal şampiyonluğuna gelince. ersun yanal belki fenerbahçe tarihinin en rahat şampiyonluğunu yaşattı fenerbahçe'ye. ve bunu yaparken aykut kocaman sayesinde futbolu, hücum yapmayı, baskı kurmayı unutmuş ligin en yaşlı takımı vardı elinde. rakiplerini eze eze şampiyon oldu fenerbahçe. öyle ki maçlarda geriye düşmüş olsak bile maçı çevireceğimizden emindik. sadece biz değil rakip takım taraftarları da emindi fenerbahçe'nin maçı çevireceğinden. kaç maçı son dakikalarda kazandık. sahada 90 dakika yılmadan hücuma çıkan, koşan, basan, mücadele eden bir takım vardı. yıllardır beklediğimiz fenerbahçe ruhunu sahaya yansıtan, istediğimiz baskılı futbolu oynayan bir takım vardı. dünyanın en rahat en gevşek insanı emenike'nin bile köpek gibi mücadele ettiği bir ortam vardı fenerbahçe'de. gerektiğinde risk alıyordu takım. aykut kocaman'ın 1 gol atıp geriye çekilen, sonra maçı kazanamayan fenerbahçe'si yerine gerektiğinde maçı kazanmak için 4. forveti sahaya süren bir fenerbahçe gelmişti. aykut kocaman'ın şampiyonluğundan baya farklıydı anlayacağınız.

    herneyse. kendisi yeniden fenerbahçe teknik direktörü olacak belli ki. hücum yapamayan, pas yapmayı beceremeyen bir takımımız varken hücum özürlüsü bir teknik direktörü takımın başına geri getirmek sadece fenerbahçe yönetiminin yapabileceği türden bir şeydi zaten. artık gitsin diye dua ettiğimiz, fenerbahçe maçlarını izlerken bize sıkıntıdan baygınlık geçirten futbol dehası geri dönüyor. kendi sahamızda ligin en dandik takımlarını bile baskı altına alamadığımız hatta onlardan baskı yediğimiz günleri, bize eziyet olan deplasman maçlarını yeniden yaşayacağız çok şükür. ön liberolar-defans dörtlüsü-kaleci arasındaki bitmek bilmeyen paslaşmalarımızı, o müthiş tika-taka futbolunu özlemiştik. neyse ki dönüyor taktik deha.

  • 29. behzat ç.

    dinimiz amin nolur olsun lütfen.. ankragücü düştü behzat ç. bitti neşet baba öldü sevdiğimiz kızdan ayrıldık nolur başlasın nolur

  • 30. probis ile çokoprens arasındaki tat farkı

    probis zevk için arka arkaya 3-4-5 diye gidebilecek bir comboya evrilebilirken,
    çokoprensi bu miktarlarda aldığınızda bayabilir.

    probis daha egzotik bir tat gibi gelirken çokoprens de vazgeçilemeyen klasik tadı temsil eder.

    burun farkıyla probis derim.

  • 31. nazlı çelik

    reklam yapmaya ihtiyacı olmayan kişidir.

    babası zaten çalıştığı doğuş holding'in üst yönetim kadrosunda olan biri, aile tarafından da oldukça varlıklılar yani bugün bıraksa spikerliği kendisine birşey olmaz. haliyle reklam yapmasını gerektirecek bir durumu yok. siz popolarına tekme vurulma korkusuyla yaşayan yandaş gazetecilerle karıştırdınız sanırım.

    ben gayet samimi buluyorum kendisini.

  • 32. diriliş ertuğrul'un çomar dizisi olması

    çomar ifadesine katılmamakla birlikte, daha önce okuduğum, dizi hakkında yapılan ve sanırım aynı kitleyi kasteden bir analizi haklı çıkarıyor.

    yazının tamamına buradan erişebilirsiniz.

    --- spoiler ---

    ... tüm bunlarla birlikte 15 yıldır türkiye'de %50'ye yakın oy alan, kendi kitlesini oluşturmuş bir siyasi ekol var. sadece oy potansiyeli olarak değil, sosyal bir topluluk olarak sayısal açıdan çok büyük bir grup. işte "diriliş: ertuğrul'un başarısının ardındaki sır bence bu kitleyi yakalamış olması. sanırım dizinin ilk kez ortaya çıkışı da; bu siyasi ekolün peşindeki kitlenin ve o kitlenin televizyonlarda itibar ettiği yorumcularının, başka bir dizi olan muhteşem yüzyıl ve bu dizinin ortaya koyduğu tarihsel bakışa karşı gösterdiği reflekse dayanıyor. bu refleksle birlikte, diriliş kitlesi için, muhteşem yüzyıl'a alternatif olarak, tarihsel olaylara kendi yorumuyla bakan bir yapım ihtiyaç haline geldi ve diriliş: ertuğrul, böyle bir atmosferde ortaya çıktı. dizinin içerisinde ise, ana kahraman ve etrafında gelişen olaylar, takipçileri için, kendilerini bir arada tutan, takip ettikleri siyasi ekolün simülasyonunu sunuyor. kayı beyi ertuğrul'un obasına hitabetindeki üslubu, kelimeleri, islami kimliğini ön plana çıkaran ayetlerle, hadislerle örneklendirerek nutuklar atması, dizinin takipçileri için gerçek hayatta hiç de yabancı olmadıkları birini çağrıştırıyor. dizinin, alt metinlerinde, yine kayı obası etrafında kurgulanan siyasi atmosferde, ertuğrul bey'in önündeki engellerle mücadelesi sırasındaki söylemlerinde bizzat erdoğan'ın konuşmalarından anahtar kelimeler bulmak mümkün. "içeride ve dışarıda huzurumuzu kaçırmak isteyenler... " dış mihraklar...", "içimizdeki hainler..." bunlardan bazıları. üstelik izleyici, izlerken karakterleri özdeşleştirdiğinin farkında olmasa dahi, takip ettikleri siyasi ekol ve dizinin aynı dili konuştukları her sahnede kendini gösteriyor. hatta dizinin bir bölümünde ertuğrul, sürekli birlik sağlamaya çalıştığı bölgede fitne çıkaran düşmanı hancı simon'a karşı mücadele kararlılığını anlatmak üzere, düzenli olarak "inlerine gireceğiz" ifadesini kullanıyordu, bu, erdoğan'ın fetö ile mücadelesinin sloganlarından biriydi.
    --- spoiler ---

    bir reyting anatomisi, diriliş ertuğrul

  • 33. trump'ın paris anlaşmasından çekilmesi

    üzerinden daha 24 saat geçmeden

    1) abd'deki 82 belediye başkanı paris anlaşmasına uyma taahhüdü verdi.

    2) california, new york ve washington eyaletleri paris anlaşmasını desteklemeye devam edeceklerini açıkladılar.

    böyle dağıtık yönetim oldu mu en kötü kararda bile dengede durma imkanı oluyor.

  • 34. ekşici kadınların ekseriyetle çirkin olması

    eksici kadınlar benle bunun ne alakası var? tribine girmese azalarak bitecek böyle varsayimlar, başlıklar.

  • 35. survivor 2017

    voleybol oyununda kızların fikri bile sorulmadı erkekler tam kadro aniden kararı verip maça çıktılar.

    bu son konsol oyununda da sabriye ve serma oynatılmadı acun efendi geldi biz 4 erkek kapışalım dedi olayı bitirdi.

    şu yarışmada zaten gerektiği, istedikleri gibi giyinemeyen, azıcık dans etseler hemen başka imalar yapılan, çoğunlukla fikri bile sorulmayan kadın yarışmacılar ülkenin kadına bakışını özetliyor aslında.

  • 36. arayıp sormayan erkeğe yapılabilecekler

    sizi arayıp soran, ilgili davranan, seven adamlara ne yaptığınızı hatırlayın. işte aynısını bu adam size yapıyor. işe karmaya inanmakla başlayın. belki o zaman ettiğinizi bulduğunuza inanır ve artık kıymetinizi bilen insanları sevmeye başlarsınız.

  • 37. asla tartışılmaması gereken insanlar

    aslında tek kelimedir; fanatikler. aklınıza gelen her konuda.

  • 38. nba maçlarının gece 3'te oynanma sebebi

    nedeni tabii ki de basit: havanın en serin olduğu saatler gece 3 ila 6 arasıdır. bu sebepten maçlar gece 3'te serin serin havada yapılır.

  • 39. 9 nisan 2017 koru hastanesi rezaleti

    farklı bir çocukla yaşamak zor bir deneyimdir. doğum öncesi, doğum ve sonrası doğru yönetildiği ve her şey sorunsuz olduğu halde farklı bir çocuğum oldu. kimsenin suçu yok. ama eğer böyle bir rezaletin sonucunda çocuğum ve ben hayat boyu sürecek bir mücadeleye girseydik sorumluların hesap vermesi için her şeyi yapardım.
    bu süreçte en korkunç olan şeyin yalnız bırakılmak olduğunu düşünüyorum.
    ailenin yalnız olmadığını bilmesi için burada olmalıyız.
    hastanenin tüm sorulara yanıtları vermesi, gerekli kişilerin cezalandırılması için sürecin başlatılması, ailenin acilen psikolojik yardım alması için hastanenin devreye girmesi, bebeğin durumunun açıklanması ve tedavi sürecinin (bu bir ömür de sürebilir) tüm masraflarının hastane tarafından karşılanması yapılması gereken en temel şeyler.

    rezaletin üstünün örtülmesini değil, yaraların iyileştirilmesini istiyoruz. bunu bir savaş haline getirmek yerine, vicdanınızın sesiyle doğru olanı yapın, biz de her şeyi görelim.

  • 40. cinlere inananlar sınır dışı edilsin kampanyası

    "istersem buzdolabı poşetinin, yeniden dirilmiş ve insanlığa huzur getirecek bir aztek tanrısı olduğuna inanayım bundan size ne amına koyim?"

    hah işte tüm sorun da tam olarak burada yatıyor. mesela bu mübarek ramazan gününde oruç tutan birisine gidip "ya kardeş aslında bu poşet insanlığa huzur getirecek aztek tanrısı, boşuna tutuyorsun orucu" dersen, o poşeti prezervatif yerine kullanıp seni orucunu bozma pahasına sikiverir.

    işte o adam cine inanan, cinci hocaya çocuğu olmadığı karısını götürüp, cinci hocanın çocuğunu kendi çocuğu zanneden adam. o adamı sınır dışı edecekler diye mi savunuyorsun? burada adamın bahsettiği islam inancı gereği defacto olarak cinin varlığına inanan değil, cinlerle iletişime geçmeye çalışan, onlardan medet uman, yani aslında mürted olmuş ancak bunu bilmeyen süper hiper mega yobazlar.

  • 41. her ayın 15'inde hesaba lüpür lüpür düşen maaş

  • 42. sabah kuşların ötmesi

    çünkü kuşların sikindeydi senin derdin?

    kuş bu ötecek elbette.

    hatta ben kara tavuklarla sabahın köründe karşılıklı atışmaya bayılıyorum. o şakıyor, ben ıslıkla karşılık veriyorum.

  • 43. 4 haziran 2017 eskişehirspor göztepe maçı

    galatasaray ile arasi hicde iyi olmayan goztepe'nin maci. ayrica iyi bir goztepeli kesinlikle baska takim tutmaz.

    edit : bir kalpte iki sevda olmaz.

  • 44. ekşi sözlük dertleşecek insan veritabanı

    içten içe fuck buddy arandığını düşündüğüm veri tabanıdır. şimdi biz bizeyiz kimse göt ayağı yapmasın.

  • 45. götten mideye su çekerek orucu bozmak

    göt ağızlı olunca gerçekleşebilen eylem. ağız ishali de fenadır yani.
    millet fezayı zorlayadursun, robot asker üretsin falan filan biz daha götten giren iki damla suyun orucu bozacağını tartışırız.

    milyar yıllık evrende, şu döneme denk gelen hayatımı; bahtımı sikeyim.

  • 46. var olmayan birine aşık olmak

    “aşık olmak varlığından haberdar olmadığınız bir hüsranın hatırlatılmasıdır; birini istemiş, bir şeyden mahrum kalmışsınızdır ve sonra birden o şey karşınızda belirir. bu deneyimle yenilenen yoğun bir hüsran ve yoğun bir tatmindir.

    tuhaf bir biçimde sanki beklediğiniz biri vardır ama o kişi gelene kadar beklediğinizin o olduğundan haberiniz yoktur. daha öncesinde hayatınızda bir şeyin eksik olduğunun farkında olun ya da olmayın, istediğiniz kişiyle tanıştığınızda o farkındalığa erişirsiniz.

    psikanalizin bu aşk hikayesine katacağı fikir ise şudur: aşık olduğunuz insan aslında rüyalarınızın erkeği ya da kadınıdır; daha tanışmadan önce onu hayal etmişsinizdir-yoktan değil, zira hiçlikten hiçlik çıkar, ama yaşanmış veya arzulanmış deneyimlerinizden. o kişiyi o denli net bir biçimde ayırt edebilmenizin sebebi onu bir anlamda zaten tanıyor olmanızdır; onu bunca zamandır beklemiş olduğunuz için ezelden beri tanıyormuşsunuz gibi gelir, ama aynı zamanda size gayet yabancıdır. tanıdık yabancı kişilerdir onlar."

    adam phillips - kaçırdıklarımız

  • 47. italya'da 5 euro'ya satılan fantastik sandviç

    ekmekle doymaya alıştırılmış insanımıza tuhaf gelen sandviç. yok ekmek geniş olacak, yok hep dökülür yerken falan. kardeşim ekmeği yemesen de olur, çıkar ekmeği aklından iki dakika ya. sal bi kendini.

  • 48. insanlara çomar deyip hoşgörüden bahsetmek

    (a long time ago in a galaxy far, far away)

    -"yolsuzluklar dizboyu, seçimler şaibeli, darbeler kontrollü, mahkemeler taraflı, siteler sansürlü"

    -"laikçi, elitist, beyaz türk, batı yalakası, kafir!"

    -"borçlar rekor, piyasalar balon, medya havuz, dış politika iflas, eğitim rezalet"

    -"yahudi dölü, kanıbozuk, vatan haini, mason, afedersiniz ermeni!"

    -"bm gelişmişlik endeksinde 25 sıra geriy...."

    - "chpkk , terörist, fetöcü, gezici şerefsizler!"

    -"....."

    -"cehape zihniyeti?"

    -"muasır me..."

    -"camiahırdubleyol!"

    -"ee yeter ulan. hepiniz makarnaya götünü veren, kompleksli, biatçı, yobaz, ahlaksız çomarlarsınız!"

    -"ooo ayıp oluyor, ayıboluyor, ayı boğuluyor! saygı bekliyorsan önce sen saygı göstereceksin. bak, ben bir lafa bakarım laf mı diye, bir de söyleyene bakarım ada...."