Ekşi Sözlük Debe Listesi

Rastgele
Hepsini aç
  • 1. survivor 2017

    öyle baban yaşındaki adama bağırmakla, artistlik yapmakla olmuyormuş tuğçe. ayrıca şahika'mıza yaptığını da unutmadık. hesabı sorduk. yallah evine, pırçağın yanına. ulan çok mutluyum be, adamsın anıl reyiz.

  • 2. mc donald's çalışanının çocuğa kaynar su atması

    (bkz: suriyeliler hakkında referandum istiyoruz)
    diyenler onlayn evet!
    bir hıyarın yaptığı vicdansızlık, konuyu sulandıramaz.

  • 3. #pınarürünleriboykot

    "üst akıla" tepki göstermek için bakkaldan kola satın alıp sokağa döken zeka ortalamasına sahip kesimi kudurtan boykot. hayırcılar terörist değil mi kardeşim, dinsiz değil mi bunlar? pınar gibi yerli, milli ve helal bir şirketin kasasına bizim haram paralarımız mı girsin? niye rahatsız oluyorsun boykottan? sofrana gelen nimet üretilirken belki de töb'estağfurullah alevi'nin birinin parasıyla üretilmemiş olacak işte. sevinmen lazım bu boykota.

  • 4. zeytinburnu tramvayda teşhircilik yapan kadın

    amk link olmayınca nelerin döndüğünü bilmeden yorum okumak zorunda kalmak gerçekten bir azap

  • 5. murat boz pr çalışması

    geç kalsa da an itibariyle başlamıştır. murat boz facetime'la intihar önledi

    anlaşılan murat boz kesenin ağzını açtı. ee bu enkazı kaldırmak kolay olmayacak. bu günden itibaren basın yayın organlarında bir müddet murat boz güzellemesi görmeye hazırlanın. "murat boz o köy okuluna yardım etti", "murat boz pazar poşetlerine yardım etti", "murat boz halısahada kaleye geçti"

    acaba hangi pr şirketiyle anlaştı. biz ucuza yapardık.

  • 6. ingilizcedeki en güzel cümle

    dont forget! the forgotten never forget forgetters.

  • 7. okullarda mandolin çalınan korkunç kemalist yıllar

    kabuklarini da sobanin ustune koyardik, guzel yillardi.

  • 8. vatanın basit bir toprak parçası olduğu gerçeği

    bu gerçekleri bizim gibi ülkelerde yaymak için milyarlar harcayan emperyalist ülkelerin iş kendi vatanlarına gelince bir santimine dokundurmadıkları gerçeğinden daha gerçek olmayan gerçek!

    dünyadan emperyalizm silindiğinde, sosyalist bir dünyanın emekçi iktidarı kurulduğunda altına ben de imzamı atarım. o güne kadar da vatanıma ters bakanın gözünü oyarım!

  • 9. zeytinburnu'nda medeni giyinen kızı ifşa etmek

    yetmemis balkabağının biri de ekside paylasmis.

  • 10. rte'nin katarlı emirin çocuğunun elini öpmesi

    bu ülkenin en büyük sorunu cehalet hakikaten. muhalifi de yancısı da cahil ve öğrenmek istemiyor.

    katar emiri değil o, kuveyt emiri.

    sabah al-ahmet al-cabir al-sabah adı da.

    çocuk kimin çocuğu bilemiyorum.

    ama üzerindeki beyaz kıyafetin üstüne giyilen altın renkli kenarları olan mavi kıyafet kendisinin kraliyet ailesinden bir prens olduğunu gösterir. prens eli öpmek de hayatı boyunca dik durup eğilmeyen, hiç kandırılmamış, hiç geri vites yapmamış birisi için açıklanması zor bir durumdur.

    ama geri vitesi bol bir abimiz olsa mesela, gayet kolay açıklanır. o açıklama ise her gördüğü çocuğun elini öper değildir. türkiye'de her çocuğun elini öpse bile küçük prens eli öpmek ile aynı şey değildir. en azından arap dediğin onu öyle anlamaz. sende bir ülkeyi temsil ediyor iken bu tip şeylere dikkat etmen gerekir.

    olası tek açıklama arap görünce dayanamayan değerli bir abimiz olduğu şeklindedir.

  • 11. trump'ın fbi direktörünü kovması

    yerine ersun yanal'ın geleceği konuşuluyor. koşan bir ekip istiyormuş trump.

  • 12. yengeç burcu erkeği

    başkalarıyla flirt eden yengeç erkeklerini çekemeyen platonik kezbanlar tarafından itin götüne itilmeye çalışılan erkektir aynı zamanda. burçdaşımdır. size açılmıyor olması muhtemelen intihara meyilli bir boğa burcu kadını olduğunuz için olabilir. zira negatif ortamları hiç sevmeyiz. özellikle uzun süre kalmayı düşünüyorsak. kıps.

  • 13. bedelli askerlik

    c++ ile program yazan arkadaş olmadığı sürece mikimde değil serası, mantarı. faydalık olmak isteyen adam her yerde, her zaman faydalı olur. faydalı olmak için illa askere gitmeye gerek yok.

    şu anda düzenimi, borçlarımı, planlarımı bırakıp da mantar yetiştirecek havada değilim yani..

  • 14. 9 mayıs 2017 trump'ın kürtlere ağır silah vermesi

    ne zaman şu başlıkları okusam halimize üzülüyorum. üzüldüğüm silah vs verilmesi değil, versinler zaten plana uyuyorlar. ancak bu abd'ye dalalım, rusya'ya yanaşalım diyenlere üzülüyorum.

    gereksiz aşırı osmanlı milliyetçiliğiniz ve gaza gelen çalışmayan beyninizle bunun sorumlusu sizsiniz. sizi de abd yarattı ama farkında değilsiniz.

    unutmayın ki savaşta iki karşı cephe lazımdır. abd ilk cepheyi silahla beslerken, zaten silahı olan bizim cepheyi din,cehalet ve aşırı milliyetçilikle besledi. abd istiyor ki gaza gelin, ayaklanın, savaşın. kürtler diyin genelleyin, saldırın.

    ypg düşmandır. ve bizi bugünlere getirenler ve onların destekçileri de düşmandır. biz 3. cepheyiz. adalet yolunda, barış yolunda yürümeye çalıştık hep. dedik ki devletin varlıklarını satmayın. satarsanız abd'ye bağımlı oluruz iyice. sattılar. dedik ki ışid'e yardım etmeyin, terörist devlet olursunuz. ettiler.

    şimdi sen dostum, diyorsun ya abd'ye tepki koyalım. adam buraya parasını koydu, önce seni gıda bile yetiştiremez hale getirdi. her yere beton diktirdi. bir bok değilken kandırdı, şişirdi. şimdi sanıyor musun savaş dediğin silahla olacak.

    önce kasandaki parayı alacaklar. ithal ettiğin tohumu alamayacaksın. ıthal saman gelmediği için hayvan yetişmeyecek. et yiyemeyeceksin. buğday olmayacak. ekmek bulamayacaksın.

    abd'yi küçümsemeyin. yıllarca öyle güzel plan yaptı ki adam. sen onun adamının peşinde koşarken seni kurbanlık koyun gibi besledi, büyüttü.sen koyun gibi önüne konan samanı yerken kasap bıçakla gelince niye şaşırıyorsun?

    neyse uzun oldu ama bu ülkeyi ypg değil, kendi vatandaşı sattı. tarihte kısa bir cümle ile yine geçer adın. 'yine bir türk devleti içten parçalandı."

  • 15. ekşi itiraf

    ülke dışına hiç çıkmadım, aslında ülke içini de hiç gezmedim.

    akşamüstü yürümeyi çok severim, fakat yaşadığım kasabada kadınların sokakta dolaşması kabahat sayılıdığı için iki günde bir dolaşıyorum. diğerlerinin ne dediğini umursamıyorum ama annemin umursadığı gerçeği beni tüketiyor. bu çok korkunç! genç bir kızın sokakta dolaşması, hakkında dedikodulara sebep oluyor. kesin bir işler karıştırıyordur, sadece dolaşıyor olamaz. bu laflar beni sıkmaz üzmez ama annemi üzer, o üzülürse de ben yapamam. şu kalleş kimselerden, baskıcı toplumdan öyle tiksiniyorum ki..

    üç kez intihara kalkıştım. sonuncusunda az daha başarılı oluyordum, uyanınca ilk hissettiğim güneş ışınlarının yüzümdeki sıcaklığı oldu. sırf bu yüzden o an hayatta olduğum için mutlu oldum, kısa sürse de mutlu oldum.

    hiç bisikletim olmadı, bu yüzden sürmeyi de bilmiyorum. komşu çocuklara uzaktan bakar, gidip bisikletlerinin etrafında dolanırdım. binmek ister misin sorusuna hep "yok öyle bakıyordum" cevabını verirdim. isteklerimi hiç açığa vuramazdım, eğer yaparsam kendimi küçük düşüreceğimi sanırdım.

    hiç lunaparka gitmedim. yakınlarda salıncak bile bulunmuyordu. tüm salıncak kurma planlarım suya düşerdi, ya tahtası sağlam olmazdı ya da ip kırılırdı.

    film izlemeyi çok severim. türlü imkansızlıklara rağmen hiç bırakmadım. dvd dükkanında çalıştığım zamanlar çok mutluydum.

    insanlardan hoşlanmıyorum. önyargılı oldukları ve anlamaya çalışmadıkları için uzak durmayı seçtim. buna rağmen birilerinin yüzündeki gülümsemenin sebebi olmak beni mutlu ediyor. hiçkimseye yakın değilim, arkadaşım yok. hiç olmadı, her zaman tek başınaydım. birine güvenmekten korkuyorum, birini sevmekten korkuyorum.

    ne zaman bir çocuk görsem ona el sallarım, güldürmeye çalışırım. otobüste yanıma oturan küçük kızın verdiği papatya ile gün boyu mutlu olmuştum, bazen böyle şeyler yaşamak gerçekten nefes aldığımı hissettiriyor.

    bir gün, akşamüstü sahil boyu yürümek en büyük hayallerimden biri.

    kullandığım kelimelerin çoğu "hiç" ve "keşke" den ibaret. 24 senelik hayatım koca bir hiç.

  • 16. 10 mayıs 2017 atletico madrid real madrid maçı

    real'in golünden önce benzema on beş kişiyi çalımladı, yorumcu ronaldo'yu övüyor. ronaldo da tacı hızlı kullandı. bu.

  • 17. keanu reeves

    öldü sananlar olacaktır bu kadar entryi görünce merak etmeyin sapasağlamdır.

  • 18. migros'un derin tarih dergisini satmama kararı

    afet inan ve atatürk hakkında saçmalayan derin tarih program yapımcılarının çıkardığı derin tarih dergisini satmamak üzere migros yönetiminin aldığı karardır.

    yetmez ama evet'tir.

    https://halkweb.com/…karsi-baslayan-boykota-destek/

  • 19. 2017 eurovision şarkı yarışması

    sahne tasarımını çok beğendiğimi söyleyebilirim,biraz sadelik seviyorum galiba en son 2010 sahnesini bu kadar beğenmiştim.bu arada yarışmanın en güzel kadını fransa temsilcisi alma,şarkısı da epey güzel .sunucular da 2015 ve 2012 kadar kötü değil bence,idare ediyorlar özellikle sarışın olan gayet efendi :) ama 3 erkek olması açıkçası sıkıcı ve anlamsız olmuş.kadın dediğin varlık renktir candır!

  • 20. uzaylılar insanoğlunu bir bakteri gibi görebilir

    biri cikip sklerozlu gotune koyim hawking yazmis tam 23 tane orospu cocugu favlamis. bu tam anlamiya orospu cocuklugudur.

  • 21. bu başlıkta 96 yılındaymışız gibi yazıyoruz

  • 22. torpil mektubunu yanlış yere fakslayan akp'li

    torpilsiz iş bulabilen bir tane akp'li olmadığı için şaşırılmaması gereken haberdir...

    adamların kümülatif iq'su bile 90 etmiyor, başka türlü nasıl iş bulacaklar?

  • 23. vücut geliştirme

    başladığınız günün hemen ertesinde beyin fonksiyonlarında gerilemeye sebep olduğu görülmektedir.

  • 24. 10 mayıs 2017 hükümetimizin abd'ye rest çekmesi

    peki bundan amerika'nın haberi var mı ?

  • 25. alman pasaport polisi

    tipe, davranışa göre davranmayan polis. görüyor pasaportta dünya lideri güçlü türkiye'nin ay ve yıldızını, aklına geliyor üçüncü köprü ve hava alanı, gıcıklık yapıyor işte size orada.

    mesela türkiye'ye giren alman vatandaşlarına sorun, türk polisi kapıda pasaportunuzdaki vizeye bakarak size zorluk çıkarıyor mu diye, vize ne cevabı verecek size. hatta türkiye'ye girmek için pasaport mu lazım diye soran bile olabilir. işte biz, güçlü devlet olmanın karşılığını, gelsinler de ülkemizdeki köprüleri, hava alanını, beylikdüzü'ndeki apartmanları görsünler de çatlasınlar diye adamlardan vize, pasaport bile istemiyoruz. tabii ki de size gıcık olacaklar.

  • 26. horizontal ile vertical'ı karıştırmak

    (bkz: vertical limit) filmini izleyenler karıştırmaz.

    not: liseliler bilmez.

  • 27. mustafa armağan

    fetö atmığı .

  • 28. otobüslerde ayakta emniyet kemeri projesi

    bana daha çok bdsm fetiş aksesuarı gibi göründü nedense. özellikle şöyle gibisi yapılırsa arabayı satıp toplu taşımaya döneceğimi buradan bildirmek isterim.

    https://ae01.alicdn.com/…nt-door-font-b-stand-b.jpg
    http://i.ebayimg.com/…g/cwsaaoswll1wwce8/s-l300.jpg
    https://ae01.alicdn.com/…wing-bdsm-bondage-love.jpg

    hatta ayakta oturalım(!) derseniz :)
    https://d3v0wwxrwjl9f8.cloudfront.net/…/j135-sm.jpg

    ayrıca serbest çağrıştı (bkz: boş otobüste ayakta gitmek)

  • 29. minik eymen'e yardım ediyoruz kampanyası

    sözlüğün "şikayetvar" muadili olmayıp, hala insaniyet namına bir şeyler barındırabildiğini ve insanların hayatına iyi anlamda dokunabildiğini gösteren sayılı kampanyadan biri.

  • 30. adım adım iran'a benzemeye başlamak

    cumhuriyet'in ilerici ve aydınlanmacı değerlerini destekleyen laik ve yurtsever yüzde elliden fazla halkın olduğu ülkede zordur. benzetmek istenebilir, ama benzemez. benzemiyor da zaten. o işler için çok geç.

  • 31. 10 mayıs 2017 fatih altaylı köşe yazısı

    --- spoiler ---

    peki bunu niye yapıyor biliyor musunuz? çok basit bir yanıtı var. ben de aklımın ermediği zamanlar böyleydim. annem ev kadını olduğu için, bütün annelerin ev kadını olduğunu düşünürdüm. anladığım kadarıyla bunlar da öyle. her kadını kendi anneleriyle meslektaş zannediyorlar.
    --- spoiler ---

    pis bir yazı

    baştan söyleyeyim, kimseyi anasıyla, babasıyla, kardeşiyle, amcasıyla, halasıyla, teyzesiyle yargılamam.

    kendi seçimimiz değildir çünkü.

    kimimiz şahane bir aileye doğarız, kimimiz ise şanssız bir aile ortamı içine düşeriz.

    önemli olan sonrasıdır.

    çünkü sonrasını şekillendirmek, bazen çok zorlukla da olsa kendi elimizdedir.

    şahane anne babalardan berbat evlatlar, berbat ebeveynlerden harika çocuklar çıktığı görülmüştür.

    bu yüzden de dünyaya olumlu veya olumsuz katkı sağlamış kimsenin soyu sopu beni ilgilendirmez.

    bu ülkeyi yönetenlerin de, bu ülkeyi ve cumhuriyet’i kuranların da aileleri hiçbir zaman ilgi alanıma girmedi.

    ben onların yaptıklarına bakarım, bıraktıkları eserlere, izlere.

    mustafa kemal atatürk’ünki de buna dahil.

    ama bu konuyla ilgilenen “hakiki tarihçiler” de var elbette.

    mesela yunanlı tarihçi vasilis dimitriadis, atatürk’ün bütün aile kayıtlarını buldu.

    tarihçi ve balkan tarihi uzmanı prof. heath lowry birkaç yıl önce bu bilgileri benimle paylaşmıştı.

    dimitriadis’in, mustafa kemal’in ailesini anlattığı “bir evin hikâyesi” adlı kitabı da zaten çok yakın zamanda türkçe yayınlandı.

    yani ortada bir sır, bir bilinmezlik yok.

    peki nasıl oluyor da mustafa armağan gibi bazıları çıkıp uluorta atatürk hakkında yalanlar söyleyerek hakaretler ediyorlar.

    yanıtı basit.

    bunlar tarihçi değil, dahası “adam da değil”.

    ortalıkta tarihçi diye dolanıp, utanıp arlanmadan tarih dergisi falan çıkarmaya soyunan bu adamın tarihçiliği de yalan, adamlığı da.

    onun bunun kitaplarından, makalelerinden aşırdıklarıyla yayın yapan, hakaret ve kin kusan, bu suçtan mahkûmiyetleri bulunan bu tip ve benzerleri için “hakaret ve yalan” bir geçim kaynağı.

    düne kadar cemaat kapısında bağlı durup oradan atılan kemiklerle beslenen bu zavallı, şimdi yeni geçim kaynağı olarak cumhuriyet’e hakareti ve yalanları kullanıyor.

    almanya’da hilafet ilan edip sonra geberen birinin ürettiği düzmece belgeleri belge diye sunuyor.

    bu cemaat kemikçisinin ilk vukuatı da değil.

    daha önce de motordan dolmabahçe rıhtımına çıkan ingiltere kralı’na elini uzatıp yardım eden atatürk için, “kralın önünde yerlere eğiliyor” diye yazan da budur, venizelos’la yan yana duran mevhibe inönü için, “ismet karısını yunan’ın koluna taktı” diyen de budur.

    anlayacağınız rezilliği dizi değil, gırtlağını bile aşmıştır, kendi pisliği içinde boğulmasını sağlayacak seviyeye ulaşmıştır.

    bu fetö artığı pisliklerin adını burada tekrarlamak bile bu köşeyi kirletir aslında ve asıl olan bu “hastalıklı ruhların” adını dahi anmamak, ama yakalarını da hukuk yoluyla bırakmamaktır.

    herkesin annesi aynı mesleği yapmaz güzelim

    sadece mustafa armağan değil, birtakım başka tipler de bu ülkenin kurtarıcı-kurucu kişisine türlü hakaretten geçim sağlıyor.

    bunların adı bazen mustafa, bazen süleyman, bazen hasan olabiliyor.

    isimleri önemli değil.

    bunlardan biri atatürk’ün annesine, benim için önemi yok ama onlar için önemli gibi görünen, dinine bağlı bir kadına utanmadan “fahişe” deme cüretini gösteriyor.

    peki bunu niye yapıyor biliyor musunuz?

    çok basit bir yanıtı var.

    ben de aklımın ermediği zamanlar böyleydim.

    annem ev kadını olduğu için, bütün annelerin ev kadını olduğunu düşünürdüm.

    anladığım kadarıyla bunlar da öyle.

    her kadını kendi anneleriyle meslektaş zannediyorlar.

    not: yazı için kusura bakmayın ama delirdim.
    link

  • 32. yer yokmuş gibi 2 uçağın havada birbirine çarpması

    birazdan bir pilotun ayar manyağı yapacağı başlık.

    edit: tamam vurmayın artık. ölmüştür muhtemelen.

  • 33. lotr'a harry potter'dan daha iyi diyen insan

    hala lotr diyorum
    (bkz: okumadım)

  • 34. nuriye ve semih'in açlığına ses ver

    adalet kelimesi kendisi için en ufak bir anlam ifade eden herkesin kulak vermesi gereken çağrı.

    o adalet duygusudur ki, seni bir parça et ve kemik yığınından daha büyük, daha değerli bir şey kılar.

    o adalet duygusudur ki, kıytırık bir futbol maçında hakemin verdiği haksız bir penaltıya bile milyonlarca insan isyan eder, ekran başından küfreder, tribündeyse eğer bazen sahaya iner. sözlükte ilgili maç başlığında, hakem başlığında sayfalarca, günlerce yazar ha yazar.

    hani diyor ya şair, "ola ki şeytana satacak kadar bile bende ondan yok..."

    bu ülkede yüz bini aşkın insan hiçbir yargılama yapılmadan, hiçbir muhakeme süreci yürütülmeden, neyle suçlandığını bilmeden, hiçbir delil gösterilmeden, savunması alınmadan, kısacası en temel insan hakları olan savunma hakkı ve adil yargılanma hakkı tamamen çiğnenerek işten atıldı ve terörist olarak damgalandı. yetmedi, ohal süresiyle sınırlı olması gereken khk ile ömür boyu kamu hizmetinden yasaklandı. yetmedi, özel sektörde de iş bulamaması için her türlü önlem alındı. yetmedi, yurt dışına da çıkamaması için pasaportları iptal edildi. yetmedi, geçici işsizlik maaşını da almalarına engel olundu.

    devlet açık bir şekilde, bu insanlara "ölün, intihar edin" diyor. ve bu insanların pek çoğunun çocukları var, aileleriyle birlikte yüzbinlerce insan söz konusu. onlar da cezalandırılıyor.

    hukukun en temel, binlerce yıllık ilkeleri üstüne basa basa çiğneniyor. suç ve cezanın şahsiliği çiğneniyor, ailesinden biri işten çıkarılan memurlar zincirleme şekilde ihraç ediliyor. yani mesela amcaoğlun fetöden tutuklandı diye işten atılabiliyorsun. mesela kadın işten atıldıysa, kocası da en geç bir sonraki khk ile atılıyor. e tabi iyice aç kalmaları için ikisini birden atmak lazım, yoksa geçinmeye ve yaşamaya devam edebilirler.

    kesk'in ulaştığı veriye göre, khk ile ihraç edilenler arasından mart sonuna kadar 27 kişi intihar etti. http://www.kesk.org.tr/…ultayimizi-gerceklestirdik/ buna ek olarak, benim bildiğim 27 nisan'da da bir polis intihar etti. http://www.birgun.net/…zip-intihar-etti-157215.html

    her neye inanıyorsanız inanın, kendinizi ne olarak tanımlıyorsanız tanımlayın, eğer şu dünyada durduğunuz yer açısından "adalet" kavramı sizin için bir anlam ifade ediyorsa, bu yapılan zulmü hoş görmemekle mükellefsiniz.

    savunma hakkı, hukukun ta kendisidir. hukuk dediğimiz şey, şüphelendiği kişiyi doğrudan cezalandırmak yerine, önce bir dinlemeye karar veren insanla başlamıştır. savunma hakkı yoksa, ortada keyfi bir şekilde uygulanan şiddetten ve zulümden başka bir şey yoktur.

    aihs'in adil yargılanma hakkını düzenleyen 6. maddesinde belirtildiği gibi, "bir suç ile itham edilen herkes, suçluluğu yasal olarak sabit oluncaya kadar masum sayılır." ve "bir suç ile itham edilen herkes aşağıdaki asgari haklara sahiptir: a) kendisine karşı yöneltilen suçlamanın niteliği ve sebebinden en kısa sürede, anladığı bir dilde ve ayrıntılı olarak haberdar edilmek; b) savunmasını hazırlamak için gerekli zaman ve kolaylıklara sahip olmak..."

    anayasanın 15. maddesine göre, ohal, sıkıyönetim ve seferberlik durumlarında bile asla dokunulamayan temel haklar vardır, bunlara "çekirdek haklar" denir: "birinci fıkrada belirlenen durumlarda da, savaş hukukuna uygun fiiller sonucu meydana gelen ölümler dışında, kişinin yaşama hakkına, maddî ve manevî varlığının bütünlüğüne dokunulamaz; kimse din, vicdan, düşünce ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz ve bunlardan dolayı suçlanamaz; suç ve cezalar geçmişe yürütülemez; suçluluğu mahkeme kararı ile saptanıncaya kadar kimse suçlu sayılamaz."

    yani hakkında hiçbir mahkeme kararı olmaksızın, insanları terörist olarak damgalayamazsınız ve bu damgayla işten atamazsınız. bu ilkeler durduk yere uydurulmadı, insanlığın binlerce yıllık deneyimlerinin, mücadelelerinin, birikimlerinin ürünü. bu ilkelere uymazsanız masumları cezalandırırsınız ve hukukun bir başka temel ilkesi der ki; bir masumu cezalandırmak, bir suçlunun cezasız kalmasından daha kötüdür. bu yüzden yüzde yüz emin olmadan cezalandıramazsınız, bu yüzden şüpheden sanık yararlanır. bu yüzden ceza muhakemesinin amacı maddi gerçeğe ulaşmaktır.

    bu apaçık hukuksuz ihraçlar eninde sonunda yargılanacak, iç hukukta çözülmezse aihm'de ağır tazminatlara mahkum edilecek, aihm'in yargı yetkisinden kaçmak için avrupa'dan kopulursa eğer, bunun ülkeye maliyeti zaten mahkum olunan tazminatları kat be kat aşacak. her halükarda, bu sürekli zulüm ve cinayet üreten ohal düzeni ilelebet sürmeyecek. ama şimdiden yol açtığı geri döndürülemez haksızlıkların haddi hesabı yok.

    gelinen noktada, ihraç edilenler için "gerçekten fetöcü müymüş, değil miymiş" diye tartışmak abestir, bu hukuksuzluğa ufacık bile olsa bir meşruiyet kapısı açmaktır. bu usulsüzlükle fethullah gülen'in kendisini de işten atsanız hukuksuz bir işlem yapmış olursunuz. nitekim, ilerde verilecek aihm kararlarıyla, en tescilli cemaatçiler bile tazminata hak kazanacak çünkü işten çıkarılmalarının hukuksuz olduğu tescillenecek.

    insanların darbeyle ve herhangi bir örgütle ne gibi bir bağlantısı olduğuna dair ortaya hiçbir delil konulmadan ve adil bir yargılama süreci yürütülmeden yapılan her iş hukuksuzdur ve tarihe not düşülmektedir. bu ülkede şu an kimsenin hayatı, işi, temel hakları en ufak bir güvence altında değildir. böyle bir zulme ortak olmak istemeyen, böyle bir muz cumhuriyetinde, böyle ilkel ve vahşi bir kabile düzeninde yaşamayı istemeyen herkes, nuriye gülmen ve semih özakça'nın sesine kulak vermelidir.

    "terörist" diye diye sizi her türlü hukuksuzluğa, ahlaksızlığa, vicdansızlığa göz yummaya çağırıyorlar. başınıza bir iş gelmesin diye sesinizi çıkarmadan hayatınıza devam etmeyi dayatıyorlar. geçtim ideal hukuku, yürürlükteki hukuku bile savunmak, anayasanın uygulanmasını istemek, terörist olmanıza yetiyor. yani baya baya, yürürlükteki anayasayı, ceza kanununu filan savunarak terörizme destek vermiş, terörün yanında durmuş olabiliyorsunuz.

    kimse için değil, herkes kendisi için, kendi akıl sağlığını, kendi mantığını, kendi vicdanını, kendi haysiyetini muhafaza etmek için bu zulme elinden geldiğince ses çıkarmalıdır.

  • 35. diziler arasında jenerik müziği en güzel olanlar

  • 36. sözlük yazarlarının evcil hayvanlarının isimleri

    ilker. çok sevimli, şişman ve pofuduk bir insan. abim. bakalım nereye kadar besleyebileceğiz...

  • 37. better call saul

    --- spoiler ---

    s03e05

    gerçekten de şıkır şıkır işlenmiş gayet tatmin edici bir bölüm. burada dikkatinizi çekmek istediğim başka hususlar da var ;

    jimmy aslında ağabeyinin elektriğe karşı bir hassasiyeti olmadığını biliyordu. hastaneye yattığında latin doktor ablamız elektrikli yatağı gösterdiğinde anlamıştı. soru şu : jimmy ağabeyinin bu rahatsızlığının olmadığını bilmesine rağmen neden ona hastaymış gibi davranıyordu ? bence jimmy ağabeyine derin bir saygı ve sevgi duyuyor. defalarca onu tımarhaneye yollama fırsatı elindeyken hep geri tepti, üstelik ağabeyinin onun yoluna defalarca takoz koyduğunu bilerek. bu çabalarının karşılığında hep karşı sevgi görmeyi ve ağabeyinin onun da iyi birisi olabileceğine inanmasını istedi. fırsat verse ikisi de başarılı olup ' kardeşlik türküsü ' nü bile söyleyecek bir aile ortamı yaratmak istiyordu ama olmadı.

    chuck ve bitmek bilmeyen ego pompası yüzünden en son ' çekerim emaneti sikerim adaleti' diyerek mahkemede bir celsede chuck'u önce eski karısına, sonra ortağı howard'a, sonra baro'ya, sonra hakimlere, sonra kendine, sonra avukatlık hayatına rezil etti. tüyü de sivri kafa esas duruşta tekmil vererek dikti ve chuck yıllar süren bu kendini kandırma ve başarısız olduğunda çıldırma rezilliği ile baş başa kaldı.

    bazı suserlar mike reyiz'in hiç değişmediğine dikkat çekmiş. bb dizisinde mike dediğiniz adam doğru bildiğini yapar ve söylenen kadar hareket ederdi. 60 yaş üzeri bir adamın herhalde büyük değişimlere uğramasını beklemiyorsunuz ? adam 1 milyon doları alıp teslim eden bir karakter, bb'de de farklı değildi. zaten mike'ı alemde tutan bu değişmeyen fikirleri ve racona uygun eden old school tavırları. mike eğer değişmiş olsaydı gus amca ile asla yakınlaşamazdı.

    --- spoiler ---

  • 38. hayalleri arasında para ve kariyer olmayan insan

    hayalleri arasında para ve kariyer olması sorun değildir aslında. sorun olan bu hayaller için başta gençliği olmak üzere tüm hayatının değerli saatlerini tümüyle satmasıdır.
    bu konuya ciddi şekilde takmış durumdayım. normal şartlarda atıyorum bir vw polo insanın ''araç'' olan taşıt ihtiyacını karşılıyor. bu insan günde 7 saat çalışarak bu ihtiyacını karşılayıp kalan 17 saatini ailesi ve hobileriyle geçirmek yerine 14 saat çalışıp vw passat binmeye arzu duyuyorsa bu adam benim gözümde kapitalizmin kölesidir.
    bak geçinmek için 14 saat çalışmak zorunda kalıyorsa demiyorum. temel ihtiyaçları sonrası için hayatından feragat ediyorsa bu köledir.
    tarih bunları yazacak. ne afrikalılar gibi ne savaş esirleri gibi... tamamen gönüllü köleler.
    mahalle hayatını rezidanslara satıp sonra mahalle hayatı temalı sitelere para döken köleler. araç, kıyafet, kahve, dövme, spor aksesuarları, telefon, pc kısaca her boku statü nesnesi haline getiren köleler... acınası arzular. gülünesi deneyimler. deneyim demişken...
    yurt dışına o zamanki sevgilimi görmeye gitmiştim. hediye ayfon 5 almış. bizde yok alet. neyse döndüm cennet vatana şirket iso bilmem ne toplantısı var git dedi. eğitimli bişey. eğitim öncesi kahvaltıda eğitimi verecek dekan geçen ayfon 5'i elime aldım mükemmel bir deneyimdi dedi. çıktım eğitimden. şirkete geri döndüm. o eğitim işe yaramaz diye kestirip attım. adam kullansın diye yapılan şeyin fanı olmuş. ötesi var mı?
    devrin insanına ayak uyduramıyorum. lan hadi yahudileri gönüllü olarak kamplara tıkıp günlük 15 cent karşılığı coca colaya filan çalıştırdılar. siz neden trafiğin kımıldamadığı yerlerden 30 sene taksitle ev alıp ''çıkmaya gerek yok fitness (sahilde beleş koşmaz), avm (simitçi filan var), kahveci (starbucks) filan hepsi var'' diyor..
    lan demek ki dachau'ya fitness, havuz ve avm yapıp 10 cent yerine 3400 lira verseler millet gönüllü girecekti. yok nasınınnamı abartma diyecekler var.
    300 yıl sonra bu bir çeşit modern kölelik olan durumu nasıl yıktığını anlatan torunlarımız o tatil gününde bizi konuşacak. nasıl kabullendiğimizi nasıl harfiyen uyguladığımızı. en büyük en kırılmaz zincir zihinde ulan.

    not: buradan kedi ciğer hikayesi yazacaklara peşin cevap. yetecek kadar çalışıyorum. 2 katı çalışıp 4 katı kazanma imkanım ve teklifleri var. kalsın. 50 yaşıma gelince mazi diye koca bir boşluğa bakmak istemiyorum.
    o şekilde çalışan tüm işçilerden ve hatta tüm patronlardan da daha zenginim. itirazı olan? hatta tek kariyer hedefim; hayatımdan kısmadan harcayarak x (miktar bende) milyon euro'yu tamamladığım an saat alarmını hayatımdan çıkaracağım. bunu işe girerken de söyledim. temel masrafımı karşılayacak gelirim olduğu an el frenini çekeceğim.
    aç doğmadım, aç büyümedim ve çoğu insanın hayali olan arabalara 15 yaşımda bindim. arka plan fotoğrafı yapılan şeyleri giydim çıkardım. şimdi gözümde çul çaput. tatile giderken 5 tane koton tişört atıyorum çantama. paris'e gidiyorum diye almancı gibi bavul yapıp orada instagram için günde 8 kıyafet giyip fotoğraf çektirenlere acıyorum. yeteri kadar zihinsel olgunluğa erişirseniz bir anlamı olmadığını fark edersiniz bunların. şu durumda bile zaman ayıramadığım için içimi kemiren güzellikler var. sahi siz bunların tamamından bir adet müdür kartviziti ve bmw 530 hayali için nasıl uzak duruyorsunuz beyler?

  • 39. bir otelin kalitesiz olduğunu gösteren detaylar

    izmir basmane'de bir otelde kalmıştım. odada sabun olmadığını görünce resepsiyonu aradım, resepsiyondaki eleman sabunluğu getirip, abi geri götürcem başka sabun yok dedi. iki fırt aldım sabundan, özetle sabun olmayan otel kötü oteldir.

  • 40. ekşi sözlük'ün değerinin $21.394.964 dolar olması

    malesef biz yazarlarin ceplerini doldurmayacak degerlemedir. biraz merak biraz da can sikintisindan oturu kaba bir calisma yaptim ve olasi bir satista yazarlara kar payi dagitma olasiliklarina karsi cebimize girecek miktarlar konusunda hesaplama yaptim * *, sonuclar cok ic acisi degil.
    oncelikle varsayimlarim ile baslayayim:

    - satis 25 milyon dolar olacak: elimizdeki tek veriyi bozmak istemedim, zaten daha guzel ihtimaller icin ileride oynayacagimiz parametre bu olacak

    - kar paylasim oranini %20 olarak kabul ettim: yemeksepeti satis sonrasi karin yuzde 5'ini calisanlari ile paylasmisti. bizimkinin yuksek olmasinin iki sebebi var. yemeksepeti calisanlarinin sirket degerine katkisi yazarlarin siteye katkisindan muhtemelen azdir. biri hizmet, burasi ize ozgun icerik. ikinci olarak da kar paylastirilacak kesimin buyuklugu; yemek sepetinde 110 kisi varmis. yuzde 5 bile onlar icin dev para. buradaki 10 binler icin ise soz konusu satis rakami hayli ufak kaliyor, birazdan gorecegiz. ama elbette neden yuzde 20 sectigimi aciklayabilecegim kesin bir benchmark yok, kanzuk ssg cimrilik yapar yuzde 15 olur, satin alan adam yazarlari cok seviyordur, sozlesmeye madde koydurur yuzde 30 olur, bilemeyiz.

    - kar paylasimi girilen entry sayisina gore yapilsin diye bir varsayimda bulundum: aslinda bu kisim cok kritik degil, zira kullandigim dagilim asil onem sahibi. o sebeple bunu suku, debe, etkilesim, goruntuleme olarak da degistirebiliriz.

    - yazar sayisi: onceden paylasiliyormus, durmus. son entrylerde 50 bin-60 bin denilmis. ben de organik bir buyume ile 70 bin aldim.

    - entry dagilimi: bununla ilgili birilerinde kesin istatistik vardir ama benim elim bos oldugu icin, paretodan yararlandim, exponential bir dagilim ile en cok entry yazan yuzde 20 lik populasyonun, tum entrylerin yuzde 80 inin girecek sekilde dagittim. bunu yaparken de kolaylik olsun diye yazarlari binlik dilimlere boldum ve elimde 70 adet yazar grubu olustu. sonra binlik yazar gruplarini 10ar 10ar grupladim. yani her binlik grubun entry girme sikligi farkli, ancak bu fark 10 binlik gruplar ararsinda daha fazla. kat sayilar elbette g.tten atma ancak kontrol mekanizmasi olarak paretoyu baz aldim, diger yandan asagidaki en az giren kismin cok az sayida entry girmis olmasina dikkat ettim, zira onemli bir deaktif kitle olmasi gerekiyor. zira en dipteki 22 bin yazar tum entrylerin sadece yuzde 5 ini girmis gibi oldu, fena degil.

    - ve sonuc, entry sayisina gore parayi bu binlik dilimlere dagittim, vaktim olsa 100 luk dilimler halinde de yapardim, daha detayli olurdu. boylece yazma sikligina gore kisi basi yazar geliri ile ilgili bazi ornekler soyle.

    1-1000 --> 550 dolar
    6001-7000 --> 235 dolar
    14001-15000-->92 dolar
    27001-28000 --> 31 dolar
    62001-63000 --> 9 dolar

    soz konusu sayilarin daha cekici olabilmesi icin birden fazla faktorun bir araya gelmesi gerekiyor:

    - satis degerinin 100 milyon dolar uzeri olmasi yukaridaki degerleri 4-5 katina cikaracaktir
    - olur da kar paylasim orani yuzde 30-40 civarlarinda olursa bu da hayli yardimci olur
    - son olarak inaktif yazar sayisi tahminimden daha fazla olabilir. boylece geliri paylasacak aktif yazar sayisi azalir, kar payi buyur.

    (bkz: eyyorlamam bu kadar)

  • 41. ekşi sözlük dertleşecek insan veritabanı

    saat 12'yi geçti geldi yine bizim duygusal 31ciler.

  • 42. kız isteme söz nişan kına ve düğünün yasaklanması

    iddia ediyorum ki türkiye'deki insanların refah seviyelerini en az 3 katına çıkaracak yasaklamadır..
    hangi parti bunları yasaklarsa, isterse eşşeğin siki dinini getirsin ülkeye, oy vermezsem topum amk!

    niçin mi?
    iktidara bakıyoruz, yıllardır diğer ülkelerle yarış içinde..
    yok satın alma gücü yok kişi başına milli gelir yok, çay-simit parası hesabı,yok türk halkı zenginleşti vs bir sürü palavra içinde..

    kafa sikmek ve kandırmak yok aga bunlarla!

    lan kız istemeye gideceksin;
    normal çikolata kutusu 20 tl iken adı ''isteme çikolatası'' olunca 1-2 kalp figürü ekleyip sana 150 tl'ye geçiriyorlar..

    insanlığa hiçbir katkısı olmayan, ucuz alternatifleri bol iken zamanında yavşağın tekinin ''çok değerli olsun lan bu'' dediği altın,bilezik,elmas,tektaş vs.'lere hiç girmiyorum bile..

    normal traş 20 tl civarıyken adı 'damat traşı' olunca 150 tl, zira kadın için de en az 5 katı bu..
    bildiğin 100 tl'lik perdeden yaptıkları gelinliğe 5.500 isteyebiliyor bu kahpe evlatları..
    düğün salonu , ev dizme ,eşya, yok instagramda,flipagramda özenilen dekorlar vs..

    hepsine kafadan bi 100.000 tl gidiyor aga.

    yani şimdi gel buna isyan etme de ne olsun amk!

    bu gençlerin ilk 3-5 yılı patates ekmek yiyerek kredi ödemeyle geçiyor.
    sonra da evlilik aşkı öldürür..
    e öldürür tabi amk!

  • 43. gürcü dendiğinde zihinde oluşan ilk imge

    etnik sebeplerden dolayı sevmediğim, asla sevemeyeceğimi düşündüğüm insanlardı gürcüler. ne zaman ki 3-4 gürcü ile tanıştım, fikrim 180 derece değişti.

    andro diye bir çocukla tanıştım, 20 yaşında bir insan bu kadar zeki, bu kadar naif ve kibar olabilir mi? saatlerce kafkasya mitolojisinden, medeniyetten, kültürden, tarihten konuştuk. mazlumdu. ensesine vursan lokmasını alırsın. sessizliği saygısındandı, tahmin etmek zor değildi. ayrıca "zaten biz savaşlarda hep yenildik" derken gülerdi. iyi çocuktu. tanısanız seversiniz.

    giorgi vardı, fırlamanın teki. şerefsizi sırf gürcü diye sevmezdim. bir de portekizce sınıfında yerime otururdu, ayar olurdum. sonradan adamla noeli, yılbaşını ve bazı doğum günlerini kutladım. önyargılarım çöp oldu gitti. neşeli, eğlenceli ve saygılı insan. tanısanız seversiniz.

    bir de anna vardı. kendini geliştirmiş bir kız. gerek sosyal olarak gerek ders açısından olsun, aktif ve çalışkan bir kızdı. saatlerce politika konuşabilirsiniz. 2-3 ay türkiye'de kalmış. bulaşıkları yıkar, bulaşık yemek vs konularında yardım edebileceğimizi söylediğimizde gülerek reddederdi. başka milletin kızlarında göremeyeceğiniz bir özellik. diğer gürcüler gibi saygılı, efendiydi. tanısanız seversiniz.

    buradan gereksiz milliyetçilik yapıp da hakaret edenlerin allah cezasını versin. kötü ırk yoktur, kötü insan vardır.

    edit: ha bir de batumlu memed abi vardı. gördüğü yerde bana sarılırdı. türklüğüne dair tek şey, ismi memed ama bana diyebildiği tek şey selamun aleyküm, aleyküm selam. yarı rusça-yarı işaret dili ile konuşmaya çalışırdık(!). çok kral adamdı. türk politikasını, erdoğan'ı, karadeniz sahil şeridini konuşmaya çalışırdık, anlaşırdık da. çerkes olduğumu duyunca boynuma sarılıp diaspora ve genoside deyip market çalışanlarıyla beni tek tek tanıştırmıştı. tanısanız seversiniz.

  • 44. pucca'nın çocuğunun isminin osman karagöz olması

    bu olayın gerçek olduğuna inanan bir talihli, aylık 800 tl gibi dolgun bir ücret karşılığında evrak getir-götür, fotokopi, çantamı taşıma gibi işlerimi yapabilir, zira bu zeka ve saflık düzeyiyle daha iyi bir kariyer edinebileceğini sanmıyorum. tabi pucca'nın hebele bebek bezinden ve muttalip bebek mamasından, bebeğiyle gittiği alaçatı çikiçiki butik otelden reklam için değil vallahi de billahi de gerçekten çok memnun kaldığına inanmak gibi daha önemli işlerinden vakti kalırsa.

  • 45. askerlik yapanlara kdv %5'e düşürülsün kampanyası

    maaşı pederin hesabına eft yapmam ile sonuçlanacak tasarı.

  • 46. erdoğan ziyaretini iptal ederse büyük kayıp olmaz

    meali: gelirse ekime gelmezse sikime kadar yolu var.

  • 47. yecüc ve mecüc seddi gerçek görüntüleri

    ahahahaahahahahassiktir yaaa!
    meali: arkadaşlar yutup kanalım var, gizem sıçıyorum... bi omuz atın la!

  • 48. 10 mayıs 2017 anadolu efes fenerbahçe maçı

    fenerbahçe'min hayvan gibi başlayıp 2 dakikada 9-0 yaptığı maç.

    hesaplarıma göre bu gidişle maç 180-0 fenerbahçe galibiyetiyle sonuçlanacak.

    salondan edit: ilk periyot 29-6 fenerbahçe üstünlüğü ile tamamlandı. tahmindeki ufak sapma için kusura bakmayınız*.

  • 49. cehenneme giden kocaların eşleri kime verilecek

    baharla birlikte açılıp saçılan, dini mini de iplemeyen çıtır kızlara yutkuna yutkuna bakıp dünyada hiçbir şansları olmadığını bilen zavallılara züğürt tesellisi kabilinden "merak etmeyin lan cennette hepsini siz sikeceksiniz" mesajı verme amaçlı soru.

    bekleyin! sikersiniz belki! allahın hödükleri sizi.

  • 50. 10 mayıs 2017 sierra leone ile vizelerin kalkması

    "sierra leone hangi porno yıldızıydı lan" diye araştırtan uygulamadır.