muhtemelen şöyle oldu:
ilhan: saçmalama acun.. ne demek şampiyonluk tehlikeye girdi. anlaşmamız var seninle... bunu yapamazsın.
acun: ben bir şey yapmıyorum, siz yapıyorsunuz. adamı el birliğiyle zirveye taşıdınız resmen.
ilhan: e nolacak şimdi?
acun: siz bir süre iyi davranın adem ve sabriye'ye... bir bakalım, seyirciden nasıl tepkiler gelecek. ona göre strateji belirleriz.
ilhan: ok.
Öncelikle, sitemize gösterdiğiniz ilgi ve destek için hepinize teşekkür ederiz. Sizlerden gelen geri bildirimler ve beğeniler bizim için büyük bir motivasyon kaynağı oldu.
Sozlock olarak tam 9 senedir her gün ekşisözlük'den okumaya değer içerikleri filtreleyip günlük listeler oluşturduk. Bu işi yaparken kişisel davranmadık, günün en popüler başlıklarının en beğenilen entrylerini aldık listelerimize. Üstelik bu gayretimiz hiç bir zaman ticari bir kaygı taşımadı. Yayına başladığımız ilk günden beri en ufak bir reklam yayınlamadık, sponsorluk anlaşmaları yapmadık. Sozlock üzerinden tek kuruş kazanmadık.
Bütün bunlara rağmen, ne yazık ki son dönemde ekşisözlük yönetimi tarafından alınan bot koruma önlemleri nedeniyle, ekşisözlükten entry çekme ve beğenilen entryleri listeleme hizmetimizi maalesef devam ettiremiyoruz. Bu durum ekşisözlük yönetiminin aldığı bir karar olup, tamamen bizim kontrolümüz dışında gerçekleşmiştir. Bu zorunlu durumdan ötürü yaşanan aksaklık nedeniyle anlayışınıza sığınıyoruz.
Sozlock Ekibi
Ekşi Sözlük Debe Listesi
-
1. survivor 2017
-
2. yazarların paraları yetmediği için alamadığı şey
orhan kemal'in oğlunun bir anısı var. çocukken babasının ekonomik sıkıntıda olup olmadığını onun kapı vuruşundan anlarlarmış. eğer kapıyı melodik tıklarsa parası var demekmiş. ama kapıyı tok bir şekilde çalarsa, anlarlarmış ki babaları parasız.
o zaman anneleri çocukları uyarırmış "aman çocuklar çok ses yapmayın, babanızı üzecek şeyler söylemeyin" dermiş.
hey gidi orhan kemal, resmen paran yetmediği için çocuklarına neşe alamıyormuşsun. ama üzülme, karın da çocukların da seni hep çok sevmiş. erken gitmişsin ama gitmeden önce ülkenin fakir fukaralığını ne güzel yazmışsın.* -
3. reis filminin gişede çakılması
darisi referanduma.
-
4. filli boya 8 mart 2017 dünya kadınlar günü reklamı
şiir tadında reklam olmuş. ellerine sağlık emeği geçen herkesin.
-burası türkiye, özgürüz biz! özgür insanlarız.
-kadınlar gülmez ise olmaz ki yani, o zaman çiçekler de açmasın.
link -
5. hayır derseniz 7 haziran sonrasını mumla ararsınız
bunu söyleyen adam cumhurbaşkanı başdanışmanı.
demokrasiyle yönetilen ülkelerde bunu söyleyeni yaka paça gözaltına alırlar. biz saltanatı oylayacağımız için bizlik bir durum yok pek.
"istediğimiz sonuç çıkmazsa iç savaş çıkar" demekle, kim jong un'un tek aday olarak girdiği seçimde %100 oy alıp sevinmesi arasında hiçbir fark yok. baktığınız zaman ikisi de demokrasi. -
6. alman turizmcilerden 2017 no turkey kampanyası
ben almanya'ya değil alanya'ya gelir, konuşamazsam dünyayı ayağa kaldırırım dedim muhabbetlerine sebep olacak hareket.
-
7. gezi'den beterini yapabileceğimizi öğrenecekler
(bkz: çekerim emaneti sikerim adaleti)
ben artık gülüyorum bunlara cidden. -
8. ibb'nin 370 milyon liraya arsa satın alması
kadir topbaş'ın, fetö'den tutuklu damadıyla iş yapan metal yapı, 2012'de deprem toplanma alanını 33 milyon liraya satın alır; 2014'te ibb arsayı imara açar, 2016'da ibb 370 milyon liraya araziyi satın alır. damadın ortağı, çivi çakmadan 337 milyon lira kar eder.
tanım: türkiye'de eşi görülmemiş rant operasyonudur. haberin linki -
9. sözlük yazarlarının çocuklarına düşündüğü isimler
(bkz: jilethan) piç olsun pezevenk olsun yılan gibi çocuk olsun aq bizim gibi memur çocuğu olmasın
-
10. reis filmi hüsranından sözlük'ün sorumlu tutulması
hic isim olmazdi ama ak-it in bu hareketinden sonra, gidip imdb hesabi acip yapistiracagim 0 puan.
(bkz: kudur ak-it)
edit: uzucu haber, 10 uzerinden 0 verilemiyormus, ben de 1 verdim.
0 olmadi da 1 oldu, o da olumlu... -
11. 16 nisan 2017 referandumunda oy kullanmayacaklar
ben kapris çekemiyorum, hele böyle sikimsonik hiçbir derde deva olmayan, kafa sikmekten öteye gitmeyen boş lafları gerçekten çekemiyorum. yani öyle gerilmiş vaziyettetim ki şakasını dahi kaldıramıyorum. oy kullanmıcaksan kullanma, sen kullanma. ben seni kazanmakla sana bir şey anlatmakla ilgilenmiyorum. çünkü şov yapıyosun. öyle ortamlarda ağzını yaya yaya "ben oy kullanmıyom yea" demen şov yapmaktan başka bir şey değil. siktir git, kiminle sevişmek istiyorsan ona anlat. bana anlatma çünkü ben boş laf dinlemek istemiyorum. oy kullanmayarak nasıl bir duruş ortaya koyduğun beni hiç etkilemiyor, bana bir anlayış kazandıramıyorsun, fikrimi ufacık da olsa sarsmıyorsun. anarşist değilsin, apolitik değilsin. öyle olsan bile fikrinin çevresinde kimseyi örgütleyemiyorsun, söyleminin atıfta bulunduğu hiçbir bütünlük yok. sadece seçimden seçime peydah olup ortamlarda bir takdir edilesi bir ilkeden bahsedercesine "ben oy kullanmıcam" diyip kayboluyorsun. siktir git kullanma ama şunu da bil, bugün bu anlayışla bu toplumda siyasi olarak sana verileni kabul ederek yaşamaya mahkumsun. değiştirmek için uğraşmıyorsan şikayet etmeden inek gibi yaşamak zorundasın.
-
12. ekşi itiraf
sevgilim beni aldatıyor, üstelik benimle..
kendisi ekşi sözlük'te yazar. bu yüzden bu entry aynı zamanda bir ayrılık mektubu olacak.
neyse..
geçtiğimiz eylül ayı. yazdıklarını çok beğendiğim ve severek takip ettiğim bir yazar vardı. aynı şehirde yaşadığımızı öğrenince; ilgim bir kat daha arttı ve kendisini badilerime ekledim. ne yazsa okuyor, favorilere neyi eklese dikkatle inceliyordum. ama son zamanlarda sıkça rastladığımız sözlükte taciz rezaleti tarzı bir başlığın kurbanı olmamak için mesaj atıp tanışamadım. sessiz sessiz takip ettim.
aradan kısa bir süre geçmişti ki; sözlük profilinde twitter hesabını paylaştığını farkettim ve twitter'dan mesaj attım.
entry'lerini severek takip ettiğimi, hemen hemen hepsini okuduğumu ve onu çok iyi tanıdığımı anlattım. o sıralarda başka bir sözlük hatunuyla daha sevgili olduğum için; nickimi söylemedim. çaylak olduğumdan ve çaylak onay sırasında 20000. sırada olduğumdan falan bahsettim.
konuşmaya başladık ve zamanla samimi olduk. 'twitter kasıyor whatsapp var mı, whatsapp kasıyor bildiğin güzel bir mekan var mı, burası kasıyor hadi bana gidelim film falan izleriz döngüsünün ardından da yılbaşı gecesi sevgili olduk. iki ayı aşkın süredir de beraberiz.
geçen hafta cumartesi gecesi sevgilimden mesaj aldım. ben olarak değil ama; tanriya allah diyen cocuk olarak.
uzunca süredir yazdıklarımı severek takip ettiğinden, ikimizin de tekirdağ'da yaşadığından, neredeyse bütün entry'lerimi okuduğundan ve beni çok iyi tanıdığından falan bahsetmiş. mesajlaşmaya başladık. baktı ki benim isteyeceğim yok, fotoğrafımı istedi. mecburen cool erkeği oynuyorum, henüz çok erken dedim.
baktı ki benim isteyeceğim yok, numaramı istedi. en azından sesimi duysunmuş. numaramı da veremedim haliyle. ''seni biraz daha tanımam gerek'' dedim.
1 haftadır ''ben uyuyorum aşkım iyi geceler'' yalanıyla beni uyutup; ''sözlüğe ancak girebiliyorum, nasılsın''
yalanıyla mesaj yeşilimi yakıyor.
3 gündür müsait olduğun bir gün kahve içelim diye ısrar etmekle meşgul. daha fazla dayanamayıp ''salı akşamı olabilir aslında'' dedim. 3 dakika geçmeden beni arayıp ''aşkım salı günü teyzemler gelecekmiş, görüşemeyebiliriz.'' dedi ve kapattı. salı akşamı buluşmak üzere sözleştik.
aslında tüm bunları nick altına yazmayı ve kendisini ifşa etmeyi planlıyordum. ama sonra bunun bana yakışmayacağını düşünüp, vazgeçtim. ve kendisine laflar hazırladım..
seni terkediyorum gamze!!
karakter fukarası gamze, yalancı gamze. sırf sözlükten mesajlaştığı erkeği etkilemek için jazz dinlediğini iddia eden, mustafa ceceli hayranı gamze.. ''bu aralar spora gidiyorum, formumu korumam lazım'' yalanı atan, koca götlü gamze. o*spu gamze.. -
13. toprak gaspedip insan öldürüp adına fetih demek
--- spoiler ---
bir hırsız evine kapıyı zorlayarak-ses çıkararak girse, kapıyı kırdıktan sonra içerde kendisine karşı koyanları öldürüp sana dönerek 'burası artık benim. benim dediklerime uyacaksın, yoksa seni de gebertirim' dese ne hissedersin sevgili okur?
--- spoiler ---
hamasetle büyütülüp aptallaştırılan, anlamadığı bir dilde yazılmış dine inanıp içeriğinin türkçesini bile merak edip sorgulamayan yurdum insanının benimsediği olaydır bu fetih denilen saçmalık.
tarih kitaplarındaki ''osmanlı'nın x ülkesini fethi'' yazısını gs-real madrid maçı gibi yorumlar.
oysa adına 'fetih' denilip yumuşatılmış gibi görünen olay aslında başka bir ülkeye zorla girme, orayı gasp etme, orada yaşayan ve toprağını savunan insanı öldürmekten başka bir şey değildir.
bu olayın aynısını şu an bir insan insana yapsa neden suçlanıp ceza alır ben anlamış değilim.
oysa fark yok.
diğer ülkelerin toprak genişletme politikalarında da başvurdukları yöntem bu.
onları da tasvip etmiyorum tabii..
imeecın ool dı piipılll. -
14. opet'in cinsiyetçi kadınlar günü reklamı
lan oha artık nereden kulp takacağınızı şaşırdınız be.
adam "kadının elinin değdiği her şey güzel olur" diye mis gibi slogan yapıyor, değneğin biri de çıkıp buna "cinsiyetçi hede hödö" diyor. yok artık lan.
ona bakarsan "dünya kadınlar günü" diye kadınlara ayrı gün kutlamak da kadınları ötekileştirmek değil de nedir, hadi bakalım. -
15. atılım mezunu olduğunu söylemenin mütevazı yolları
"önemli olan insanın kendini geliştirmesi" filan tarzı gerçekçi cümleler kurmaktır.
ahahaha referans olarak verilen "türkiye'nin en iyi 10 üniversitesi" listesinde odtü yok. vay anasını sayın seyirciler. at yalanı sikeyim inananı üniversitesini de aradı gözlerim. -
16. adnan oktar'ın oscar esprisi
lan bu espiriyi en son bizim arkadaş 15 yıl önce yapmıştı.
harbiden yapmıştı.
biz de dövdük herifi. -
17. thy'nin almanya'da yayınladığı reklam
perşembe günü tegel'e indim. körük olayını unutmuştum, yüzyıl olmuş! körükten geçtim iki adım sonra pasaport kontrol, 10 adım sonra otobüs. 20 dakika sonra 3 euroya otobüsle unter den linden( bilmeyenler için söylüyorum merkez)
bugün de berlin-köln uçuşu için(10 euro bilet fiyatı), friedrichstraße s bahn'dan(merkez- schonefeld havalimanına 3 euroya 20 dakikada gittim.
köln'den havalimanı içinden de s-bahn ile 15 dakikada köln merkeze gittim.
tüm bunları ilk kez yaptım ve sanki yüz kez yapmış gibi rahat yaptım almanya'da, almancam hiç yok ve bu ilk almanya seyahatim!
atatürk havalimanına 200 kere gittim belki, ama her gittiğimde ilk kez yürümeye çalışan çocuk gibi düşüp emekliyorum. lanet trafiği, lanet kontroller, meymenetsiz memurlar, kavga eden yolcular.
senin salonun tegel'den büyük olsa ne olur, senin havalimanıına giderken ve senin havalimanın içinde tüyler diken diken oluyorsa ve senin salonun tegel'den büyük olsa ne olur, uçaktan tegel'e inildiği andan itibaren tüm sorunlar bitmiş hissediliyorsa! -
18. 6 mart 2017 kemal kılıçdaroğlu gafı
adam yüzyılın gafını yapmış ve bunun başlığının altında bu salakça gafı yapana oy verenler vermeyenleri aşağılıyor. nasıl bir kafa yapısıdır arkadaş. o çomar dedikleriniz kadar kafanız olsa akp zaten iktidar olamazdı. sizin gibi mallar bu hükümetin en önemli yakıtı.
adam başlıklarını engelle diye bknz vermiş bir dünya fav almış. işte bu kafa yapınızın özeti. işinize gelmezse üstünü ört, konuyu ebesinin nikahına çek. pes! -
19. 7 mart 2017 bbp'nin referandumda hayır kararı
troll kardeşler tarafından bu açıklamalarının ardından muhafazakarlıktan çıkartılmış, rantçı ilan edilmiş parti.
ne zaman fetöcu ilan edeceksiniz?
edit: 1 saniye sonra etmişler. -
20. insanın en hastalıklı duygusu
(bkz: korku)
tüm hastalıklı duyguların anası korku. aşırı kaygının nedeni korkaklık, paranoyaklığın nedeni korkaklık, bağımlı kişiliğin nedeni yalnız kalma korkusu, her türlü takıntının nedeni korku, asosyal kişiliğin sebebi korkaklık. insanı zayıflatan korkaklık, onursuzlaştıran korkaklık. insanın en rezil, en hastalıklı duygusu teslim alan, hükmeden korku. -
21. sözlük yazarlarının satın aldıkları son kitap
william golding sineklerin tanrısı 1983 ada yayinevi baskısı, 10 tlye buldum sahafta...
-
22. ülkücü hiçbir şeyi yarım bırakmaz
devlet bahçeli'nin sinan oğan'a yapılan saldırıyla* ilgili yorumu. yani benim anladığıma göre demeye çalışıyor ki; saldırıyı yapan kişi ülkücü olsaydı, öldürmeden bırakmazdı. eğer ülkücü olduğunu iddia ediyorsa gitsin yarım bıraktığı işi tamamlasın.
edit
link
edit2
bazı arkadaşlar "öldürsün dememiş nerenden uyduruyorsun?" diye sormuşlar. ben yapılan açıklamanın yorumunu yaptım. zaten çıkıp açık açık "ülkücü olsaydı sağ bırakmazdı" diyecek hali yok. konuşmayı dinlerseniz altta yatan anlamı da kavrayabilirsiniz. -
23. koskoca kışı nezle bile olmadan geçiren insan
büyük ihtimalle küçüklüğünden beri hastalıkları aile bireyleri tarafından abartılmamış, otta bokta hastaneye koştur koştur götürülmemiş, güçlü insandır. soğuğa karşı önlem almasına da gerek yoktur, domuz gibi bir bünyeye sahiptir.
teşekkürler. -
24. insanı nedensizce sinir eden kelimeler
gayet sakinken "sakin ol" denmesi.. sözde ortamı yatıştırmaya çalışan kişinin gizli fiştiklemesidir.
-
25. iş görüşmesi
masanın işveren kısmında olan biri olarak ben de size nacizane ilgili entry'deki ukalaca yazıyı dikkate alıp moralinizi bozmamanızı öneririm.
siz kitap okumayı seviyorsanız kitap okuduğunuzu yazmaya devam ediniz. kitap seven adamdan zarar gelmez.
4 ay çalıştıysanız 4 ay çalıştığınızı da yazınız. "giden mi suçludur her zaman?" demiş şair. utanmayınız. her şeyi tüm samimiyetinizle anlatınız. biz de kendi şirketimizde işçiyiz. biliriz abidik gubidik şeyleri. ayılıp bayılmıyoruz şirketimiz diye. anlarız.
kimse sizin arkanızdan gülmüyor bizim şirkette. insani olarak yakışmaz. rahat olunuz.
bahsedilen abuklukların çoğu acemilikten, işsizliğin verdiği stresten, para kazanamamaktan, para kazanabilme ihtimalinin heyecanından. sırf ukalalığına iş görüşmesine gelen arkadaşlar tabii ki varlar ama sinir bozmaya değmez. genelleme yapmaya da hiç değmez.
hasbelkader bir okulu bitirmiş, hasbelkader iş bulmuş, masanın işveren tarafına geçmiş olmak insanlara böyle ukalaca parmak sallamakla öğüt vermeyi gerektirmez. nacizane tavsiyelerinizi insanlarla paylaşmanız, onlara yol göstermeniz çok hoş bir düşünce ama üstten bakan bu kibirli tavra tahammül göstermek çok zor.
işveren masasında oturan arkadaşlara empati dolu günler diliyorum. siz hala sıkılmadınız mı böyle bilmiş yol göstermelerden. kusura bakmayın arkanızdan biz de size gülüyoruz. -
26. marion cotillard
escort dudağı yaptırmış elit beyleri bekliyor gibi gibi
-
27. içerde
dizi saçmalamaya/kendini tekrarlamaya başladı demeyin. denklemi sağlayacak şeyi buldum. efsane organize müdürü yusuf'un iq 15. bakın beyler ciddiyim. bütün bölümleri düşünün ve müdürün iq 15 olarak hayal edin. gördünüz mü. herşey oturdu birden.
anlamadığım şey aynı ekip "şüphe tek gerçektir" diyerek ezel'de efsane bir bölüm yapmıştı. bu enayi mert hakkında 10 kere şüpheye düşüyor en sonunda "haklıymışsın mert" diyor. -
28. 7 mart 2017 wikileaks belgeleri
ben hep şu şehirlerin girişinde ve çıkışında yer alan radara benzer, kameraya benzer şeylerin ne kadar saçma olduğunu düşünen bir insandım. derdim ki; "kardeşim, diyelim ki bir plakayı arıyorlar, bu kamera göntülerini akşama kadar izleyerek bulmaya kalksalar sksen 5 gün öncesine gidemezsin. çok kasar" vs.. az buçuk da teknolojiden anlarım güya. ama üzerinde düşünmüyordum çokça.
neyse, bir gün benim ampül yandı. büyük-küçük, şehir ya da ilçe, her yerleşim biriminin girişinde ve çıkışında o radara benzeyen kameramsı şeyler aslında görüntü kaydetmiyor, sadece oradan geçen araçların plakalarını görsel olarak algılayıp, text olarak bir veritabanına kaydediyor. hem de tarih, saat vs. bilgisi ile birlikte. yani 23 nisan 2106 tarihinde yozgat'ın yerköy ilçesine saat 16:15 ile 16:43 arasında giriş yapan araçların tamamının bilgisi metin olarak bu veritabanında yer alıyor. o nedenle emniyet güçleri çok kolay buluyorlar kaçakları.
benim bu metinde dikkatimi çeken yer de bu oldu. deniyor ki:
"breaking: skype voice conversations are converted into text in real-time, scanned for contents of interest and stored in cia spy cloud."
yani:
"skype'ta yapıla konuşmalarınız var ya, işte onları gerçek zamanlı olarak metin tabanlı olarak kaydediyoruz ve taranan içerikleri kategorize ederek cia'nin bulut sistemlerinde yedekliyoruz."
iddia bu.
bu olmaz mı? bal gibi de olabilir. zaten neler olmuyor ki?
mesela şu siteye giren herkesin logu tutuluyor. saat kaçta, hangi ip no ile buraya girdiğimiz biliniyor.
siz entrylerinizi sildiğinizde o entry siliniyor mu sanıyorsunuz? hayır. sadece entry_durumu=1 olan veriyi entry_durumu=0 yapıyorsunuz, ama o veritabanında hala duruyor. siteye ise sadece entry_durumu=1 olanları çek diyorsunuz. aynı şeyler e-mailleriniz için de geçerli. o nedenle internete yüklenen hiç-bir-şey asla kaybolmaz. en azından potansiyel olarak.
diyeceğim o ki, muhtemelen iddialar doğru. diktatörler de böyle bir metod izlerler. all the king's men(1949) filmini izleyin. muhalifleri için tuttukları defterler vardır politikacının elinde. zamanı gelince açmak üzere biriktirirler. bugün 180 derece çark eden politik figürler görüyorsunuz ya dünya siyasetinde. kimisinin önünde açılmış defterler vardır. amerikan hükümetinin yaptığı da bu. millet için yeterince veri toplamak. yeri geldiğinde de bunları kullanmak.
boşa dememiş otto von bismarck:
"sosis ve siyasetin nasıl yapıldığını bilen geceleri rahat uyuyamaz". -
29. bedelli askerlik
türk insanının karakterini gösteren uygulama.
kim kaç yaşındaysa sınır o olsun istiyor.
normal askerlik yapmış adam, "ben yaptım o da yapsın." istiyor.
bedelli yapmış adam, "ben şu kadar para verdim. o benden fazla versin, az vermesin." istiyor.
askerlikle alakası olmayan, "vatan, millet, sakarya." goygoyunda.
sadece bunda böyle değiliz.
sigara zammı, alkol yasağı, bilmem ne uygulamasında falan da böyleyiz.
ucu kendine dayanmadıkça bizim insan, zulüm izlemeyi gerçekten seviyor. -
30. almanya'nın yolu yol değil
almanya'nın yolu yol değil kayyyyymak gibi autobahn (die) olduğu için kısmen doğru sayılabilecek önerme.
-
31. mercedes makam araçlarına alternatif
(bkz: doblo)
seçmenleriyle aynı çizgiyi yakalarlar en azından... -
32. hangi il hangi takımlı araştırması
aksaray ili diye istanbul-aksaray'dan bir fotoğraf kullanılan haber. aksaray'da tramvay hattı mı var, birazcık özen olsun şu editörlerde yahu.
-
33. ermeni soykırımı
dünyanın en ırkçı milletlerinden biri olan "katil batı kulübünün" üyelerinden almanların öfkesini kazanmışmışmış.
benim dedem olanları bizzat anlatıyor. ermenilerin nasıl ruslara güvenerek köyleri bastığını, müslüman anadolu halkının elinde silah vs olmadığı ve devletin de yeterli destek vermediği için onlara karşı koyamadığını, ermenilerin kafasına göre nüfus katli yaptığını bizzat anlatıyor.
alman öfkelenmesin fazla. ermeniler gariban anadolu halkını yeterince öfkelendirip "tak" ettirdi zaten canına.
siktirin gidin ermenilere ağlayın "siz neden böyle yaptınız? neden katliam yaptınız?" diye.
orospu çocukları sizi. -
34. bir arabada olması gereken özellikler
sahibinden.com'daki ''silindir kapak contası yanık, bu haliyle satılıktır'' açıklamalı ilanları ortadan kaldırabilecek olan ''radyatör suyu müşiri''.
bu müşir, radyatör suyu eksildiğinde, göstergede uyarı vererek suyu tamamlamanızı sağlar. motora hiç su eklemeyi düşünmeden yıllarca kullanabileceğini sananları ya da yeni başlayan su kaçaklarını farketmeyip susuz kalmış motorla yol almaya çalışan kullanıcıları uyarır.
elimden gelip geçen araçlar içinde sadece peugeot 405 de vardı bu müşir. çok yeni model arabam da hiç olmadığından, yenilere hep olan bir müşir mi bilemem. fakirlik işte.
bence, sürücü konforuna odaklı bardaklık, kararan ayna, kendi kendine çalışan silecekler yerine, araç teknik aksamındaki aksaklıkları, aracını tam tanımayan, bakım dediğinde ancak yıkama ve periyodik bakımı anlayan, aracın konuşma dilini bilmeyen kullanıcıların başına masraf açılmasını engelleyecek özelliklerdir. -
35. 6 mart 2017 antalyaspor galatasaray maçı
türk futbol tarihine destan ve kara leke olarak geçen demaç. hiçbir takım aleyhinde bu kadar düdük çalınan bir maçta 3 puan alamamıştı. bunu başaran galatasaray oldu. yarıştan koparılmamıza rağmen birileri ikinci bile olmamızı istemiyor. resmen büyük pislikler dönüyor ligde fakat bu gece galatasaray çekerim emaneti sikerim adaletinizi dedi. önce bi rezilliklere bakalım.
-daha maçın başında hocamız atıldı. ibne basın kendilerinden olan yerli bi antrenör gelmediği için zaten tudor'a kıldı. fırsat bu fırsat deyip basit bi sebepten hocamız tribüne gönderildi, tekrardan medyanın önüne atıldı. beyefendi filozof şenol rakip oyuncuyu tokatlarken konuşmayan medya bakalım tudor'a ne diyecek.
-tam devre arasına 2 farklı üstünlükle girecekken net faul olan bir pozisyonda golü yedik. hakem rakibin devreye moralli girmesini sağladı. faulü gördü ama çalmadı.
-bruma haksız yere atıldı. ilk sarısı doğruydu, mal gibi rakip tribüne sus işareti yaptı, ona eyvallah. ama ayağı fazla kaldırmak her zaman sarı kart mıdır? bruma'nın rakibine en ufak bir teması yok. ama antalyalı topçunun hakkını verelim, kafası kopmuş gibi iyi feryat etti, kendisini yerlere fırlattı. ali palabıyık da fırsatı kaçırmadı, hemen bruma'yı attı. benzer pozisyonda antalyalı oyuncu carole'un kafasını yardı ama kart görmedi. bruma ise temas olmamasına rağmen kartı yedi. palabıyık hem takımı 10 kişi bıraktı, hem de haftaya en etkili oyuncumuzu cezalı duruma düşürdü. bir taş, iki kuş.
-maç sonuna 6 dakika uzatma verildi. ama eminim galatasaray 11 kişi olsaydı o kadar uzatma gelmeyecekti. antalyalılar 2-2 olduktan sonra bi 10 dakika daha top oynadı, sonra galatasaray gelmeye başladıkça yere yatmaya başladılar. şimdi bu eyyamcı kesin 4 dakika verir, o 4 dakikanın en az 2'sinde de bu antalyalılar yine yatar diye düşünüyordum ama galatasaray 10 kişi kalınca 6 dakika uzatma verdi. bu sayede antalya maçı alabilecekti. rakibi 10 kişi olduğu için antalya yere yatmayıp gol atmaya çalışınca 10 kişi kalmasına rağmen galatasaray'da pozisyona girebildi ve en sonunda son dakikada kazandığı duran topu gole çevirip maçı aldı.
başlarken de yazdığım gibi, tarihe geçmiştir bu maç. hem bir rezillik, hem de bir destan olarak. ayrıca başlığın yarısı tiner kokuyor maalesef. galatasaray gol yedikçe sevinen tinerci tayfası son dakikada gelen gole sevinen galatasaraylıları bile çekemiyor. niye seviniyonuz oğlum 3.lük maçı bu diyip duruyorlar da bu 3.lük maçı falan değil tinerci kardeş, bu onur maçı, haysiyet maçı. biz de her türlü şerefsizliğe rağmen onurumuzu koruyabildiğimiz için sevindik o gole, anlayamazsınız siz...
bunu en iyi siz biliyorsunuz ki, demirören ve federasyondaki bjk artıkları gittiği gün biteceksiniz. bu günleri unutmayın, sevinebildiğiniz kadar sevinin. bugün de görüldü, her türlü şerefsizliğe rağmen bu takım masaya yumruğunu vurdu, ölmedik ulan dedi. yarın siz hakem desteğini kaybedip bugün bizim yaşadıklarımızın çeyreğini yaşadığınızda yine ağlayıp şerefli üçüncülüklerinizi kutluyor olacaksınız. ben de o gün geldiğinde bu entry'den alıntı yapıyor olacağım...
hadi şimdi siktirin gidin bu başlıktan, daha fazla kirlenmesin. -
36. şu anda çalan şarkı
nu - man o to...
-
37. akla gelen ilk dize
"seni düşünmek güzel şey, ümitli şey,
dünyanın en güzel sesinden
en güzel şarkıyı dinlemek gibi bir şey..." -
38. kız arkadaşın lise mezunu bir cahil olması
yazık lan kim bilir kimi kıskandı da bu giriyi yazdı. elizabeth takılmaya devam et aslanım.
-
39. survivor izlemeyenlerin akşamları yaptıkları
çocuklarımla beraber cartoon network izliyorum daha çok eğleniyorum.
-
40. abd'de nonoşlarla mı olacaksın ne yapacaksan yap
http://www.ensonhaber.com/…salvolar-2017-03-07.html
içişleri bakanı süleyman soylu nun ertugrul özkök'e söylediği söz. seviyeye gel. nonoş ney lan -
41. pahalı kol saatlerin ortasındaki göstergeler
pahalı kol saati diye geldik slazenger çıktı.
(bkz: kışkırdım) -
42. 7 mart 2017 gss primi müjdesi
ödeyeni siksinler.
-
43. #comeyourselfgermany
#gotopowergermany
-
44. 7 mart 2017 mediamarkt rezaleti
tüketici haklarına göre müşterinin haklı olduğu rezalettir. bir çok e ticaret sitesi muhtemelen nakit değerlendirmek amaçlı böyle işlere kalkışıyor. çok düşük bir fiyat belirleyip yüzlerce belki binlerce sipariş alıp parayı 3-5 gün işletiyor. sonra müşteriye bu fiyata göndermeyiz deyip iadesini sağlıyor. madiamarkt, hepsiburada, hizlial gibi e ticaret sitelerinin yanlış fiyat girme ihtimali çok düşüktür. illaki sitelerinde bu durum için yapılmış bir koruma sistemi vardır. bu yüzden bu sitelerin yaptığı tamamen etik dışı olduğu için müşteri kanıtlarla birlikte thh gitmelidir.
edit: rezalettir sayın sözlük yazarları. asıl rezalet firmaların yalandan ürün satıp milyon lirayı işlettikten sonra bu ürünü size gönderemiyoruz demesi rezalettir. ve bu tür etik dışı bir duruma devletin hiç bir yaptırımı yok. çıkıp da bu firmaları savunmanız da ayrı bir rezalettir çünkü müşteri sömürülmesine sessiz kalıp bu firmaların arkasında duruyorsunuz. -
45. bahçeli'nin yeni yüzüğü
arkasinda da asagidakiler yaziyorsa, bu is tamamdir dedirten yuzuk.
ash nazg durbatuluk ash nazg gimbatul
ash nazg thrakatuluk agh burzum-ishi krimpatul -
46. 23 milyon oy almış partiyi yeneceğini sanmak
yenmek ve yenilmek olguları üzerine kurduğu siyaset aklını, ödediği vergi itin köpeğin gemilerine villarına giderken kendisinin asgari ücrete talim etmesi konusunda kullanamayan zavallının avuntusu.
-
47. ama sen hiç kürde benzemiyorsun
muhattabı olunduğunda neden bu kadar alınıldığını anlayamadığım cümle.
oğlum siz hasta mısınız lan ? şu cümleden ırkçılık/ayrımcılık çıkarabiliyorsunuz adfasfasfsa mk ruh hastaları ya. -
48. damacanaları köy çeşmesine çeviren plaza kızları
sinirimi bozmaktadırlar.
her sabah sohbet muhabbet eşliğinde ellerince sürahi, şişe, vb ile damacanaların etrafını kapatırlar.
gözler fıldır fıldır:
"aa öylemi demiş dedim, o zaman ben de böyle dedim..."
yahu kaldırın bir zahmet kıçınızı da susadıkça gidin bir bardak suyunuzu alın. hareket etmiş olursunuz hem, sadece günde bilmem kaç litre su içmekle zayıflayamazsınız. ya da elinde sizin gibi kova ile gelmeyenlere bir zahmet müsade edin, bir bardak su alıp gitsinler. -
49. sevgilisini eşli dans kursuna yollayan erkek
bırak göndermeyi talep dahi edemez. o kız sana mı ait falan diyen feminiklere cevabım evet bana ait.
-
50. türk sinema tarihindeki en efsanevi replik
- aylardan beri gelip neden benim resmime bakıyorsun? cevap vermeyecek misin bana? yoksa gerçeği söylemekten korkuyor musun?
- öğrenmek istediğini mustafa söylemiştir sana.
- ben senin söylemeni istiyorum. herhalde bana ait olan bir şeyi öğrenmek hakkımdır.
- hayır! sana ait bir mesele değil bu. resminle benim aramdaki bir durum seni ilgilendirmez. ben senin resmine aşığım.
- iyi ama aşık olduğun resim benim resmim. işte ben de burdayım, söyleyeceklerini dinlemeye geldim.
- resmin sen değilsin ki! resmin benim dünyama ait bir şey. ben seni değil resmini tanıyorum. belki sen benim bütün güzel düşüncelerimi yıkarsın.
- bu davranışların bir korkudan ileri geliyor.
- evet bir korkudan ileri geliyor. bu korku sevdiğim şeye ebediyen sahip olabilmek için çekilen bir korku. ben senin resmine değil de sana aşık olsaydım o zaman ne olacaktı? belki bir kere bile bakmayacaktın yüzüme. belki de alay edecektin sevgimle. halbuki resmin bana dostça bakıyor.iyilikle bakıyor ve ebediyen bakacak.
- ben de sana bakmak istiyorum.
- hayır. benimle resminin arasına girme istemiyorum seni. ben senin yalnız resmine aşığım... resminle aramda ne kadar uzun zaman geçti. ilk karşılaşmamızı dün gibi hatırlarım. birden bana iyilikle, sevgiyle bakan bir yüz gördüm. elbiselerim eskiydi, kirliydim, sakallarım uzamıştı. inanamadım. o insanca bakışı bir daha göremem diye bir daha resme bakmaktan korkuyordum. ikinci kere zorlukla baktım resmine. gene iyilik gene sevgi vardı gözlerinde...
- resmimin yerine ben seveceğim seni. artık ben varım.
- hayır hayır. istemiyorum seni.benim dünyama girmeye kalkma. merhametsizce yıkarsın onu. resmin benim kendimden bir parça. bırak ben onu seveyim. sen sevmek isteme beni senin ellerini tutmak istemiyorum. sonra çekersin o ellerini benden.ben resmine aşığım, ölünceye kadar da onu seveceğim.
(bkz: sevmek zamanı)