bir kez daha gördüğümüz gibi aylık 4500 liradan az kazanan sözlük yazarı pek yok. 7000-10000 ler havada uçuşuyor. bu kriz başlıklarını sayfalarca dolduran ve ülkenin ekonomisini kötüleyen yazarlar kimler peki o zaman bir anlasam.
Öncelikle, sitemize gösterdiğiniz ilgi ve destek için hepinize teşekkür ederiz. Sizlerden gelen geri bildirimler ve beğeniler bizim için büyük bir motivasyon kaynağı oldu.
Sozlock olarak tam 9 senedir her gün ekşisözlük'den okumaya değer içerikleri filtreleyip günlük listeler oluşturduk. Bu işi yaparken kişisel davranmadık, günün en popüler başlıklarının en beğenilen entrylerini aldık listelerimize. Üstelik bu gayretimiz hiç bir zaman ticari bir kaygı taşımadı. Yayına başladığımız ilk günden beri en ufak bir reklam yayınlamadık, sponsorluk anlaşmaları yapmadık. Sozlock üzerinden tek kuruş kazanmadık.
Bütün bunlara rağmen, ne yazık ki son dönemde ekşisözlük yönetimi tarafından alınan bot koruma önlemleri nedeniyle, ekşisözlükten entry çekme ve beğenilen entryleri listeleme hizmetimizi maalesef devam ettiremiyoruz. Bu durum ekşisözlük yönetiminin aldığı bir karar olup, tamamen bizim kontrolümüz dışında gerçekleşmiştir. Bu zorunlu durumdan ötürü yaşanan aksaklık nedeniyle anlayışınıza sığınıyoruz.
Sozlock Ekibi
Ekşi Sözlük Debe Listesi
-
1. çalışılan pozisyonlar ve maaşları
-
2. adana'da gangbang partisi yapmak
kafa kesip, cocuk siken orospu cocuklarindan yegdir.
-
3. mesaj yeşilinin geri gelmesi
güzel bir gelişmedir. adamlar yiyor ama çalışıyor.
darısı temaya.
edit: yaklaşık 254 tane 'bana da atsana bir bakayım' mesajı aldım. şizofreniden yattığım zamanlardan biliyorum. kendinize mesaj atabiliyorsunuz. yalvarırım artık mesaj atmayın..
edit 2: hala kendime mesaj atma olayı yok bende diye mesaj yağıyor. bakın anlatıyorum.
1) mesaj butonuna bas
2) sağda 'yeni mesaj' kısmına nickini yaz.
3) altındaki boşluğa 'mesaj yeşilimi görmek istiyorum' yaz.
4) yolla butonuna bas.
5) bana mesaj atma.
edit3: mobilden kendimize atamıyoruz diye hala mesaj atıyorlar efendim durduramıyoruz. mobilden girenler için anlatıyorum:
1) pc'den girin.
2) bana mesaj atmayın.
edit4: mesaj kutusunun bir annesi var mı bilmiyorum ama varsa şu an cayır cayır ağlıyor. follofoş bir mesaj kutusu üzerine istatistik:
-bana mesaj atsana ehuehuhee %28
-tamam atmayız kardeş sıkıntı yapma %21
-ahahahaa iyi güldüm % 15
-eyvallah panpa %10
-ne mesajı? %8
-diğer %13
-beni 'diğer'e yaz kanka %5
edit 5: atma. elini ayağını seveyim atma... mesaj kutusu_son_son hali__ensonhali_(38)
http://i.hizliresim.com/qmbalz.jpg
http://i.hizliresim.com/pkmal8.jpg
http://i.hizliresim.com/j3nmwn.jpg
http://i.hizliresim.com/wky5g8.jpg
benim mesajı neden yayınlamadın diye mesaj atan var ya. keşke bir görseydiniz burayı. yayınlamadıklarım kusura bakmasın random seçiyorum.
edit 6: mesaj yeşilinden bıktırdınız. emeği geçen herkesin. teşekkürler.
(bkz: mesaj yeşili gitsin çingene pembesi gelsin) -
4. 5 dakika geç kaldı diye öğrencisini döven öğretmen
ulan bende dövüyo diyince tekme tokat girişiyo zannettim. bunun neresi dövme lan?
ayrıca hemen bilmeden hocaya bok atmayın yaptığı şeyi kesinlikle savunmuyorum ama görüntüler muhtemelen sürekli gerçekleşen bi durumda -derse geç girip konsantrasyonu dağıtma- hocanın artık sabrının bittiğini gösteriyor.
maalesef meslek liselerinde hocaya saygı duymayıp ondan çekinmeyen tiplerin işi abartarak hocalara kahır yaşattığını hepimiz çok iyi biliyoruz.
not: işbu entry tüm linç ihtimalleri göze alınarak yazılmıştır. -
5. survivor 2016
çok saçma bulduğum bir yarışmaydı.. ta ki annemi kanser yüzünden kaybedene kadar.
sağlığında annem sürekli izlerdi. ben de çok sıkıcı ve saçma olduğunu söyleyerek sürekli eleştirirdim. annem ise "ben eğlenmek için izliyorum, seviyorum" cevabını verirdi her seferinde.
anneme ağustos ayı başında lösemi teşhisi konuldu ve o zamandan sonra kalan ömrünü hastanelerde geçirdi. hasta olduktan sonra hiçbir şekilde televizyona dönüp bakmadı. yaşamak için bir nedeni olsun, o hastane odasında yaşama bağlansın diye elimizden geleni yaptık. kitap, müzik, elişi, boya... ama televizyondaki hiçbir programa dahi dönüp bakmadı.
sonra ölmeden bir kaç ay önce kafasını dağıtması için televizyon izlemesinin yararlı olacağını söylerken "survivor başlasa izlerdim. o beni eğlendiriyor" dedi. o günden sonra survivor başlasa diye dört gözle bekledim. neredeyse acun ılıcalı'ya bir şekilde ulaşıp ne olur başlatın, annemi eğlendirecek bu programa çok ihtiyacım var diye yalvaracaktım. gazetedeki "survivor şubatta başlayacak" haberini anneme müjde diye verdim.
ama olmadı. annem survivor başlamadan bir kaç hafta önce öldü. şimdi ne zaman televizyonda görsem başımı çevirip bakamıyorum. acaba annem bu programı izleyebilseydi ölmeden önce, biraz olsun o hastane odasında eğlenebilir miydi merak ediyorum sadece. -
6. erdoğan ile ailesi zevksiz ve eğitimsiz
bir esma esad beyanı.
esma esad, erdoğanların eğitimsiz ve zevksiz olduğunu, tayyip’in hayatında sadece tek bir kitap okuyan haydut, eşinin ise alışveriş takıntısı olmasına rağmen eski kafalı olduğu ve zevksiz giyindiğini söyledi.
link -
7. bir mekanın kazıkçı olduğunu gösteren detaylar
çay şiparişinizde ufak, ev yapımı görünümlü ve genelde tarçınlı olan ufak kurabiyelerden geldiyse başka bir sipariş çeşidine hiç girmeyin derim. o ufak gibi görünen kurabiye işletme için dev bir hizmet ve butik bir sikişin habercisi olabilir.
-
8. recep tayyip erdoğan'ın bir dahi olması
(bkz: zorba anlamındaki dahi)
-
9. sevgili edinme konusunda hiçbir şey yapmayan insan
hayatı boyunca sevgili denilen şey (insan), ona zorluk, yorgunluk, uğraş, çaba, hadi en iyisi bile ekstra sorumluluk, ya da basitçe ifade edecek olursak, yapılması gereken şeyler getirdiğinden, az biraz seks, arada da gelen yalnızlık krizleri için bunca şeye katlanılmaz diye düşünüp, oh sadece ben varım sıfır sorumluluk, ne istesem onu yaparım diye düşünen insandır. hiçbir şey yapmamasının sebebi böyle bir şeydir. aşk denilen psikolojik rahatsızlığa yakalanmazsa böyle de devam eder.
edit: imla -
10. küçük meme ile büyük meme arasındaki farklar
•|•
o|o -
11. web sitesi trafiğini durdurmak
bilindiği üzere bir sitenin trafiğini ölçen, yöneten ve üçüncü şahıslar(*) ile paylaşılan ve tüm dünyada kabul görmüş uygulamamız google analytics ve alexa dir.
bir web sitesine girdiğinizde sizin tarayıcınızda çalışır ve nereyi tıkladınız, ne kadar kaldınız vb. verileri toplayıp analytics e gönderir, web sitesi trafiğine +1 yazar.
bu izlemeyi durdurmak için chrome eklentisi kurabilirsiniz.
ekran görüntüsü
eklenti
trafik kazandırmak istemediğiniz sitelerde güvenle ve güle güle kullanınız. -
12. age of empires köylüsü
shhh ho diye doğarlar.
yauu diye ölürler. -
13. alarmı küsuratlı saate kuran tip
küçük hesapların adamıdır.
alarmı 7.13'e kurup 7.15'e kadar uyumak derdindedir. -
14. anayı bacıyı katmadan edilebilecek küfürler
babanın amk.
-
15. salsa kursumuzda erkek açığı var
yıl 2004.
yer batı taraflarda bir üniversite.
salsa, chacha, merengue kursu açıldı. gittik kayıt yaptırdık ama kurs açıldıktan sonra ne görelim 30 kız var kursta ve toplam iki erkeğiz yurttan oda arkadaşımla. kızlar bizimle eş olmak için adeta yarışıyor. sırayla bütün kızlara eşlik ediyoruz. her akşam kurs çıkışı yemek ve kahve bahanesi ile kızlar bizi evlerine davet ediyor. bir nevi öldük ve cennete düşmüş hayatı yaşadık 1 hafta boyunca.
daha sonra salsa kursumuzda erkek açığı var afişleri asıldı kampüsün bazı yerlerine. lanet olsun ki asan kişi gidip bir tane de teknik eğitim fakültesinin kantinine asmış.
ertesi gün kursu yıktılar. bildiğin haçlı ordusunun saldırısına uğramış gibiydik. cengizhan'ın ordusu sıraya girmiş kayıt formu dolduruyor.
o günden sonra da her kurs çıkışında halı sahaya gittik. zamanla kız stoğu tükendi. en son kurstan kaydımı sildirdiğim gün 3 tane erkekle ayrı ayrı eşleşmiştim. 30 kız 2 erkek olan kurs 300 spartalı oldu çıktı. daha sonra da sanırım kursun adını değiştirip kardeşler kebap salonu yaptılar. -
16. arada bir sevişilen yakın kız arkadaş
sevişilen kişi dışarıda da bira içip eğlendiğiniz yakın arkadaş ise hissiz kalmanın imkansız olduğunu düşünüyorum.
yakın demek kişilik uyuşması demek, sevişildiğine göre şehvet de duyuluyor. e daha ne? ileri gidilmemesi için hiçbir sebep yok.
benim bildiğim fuck buddy'lik evden eve görüşülen dışarda denk bile gelinmemek istenendir. ben mi yanlışım amk. -
17. entry silme
ssg'nin açıklamalarını okudum. benzeri pek çok yüksek hacimli site ve büyük veritabanlarıyla çalışmış biri olarak teknik izahını ikna edici bulmadım. gerçekten doğru söylüyorsa da bu anlattığı darboğaz en fazla 2-3 günlük bir çalışmayla rahatça çözülebilir. ssg'nin yıllardır yaptığı şark kurnazlıklarını ve milleti ısrarla aptal yerine koyan açıklamalarını düşününce kendisinin samimiyetine de pek inanasım gelmiyor.
-
18. türk kızının göt kalkıklığının sebebi
turkiyedeki abazan sayisinin fazla olmasindandir. herifler her disi canliya bakmaya,laf atmaya egimli, nette her turlu fake ya da gercek, cirkin ya da guzel fark etmez herkese mesaj atip bi ayarlama gayretleri icinde oldugundan, isbu turk kizimiz da prenses annesinin guzeli olup gotu kalkmaya basliyor.
bakiyosun yasi 30 olmus hala nelerin pesinde. -
19. ekşisözlük direnişi başlığının sansürlenmesi
28 şubat 2016 ekşisözlük direnişi başlığının, "çaktırmadan" sansürlenmesi durumudur. olayların neden ve nasıl geliştiğini bir blog yazısında anlatan sözlük yazarının, başlığın doğru yazımını kontrol etmek istemesi sonucu tesadüfen farkedilmiştir..
yazı şu: ekşi sözlük protestosunun nedenleri
yazının ilgili bölümü;
--- spoiler ---
şimdi fark ettim ki, bu başlık sansüre uğramış. başlığın doğru şeklini yazmak için sözlükteki arama çubuğuna “28 şubat 2016” yazdığımda, bu başlığın çıkması gerekirdi, çıkmıyor. “28 şubat 2016 ekşisözlük” yazdım, yine çıkmadı. “28 şubat 2016 ekşisözlük direnişi” yazdım, yine çıkmadı. son yazdığımı tekrar yazıp enter’a tıkladığımda açıldı başlık ancak. yönetim, bugüne dair bir hafıza kalsın istememiş sözlükte ve kimseye hissettirmeden, pislik yaparcasına kaldırmış arama kutusundan.
--- spoiler ---
ssg, dün açtığı "entry silme" başlığındaki entry'lerinden birinde "biz ne söylersek söyleyelim, güven sorunu olduğu için inanmıyorlar" gibisinden bir şey yazmıştı. o güven sorunu, bir yandan "uzlaşmacı" bir dil kullanılmasına rağmen diğer yandan çok sayıda yazarın uçurulması, başlık sansürlenmesi gibi nedenlerle oluşmuş olabilir mi acaba? -
20. çocuğum çok tatlı sendromu
2 aylık babayım.. valla çok tatlı lan!!
-
21. fenerbahçe
şike iftirası sonrasında ikinci lig maçlarını trt'den izlersiniz' diyen orul orul orospu çocuklarını dün, trt ekranlarına kilitlemiş olan türkiye'nin en büyük kulübüdür.
fenerbahçe adamın amına koyar! -
22. obama'nın erdoğan için fiyasko ve otoriter demesi
kıskançlık kokan açıklama. büyüyen türkiye'mizi ve asrın liderimizi çekememiş. attirmasin reisin kafasını, yoksa mart sonu nisan başı 82 washington. akıllı olsun, 90 yıllık fetret bitti fütuhata başladık taam mı 1!1!111111
edit: ahanda ömer çelik "bunu yazan gazeteciyi kınıyoruz" diye açıklama yapmış. öyle kuru kuru kınamayın, ağır bedel ödetin, öyle bırakmayın onu. hatta obama'yı arayın da the atlantic'e kayyum atasın. ellerinde kayyum yoksa sizinkilerden birini yollayın. hep amerika sağa sola demokrasi götürüyordu ya, bu sefer siz amerika'ya bizim aşırı ileri demokrasimizi götürün. -
23. neden entry silmektense hesap kapatmıyorsunuz
-
24. bütün entry'lerini silen yazarlar listesi
ilk hesabımı 2005'te almıştım. yaş o zaman 17 falan. beklemişim baya. bir tane daha alayım dedim o zaman böyle 300 hesaplı insanlar yoktu. ikinci hesapta direk şutluyorlardı sizi. tırstım bulurlar beni diye almadım. tırstığım şeye bak lan. sözlük hesabımı kapatırlar. şimdi ben kendi entrylerimi siliyorum.
sonra farklı farklı sebeplerle farklı hesaplarla 3 defa uçtum hepsinde garip bir sebep gösterdiler biraz kızdım başta sonra ok dedim. sonuçta bir yönetim var. o zamanlar moderasyon caddebostan'da falan yapılan pikniklere gelirlerdi. hey gidi.
sonra bu dedim dedim de kime dedim nickini aldım. alır almaz eksiduyuru'ya girdim bu inci sözlük ilk açıldığı zamanlarda lktr diye bir hesap açmıştım. sonra inci sözlük bugünkü formatına geldi lan dedim ne işim var benim burada. vereyim hesabı bari birinin işine yarasın. eksiduyuru'da incisozluk hesabımı beleş veriyorum dedim hem de 1. nesil diye ilan açtım. beni eksisozluk'ten uçurdular. hesabını satıyorsun diye. anlamadın değil mi? işte bu daha başlangıçtı.
bak resmi burada,
http://i.hizliresim.com/a3er52.jpg
iki yıl kadar eksi film zirvelerini 2 mükemmel arkadaş ve yüzlerce insanla yürüttük. her hafta tanımadığımız insanlarla bir film izleyip üzerine konuşuyorduk. gelen kitle nasıl biliyor musun? sanki ales'ten 85 barajı koymuşsun belgeyi gösterene bir de dil sınavı yapıyormuşsun gibi.
en kötü kariyeri olanın en az 2 y.lisansı var. ben daha lisans bitirmeye çalışıyordum o zamanlar. ortalık öğretim üyesi kaynıyor. millet işten sonra takım elbise ile geliyor.
sonra tabi sözlük iyice gevşemeye başladı. e bizim limon'a (artık o da yok) girip zirvelere gelen kitle değişti. zirveleri yapan mekan sahibi bir gününü bize ayırmaktan (ki taksimde zor iş bu) mutluluk duyarken bir gün bana patates oldu sizin zirveler dedi. bende kapatıyoruz abi dedim. bitti.
eskiden bir entry yazdığında (normal debe değil) 20 tane mesaj gelirdi. yazdığın şeyi bir de orada tartışırdın. şimdiki gibi (bkz: bkz) vermezdin. makale yazardın. o yorumları hala saklıyorum ben. o tartışmaları. o derece sağlamdı insanlar.
şimdi ben bu sözlük sahiplerini anlıyorum. benim de firmam var. olaya iş açısından baktığında seni delip geçen çok firma var ama senin çıkış noktan bu değildi. sen bir kayıkla denize açıldın ve biz yazarlardan yardım istedin. bizde elimizdeki zanaatla bu bizim kayığımızdır diyerek ağaç kestik kereste yaptık ve kayığı gemi yaptık. şimdi sen bu geminin kaptanı benim istemeyen gitsin diyorsun. kaç ağaç kesebilirsin tek başına? kaç tane kereste yapabilirsin? kaçını gemine yamayabilir kaçından su sızmasını engelleyebilirsin tek başına?
sözlük bu şekilde yürür mü? elbet yürür. para getirir mi? elbet getirir. yönetimin bu şekilde davramasının tek sebebi zaten artık sözlüğü gözden çıkarmış olmalarıdır. biraz daha parlatır birine satarız bu sözlüğü kafasında olmasalar bu kadar rahat davranamazlar.
gidin dostlar gidin. silin entrylerinizi. zaten 25 tane entrym vardı onları da siliyorum şimdi. benim için bardağı taşıran son damla limon'a bition'a sourberry'e verilmeyen destekler oldu. buralar kadıköy'ün barlar sokağı galata'nın bira içilen meydanı, cihangir'in merdivenleri idi. mahvettiler yeraltı kültürünü. iyiydi kötüydü ama kendi kültürünü oluşturmuş yerlerdi. rengarenk merdivenleri sildiren belediye başkanı gibi yok ettiler hepsini.
kaç para ulan bi bition? kaç para lan bi limon? kaç para lan bi sourberry?
sen şu sözlüğü eski formatta paralı üyelik yapsan bile gelirdi millet.
etli mantarlı dürüm gibi yediniz sözlüğü.
(bkz: #1874550)
bu entry dursun yalnız. yalnız yazmayı burada öğrenmiştim ben mesela. -
25. 10 mart 2016 fenerbahçe braga maçı
kendimi fenerbahçe'yi hiç sevmeyen bir beşiktaş taraftarının, galatasaray'lının yerine koyuyorum.
evdesin, spor seversin, açıyorsun ntvspor'u fenerbahçe'nin euroleague favorisi takımının grup liderliğini garantilemeye yaklaştığı maç var...
"bu ne lan..!!! " diyorsun, başka kanala geçiyorsun, fenerbahçe avrupa liginde çeyrek finale kalma mücadelesi veriyor, her iki takımı da kazanıyor...
zor arkadaş zor.
tanım: fenerbahçe'nin beklenen oyunla kazandığı maç. -
26. rıdvan dilmen
dünkü maçta mehmet topal' ın golünde, futbolculuğundaki yeteneğini gösteren ex-yıldız. topal topla ilerlerken, spiker fernandao boş derken, kendisi devam et, devam et, zorla, zorla, zorla dedikten sonra tam topal vuracakken şimdi vur diyerek golü attırmıştır. :)
-
27. seyyar satıcının suriyeli çocuğu yere çarpması
kendisine seçme şansı verilse muhakkak ki o sokaklarda başıboş, aç açıkta gezerken yeni bir tanesini sokağa salmak üzere icraatte bulunan bir ailenin çocuğu olarak doğmak istemeyecek çocuğun başına gelen olay.
ne "allah o satıcının belasını versin" ne de "oh olsun beter olsun suriyeli" demeden ikisini kendi gözümle gördüğüm, bir tanesi arkadaşımın başına gelmiş 3 olay anlatacağım.
1 ay kadar önce söğütlüçeşme'de metrobüs istasyonunun orada 20-30 metre önümde bir kadın, 3 yaşındaki bir kız çocuğun elinden tutmuş yürüyor, birden kadının etrafını 4 tane suriyeli çocuk sardı, içlerinden biri 4 yaşında bile değil yani türkiye'de doğmuş. kadından para istediler muhtemelen kadın vermedi, bunlar kadına ve küçük kıza vurmaya, kızın üstünü başını çekiştirmeye başladılar, bir tanesi avucunun içiyle burnunu silip küçük kızın üzerine sürüyor, sonra kadın kızı kucağına aldı hızlanıp uzaklaşmaya çalışıyor ama çocuklar izin vermiyor, kadının bacağına tekme atmaya, çantasını çekiştirmeye, büyük olanları kadının kucağındaki çocuğa vurmaya başladılar, ablukaya aldılar kadını bırakmıyorlar. ben ne yapacağımı şaşırdım, ilerleyemiyorum öylece duruyorum, sonra benim arkamda yürüyen bildiğiniz rocker tipinde bir abi hızlanıp önüme geçerek bu çocukları tekme tokat dağıttı. çil yavrusu gibi dağılırken bile kadınla adama tükürmeye, arapça bir şeyler söylemeye devam ettiler, koşarak yürüyüp geçtim bana da dadanmasınlar diye.
ikinci olayı 1 hafta önce metrobüste gördüm, 8 yaşında bir kız 5 yaşında bir erkek, iki suriyeli çocuk içeri daldı, kız çocuğa ve içerideki herkese elindeki şişeden su fırlatıyor, bas bas bağırıyor, tekmeler atıyor, tükürüyor, çocuk da hem korkmuş hem de neredeyse kız kadar kavgacı ona bir şeyler sayıyor, elindeki peçeteleri fırlatıp tükürüyor, kavgaları o kadar büyüdü ki artık kız kendisine engel olmak isteyenlere de tekmeler tükürükler saçıyor, elindeki suyu manyak gibi etrafa saçıyor. o an yumruklarımı sıktım titremeye başladım. en sonunda bir adam taa öndeki yerinden kalkıp "sizi sabah görüyorum akşam görüyorum lan yetti be" diyerek bunları enselerinden tuttuğu gibi dışarı fırlattı. adama ben dahil herkes minnettar oldu.
üçüncüsü geçen yaz gezi parkı'ndan fakülteye gelmeye çalışan bir arkadaşımın başına geldi, metro çıkışında bir suriyeli çocuk para istiyor, bu vermiyor, yine istiyor, bu eliyle yok param gibi bir hareket yapıyor, çocuk elindeki şişeye doldurduğu idrarını şişenin kapağına açtığı delikten bunun üzerine fışkırtmakla tehdit ediyor, o sırada çocuğun annesi de az ötede kucağında birkaç aylık bir bebek ve 2 yaşında bir kız çocukla oturup olan biteni gülümseyerek, çocuğa gaz vererek izliyor. o güne kadar pamuk şeker kıvamında olan, "ekmeğimizi bölüşürüz" edebiyatı yapan arkadaşım 1 ay gezi parkı'ndan geçemedi.
bu olayların hiçbiri bir çocuğun çamur birikintisine atlayıp üzerinizi çamura bulaması, açlıktan ekmek çalması gibi masumane olaylar değil, evveliyatına bakmadan zararlı bir hümanizmle "tüm çocuklar masumdur ve onlara her şey haktır" demek aynılarını siz yaşayıncaya kadar geçerli. insanın sabır sınırına dayanan, kamusal mekandaki güven ve aitlik hissini zedeleyen olaylar ve fakat suçlusu da direkt olarak çocuklar değil.
suç öncelikle aşırı doğurgan, cahil, kaderci ve tembel bir topluluğu ülkenin her yanına susam gibi kontrolsüzce serpen, bu insanların geleceğini ve topluma verecekleri zararı hiç düşünmeyen hükümette, daha sonra da dünyaya 1 çocuk dahi getirmemeleri gereken ailelerinde.
türkiye'de her gün 125 suriyeli çocuk doğuyor, bunlar doğumları kayda geçenler, 1 yıl içinde 2 doğum yapan kadın aile sağlığı merkezindeki hekim spiral takmayı önerdiğinde tersleyip kaçıyor, altı 3 gündür temizlenmediği için haykırarak ağlayan çocuğu doktora getiren 4 çocuklu suriyeli başka bir kadın, doktor bez uzatıp altını temizle diyince "o temizlesin" diye hemşireyi işaret ediyor. ürüyorlar, çocuklarına verecekleri -bakın ekmek aş kıyafet demiyorum- hiçbir vasıf, kültür, terbiye olmadığı halde sadece zevkine sürekli seks yapıyorlar ve bu durum bir kısım aklıevvellerce "ama savaş sonrası doğum patlaması olur böyle" diye açıklanıyor. hükümet doğum kontrolü için de, doğan çocukların geleceği için de gıda yardımı hariç hiçbir şey yapmıyor.
4 yaşında ona buna saldırıp eve para getirmesi için sokağa salınan çocuk gittikçe vahşileşiyor, toplumun sinirleri gerildikçe geriliyor. şu fotoğrafı salı günü kendim çektim, çocuk geldi, mont gibi bir şeyi boşluğa serip oraya yattı. ne bu çocuk sağlıklı olabilir böyle bir düzensizlikte, ne de toplum.
bu böyle giderse, bu insanların ıslahı için hiçbir çalışma yapılmazsa göreceksiniz daha çok böyle videolar piyasaya çıkacak, huzursuzluk, sinirlilik hali herkese sirayet edecek ve ne insanda ne toplumda içsel huzurun zerresi kalmayacak. bu "suriyelileri görmezden gelmeyin" diye ajitatif kamu spotları yayınlamakla yoluna girecek bir mevzu değil, basbaya buhrana giden sosyolojik bir mevzu. -
28. muhteşem yüzyıl kösem
kösem ölürse çok güzel olacak dizi.
kösem keşke ölse.
kınalı yapıncak'taki aliye rona bile kösem'den daha sevimli değil mi? o nasıl bir iticilik, uyuzluk, ben bilirimcilik, saygısızlık, hadsizlik, asık suratlılık. insanın 1 tek sevimli tarafı olmaz mı lan? yok işte. maşalı kötü kız saçlarını sallaya sallaya, büzdüğü dudaklarıyla "kimin olayına burnumu soksam" diye ifrit ifrit geziniyor, ne bir süslenip halvete gitmek var, ne ahmet'e iki güzel söz söylemek, yakışıklılığını övmek var, ne bir annelik var, ne aşk ne de bir güleryüz, varsa yoksa paşalara laf sokayım, herkesin aşkına meşkine, seksine, giydiği donun rengine kadar karışayım çünkü honodonomoz çok onomlo. kardeş orası senin hanedanın filan değil, sen bir yunan adasından alınıp getirilmiş bir kızsın, 61 yaşındayken de biri çıkıp "eh yeter bu memeli tayyip'ten çektiklerimiz" diye seni boğduruyor. sana ne? handan'la derviş birbirine aşıksa bundan sana ne? kuyucu murat sadrazam olamadıysa bundan sana ne? safiye sultan çiçek hastalığından karantinaya alınmış saraydan gitmek istemişse bundan sana ne be zebani karı? bi git, insanları rahat bırak. rahmetli hünkar dediğin herif 19 kardeşini zart diye boğdurmuş bir ruh hastası, handan derviş'e aşık olmasın da ne yapsın? derviş belki hayırlı bir iş için adamı öldürdü, belki adam senin ahmet'i de öldürecekti, nereden biliyorsun? şıkırtılı bir elbise giyeyim de zavallı ahmet'e bir kıyak yapıyım, çocukları iki mememe bastırayım da ana şefkati görsünler diye düşüneceği yerde ellerini ovuştura ovuştura "reyhan ağa'yı getirdin mi zülfikar? bu gece derviş'i de öldürüyor muyuz hemen söyle beybiliboy?" derdinde.
tamam hürrem de tek ayak üzerinde 10 entrika yapardı ama hürrem insandı insan, senin gibi terminatör değildi. ayşe hafsa sultan'ın birine aşık olduğunu duysa "aauvv süleyman yıkılır, hanedanımızın itibarı :((" gibi salak salak laflar etmez, "taş gibi kadınsınız validem, bence çocuk bile doğurursunuz, eee ne zamandan beri birbirinize aşıksınız? merak etmeyin süleyman'a söylemem. ay çok heyecanlı ^^" diye bu mutluluğa ortak olurdu. sen tabi duyguları olmayan bir domuz olduğun için anlayamazsın.
insanların kuyusunu kazmaktan yorulunca gidip "eee ahmet sen neler yaptın bugün? derslerini ihmal etme haa. ahahsdas liseli" diye ahmet'in başını okşamandan ibaret ilişkiniz de aşktan çok her şeye benziyor, bak 1 hümaşah sultan geldi, 2 dakika baktı zülfikar'a, 1 mendil verdi ortalık yıkıldı. ahmet'le senin seksüel enerji ise sıfır sıfır sıfır. sabah kalkıp camları silmiş, öğlene kadar halı yıkamış, akşama da kızartma yapmaktan canı çıkmış ev kadını bezginliğindeki suratınla ahmet'in yanına varınca çocuğa da gam kasavet veriyorsun. yaşayacağı 27 sene, ne yazık ki onu da senin gibi bir cenaze levazımatçısı suratlıyla geçiriyor. bi de "senden boy boy şehzadelerim olsun istiyorum ahmet" diyor, nasıl olacak o, bakışarak mı? bakışmakla çocuk oluyorsa söyle hemen alexander skarsgard'la bakışayım. şunlara bak da aşk gör allahın cezası. yancıları bile itici, o eycan'la meleki'nin suratlarından sevimsizlik akıyor. meleki denen çocuğun anası ölmüş güya, balibey'e aşık olan mihrimah gibi iskender'e "bn çck değlm :s" demenin derdine düşmüş 3 gün sonra. eycan ölecek diye çok sevindim ama o patates kız da ölemedi gitti.
bu dizinin en büyük sorunu kösem karakteri. beren saat'in henüz 16-17 yaşlarında olan bir karakteri neden kocası ölmüş, büyük acılardan geçmiş, türlü şerefsizliğe maruz kalmış, çocukları ölmüş 45 yaşındaki kösem'i oynar gibi oynadığını bilemiyorum ve yüzüne yapışan "burnumun ucuna sinek sıçtı" ifadesiyle kötü saç modelinden bir an önce kurtulmazsa diziye adını veren kösem'i seven 1 kişinin bile kalmayacağına kalıbımı basarım. 16 yaşındaki kızın bütün gün yeniçeri ağasıyla birlikte sokak sokak gezip olay kovalaması, empatisiz, tutkusuz, bezgin ve sinirli olması gerçekten çok itici. yoksa safiye, halime, handan, zülfikar, hümaşah filan çok tatlı şeyler.
kösem'i düzeltin, yoksa polis çağıracağım. -
29. kiralık aşk
senaristini aşırı ataerkil bulduğum dizi.
ilk bölümlerde "`gurur ve önyargı" referansları vardı bol bol. hatta ömer karakterini oluştururken mark darcy'den esinlenilmişti. ama aynı esin, esas kadının payına hiç düşmemiş demek ki.
laf cambazı, ukala, sivri dilli, iki ayağından başka dayanak aramayan, özerkliğini ilan etmiş elizabeth bennet yerine türk erkekleri ve patriarşi sempatizanı kadınların görmek istediği bir defne karakteri oluşturuldu, üzerine tüy dikiliyor haftalardır.
geçen bölümlerden birinde ömer zorla sanat filmi izletiyordu kıza. sanırım bir önceki bölümde de istakoz yemeye zorlanıyordu. kızın ağzından dökülen "mükemmelsin, şahanesin" referanslarına karşılık karşı tarafın soğukluğunu mark darcy sendromu ile açıklayacaksak, dengeleyici bir elizabeth bennet unsuru gerekmez mi?
neden bir kadının, bir kadın senarist tarafından yerin dibine sokulmasını izleyelim ki? senaryonun akmamasının,başrollerin yanyanan gözükmemesinin de ötesinde bir sorun bu bence. çünkü bu türkiye'nin büyük kadın sorununun en popüler dizilerden birinde tezahür edişi benim gözümde. -
30. gelmiş geçmiş en büyük rekabetler
bazıları adeta efsanedir.
----spoiler----
amerikalılar’ın kısaca coke dedikleri coca-cola , latin amerika’nın en büyük ve en zengin ülkelerinden venezuela’da 50 yıldır alt edemediği ezeli rakibi pepsi cola’yı bir “komando harekatı” ile bir gecede piyasadan silmiştir.
coca- cola’nın vizyonu temel bir mantık üzerine kuruludur: “madem ki ; meşrubatta dünyanın bir numarasıyım, o halde dünyanın tüm ülkelerinde bir numara olmalıyım” bu yaklaşım çerçevesinde kendisine direnen pazarları büyük fedakarlıkları göze alarak kendisine kazandıra bilmektedir. bu örnek olay çalışmasında da belirtildiği üzere coca-cola bugüne kadar rakibi pepsi cola’nın mutlak egemen olduğu venezuela pazarının %90’unu bir gecede ele geçirmiştir.
venezuelalılar’ın kendiliklerinden tüketim alışkanlıklarını değiştiremeyeceklerini anlayan coca-cola, pazarın temel direği olan genel distribütor ve şişelemeci olan cisneros grubu‘na yüklenmiştir.latin amerika’nın en güçlü gruplarından biri olan cisneros, 20 fabrikasında 57 yıldan beri pepsi cola’yı şişelemekte ve pazarlamaktadır.
ancak son zamanlarda grubun patronu oswaldo cisneros’un pepsi cola’ya karşı biraz buruk olduğu da bilinmekteydi.pepsi latin amerika’da son kalesini koruyan cisneros’a gereken ve beklediği ilgiyi gösterememekte idi. cisneros grubu yıllardır pazar genişletmek için yeni yatırımlar yapması gerektiğini söylemekte ve yardım istemekte , ama pepsi yönetimi oralı olmamaktaydı.
cisneros grubu’nun bu kırgınlığını iyi değerlendiren coca-cola , iki aşamalı gizli planını uygulamaya koyma vaktinin geldiğine sonunda karar vermiştir. ve ağustos 1996’da bir gece coca-cola’nın bir numaralı beyni “başkanlar başkanı” douglas ıvester , sessiz sedasız karakas’a gitmiştir. yine büyük bir gizlilik içinde avester ile osvaldo cisneros, pepsi cola’nın venezuella’da 57 yıllık egemenliğine son veren anlaşmayı imzalamıştır.
coca-cola neler vermediki cisneros’a … önce para. cisneros’a hemen 500 milyon dolarlık bir çek uzatıldı. sonra 20 şişeleme fabrikasında kapasite arttırımı ve yeni tesisler için ortak bir yatırım sözü. 500 milyon dolar coca-cola’dan , 500 milyon dolarda cisneros gurubu’ndan.
anlaşmaya imzaların konmasıyla birlikte zamana karşı bir yarış başlamıştır. çünkü pepsi cola hemen ertesi sabah piyasadan silinmeli idi. o gece binlerce işçi tutulup venezuela’nın tüm kentlerindeki tüm reklam panolarından pepsi cola afişleri ve renkleri temizlenmiştir. cisneros’un fabrikalarının cephelerindeki pepsi cola renkleri yok edilmiş, yerine coca-cola ‘nın renkleri boyanmıştır. binlerce dağıtım kamyonundaki pepsi cola yazılarının yerini dev harfklarle coca-cola yazıları almıştır. 20 fabrikadaki işçiler de unutulmamış; pepsi cola yazılı iş elbiseleri atılmış , atalanta’dan özel olarak üretilen coca cola iş elbiseleri giydirilmiş.
cisneros grubu‘nun fabrikalarında coca-cola üretiminin başlaması için yine de bir kaç güne ihtiyacı vardı. onun için özel kargo uçaklarıyla , alelacele 250 milyon şişe coca-cola getirildi. günün ilk ışıklarıyla birlikte operasyon tamamlandı.
venezuela ekonomi bakanı bu inanılmaz komando harekatını şöyle yorumluyordu. bu tam anlamıyla bir darbe , yönetimin kuvvet zoruyla el değiştirmesi. ve tüm darbeler gibi sabaha karşı yapıldı. coca-cola’nın başkanlar başkanı’nın yorumuda şöyle ” venezuela’da pazar payımız %10 bile değildi. şimdi bir gecede %90’a çıktı. ıt’s a good job...”
venezuella’daki darbe ertesi gün new york borsası’nıda uçurdu: coca-cola hisseleri bir seansta %20 değer kazandı. pepsi cola darbenin şoku içinde kendisine gelince , coca-cola ve cisneros gurubuna sözleşmenin ihbarsız bozulması ve haksız rekabet iddası ile amerika ve venezuela mahkemelerinde dava açacağını belirtti . pepsi yetkilileri cisneros grubun’dan 200 milyon dolar tazminat isteyeceklerini açıkladılar. bu durumda cisneros’lara güvence verildi. ” tüm mahkeme masraflarını ve davanın tabikini biz üstleniyoruz. venezuale’da yılda 3 milyar şişe coca-cola satmak için avukatlara bir miktar para vermeye değer. “
edit: imla. -
31. hürkuş-c
şimdi birazdan biri gelir, amerika'nın milyar dolar harcayıp geliştirdiği çok güzel görünümlü birşeyin linkini verir, adam bunları yapıyor biz hala gurur duyduğumuz şeye bak der, peşine bir de buna inanan çomardır der, siktir olur gider.
amaca yönelik gayet de verimli olabilecek bir uçaktır. türk mühendislerdeki kıpırdanma devam ediyor. -
32. galatasaray
sahip olmadığı şeyle dalga geçebilecek kadar yüzsüz taraftarlara sahip olmadığı için şanslı olan kulüp. uefa kupası şöyle uefa kupası böyle. ömö önlörön üöfö köpösö vör.. senin var mı kardeşim? 3 tane aldın da 1 tane alanla mı dalga geçiyorsun, yoksa geçen sene aldın da diğeri daha eski diye mi dalga geçiyorsun? hangi beyin kurduruyor olm size bu cümleleri, hangi cüretle yazıyosunuz lan?
4. yıldızı mı takacaksın?
taktı. (3'ü de ilk o takmıştı.)
20. şampiyonluğunu mu kazanacaksın?
kazandı.
uefa kupası mı alacaksın?
aldı.
süper kupa mı alacaksın?
aldı.
şampiyonlar liginde çeyrek final mi göreceksin?
defalarca kez gördü.
şampiyonlar liginde yarı final mi göreceksin?
gördü.
türkiye kupası mı alacaksın?
senin 3 katın kadarını aldı.
avrupa'ya gittiğinde, galatasaray'la aynı ligde oynuyorlar diye tanıtıyorlardı senin kulübünü ama işte senin üöfö küpölörü vör diye bızıklamana engel olmuyor bunlar. yüzsüzlük böyle bir şey çünkü. kazanamadığınız şeyle dalga geçip değersizleştirmeye çalışmak en iyi yaptığınız şey olmuş.
başkasının başkanı feda der para yok diye gezer ya da kendi başkanın aylarca yandex kullanın para gelsin yandex de yandex diye gezer, sen burda seferber olursun çok normal olur; bu kulübün başkanı bilezik alın dedi diye 24 saat dalga geçersin. çünkü ne dedik? yüzsüzlük.
seni paran olduğu halde malum sebeplerden avrupa'ya sokmazlar kendince mağdur olursun, bu kulüp parasızlıktan avrupa'dan men edilince dalga geçersin. çünkü ne dedik? evet. -
33. türkiye'ye talimat verdiğiniz günler geçti beyler
daha yeni askeri üslerini abd'ye açan bir partinin iddiası.
o değil de hani abd sizi gezi'de ve 17 aralık'ta yıkmak istiyordu hacı. rusya "höyt" deyince abd ve nato'ya sığındınız. batı ışid konusunda tepki gösterince, askeri üslerinizi kuzu kuzu batılı ülkelerin uçaklarına açtınız. hayatınız yalan dolan. nasılsa yüzde 50 ne dersek inanıyor diye, salladıkça sallıyorsunuz. -
34. the boss of europe
ulan bal gibi de bok gibi koreografidir. bunu söylemekte ne var allah aşkına bu kadar mı beyinsiz oldu bizim ülkedeki taraftar kitlesi.
adama "koreografi çok kötü" diyorsun yazdığı cevap "siz avrupada 11 maç kazanamadınız, beşiktaş zaten avrupada yok, sizin taraftar takımı protesto ediyor ühü ühü..."
yahu yazılan mesaj da, yapılan görsel de kötü olmuş işte, neyin tribindesin allah aşkına bu kadar abartmayın herşeyi. -
35. erdoğan'ın hayatı boyunca okuduğu tek kitap
kur'an olmadigi kesindir
-
36. masadan kalkarken yarım şişe suyu yanına alan kız
tam evlenilecek kadındır. paranın değerini, tasarrufu bilir. zor zamanlarda destekçin olur.
ama yanlış yapılmaması gereken ve asla boşanılmaması gereken kadındır. ayrılırken ebene atlar. donuna kadar alır. -
37. nazım ölürken karısı yan odada başka erkekleydi
(bkz: hikayeleri di'li geçmişte anlatma yavşaklığı)
orda mıydınız sayın amına kodumun? -
38. mig-29
uçakların kendi kafalarına göre uçup, masumların kafalarına bomba attığını düşünenleri görmemizi sağlamış olan teknolojik makine. çocuğu ayağını sehpahaya vurduğunda ağlamasın diye sehpahayı döven ebeveynler demek ki hep bu kafalardan çıkıyor.
-
39. kadınlarda dış görünüş sahtekarlığı
aslında olmayan sahtekarlıktır. olay tamamen erkeklerin kendilerini koyvermişliği veya sadeliği tercih etmeleri ile alakalı. düzgün bir sakal ve saç tıraşı, üzere tam oturan şık, kaliteli bir takım elbise, tamamlayıcı kol düğmeleri ve güzel bir saat ile erkekler de aynı illüzyonu yaratabilir. (aynısı günlük kıyafetler için de çeşitlendirilebilir)
ama biz eğer ortada çok özel bir gün yoksa uğraşmıyoruz. şu an bu satırları dahi diz yapmış eşofmanım, 4 aydır kesmediğim sakallarım ve uzun yağlı saçlarımla sokakta yürürken yazıyorum. şu an bir ışid militanından tek farkım, az sonra kendimi patlatmak yerine 2 bira alıp eve geri dönecek olmam.
şimdi yanımdan geçen güzel bi kadına ''sen sahtekarsın'' deme hakkım var mı? gerçi böyle bi hakkım olsa da diyemem, çünkü ben güzel kadınlarla konuşurken heyecanlanıyorum ama şu an konumuz bu değil. sonuç olarak, kadınlara dış görünüşlerinden dolayı sahtekar diyemeyiz, çünkü çok saçma. -
40. 20 mart 2016 hesaplarımızı kapatıyoruz kampanyası
entrylerini gerçekten silmek istemeyenler yapabilir. hiç yoktan iyidir.
sözlükte gerçekten hesap kapatma diye bir fasilite olmadığından yapılması silmek kadar anlamlı değil. hesap kapatma dediği aslında 1 günlük kafa izni. entryler gerçekten silinmiş olmuyor ve sözlüğe giriş yaptığında hiçbir şey yaşanmamış gibi her şey eskisine dönüyor. yaptırım gücü sıfıra yakın.
zaten bu nedenle kanzuk ve ssg başından beri "entrylerinizi silmek istiyorsanız hesabınızı kapatın" diye çakallık yapmaya kalkıyorlar. çünkü kendilerine pek zararı yok. üstelik yazarın cevap hakkı da ortadan kalkıyor. muhalif yazar susturulmuş oluyor.
ayrıca yarın sözlük satışa çıktığında bu entrylerin hepsi para edecek. en çöp olanı dahil. hepsi birer altın yumurtlayan tavuk.
(bkz: pasif gelir)
bu yüzden yapılabilecek en ideal şey önce entryleri silmek sonra hesabı kapatmak. -
41. en kötü fiyat performans futbolcuları
cogu malesef galatasarayda takilir.
oynar demiyorum bak takilir. -
42. terim'in volkan'ı fransa'ya götürmesi
-
43. vodafone arena
kombine satışının durma nedenini kısaca açıklamak gerekirse,
şimdiye kadar yapılan kombine satışları ilk projede tasarlanan koltuk düzenine göre yapıldı ki, hatırlayan olacaktır, koltuk seçimi ekranında çok sayıda koltuk seçilemez durumda gözüküyordu.
şimdi koltuk sabitlemesi yapılıyor ve oturma planı son haline geldi. koltukların yerleşimini yapan firma son oturma planını kulübe gönderene kadar kulüp kombine satışlarını durdurdu.
özellikle köşelerde yapılan proje değişikliği kapasite artışı da sağladı.
önümüzdeki hafta finalize edilmiş oturma planı ile tekrar kombine satışı başlayacak. ve yeni bir fiyatlandırma olacak.
açılış için ise başkan fikret orman 5 nisan'da süleyman sebanın doğum gününde devlet erkanı, kongre üyeleri, eski sporculara bir kokteyl tadında açılış organize etmek ve 9 nisan bursa maçında ilk maçı oynatmak istiyor.
taşeron firmalardan gelen bilgi ise 9 nisan da maç oynanmasının zor olduğu ama 30 nisana kesinlikle maç oynanacak şekilde hazır olacağını söylüyorlar.
hasret bitiyor. -
44. türk erkeğini en çok andıran araba
-
45. hayattan bugüne kadar öğrenilen en önemli şey
en iyi günler de en kötü günler de geçiyor. çok da şey yapmamak lazım.
-
46. 2015 yılında 55 bin suriyeli bebeğin doğması
ben az biraz strese girince çüküm bile kalkmazken, adamlar yersiz-yurtsuz, aç bir şekilde çatur çutur nasıl zikişiyolar dedirtmiş haber.
adamların dünya sikine minare götüne -
47. düşünebiliyor musunuz gazeteleri var
düşünebiliyor musunuz türkiye cumhuriyetinin demokrasisi ve anayasası var. söylerse şaşırmayın diye...
t: bir cumhurbaşkanı vecizesi. -
48. gidiyoruz isviçre'ye
okullar olmuş harem,
ışid desen bir alem.
gss, vergiler, yasaklar,
dönmüyoruz isviçre'den. -
49. recep tayyip erdoğan
bir gün hz. ali'nin taraftarlarının yoğun olduğu küfe'den, bir arap, devesiyle şam'a gelmiş. şam sokaklarında dolaşırken biri ona yanaşmış:
- ver o dişi deveyi bana! demiş. tartışma büyümüş, küfe'den gelen adam, "bu deve benimdir, üstelik dişi değil, erkektir" diye itiraz etmişse de anlaşamamışlar. konu muaviye'ye yansımış.
halk meydanda toplanmış... muaviye, küfe'den gelenle şam'da deveye sahip çıkan yerliyi dinledikten sonra, kararını açıklamış:
- bu dişi deve şamlınındır!
sonra toplananlara dönmüş ve sormuş:
- ey cemaat, bu dişi deve kimindir?
cemaat hep birlikte bağırmış:
- şamlınındır!
küfeli şaşkın bir vaziyette devesinin ardından bakakalırken, muaviye onu yanına çağırmış:
- ey küfeli, dinle! sen de ben de biliyoruz ki, bu deve senindir ve dişi değil, erkektir. ama sen küfe'ye dönünce gördüklerini ali'ye anlat ve de ki: "ey ali, muaviye'nin, dişi deveyi erkekten ayırt edemeyen, o ne derse evet diyen 10 bin adamı var! ayağını denk al!"
işte siz sayın erdoğan bu dönemi yaşıyorsunuz. muaviye gitti, ali de gitti. bilin istedim ki siz de gideceksiniz.
ve bu dönemi yaşayan bizler sizi ibretlik öykü olarak anlatacağız. tarihimize düşmüş bir kara leke. -
50. sözlük yazarlarının ingilizce seviyeleri
-good morning class.
+good morning teacher.
-how are you?
+fine thanks. and you?
-fine thanks. sit down please.