Ekşi Sözlük Debe Listesi

Rastgele
Hepsini aç
  • 1. 23 ocak 2019 ayşen gruda'nın vefat etmesi

    yer aldığı şu filmlere bakar mısınız?
    (bkz: tosun paşa)
    (bkz: süt kardeşler)
    (bkz: şabanoğlu şaban)
    (bkz: hababam sınıfı)
    (bkz: neşeli günler)
    ve daha niceleri...
    bizleri güldürdüğü için minnettarız.
    nur içinde yatsın.
    edit:
    çöpçüler kralı, gülen gözler ve çiçek abbas'ı özellikle eklemem istendi.
    edit 2: film istekleri bitmiyor. bizim aile, davaro ve şekerpare'yi de son olarak ek yapiyorum. ne kadar buyuk oyuncuymussun aysen gruda, yaz yaz bitmiyor!

  • 2. 23 ocak 2019 yılmaz özdil kitap satış adedi

    tam 9'u 5 geçe siparişimi tamamladım. atam görse gurur duyardı benimle. bundan sonraki kampanya cennette atatürk'ün yanında dublex ev satışı olur umarım. büyük liderimiz yılmaz özdil bunun da satışına başlasın lütfen. çünkü çok büyük bir muhalif ve dik durduğu için hepimizi sikmeli. kudurun.

  • 3. en keyif alınan üçlü kombinasyon

    (bkz: ffm)

  • 4. 23 ocak 2019 yılmaz özdil açıklaması

    “cumhuriyet tarihinin gördüğü en alçakça, en adice hem de planlı ve organize sosyal medya saldırısından bizi koruyan bizi savunan yurtseverlere çok teşekkür ederim”

    bu dil bir yerden tanidik geliyor ama nerden? her hosuna gitmeyeni vatan haini olarak yaftalayanlarla ilginc bir paralellik var.

  • 5. bir evde huzur olduğunu gösteren detay

    mutfakta yanan davlumbaz ışığı , yuva sembolu adeta.

  • 6. hayatın en acımasız gerçeği

    doğduğumuz ya da yaşamımıza devam etmek zorunda kaldığımız ancak mizacımıza ve ruhumuza uymayan bir coğrafyaya mecbur kalmak. ve ne tat alırsak alalım, bu toz pembe tatlı hayatın bir gün elektrik gibi kesileceği ve ondan koparılacağımız gerçeğinin patlamaya hazır çehov'un tüfeği ya da damokles'in kılıcı gibi tepemizde asılı durması.

  • 7. 23 ocak 2019 çaylaklardan spam saldırısı

    eee o kadar aranan adamı bir arada görünce müdahale etme gereği duymuşlar. sol frame'i xnxx'e çevirirseniz olacağı bu.

  • 8. sonra döndüm ve dedim ki

    imam hatipler kapatılsın!

  • 9. ayşen gruda'nın abartılmış bir oyuncu olması

    cocukken iyi futbolcu dendiginde sadece gol sayilarina bakardik , sonra anladik ki futbol bir takim oyunu ve herkes cok onemli.

    (bkz: dusuk iq gostergesi basliklar)

  • 10. 3 kere nişan atmış konfeksiyon işçisi bodur kız

    baba evinde piremsesler gibidir.
    babasının bir tanesi,
    kardeşinin ablası,
    anasının amıdır.
    kün fe yekündür.

  • 11. türkiye afganistan'dır

    malesef afganistan'ı veya benzer ülkeleri görmeyenlerin sadece boklamak için söylediği cümleler o kadar komik ki..uzun sürelerini ortadoğuda harcamış insanlar bilir kıymetini memleketinin. her ne çeşit insan görürsem göreyim hiç bir şekilde aynı değildir. götü yiyen varsa kabil'e gitsin. papyon takıp tespit sıçmak ile sırf muhalifliğim yürüsün diye sallamakla olmuyor. gözünüz kör olmuş boklamaktan.

    evet güzel eleştiriler söz konusu ancak denk getirmeye çalışmacalar ve buna destekleriniz yersiz.

    not:hala ortadoğuda bir yerlerdeyim yılın yarısı burada geçti. yurtlarının odasından siyaset kasan ergen gençler, kadıköyün sokaklarından yazan tatlı kelebek solcuları kıymetini bilin oraların.

  • 12. 1881 kerizin kaynaksız kitaba 2500 tl vermesi

    yanlışı yanlışla düzeltmek denyoluğun dik alası olduğu için "kuran, din, ık bık olunca..." diye savunmayın şu kitabı allah aşkına ya.

  • 13. misvak'ın yılmaz özdil capsi

    kimse kusura bakmasın bu sefer yerinde olmuştur.

  • 14. ezberlenen en saçma şey

    off
    üzülme bebeğim sakın üzülme
    olmadı işte ayrıldık
    kızmadım sana kızamıyorum yeter ki sen üzülme
    ben sana hiç kıyar mıyım
    yani o kadar da hıyar mıyım
    hıyar dedim de aklıma geldi
    yeni sevgilinle aran nasıl?
    o da seni benim seni sevdiğim gibi çok seviyor mu?
    ara sıra görüşelim olur mu?
    misafir ol gel bana yumurta kırayım sana
    param pulum yok ama borç yazdırırız bakkala
    seni nasıl sevdiğim senin umrumda değil
    hatırlar mısın bilmem o mahmur beste çalar müjgan ile ben fenalaşırdık
    ha sahi geçen gün bekledim seni saza niye gelmedin?
    seni bilmem ama ben acayip gaza geldim sonra soda içtim geçti
    hatırlamalı, sevgiyle anmalı, unutmamalı, inciltmemeli,
    uçanmemeli, kaçanmemeli, tutanmemeli, öbürüde gelmiş hani bana hani bana demiş
    biliyorsun ne yapsam ayrılamam senden

    hafife alma aşk vurur insana bir de yer vurur sonra masa tenisi
    bu kadar kolay sanma ilvanlim, ilvanlim, ilvanlim aman neyse...
    sen çok güzelsin ama a acayipsin b acayipsin c hiç biri d hepsi senin
    hatırlar mısın sazlar çalınırdı çamlıcanın bahçelerinde benimde arabanın teybini çalmışlardı
    şimdi de seni çaldılar benden
    ve şimdi içiyorum her gece, her gece başka bir işkembe
    paça, tuzlama, kokoreç, kelle gel beni kısmen yelle
    he unutmadan ebabil bir kuşsa saka daha kuştur
    saka kuş olarak kalacaktır kuştur kuş olacaktır
    kuştu, kuştunuz, kuştular, kuşarlar
    şiirime burda son verirkene bi dakka doktor bey geliyorum
    şiirime burda son verirkene seni çok sevdiğimi söylemek istiyorum
    ha bi de yeni kedi aldım o da çok şeker
    yaslı gitti şen geldim, aç koynunu ben...

    ezberlemeyen var mı bunu cidden?

  • 15. aylık 20 bin tl maaşı dibine kadar hak eden meslek

    şu anda 20 bin tl alan mesleklerdir.

    liberal ekonomide bir mesleğin ve pozisyonunun karşılığını ancak ve ancak hak ederek alabilirsiniz.

    milletvekili diyenler kadar malumu ilam edecek kadar sığ olmayın. 80 milyonu ilgilendiren yasaların oylandığı mecrada ne bekliyordun? yatıyorlar argümanı geçerli değil çünkü tartışılan meslek mensubu yahut yanlış örnek teşkil eden bireyler değil, meslek.

    maden işçisi örneği verecek kadar da romantik olmayın. çoğu beyaz yakadan fazla kazanıyorlar ve hak ediyorlar ama 20k hak ediyor olduklarını iddia etmek de gerçekçi değil. sonuçta okuma yazma bilmene bile gerek olmadan icra edebilinen bir meslek. bedenen yorulmak veya ölüm riski eşittir çok para hak etmek argümanını aklınızdan çıkarın önce.

    lafa geldi mi dünyanın gerisinde kaldık, çağa ayak uyduramadık dersiniz. nasıl uyduralım mavi yakaya 20k vererek mi? geçiniz.

    maaş verilmez alınır, kendine bir sor bakalım nefret ettiğin iş yerinde kalmaya seni mecbur eden ne? yığının arasında kaybolan sıradan bir beyaz yaka olman olmasın sakın.

  • 16. 23 ocak 2019 galatasaray açıklaması

    (bkz: beceriksizliğin ilanı)

    ne hikmetse bu aksilikler dünyada bir galatasaray'ı buluyor, galatasaray'dan başka forveti olmayan büyük takım var mı allahaşkına? adamlar bir yıldır kulübü yönetiyor, fatih hoca bir yıldır forvet istiyor. bir yıldır bir tane forvet getiremediler bahanesi de profesyonel dünyanın bariyerleri oldu, yersen.

  • 17. avrupa çöktü türkiye ilerliyor diyen amca

    ....................
    + emekli misin ?
    - evet.
    + oradan mı buradan mı ?
    - oradan.
    + almanya'dan ?
    - evet.
    + ne kadar alıyon ?
    - neyse...
    + ne kadar işte ?
    - ya neyse... niye söylüyüm?
    .....................

    sen cahil falan değilsin amca.
    sen sadece; kuldan utanmayan, allah'tan da korkmayan riyakarın birisin hepsi bu.

  • 18. de'lerin yazılışına takmış güruh

    kompleks demiş gerizekalının biri.
    bu insanlara teşekkür edeceğine gelip zırlayan tipler, hatalarının gösterilmesini kişiselleştirip problem yaparlar.

    özgüvenleri düşüktür. birisi tarafından hatasının gösterilmesini daha da büyük bir kişilik problemi haline getirirler. ben aslında umursamıyorum, istesem yapmam vs. tadında takılırlar.

    sen benim hatamı mı arıyorsun diye bozulurlar. halbuki düzeltenin umrunda bile değildir kim olduğu...

    gerçek hayatta bu insanların etrafındakilere allah sabır versin. göz göze gelip tebessüm etseniz çok mu komik sen aynada kendine bak falan derler.

  • 19. 140journos'un atanamayan öğretmen videosu

    birisi sormuş "3-5 kişi için devlet hizmet götürmek zorunda mı? evet zorunda. devlet dediğin şey zaten bunun için var. oradaki konutlara tapu veriyorsan, oy kullanma hakkı veriyorsan hizmet götürmek zorundasın. ayrıca okul 3-5 kişi için yapılmıyor. bugün 3-5 kişi okur, yarın 3-5 kişinin çocukları daha sonra onlarında çocukları. yani okul denilen şey bir kaç sene için yapılan bir şey değil. bugün japon bir çocuğu bile düşünüyor, hizmet götürüyorsa sende götürmek zorundasın. götürmezsen ağlarsın japon yapıyor biz yapamıyoruz diye.

    biriside demiş neden atama olmayacağını bildiği halde okuyor? bunu sormak yerine binlerce kişinin neden kadroya alınmayıp, saati 30 kuruşa sigortasız öğretmenlik yaptırıldığını sorgulamak lazım.

  • 20. marvel'in en sevilen karakteri

    genel yüzdeye vurulduğunda örümcek adam olduğunu düşündüğüm kahraman.

  • 21. system of a down'ın en güzel şarkısı

    (bkz: lonely day)

  • 22. ekşi itiraf

    babaannem, bizde kaldığı zamanlarda, tipik bir babaanne gibi sabahın 5'inde uyanırdı hep.* bizler ise deli gençlik modundaydık... yani, sabaha karşı yatıp, akşama kadar uyurduk. haliyle, kadıncağız epey bir sıkılırdı evde.

    sürekli yanımıza gelip, yüksek sesle "uyuyun, uyuyun... rahat rahat uyuyun yavrularım" derdi. ama yer miyiz biz? amaç; uyanmamız için psikolojik baskı yapmaktı.* zira, ara sıra kendine engel olamayıp "cık cık cık... bu zamana adam mı kalır.. abov.. cık cık cık" diye homurdanırdı da...

    neyse. bu aralar sabahları uyanmakta epey bir zorlanıyorum. ve işe gitmek için hazırlanırken, ev ahalisini mutlu mutlu uyurken görmek sinirlerimi bozmaya başladı...

    bu yüzden, son iki gündür, tek tek kapılarına dikilip: "uyuyun uyuyun. rahat rahat uyuyun siz... ben çalışırım.... eve ekmek parası getirim... siz hiç merak etmeyin..." temalı bi psikolojik baskı uygulamaya başladım. ve inanır mısınız, bu ufak trollük güne daha neşeli başlamamı sağlıyor.*

    özetle; babaannem işini biliyormuş sözlük... cidden troll bir kadındı.*

    umarım nurlar içinde, rahat rahat uyuyordur artık.

    itiraf mı? kendisini çok özledim.

  • 23. 22 ocak 2019 flo ayakkabı işe alım rezaleti

    yaklaşık 1,5 sene önce flo’nun bir mağazasına yaptığım iş başvurusundan sonra şaşırtmayan rezalet. depo personeli olarak açılan iş ilanını mağaza müdürü ile görüşünce ‘öyle bir iş ilanı var evet ama biz satış için adam arıyoruz’ dediğinde görüşme için 30 dakika bekletildiğime mi yanayım devamında o teklifi bile kabul etmeme rağmen sorduğu ‘satış elemanı nedir? ne işe yarar? bunu bana satabilir misin?(masadaki bardağı gösteriyor)’ gibi aciz sorulara maruz kaldığıma mı bilemedim. ama bu arkadaşı hem mevcut olduğu işinden edip hemde yapılan uygulama büyük rezalet. şimdi gel çalış biz alımlarımızı başlattık deseler bu adam aynı istekle çalışır mı? veya arkadaşın zararını kim karşılayacak?

  • 24. 183 cm'den kısa adamın erkeğim diye gezmesi

    sözlükte bin kere aynısı açılmış başlıktaki sayının bir basamağını değiştirerek aynı başlığı bin birinci defa açan sığır sikinin aksine gayet normal bir insandır.

  • 25. ülkü ocakları'nın 1881 adet nutuk dağıtması

    atatürk’ün türkiyesinde türk’üm, doğruyum, çalışkanım sözlerinin yer aldığı andımız kaldırıldığında sesini çıkaramayan ülkücülerin boş işleridir.

    t.c. kaldırıldığında da gidip resmi dairelere t.c. ibareli panoları geri astınız mı?

    bursaspor maçında doğu türkistan ile ilgili pankart kaldırıldığında doğu türkistan ile ilgili pankart açtınız mı? bildiri dağıttınız mı?

    atatürkçü subaylar ergenekon yalanlarıyla hapse gönderildiğinde, atatürk’ün askerlerini gidip savundunuz mu silivride?

    yapmadınız, yapamazsınız. neden?
    çünkü kuklasınız. rte bahçeliye, bahçeli de size ne derse onu yapmakla mükellefsiniz. ya beyniniz yok. ya da beyninizi kullanmaya cesaretiniz.

    not : eski ülkücü.

  • 26. akp'nin kaybediyor oluşu

    edit: yazının üstünde açıklama gereği duydum. sırf hiç bir bilgisi olmadan aşağıda boş beleş entry girenler için.

    akp oy kaybetmez. seçmen gider yine oy verir diyenler için. %49 alan parti %42 almış nerde bu %7 demek kaybediyor. akp oy çalıyor diyenler için akp gerçekten bunu yapıyor olsa.

    •ne zaman ne yapacağı belli olmayan devlet bahçeli ile ittifak yapmak zorunda kalmaz. meclis çoğunluğunu 6 milletvekili ile kaybetmezdi.

    •hdp’yi baraj altında bırakır hdp’nin çıkaracağı milletvekillerini kendi çıkarırdı.

    •ittifak stratejisini yapmaz. iyi partiyi’de baraj altında bırakarak onun milletvekillerinide alırdı.

    •meclis’te yakaladığı 400 ve üstü milletvekili ile referanduma gitmeden istediği zaman mecliste anayasayı değiştirirdi.

    •madem çalıyor ise aşağıdaki yazımda yazdığım bunca kampanya’yı neden yapıyor ? oturur bacak bacak üstüne atar nasıl olsa kazanıcam koyver gitsin derdi.

    çalma olayı safsatadan ibaret gerçek seçimi görmek istiyorsanız bakırköy kadıköyden değil nüfusun yoğun olduğu bağcılar’da sandıkta bekleyin o zaman gerçek seçimi göreceksiniz. pc başından fularla entry girmeyle olmuyor o işler.

    biraz uzun bir yazı olacak ama sade net kaynaklı bir şekilde durumu anlatacağım.

    akp 24 haziranda %42 oy aldı. akp amblemine mühür vuran gerçek akp’lilerden bahsediyorum. mhp’liler mecliste akp’ye oy vermedi sadece başkanlıkta rte’ye oy verdi. bu yüzden rte %52 ile başkanlığı aldı. işin asıl ilginç tarafı akp tarihinde ilk defa 7 haziran’dan sonra meclis çoğunluğunu kaybetti. her ne kadar başkanlığı almış da olsa artık ülkeyi koalisyonla mhp ile yönetmek zorunda. bunu nerden mi anlıyoruz ? bir sabah devlet bahçeli’nin ittifak yapmıyoruz açıklamasıyla dolar 6 lirayı gördü. normalde bahçeli’nin açıklamalarını piyasalar takmazdı. ama artık takıyor ve takip ediyor. tabi daha sonra rte bahçeli ile anlaşmak zorunda kaldı.

    şimdi gelelim yerel seçimlere.
    akp’ye oy veren seçmeninin %10’u ekonomik kriz, zamlar, fiyat artışı nedeniyle protesto edip sandığa gitmeyecekler. çünkü bu insanlar oy vereceklerse ya akp’ye oy verirler ya da tepki olarak mhp’ye verirler. asıl sorun ortada mhp’nin adayı olmaması bu yüzden protesto edip sandığa gitmeyecekler. hepsi mi edecek tabi ki hayır ama her 10 seçmeninden 2’si protesto edecek durumda. bu da akp için yüzde 10’luk oy kaybı demek. bu anlattıklarıma kaynak isteyenler olacak. akp’li tayfa genelde facebook kullanır. twitter kullanmazlar. zaten twitter’da bi seçim yapılsa chp %70 ile iktidar olur. rte’nin ve akp’nin resmi facebook sayfalarında ki yorumlara bakın ne demek istediğimi anlayacaksınız. bi de şu sokak röportajlarına bakın buna da bakın istanbul’da kalesi olan bağcılarda bile akp üyesi kadın ekonomik nedeniyle oy vermeyeceğini söylüyor. bunun gibi onlarca sokak röportajı var. tabi halen akp’ye oy vericem diyenler var. ama her 10 akp seçmeninden 2’sinin ekonomik nedenlerle oy vermeyeceğini görebilirsiniz. bu protesto nedeniyle akp’nin ham kendi oyunun %42’den %32’e düştüğünü düşünüyorum.

    şimdi mhp’lilerin oyu var diyenleri duyar gibiyim. 24 haziranda akp amblemine oy vermemiş mhp’linin yerel seçimde akp’ye oy vermesini beklemek salaklık olur. hele ki akp’nin kendi tabanının ekonomi nedeniyle protesto ettiği dönemde. zaten bu dediğimi akp’li fatma şahin doğruluyor. ne dedi fatma şahin “masa başında ankara'da yapılan ittifakların tabanda istenen karşılığı bulmayacağını düşünüyorum” kaynak

    peki akp genel merkezi bunun farkında değil mi ? tabi farkında tahminimce her hafta kamuoyu araştırması yapıyor. ilk önce kaybettikleri seçmenleri ve mhp oylarını çekebilmek için düşman yaratma stratejini denediler. sarı yelek ve gezi parkını dile getirdiler. ama baktılar ses soluk yok. ordan ekmek çıkmayacak işlerde kötüye gidiyor. hemen indirim ve kampanyalar başladılar.

    •ilk başta elektrik doğalgaz indirimi geldi. baktılar anketelere çözüm değil.
    •asgari ücrete %26 zam yaptılar bi anket daha, yine tutmadı.
    •kredi kart borcu olanlar için ziraat bankasından ucuz kredi vereceğiz.
    •baktılar elektrikte yapılan indirim kendi tayfasını kesmiyor ? devletten yardım alan vatandaşların elektrik faturasının 80 lirasını devlet ödeyecek açıklaması geldi.
    •sonra dediler ki biz böyle indirim,kampanya falan yapıyoruz ama işin temeline girmek lazım. bu işi anca böyle çözeriz dediler. merkez bankasının nisanda yapacağı toplantıyı ocak ayına çekip 37 milyar tl’yi hazineye aktardılar. sırf esnafa kobilere ucuz kredi verip piyasaya para pompalayabilmek için.
    •en son çare bari tabanı kaybetmeyelim diye rte’den açıklama geldi. “ilçe değiştiren 1,5 milyon seçmen var. bunların 222 binden fazlası bizim üyemiz onları yakın markaja alacağız” dedi. normalde hiç bir seçimde böyle açıklama yapmayan rte bir oyun bile önemini teşkilatlarına anlatmaya çalıştığını anlıyoruz.

    peki akp böyle plansız programsız seçime girmiş olamaz dimi ? en büyük plan neydi ?

    abd’nin suriye’den çekilmesi ile fıratın doğusuna orduyu sokacak devletin beka algısıyla herkesi sandığa çekecekti. herkesten kastım zamlar nedeniyle akp’yi protesto edecek %10 kendi seçmeni ve mhp oylarının tamamı. bu durumda mevcut %32 oyu %50’nin üstüne çıkmış olacaktı. ama o planda suya düştü. çünkü abd çekilme zamanı olarak 120 gün süre verdi. bu tarihte seçimlerden sonraya denk geliyor. şimdi akp’nin b planı var mı ona bakmak lazım. ama anladığım kadarıyla yok. çünkü normal şartlarda yılmaz özdil yazılarını takmayan rte “bana zorla mozart dinletmeye çalışıyorlarlar” diye mağduriyet kasmaya çalışıyor. ne kadar zor durumda olduğunu siz düşünün.

    peki muhalefet ne yapmalı?
    hiç sesini çıkartmayıp pot kırmamalı. sadece sahada olup daha fazla insana temas edip dertlerini dinlemeli ve onlara hak vermeli. zaten normal şartlarda hiç muhalefet olmasaydı akp tek parti olsaydı. akp’nin alacağı oy %30’u geçmezdi. geri kalan %20 oyu ise karşı ittifakı korku düzeni gibi gösterip, insanların korkuları üzerinden alıyor. yani devamlı bir düşman yaratma stratejisiyle oy topluyor. rte’nin son yaptığı açıklamalardan bunu görebilirsiniz. “chp demek çöp demek, illet ittifakı” söylemleriyle.

    ama en çok akp’nin kimyasını bozan muhalif seçmen oldu. ben bu sisteme (bkz: svihs) diyorum. muhalif kesimde ki insanlar artık hiç bir şeye tepki vermiyor sesini dahi çıkarmıyor. akp tepki bekledikçe tam tersine daha çok susuyorlar. her olan olaya (bkz: svihs) diyorlar. dolayısıyla zamlar altında boğulan kendi seçmenlerini ikna etmeleri imkansızlaşıyor. çünkü ortada düşman yok.

    peki amerika’ya gider yapar diyeceksiniz ? yapamaz çünkü bu sefer dolar kuru tekrar 7-8 bulur. hazır seçim dönemi ekonomi hepten batar. kaybedilen seçmeni kazacağız derken hazır seçeninide kaybeder. avrupa’ya gider yapar diyeceksiniz ? ülke ihracatının %70 avrupaya yapılıyor. kur aynı şekilde tepki verecektir.

    muhalif seçmenin yaptığı en büyük hata ise oy kullanmayacağım lafı. zaten trollerle bu algıyı kasıyorlar “akp kazanacak ne gerek var” diye. muhalif seçmeni etkileme derdindeler. eğer muhalif seçmenin %10’u sandığa gitmez ise, aynı şekilde akp seçmeninde %10’u sandığa gitmemezse seçimin bir anlamı olmayacak. akp’nin genel ortalamada oy oranı %32 yerine yine %40 üstü küsürlerde gözükecektir. bu şekilde bir çok il ve ilçeyi alarak seçimi kazanacaktır. muhalif seçmene diyeceğim tek şey şu; hayatından sadece 1 saatini alacak oy kullanmak, ama 4 yıl boyunca edeceğin isyan küfür günlerini aylarını alacak. herşeyden önce kaybedecek neyin var ?

    peki ne mi olacak ? ileri ki zamanlarda akp’nin yeni c ve d planlarını görüyor olacağız. ama bir gerçek var ki akp’nin her geçen gün oy kaybediyor oluşu. bu yüzden c ve d planları çok sert olacaktır.

  • 27. ilk kez sevgilisi olan donanımhaber üyesi

    yazarların evde kalıp kalmamasını, şişman insanların özgüvenini, boşanan kadınların hallerini, boyu 170 altı insanları aşağılamaları bırakıp şimdi de insanların mutluluğuna mı salça oldunuz?

    eleştirmiş bir de, sana ne amk?

  • 28. halkı aç gezerken şapka kanunu çıkaran lider

    halkı aç gezerken saray yaptıran liderden yeğdir.

    entry girip prim yaptırmayacaktım lakin dayanamadım.

  • 29. insanlık tarihinin en büyük dahisi

    "insanlık tarihinin en büyük dahisi"ndeki "en büyük" kısmını biraz açmak istiyorum. eğer kastedilen şey "zeka" konusundaki nitelik ise belki dediğim kişi olmayabilir. lakin dahiliğin yanında başka bir özellik ile büyüklük kazanılıyorsa o zaman benim tercihim giordano bruno bey kardeşimdir.
    neden?
    dahilik kavramını biz hep bilim insanları konusunda düşünüyoruz normal olarak. bilim insanlarının temel uğraş konusu tabi ki bilim (aferin bana güzel tespit)
    söyleyeceklerim daha yeni başlıyor.
    az çok okuduğum kitaplarda ve izlediğim belgesellerde bilim tarihindeki en önemli şeylerin başında şu ikisi geldiği kanaatindeyim: 1-her bilim insanının bir önceki bilim insanlarından faydalanarak bir gelişme kaydetmesi. 2-cesaret.

    1. maddeyi dikkate aldığımızda bilimin tarihsel olarak her dahinin katkısıyla bir yerlere geldiğinden bahsedebiliriz. eğer dahi, dahiliğinin getirdiği imkanlar ile bir bilimsel çalışma ortaya koyamıyor ise veya ortaya koyduğu bilimsel çalışmayı dış dünya ile paylaşamıyorsa insanlığa ve bilime katkısı olamadığı için dahilikte "en büyük"lük sıfatını hakketmediğini düşünüyorum.

    2-zurnanın zırt dediği nokta: cesaret.
    hatırlatalım.ilk maddenin geçerli olabilmesi dahiliğin dışa vurumuyla ve bunu dünya ile paylaşmayla mümkündü. örneğin galile kardeşimiz önce teleskopu bulacak ki, carl sagan uzay bilimlerine yönelsin. ya da mercekti camdı bunlar bulunacak ki galile kardeşimiz teleskop yapabilsin gibi.
    peki dahiliğin verdiği imkan ile ortaya koyulan bu buluşları dünya ile paylaşmak için neden cesaret şartı gereksin?
    çok basit, ya din adına, ya ekonomi adına ya da belirli tabular veya çıkarlar adına bir baskı tarih boyunca bilimin üzerinde ağırlığını hissetrirmiştir. eğer bilim insani cesarete sahip olmaz ve bilimsel çalışmasını ortaya koymaz ise birbirlerinin üzerilerine inşa edilen bilimsel bir yapı söz konusu olamaz. olursa da aksak olur. o nedenle cesaret, olmazsa olmazdır.

    bu açıklamalar ışığında bruno kardeşimiz kimdir?
    kendisi esasında bir papazdır. evrenin, klisenin anlayışından çok daha farklı olduğunu ve dünyamız gibi başka dünyaların olduğunu düşünmüştür. bu düşüncesi herhangi bir bilimsel çalışmadan ziyade iyi bir zekanın getirdiği başarılı bir tahmindir. ancak bu tahmin ve fikirler klisenin hoşuna gitmez. brunoyu sürerler. gittiği yerlerde de alay ederler brunoyla ama bruno yılmaz "gurbet elde bir hal geldi başıma aglama gözlerim mevlam kerimdir" der. derman arar iken derde düş olan bruno tekrar memleketine döndüğünde klise onu hapise atar. yargılamasında fikirlerinden vazgeçerse kurtulacağı söylenir. aksi takdirde şehir meydanında dilinin koparılacağı ve yakılarak öldüreleceğı söylenir. bruno "sen yanmazsan ben yanmazsam biz yanmazsak nasıl çıkar karanlık aydınlığa" diye haykırır, kliseye bu hükmü verirken siz benden daha çok korkuyorsunuz der. bruno fikirlerinden vazgeçmez. ve yakılarak öldürülür.
    brunonun ateşi muazzam bir aydınlığa sebep olur. kendisinden sonra bir çok insana "acaba haklı mıydı?" düşüncesini yerleştirerek fikir ekmiştir zihinlerine. sen ben olsak kliseye "getirin abi dünya düz deyin imzalayayım, üçgen deyin imzalayayım yeter ki beni öldürmeyin" deriz belki. ama bruno demedi.
    işte "en büyük" dahilik budur kanımca. tabi burada dahiliğe faydacılık unsuru ile bakıp bize, yani insanlığa katkısı bakımından değerlendiriyorum. yoksa kendine dahiysen dahisin banane, bu seni en büyük yapmaz gözümde.

    madem konusu açıldı cesaretli bir kaç dahiyi daha analım.

    (bkz: michael servetus)
    (bkz: hypatia)
    (bkz: clair cameron patterson)

    ınsanlık tarihi boyunca belki yüzlerce vardır. saygıyla şükranlarımı sunuyorum.

  • 30. yılmaz özdil

    yazmayacaktım ama kendimi tutamadım.

    atatürk için burada yazdığı bir kelimeden dolayı 2 yıl yargılanmış bir insanım. (beraat) o yüzden kendimi yılmaz özdil beyefendiden çok daha sağlam atatürkçü olarak görüyorum.

    bunları yazmak için adamın açıklamasını sabırla bekledim.

    şöyle umdum: yılmaz bey diyecek ki “bu 2500 liralık kitapların tamamımın geliri mehmetçik vakfına bağışlanacak, bir kuruşu bizim cebimize girmeyecek”

    hakkaten keriz gibi böyle umdum ama bu zat ne dedi? pahalıysa alma kardeşim dedi!
    doğru da dedi.

    ey yılmaz özdil beyefendi!

    “beni görmek demek, mutlaka yüzümü görmek demek değildir. benim düşüncelerimi, benim fikirlerimi anlıyor ve hissediyorsanız bu yeterlidir!”

    diyen bir adamı sen kitabında anlatsan ne olur anlatmasan ne olur? ulen adamı sen anlamamışsın ki bize anlatacaksın!

    boş verin bu adama ağalar. okumayın, kızmayın, hakaret etmeyin. hiçbirine değecek değildir...

  • 31. doksanları en iyi ifade eden otomobil

    renault 21 serisi. optima, manager ve tabiki concorde

  • 32. ___________/ö/ ___________

    dikkat çekmek için başlık açıp hemen ardından "beni de görün" dercesine ellerini havaya kaldırmış ekşi yazarı.

  • 33. ak parti'ye oy kaybettirecek yegane şey

    seçmenlerinin ölmesi. başka türlü siksen bu millet onlara oy vermekten vazgeçmez.

  • 34. ilk kez sevgilisini aldatacaklara tavsiyeler

    önce ayrılın.

  • 35. erkeklerin evlenmek istememe nedenleri

    nafaka,
    düğün masrafı,
    kadınlarda bir süre sonra ortaya çıkan esir etme tutkusu,
    yalnızlığa alışma,
    kadınlara karşı tahammül mülkünün yıkılması,
    hayata müdahale istememek.
    doğru kadın olduğuna inanan biri değilim. yamuk adama doğru kadın denk gelmez. denk gelirse doğru kadın değildir.

    sorun çözme becerileri yokmuş. sorumluluk almaya yürekleri de. ben kadınların sorununu çözmek için doğmadım, alınan tek sorumluluk da evlilik değil. saçmalamayın.

  • 36. harry potter serisinin en sevilen karakteri

    tabi ki (bkz: fred weasley). rowling tıpkı sirius'da yaptıgı gibi öldurucegi karakteri yavaş yavaş bize hissettirmeden sevdirmiş sonrası tabi ki huzun olmuştur. duvar altından çıkan cesedinde son guluşu yuzunden silinmemiştir bile.

    harry'i private drive 4'ten kaçıran ford anglia'nın şoföru olması olsun,

    çapulcu haritasını harry'e verdiklerinde george'la replikleri olsun,

    angelina'yı yemek sırasında kış balosuna davet etme şekli olsun,

    ludo bagman'a atarlanması, harry'den gelen 1000 galeon'a tepkisi olsun,

    george'la birlikte quidditch maçından sonra malfoy'a saldırayazan harry'i önce durdurmaları, malfoy'un sözlerini duydugu anda herşeyi siktir edip ilk yumrugu atması olsun,

    weasley buyucu şakaları'nda harry'e 'senin paran burada geçmez hacı' çekmesi olsun,

    ikizi kulagını kaybettiginde ilk agzından çıkan sözun şaka olması olsun,

    ölmeden önce percy'e son söyledigi söz olsun,

    tıpkı bir önceki jenerasyondaki ruh ikizi sirius black gibi boktan bir şekilde ölmesi kalbimde hala yaradır.

    edit: şimdi hatırladım da 5. kitaptaki o quidditch kavgasında harry ilk yumrugu atıyor george ile birlikte malfoy'u patoz ediyorlardı. fred garibim alicia kate angelina duvarına takılıp kavgaya eşlik edemiyordu. mcgonnall'ın odasın(d)a giderken 'beni bir tutmasaydınız o piç kurusunu ah ne yapardım.' diye hayıflanıyordu. yine de fred 1 numaradır.

  • 37. para karşılığı seks yapan üniversiteli kız

    lan erkekler olarak hepimizin nesli tükense de biz de kurtulsak, amına koyduğumun meriçleri ve feminazileri de rahatlasa.

    orospunun biri parayla amını siktirmiş onun bile suçlusu erkekler olmuş.
    neymiş? burs verseymiş!
    anana ver sen o bursu anana.
    siz bu orospuların karın doyurmak için mi orospuluk yaptığını sanıyorsunuz?
    hassiktir ordan!
    ben 22 yaşında audi a5 alan escort gördüm. gidin bi burs teklif edin bakalım ne cevap alacaksınız.

  • 38. abdurrahim albayrak

    balotelli transfer görüşmesi geyiği twitter'da dönmüştü bir ara*

    - selamun aleyçum
    + hi
    - palotelli istiyruk
    + what?
    - kara sozuğu diyirum
    + ı don’t understand
    - saçu değuşuk olan
    + dıt dıııt dııt
    - kapatti hozam, bu transferda yattu i love you

  • 39. selamun aleyküm'ü merhabayla karşılamak

    hoşgörüsüz insandır.

    aynı şekilde "merhaba" denince "aleykümselam" diyenler de aynı oranda samimiyetsizdir. ben mesela dine inanmayan biri olarak selamun aleykum denildiği zaman nezaketen aleyküm selam diyorum, dilime yapışmıyor, beni küçük düşürmez bu. aynı keza karşı taraf da merhaba denince hırs yaparcasına aleyküm selam dememeli.

    hoşgörü ile erimeli bu kutuplar, bağlanmalı insanlar.

  • 40. twitter'daki cem yılmaz atilla yayla polemiği

    son yıllarda gördüğüm en iyi laf sokuştur.

    tebrikler atilla yayla!

  • 41. 2019 ekonomik krizi

    ev ekonomisine ciddi şekilde yansımıştır. yiyecek bulamama raddesine geldik resmen. kıyafet alamıyoruz, lüks bir tüketimimiz yok, sinemaya gidemiyoruz, faturaları ödeyemiyoruz ve daha bir sürü sıkıntı. kısa sürede yarattığı etki bu şekilde ise devamlılığında yaşatacağı şeyleri düşünmek istemiyorum. bitirdiniz bizi. battık, batırıldık.

  • 42. ahmet davutoğlu'nun kuracağı yeni parti

    (bkz: milliyetçi arap partisi)

  • 43. kendine saygısı olanın yememesi gereken şeyler

    (bkz: kul hakkı)

  • 44. damat adayına tuzlu kahve ikram eden zihniyet

    son yıllarda ortaya çıkmış hanzo ve keko uygulama. eskiden mesela 90lı yıllarda böyle bir uygulama yoktu. yeşilçam filmlerini izleyenler de 70-80li yıllarda bile olmadığını göreceklerdir.
    sanırım varoş kültürün doğurduğu uyduruk kaydırık bir saçmalık bu.

  • 45. black panther'in 7 dalda oscar'a aday olması

    olm ekşi sözlük nasıl bir hale geldi lan? herif bu saçma sapan cgi pornosunun en iyi filme aday olmasına "doğru karar" yazmış. bir diğeri, "yanlış karar, avengers aday olmalıydı" demiş. beriki"twilight daha iyiydi" demiş. ben burada "tarkovsky filmleri bana hitap etmiyor " dedim diye linç yemiştim zamanında. nereden nereye be muhtar!

  • 46. iyi kızların hepsinin kapılmış olması

    iyi adamlar yalnızlıktan ölüyor. iyi kadınlar ise kötü adamların balkonundan gökyüzüne bakıyor.

    fyodor mihailoviç dostoyevski

  • 47. yemeksepeti.com

    asosyalliğin tepe noktasını gösteriyor. site kapanınca aç kalan insanlar. vay anasını...