Ekşi Sözlük Debe Listesi

Rastgele
Hepsini aç
  • 1. reza zerrab'ın itirafa başlaması

  • 2. 17 kasım 2017 beşiktaş akhisarspor maçı

    "galatasaray büyük takımlara puan kaybediyor" diyen beşiktaşlılar, takımları çer-çöp anadolu kulüplerine patır patır puan kaybederken "rakip yerden kalkmadı" diye ağlıyor. zırlayınca tff 2 puan daha yazıyormuş hanenize çünkü.

    beşiktaş'ın bu seneki puan kayıpları;

    - kasımpaşa
    - fenerbahçe
    - trabzonspor
    - gençlerbirliği
    - başakşehir
    - akhisar

    12 maç oynandı hepi topu, 6 maçta puan kaybı var amk. 3'ü içeride üstelik.

    galatasaray'ın puan kaybettiği maçlar;

    - antalyaspor
    - fenerbahçe
    - trabzonspor

    varsayalım gs zor takımlara puan kaybediyor, peki ya bjk? çelik-çomak demeden, büyük takıma da küçük takıma da, içeride dışarıda tonla puan kaybettiniz.

    unutmadan, alanya ve karabük maçlarınıysa, son on dakikada, sidik zoruyla kotardıklarını söyleyelim.

    umarım bir daha; "gs küçük takımları yeniyor yeaa, büyüklere gelince fos" lafını söylemeden önce daha temkinli olursunuz.

  • 3. nato'nun atatürk ve erdoğan'ı hedef yapması

    artık çarpıtmalarında atatürk'ü de kullanacaklarını göstermektedir.
    benim yanımda atatürk'e de hakaret ediyorlar diyerek kendisi kadar atatürk'ü de mağdur göstermeye çalışacaktır.

    umuyorum yanlış duyumdur.
    yanlış değil ise sıkıntı...

    doğruymuş. sıçtık!

  • 4. boston dynamics

    (bkz: içinde adam var bunların)

  • 5. bekaretini 2.5 milyon dolara satan kız

    (bkz: elit orospuluk)

  • 6. limonataya ötv gelmesi

    son torba yasa ile birlikte limonata, meyve suyu, soda gibi artık lüks tüketim olarak değerlendirebileceğimiz içeceklere, ekonominin çogh iyi olduğu türkiyede ötv eklenmiş.

    kaynak: http://www.businessht.com.tr/…eyve-suyuna-otv-geldi

    (bkz: halk yüksek vergiler altında eziliyordu)

  • 7. kyk bursunda dönen büyük şerefsizlik

    evi olana ver, okula arabasıyla gelene ver, kyk nın rezil yurtlarında kalmaya tenezzül dahi etmeyip ev tutacak parası olana ver, bakanlıkta torpili olana, yalamaya ver, başarı seviyesi çöp olan, aldığı bursu ot parası yapacaklara ver, 400 liradan aşağı ayakkabı giymeyene ver, bakan çocuğunun kankasına, yetmedi mi? kankasının kuzenine dahi ver.

    daha nicelerini yazsam ne fayda?

    kısacası, gençlik ve spor bakanlığının ülkenin vergileriyle oluşturduğu maddi gelirin, sözde maddi sıkıntılı öğrencilere yardım adına verdiği parayı hiç bir sıkıntısı olmayan 3 5 zengin çocuğuna, ahbaplarina dağıtmasına ve ciddi mânâda maddi yardıma ihtiyaç duyan öğrencilere kredi verip, mezun olunca verdiği paranın 2.7 katını alarak cebine katan, bu siktigimin sistemine tepkim.

    bu tepki inanın kişisel değil. üniversite okuyanlar, okumuş olanlar bilir. sabah kahvaltısıyla akşam eden öğrencilerin olduğunu ve bunlara devletin 5 kuruş bile vermediğini biliyordur. hatta aranızda kyk dan mecbur kalarak aldığı krediyi faizleriyle birlikte hala ödemeye çalışanlar bile vardır.

    son olarak, bursiyer seçimi yapan, sabah 8 akşam 4 göt üstü, facebook oyunlari oynamaktan başka zerre vasfi olmayan, torpilli bursiyer secme kısımlarını halledip geriye kalan 3 5 bursiyer kontejaninı o piti piti oynayarak seçenler; size de sizi oraya oturanlara da selam olsun. ben size ne desem övgü olur anca. kendinizin hangi sıfatları hakettiginizi bildiğinize adım gibi eminim.

    umarım bu konu gündem olabilir. hiç bir halt olmasa bile, en azından bir kamuoyu oluşur. sizden varlıklılara yardım adında dağıtılan para, sizin bizim paramız ve birileri araba taksitini ödesin diye dağıtılıyor

    edit: bir iki düzeltme.

  • 8. konya'da kurulan ilk insansı robot fabrikası

    bizdeki robot
    insansı türk robot

    japonlardaki robot
    insansı japon robot

    japon robot bizimkini evine alır cam silme işlerinde kullanır, kendisi de komşularına çaya gider.

  • 9. tecavüzün cezası ne olmalı

    tecavüzün cezası hiç de az değildir. hatta türk ceza kanunu'ndaki en ağır cezalar arasındadır. kanunda 16 sene ağır hapisler, 24 sene ağır hapisler havada uçuşuyor. istenirse daha da ağırlaştırılabilir. ancak sıkıntı bu değil.

    tecavüz suçlarında toplumun adalet duygusunu zedeleyen, kanunların gerektiği gibi uygulanmamasıdır. sıkıntı burada başlıyor.

    24 sene ağır hapis cezası alması gereken adama 10 sene hapis cezası veriyosun 1 ay sonra açık ceza evine çıkıyor amk.
    adama 10 sene hapis cezası veriyosun 3 sene yatıp çıkıyor. bilemedin 6-7 sene yatıyor. ama 10 sene yatmıyor.

    adamı yakalıyosun, suçu ortaya çıkarıyosun. hop hakimin biri çıkıp saçma sapan hafifletici sebepleri uyguluyor. ya da olmayacak gerekçelerle suçun vasfını değiştiriyor, daha hafif bir tanıma sokuyor fiili. toplumda infial uyanıyor.

    tecavüze idam cezası getirsen de değişen bir şey olmaz. hukukumuza giren idamla toplumdaki muhalifler yüzleşir. arap toplumu olmaya bir adım daha yaklaşırız. zaten pek de fazla mesafe kalmadı aramızda. ama tecavüzcü yine aynı indirimi alır. yine hakettiği cezayı çekmekten kurtulur.

    sorun sadece tecavüz suçunda değil. adalet sisteminde. bildiğin çöktü. çapsız, tek özelliği yandaşlık olan hakimler yüzünden hukuk üretmiyor ülke. aynı et, buğday, mısır, saman, bamya, çivi, makina üretmediği gibi. hakimlerin bağımsız olmasını bırak, çoğunun hukuktan haberi yok. komik komik kararlar veriyorlar.

    cezayı değiştirsen ne olur... zaten kol gibi cezası var. uygula yeter. birine tecavüz etmiş adamı 24 sene hapse tıkarsan çıktığında ömrünü muhtemelen erken boşaldığı 5 dakika uğruna harcamış olacak ve zaten o yaştan sonra siki kalkmayacak. yeter ki hızlı ve etkin şekilde cezasını uygulamaya koy.

  • 10. arnavut denilince akla gelenler

    erik ile votka

  • 11. dolardaki şişkinliğin kalkacağına inanıyorum

    (bkz: nereye doğru)

  • 12. evliliğin mantıklı gelmeye başlaması

    anlik bir durumdur.
    atin cavusa iki tokat ve kendinize gelin.

  • 13. 17 kasım 2017 cska moskova fenerbahçe doğuş maçı

    cska evindeki son 70 maçta 5. mağlubiyetini almış oldu. 4 ü fenerbahce'den.

  • 14. yalnızlık ne kokar

    küllük.

  • 15. boğaziçi'yi kazanan köylülerin dönüşümü

    su videoyu köylü asağılaması olarak görmek icin baya baya ezik olmak lazım sanıyorum. mizah zıtlıklardan beslenen bir şey. duyarcı sjw tayfayı vurgulamak için ve sarkı bir dönüsüm hikayesi anlattığı için köylü tipolojisi betimlemek çok doğal bir seçim. kaldı ki kötü bir betimleme de yok ortada. sadece duyarci sjwlerin absürtlüğünü arttırıyor, kızla ilk biraraya geldikleri sahnedeki gibi. köylü olması da videonun tamamı için çok önemsiz bir detay. sjw tartısmaları boğazicinde amerikada oldugu gibi yaygın bir konu ve ekşide karsılığını bulamamıs olabilir, zaten video bogazici inside jokeları ile dolu. köylü betimlemesine alınıp, elitistlikle suçlayıp sonra da yok bu okula böyle adamlar nasıl girmis, yok bogazici söyleymis boyleymis diye saçma sapan yorumlar yapmaksa buram buram eziklik. gereksiz duyarın tema olduğu bir video için gereksiz duyar kasmak da ironinin dibi olmus tabi. eklemeden geçemeyeceğim bir nokta da rezalet köylü betimlemeleri zaten türk tvsinin ata sporu ama onlarla ilgili böyle yorumlar bulamazsınız. çünkü boğaziçinden çıkmadıkları için elitistlikle suçlancak bir zemin olmuyo sizin için ve bu cok mantıksız bir durum. dediğim gibi bunlar hep eziklik.

    tanım: güldürmeyen bir video.

  • 16. sigara tüketimini arttıran durumlar

    kafanin iyi olmasi.

  • 17. seks için arzu edilen ırk

    (bkz: neandertal)

  • 18. erkeklerin %96.5'i aynı anda üç kızı idare ediyor

    benim payıma düşen 3 kızı da kim idare ediyorsa harbi çok ayıp ediyor. neyse kim kimi idare ediyorsa da problem olmayan konu. idare edilip bunun farkında olmayandan zaten bize hayır gelmez.

  • 19. ekşi itiraf

    yarın yeni bir işe başlıyorum. sevgili sözlük bana şans dile

  • 20. vatanım sensin

    çoğu kişi 'ah azize vah azize' diye dövündü haklı olarak.

    fakat asıl acı olan ne biliyor musunuz? bu topraklarda bu olayları gerçekten yaşayan onlarca azize vardı. ama ne yazık ki, bizi bu acılardan kurtaran insanlara bırakın minnet duymayı, hakaret etmeyi marifet sanan zavallılar var hala.

  • 21. kadınlar neye aşık olur

    tipik romantik komedi. esas kadının genellikle bir nişanlısı veya uzun süreli ilişkisi vardır. esas adam bunun çevresindeki gıcık, uyuz hödüğün tekidir. hikaye bruklin mruklin oralarda geçer. genellikle iletişimle ilgili bir işte (işte yayınevinde editörlük, dergide yazarlık vb) çalışan kadınımız bu adama sinir olmaktadır. kadını muhakkak seksi vücutlu ama çocuksu yüzlü aktristlerden biri oynar. adamsa şu spartalı tereyağının adı neydi, o falan olabilir. sonra işte bunlara ortak proje, görev mörev verilir, uyuz ola ola beraber bir şey yapmak zorunda kalırlar. kadın illa bi sahnede yanlışlıkla adamın önünde üstsüz kalır yahut götü görünür, adam hoiii?? falan der ama bozuntuya vermez. zamanla kadın adamın içindeki kırılgan, duygusal tarafı görüp ılımaya başlar, adam da kadının sakarlıklarını gördükçe (romantik komedi kadınları hep biraz sakar olur) onu sempatik bulmaya başlar. sonra işte karşılıklı “seviyorum seni ulan” fazına geçilmeden üstü örtük flört evresindeyken daha adam bi ayılık yapar, kadın buna feci bozulur, bozulduğu gibi de ossaat şikago’da iş bulur hemen, üzgün üzgün taksiyle havaalanına yola çıkarken adam da vay ben ne eşeklik ettim moduna girmiş özür dilemeye gelmiştir bile fakat kızın arkadaşlarından olan biteni öğrenince hemen havaalanına giden taksinin peşine düşer kay kayla bisikletle falan. bruklin köprüsünün oralarda aracı yakalar, taksici pis pis bakıp küfrederken bunlar yol kenarında öpüşürler, saksafonlu bir şarkı fon müziği girer, yazılar akar. kadınlar neye aşık olur tam olarak yine anlayamayız filmden ama ben trip atmak istediğinde hemen başka şehirde iş bulabilme fırsatına aşık olurum.

  • 22. metin feyzioğlu

    turgut kazan’dan feyzioğlu’na: adil yargılanma hakkı konusunda milli duruş ne demek, hukuki duruş istiyoruz

  • 23. sarma sigara içenlere 6 yıl hapis cezası verilmesi

    içenlere değil, dumanına maruz kalanlara 6 yıl hapis veriliyor. içenleri asacaklar. götünüzle okumayın şu haberleri.

  • 24. ilk kafa naklinin başarıyla gerçekleştirilmesi

    brad pitt kafası geldi.

  • 25. 30 yaş üstü bekar erkeklerin arıza olması

    madem evlisin, ne diye uğraşırsın bunları yazmakla? keşke sen de negatif enerjini uzağa salsaydın.

  • 26. bedelli askerlik

    yıl 2013, youtube'dan para basıyorum o dönemler.
    sistemimi oturtmuş ve rayına sokmuşum. okulu da bıraktım (üni'den kaydımı sildirdim), ki emekliliğimi yaşayacak kadar birikim ve geleceğe yönelik yatırımımı da yapmışım.
    bir an önce askere gideyim de aradan çıkarayım diye düşünmekteyim, hem böylelikle askerlik sürecinde(uzun dönem) harcamalarım da minimum seviyeye inecek ve böylelikle ekstra bir birikim daha yapmış olurum diye düşünmekteyim.

    gün geldi bedelli askerlik yasası çıktı(2014), ve tanıdığım tüm lise veya askerliğini yapmamış yakın arkadaşlarım bedelli askerlik ile işlerini hallettiler. işini gören bana geliyor ağız yoklamaya, sen de ödedin mi diye.
    "hayır" cevabını alan inanamayıp tekrar soruyor. sonra binbir türlü akıl verme polemikleri başlıyor aramızda, işte ne yapacaksın gidip, amelelik falan fişman vs hepimizin bildiğiniz laflar sözler işte.

    ama kafaya koydum gidip askerliğimi yapacağım. aynı zamanda askerliği "hayatıma belki ekstra bir deneyim ve tecrübe katar" diye görmekteyim. neyse bedelli askerlik yasası geldi geçti, tanıdığım herkes(lise arkadaşlarım, yaşıtlarım, çevrem) bu yasadan yararlandılar. askerlik derdinden tek kurtulmayan ben kalmıştım ortamda.

    yasanın geçerlilik sürecinin bitmesinden kısa bir süre sonra bir gün ruh ve psikolojik olarak kendimi hazırladım ve şubeye gidip başvurdum. yığılma var, 1 yıl sonra gel dediler ve geri postaladılar beni. açıkcası bu cevabı beklemiyordum, çünkü her şeyimi askere alınacağım yönünde hazırlamış ve ayarlamıştım.

    neyse askerliğin kapısından böylelikle geri dönmüş oldum ve 1 yıl boyunca boş boş gezdim tozdum keyfime baktım. derken bir gün ekşi'de köprüler kapatıldı asker barikat kurdu gibisinden bir şeyler okudum. tv'yi açtım bir baktım o da ne, darbe girişimi...

    bu süreci dikkatle takip ettim, gerçi tv'de gösterilenler yaşananların belki sadece 5'de 1'i idi. çevremden arkadaşlardan dostlardan anlık olarak videolar gelmeye başladı. parçalanmış ve etrafa savrulmuş insan uzuvları...
    kim kime darbe yapıyor onu anlamak zaten güçtü, iktidar iktidarla çatışıyordu işin komik yanı. öküz öldü ortaklık bozuldu mevzusu.

    bu zaman diliminde, suçsuz yere yobazlar tarafından katledilenler erler, suçsuz yere parmaklıklar arasında çürüyen emir komuta zincirinin el alt kademesinde bulunan yine erler, binbir türlü hakareti işitip aşağılanan yine erler. düşündüm ve dedim ki "ulan insaf, en alt tabakadaki izmarit toplayıcı grubu olan erleri nasıl yargılayabiliyor devlet darbe suçundan".
    bu erler mi organize etti, planladı darbe girişimini veya ayaklanmayı?
    bunların suçu neydi?
    o tsk'nın sınırından içeri girdiğin an, askerliğini yapmış ve yapmamış olanlar dahil bilir ki bağlı olduğun komutanından hariç kimseyi tanımazsın tezkereni alana dek. o ne derse o olur. emir demiri keser.

    yani bu olayda;
    - hem devlet zoruyla tsk'ya alınıyorsun.
    - hem yine devletin bir kolu zoruyla darbe girişiminde yer alıyorsun.
    - hem devlet eliyle yine yargılanıp taşlanıyorsun şeytan gibi.

    tek suçun, milli vazife diyerek askere gitmek... ve bir bakmışsın, hayatın alt üst olmuş, dünyan kararmış. ölmekten beter olmuşsun.

    belki, askerlik şubesinde başvurduğum dönem yığılma olmasa ve beni almış olsalar idi ben de o gariban erlerden biri olacaktım şu an kim bilir.

    bu süreçten sonra pişman oldum, bedelliden yararlanabilme hakkım olmasına rağmen bunu kullanmadığım için.
    yarın bir gün aynısının olmayacağı ne malum? fetö gider, tetö gelir, tetö gider sekö gelir.
    devlet, hem göz göre göre bunlara müsade ediyor hem de sonrasında kırbaçlıyor...

    yok sağ olun ben almayayım bundan sonra, bakaya spor olarak beklemekteyim yeni bedelli askerlik yasasını.
    açıkcası, yargı ve adalet konusunda devlete ve tsk'ya olan güvenim sarsıldı.
    ki ben, çocukluğumda siyah beyaz tv'de trt'nin yan kanallarında askeri marşları, koroları ve propagandaları ağlaya ağlaya zorla açtırtıp izleyen biriydim.

    son söz olarak diyeceğim şu ki; bazı değerlere olan saygımı sarstı ve vicdanımı incitti bu son yıllar da olan olaylar. tek bahanem bu.

    ister korkak desinler, ister hain desinler. ben vatan ve askeriye konusunda duygusal biriyim, kalbi kırılan ve güveni sarsılan sevgiliyi geri getiremezsiniz.

  • 27. kapıcının 10 yaşındaki çocuğa tecavüz etmesi

    şeyma subaşı hanımefendiye internet üzerinden hakaret edenler için interpol devreye sokulurken, bu zavallı yavrucağın vücudundaki morluklar daha iyileşmeden olayın sanığı tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılıyor. ulan bu adamın tutuklanması için illa serap ezgünün programına mı çıkması gerekiyor, adaletin, düzenin batsın be dünya!

  • 28. dünyanın en mükemmel üçlemeleri

    f+f+m

  • 29. 16 kasım 2017 reza zarrab duruşmasındaki tapeler

    aktrollere gece mesaisi yaptıran tapeler.

    he canım he, aynı gemideyiz, destek olmamız lazım.

    yahu niye destek olayım?

    rüşvetle çatır çatır yenen dolarlar 80 küsür milyon ile paylaşıldı mı? milletin sarayı denen ucube binada bana oda tahsil edildi mi? ben senin suçunun ortağı mıyım?

    hem kanunsuz işler yapacaksın, hem yargıya müdahale edeceksin hem de abd emperyalizmi ile başın belaya girince bizden destek bekleyeceksin.

    sen ali ismail'e o son tekmeyi attığın anda bir yabancıya dönüştün bedevi kardeş.

    hadi hayırlı hurmalar.

  • 30. zenci mahkumların reza zarrab'a bıçak çekmesi

    taraf olmayan bertaraf olur.

    bulamamış mı koca hapishanede cebini tutacağı bir büyük!

  • 31. 27 kasım 2017 internet kesintisi

    rezarved.

  • 32. türk erkeklerinin kadınlara çok kaba davranması

    (bkz: hatunların efendi adam yerine piç tercihi)

    umarım yeterince açıklayıcı olmuştur.

  • 33. imdb puanı yanıltıcı olan filmler

    kesinlikle hint filmleri. imdb kullanılamaz hale geldi bu hintlilerin en kötü hint filmlerine bile 10 puan basmasından.

    bunun dışında süper kahraman filmleri. burda da ergenler bu saçma sapan filmlere basıyor 10 puanı. ortalık süper kahraman saçmalıklarından geçilmez oldu bunlar yüzünden.

    hakettiği puanın altında alan filmler de korku filmleri. ne kadar iyi olursa olsun 7 puanı nadiren geçiyorlar. izlemeyin kardeşim korku filmlerini sevmiyorsanız. izleyip izleyip düşük puan veriyorlar. ben süper kahraman filmi izliyor muyum?

  • 34. geline tokat atma seremonisi

    kadın aşağılamanın adet kabul edilmesidir.

  • 35. viceroy'un okunuşu sorunsalı

    bizim bakkal vikori diyor.

  • 36. bitcoin

    bir refli link paylaşan dilencilerden bir de atarlı giderli "biri bana açıklasın" adamcıklarından gına geldi artık şurada.

    kimse sana bir şey açıklamak zorunda değil birader. binlerce entry, makale, döküman, video var. siktir git araştır öğren. öğrenmiyorsan da alma. alma yahu. bu kadar basit.

    herif hem para kazanmak istiyor, hem de gelmiş "bana bunlarla gelmeyin, şunu açıklayın"... kimse açıklamasın lan bunlara. bitcoin yükseldikçe kudursunlar aq. 2 satır makale okumaktan aciz adamlara bir şey anlatmaya çalışmayın.

  • 37. samsung'un akıl almaz garanti rezaleti

    samsung'la yaşamakta olduğum garip maceranın beni delirme noktasına getirmesi durumu.

    anlatacaklarım oldukça uzun, çünkü geniş bir zaman diliminde yaşanan olayları kapsıyor. o yüzden okuyamayacaklar için kısa bir özet geçeyim.

    özet: samsung marka galaxy note 4 cihazımı ekrandaki gölgelenmeler nedeniyle servise verdim. bana verdikleri cevap: cihazda oyun oynanmış, onun izleri kalmış ve bu oyun üçüncü parti yazılım olduğu için cihazınız bu sebeple garanti dışı bırakıldı. ancak üçüncü parti yazılım dedikleri oyun google play üzerinden yüklenen bir oyun. ve ekrandaki izler sadece oyuna ait değil, cihazın kendi klavyesine ait izler bile çok belirgin durumda. ancak samsung, ekranı değişmemekte diretiyor. birkaç ay öncesine kadar bu tür sorunları olan ekranları garanti kapsamında değiştiriyorlarmış, ama artık garanti şartları değişmiş. yani ben cihazı alırken garanti prosedürleri farklıymış, ben cihazı servise verdiğimde farklıymış.

    samsung marka telefonu olanların mutlaka okumasını dileyerek olayı aktarayım:

    --- rezalet ---

    n11.com internet sitesi üzerinden, 2015 yılında samsung mobile akmerkez mağazasından satın aldığım samsung galaxy note 4 cihazımın ekranında gölgelenmeler oluştu. geçen süre içinde cihazın şarjı çok çabuk bitmeye ve sinyal çekim gücünde azalmalar olmaya başladı. bu şikayetlerle cihazımı 04/10/2017 tarihinde ankara necatibey caddesi’ndeki samsung yetkili servisi destek bilişim’e teslim ettim.

    13/10/2017 tarihinde, yetkili servisin internet sitesinde cihazımın durumunu kontrol ettiğimde 1525,82 tl tamir ücreti çıkarıldığını gördüm. (telefonun fatura tutarı ise 1849 tl.)

    bunun üzerine servisi arayıp bu ücretin sebebini sordum. cihazın ekranı, anakartı ve bataryasının değişmesi gerektiği bilgisini aldım. ancak cihaza üçüncü parti yazılım yüklendiği, bu yazılımın ekranda gölgelenmelere sebep olduğu ve bunun cihazı garanti dışı bıraktığı söylendi. ekrandaki izlerin cihazı garanti dışı bırakması sebebiyle, anakart ve bataryanın da ücretsiz olarak değiştirilemeyeceği belirtildi.

    üçüncü parti yazılımdan kasıtlarının ne olduğunu sorduğumda, “cihazda oyun oynanmış ve onun izleri kalmış” gibi enteresan bir cevap verildi. yani cihaza oyun indirilip oynanması ve bunun da ekranda gölgelenmelere sebep olması nedeniyle cihazım garanti dışı bırakılmış. kendi ifadelerine göre, cihazı aldığımda yüklü olan uygulamalar bu hataya sebep olsaymış cihaz garanti kapsamında ücretsiz olarak tamir edilecekmiş. mesela, facebook uygulaması cihazda önyüklü bulunduğu için, bu hatalara sebep olsaymış, cihaz garanti dışı kalmayacakmış. ancak, ekranda gölgelenmelere sebep olan uygulama daha sonra yüklendiği için samsung bunu garanti kapsamında değerlendirmiyormuş. fakat ekranda yer alan izler farklı uygulamalara ait ve klavye izleri bile çok belirgin durumda. sadece bir oyuna ait izler değil yani. ekranda basbaya klavye izleri cirit atıyor. bu izleri niyeyse görmezden gelmişler, sadece oyun izlerine odaklanmışlar. işlerine öyle gelmiş de, böyle iş mi olur?

    bu arada destek bilişim'in tavrı sonrasında cihazı satın aldığım samsung mobile akmerkez mağazasını aradım. olayı anlattım ve bana söyledikleri şu: "öyle şey mi olur? bu tür sorunlarda ekran garanti kapsamında değiştiriliyor. "
    peki cihazı size göndereyim, siz garantiye verin dedim. öyle bir uygulamamız yok dediler. ilginç.

    neyse, konuya dönelim. ekrandaki izlerin sebebi sadece oyundan kaynaklı olsa bile böyle garanti prosedürü mü olur? insanlar oyun indirmesin mi? oyun oynamasınlar mı telefonda? ayrıca bahsettikleri oyunun adı da clash royale ve bu oyun cihazda yüklü olan google play üzerinden cihaza yüklendi. samsung tarafından zararlı üçüncü parti yazılım olarak nitelendirilen bu oyun, yayında olduğu yaklaşık bir buçuk yıl boyunca google play üzerinden 100 milyon üzeri indirilme sayısına ulaşmış. oyunu yapan firma, her sene rekor cirolar açıklayan supercell firması. samsung eğer bu oyunun cihaza zarar verdiğini ve cihazı garanti dışı bıraktığını düşünüyorsa, neden buna yönelik herhangi bir önlem almadı? neden kullanıcılarını bu konuda bilgilendirmedi? neden bu oyunun cihazlarına yüklenmesine izin verdi?

    diğer yandan, cihazda önyüklü uygulamaların da bu hataya sebep olabildiği ve bu sebeple yetkili servise getirilen cihaz ekranlarının ücretsiz olarak değiştirildiği, hem yetkili servis hem de samsung müşteri hizmetleri tarafından ifade edildi. yani anlaşılacağı üzere buradaki sorunun kaynağı uygulama değil, ekranın ta kendisi. yoğun kullanılan herhangi bir uygulama bu hataya sebep olabilir.

    (burada yeri gelmişken, ekranda oluşan gölgelerin ne olduğunu açıklamakta fayda var. söz konusu “gölgeler ya da izler” aslında “amoled” ekran kullanan cihazlarda kronik bir sorun haline gelmiş “amoled yanığı ” sorunudur. yani, bir uygulamanın yoğun şekilde kullanılmasından dolayı, o uygulamaya ait görüntülerin bazıları ekranda gölgelenmeye sebep olmakta. bu sorun kullanıcıdan değil, amoled ekranın kendisinden kaynaklanan bir sorundur. örneğin mağazalarda amoled ekran kullanan ve uzun süre açık kalan teşhir ürünlerinde de bu soruna rastlamak pek tabii mümkün. işte bu yüzden sakın ola teşhir ürün alayım demeyin.)

    şimdi asıl bomba çelişkiye bakalım. samsung servisi ve müşteri hizmetleriyle yaptığım görüşmelerde, bu sorunun birkaç ay öncesine kadar garanti kapsamında ele alındığı, ancak garanti şartlarının birkaç ay önce kendileri tarafından değiştirildiği söylendi. bu ifadeleri servis raporuna da özellikle yazdırdım.

    bir ürünün garanti koşulları tüketicisine haber verilmeksizin nasıl değiştirilebilir? bu garanti şartlarının tam olarak ne zaman değiştirildiğini sorduğumda net bir tarih veremediklerini söylediler. hem servis yetkilisi, hem de samsung müşteri hizmetleriyle yaptığım görüşmelerde garanti şartlarının ne zaman değiştirildiği net bir şekilde tarafıma aktarılmadı. bu değişiklikle ilgili ne resmi bir belge, ne de kamuya açık bir bildiri gösterebildiler. yani bana söyledikleri şeyler aslında, samsung’un müşteriyi başından savma politikasının ürünüdür ve gerçeği yansıtmamaktadır.

    yani bu tür cihazlarda kronik sorun haline gelmiş “amoled yanığı“ sorunu birkaç ay önce garanti kapsamında ücretsiz olarak giderilebilen bir sorun iken, artık “kullanıcı hatası” kapsamında değerlendirilmeye ve ücret karşılığında giderilmeye başlanmış. birkaç ay önce kullanıcıdan kaynaklanmayan bir sorun, birkaç ayda nasıl kullanıcı hatası kapsamında değerlendirilebilir? kaldı ki, garanti yönetmeliğinin 10. maddesinde “`tüketicinin malı tanıtma ve kullanma kılavuzunda yer alan hususlara aykırı olarak kullanmasından kaynaklanan arızalar`” kullanım hatası olarak tanımlanmıştır. bu durumda, samsung firmasının haklı çıkabilmesi için, cihazın kullanma kılavuzunda bu durumu açıkça belirtmesi lazım. ancak kullanım kılavuzunda ve de ürünün reklamlarında böyle bir bilgi yer almıyor. kullanım kılavuzunda yer almayan bilgilerden dolayı tüketici nasıl sorumlu tutulabilir? bu sorulara hiçbir şekilde yanıt alamadım! ve nihayetinde destek bilişim’den cihazı tamir edilmemiş bir şekilde teslim aldım.

    (bu yaşananların üzerine olayı tüketici hakem heyetine taşıdım. bugün itibariyle tam 1 aydır samsung’dan konuya ilişkin herhangi bir savunma gelmedi.)

    ama şimdi anlatacağım şeyler daha da garip. tüketici hakem heyeti’ne başvurduktan sonra, şehir dışında olduğum için bir arkadaşım cihazı bu kez sakarya caddesi’nde bulunan samsung yetkili servisi başarı elektronik’e götürdü. cihazla ilgili aynı şikayetleri onlara da ilettik. ve sonuç:

    burada garanti kapsamında cihazın anakartı, bataryası, şarj soketi bilmem neyi tamamen değiştirildi. ekran hariç cihazın neredeyse tüm parçaları değiştirildi. ekranı da değiştireceklermiş fakat samsung tarafından buna onay verilmemiş. çünkü daha önce cihazı inceleyen destek bilişim, ekrandaki izlerin oyundan yani kendi tabirleriyle üçüncü parti yazılımdan kaynaklandığına dair rapor tutmuş ve başarı servisi bu rapor yüzünden samsung’un ekran değişimine izin vermediğini söyledi. yani başarı servisi diyor ki: “biz bu tür sorunlarda ekranı garanti kapsamında değiştiriyoruz. ekranda klavye izleri bile çok belirgin durumda. değişmesi lazım ancak samsung buna onay vermiyor.”

    evet, iki farklı yetkili servis ve iki farklı garanti prosedürü. biri cihazımın garanti dışı kaldığını söylüyor, diğeri garanti kapsamında ekran hariç tüm parçaları değiştiriyor. ekranı değiştirememe sebebi de samsung’un buna onay vermemesi. yani resmen inatlaşıyor samsung. çıldırmamak elde değil.

    şu an ekrandaki izler daha belirgin durumda ve kötüye gidiyor. 10 gündür samsung müşteri hizmetlerini arıyorum, aynı şeyleri tekrar tekrar anlatıyorum ve elde var sıfır. hiçbir şekilde yardımcı olmuyorlar.

    ayrıca sözlük’te daha önce buna benzer bir olay yaşanmış:
    (bkz: samsung garanti rezaleti)arkadaşın sorunu benim sorunumla aynı. bana söylenen farklı, ona söylenen farklı.

    samsung’un servislerinde neden bir standart prosedür yok?
    neden kafalarına göre tamir masrafı çıkartıyorlar?
    samsung neden buna müdahele etmiyor?

    aklım almıyor. dünya çapında koskoca bir firmanın, söz konusu türkiye olunca bakkal gibi davranmasını aklım almıyor. bu rahatlıklarının tek sebebi de insanların tüketici hakem heyeti’ne gitmeye üşenmesi. çünkü o süreç aylar sürüyor. ben üşenmedim gittim. üşenmedim sözlük’e taşıdım. umarım google bu başlığı indekslediğinde insanları samsung almaktan vazgeçirmeye yardımcı olurum. ben bıktım, siz düşmeyin bu hataya.

    --- rezalet ---

    edit:

    destek bilişim servis raporu

    başarı servis raporu

  • 38. sırp denince akla gelenler

    (bkz: srebrenitsa katliamı)

  • 39. çerkez denince akla gelenler

    gece saat 10 suları telefonum çaldı:

    -merhaba oğlum nasılsın?
    +iyiyim fatma teyze siz nasılsınız?
    - biz de iyiyiz çok şükür. oğlum senden bir ricam olacak. biz köye bu gece gelemeyeceğiz son otobüsü kaçırdık çarşıdaki akrabalarda kalacağız. emel de köyde yalnız korkar o şimdi bu gece bizde kalır mısın?

    çerkeslik xhabzedir.

  • 40. en zor zamanlarını tek başına atlatan insan

    sakat insandır. kuyruğu dik tut eyvallah, yok güçlüdür, yok kimseye müdanası yoktur evet doğru ama özünde züğürt tesellisi bunlar. en zor zamanında bile güvenecek, yardım isteyecek el istemeyi bırakmışsa insan duygusal olarak sağlam hasar almış demektir. övünülecek şey değil bu. belki zamanla daha az aptalca tercihler yapıp iyi deneyimler yaşaya yaşaya kendini biraz onarır.

  • 41. tesla semi truck

    henüz tanıtımı elon musk tarafından yapılan tesla marka kamyondur kendisi, ve detaylarına buradan ulaşılabilir.

    ilginç detaylar şöyle:
    - üretime başlangıç yılı olarak 2019 görünüyor ki, çok çok yakın bir tarih. normal şartlarda başka bir firma böyle kısa sürede üreteceğini söylese inandırıcı olmaz ama işin içine elon musk girince insan inanmadan duramıyor.
    - maksimum ağırlık seviyesi (80k lbs yaklaşık 36 tona tekabül ediyor) ile 100 km/sa ulaşma süresi 20sn (bu alanda rekor) (yanlış anlamayı düzeltme için için teşekkürler: listadam )
    - drag coefficient (aerodinamik katsayı) olarak 0,36 görünüyor ki binek araçlarda bu katsayı ortalama 0,30 iken bir kamyonda buna yakın seviyeye ulaşmak hayal gibi
    - kamyonun arka dört tekerinden hareket iletilecek, bu da demek oluyor ki araçta diferansiyel ya da transmisyon bulunmuyor
    - kabin detayı bir hayli ilginç, tek kişilik ve ortada oturacak şekilde tasarlanmış. bu durumunda virajlarda savrulmaya karşı ciddi bir avantaj sağladığını söylüyorlar
    - kabinde bulunan camlar "explosion proof" olarak geçiyor yani çok ciddi darbelerde dahi kırılmıyor/patlamıyor..
    - menzili 300-500 mil civarı belirtilmiş bu da 500-800 km demek (inanılmaz)
    - yakıt tüketimi olarak dizel bir araca göre ise en az %30 daha avantajlı olduğunu söyledi elon abimiz, burada yorum yapmaya gerek dahi duymuyorum.

    sonuç olarak dünyamızı değiştiren elon musk bu değişime kamyonla devam ediyor. açıkladıkları gerçekten de devrim niteliğinde ve bütün piyasayı değiştirecek nitelikte.
    saygı duyuyor ve yeniliklerin devamını bekliyoruz.

  • 42. erdoğan türkiye'sini nato'dan şutlama zamanı

    kaç yıl önce yazılmış yazıya yeni başlık açılmış, bir allah’ın kulu da yazıyı okumaya zahmet etmemiş. kafanıza tüküreyim...

  • 43. türkiye'de adı caddeye verilmiş yabancılar

  • 44. 17 kasım 2017 marmara üniversitesi fetö operasyonu

    (bkz: furkan kaç, geliyorlar)

  • 45. iyi parti

    sosyalist ve solcu düşündüğüm için oy vermeyeceğim parti. çünkü sosyalist solcu olduğum için tkp'ye o vereceğim ve oyumun işe yaradığını düşüneceğim. allah allah yaws neden akparti gazandı gene. diyeceğim ve akpartiye isyan edeceğim. çünkü ben bir sosyalist solcuyum.

  • 46. enerji içeçeceğine meyve suyuna ötv zammı gelmesi

    ötv, kdv matrahına girdiği için kdv de "otomatik" artacaktır.

  • 47. şenol güneş

    hocam diyemedin mi penaltıyı negredo atsın diye! şu çingen kılıklıya azcık topları bırak diyemiyorsun küsecek diye değil mi ?

  • 48. maliye bakanlığı için alternatif vergi önerileri

    (bkz: tatlı vergisi)

    bir insan baklava gibi şeyler yiyebiliyorsa zengindir zaten. vergi ödesin.

  • 49. müzik aleti çalarken suratın şekil değiştirmesi

    pozitif psikolojide flow denir bu olaya. sadece müzik özelinde değil herhangi bir görev hem zorsa hem de o görevi yapmak için gereken beceri üst düzeydeyse bu ruh hali çıkar ortaya.

  • 50. emlak balonu

    emlak balonunun şiştiğini görmeyen bilmeyen yok. epeydir herkes şişkinliğin farkında ama balonumuz bir türlü patlamıyor. neden?

    çünkü devletimiz ( kgf ) tüm gücüyle inşaat firmalarının arkasında. yanlış anlaşılmasın müteahhit faruk abiyi salladığı yok devletin. ama çükübikoğlu inşaat, penisium towers projesi gibi baba firmalar, projeler falan hep devletin korumasında. bu adamlardan biri çıkıp "batıyorum beyler allaha emanet" dese devlet babamız anında "çekil lan kenara vatan haini, kayyum bey buyrun lütfen" der. zaten bu baba firmalar baştan batmama garantisiyle iş yapmak için "emlak konut işbirliğiyle" girişiyolar bu projelere..

    dolayısıyla bu balon şişer, şişeeeer ve şişer.

    ne zaman patlar? o da çok net aslında.. devlet vatandaşa daha fazla bindiremediği gün patlar.

    türkiye cumhuriyeti devletinin en önemli finansörü türkiye cumhuriyeti halkıdır. halkın gücü kalmazsa devletin de inşaat sektörünü destekleyecek gücü kalmaz.

    peki bin yıldır iliğine kadar sömürülmeye alışık bu halk nereye kadar dayanır? bunun cevabını verebiliyorsanız grafik mrafik bırakın direkt ekonomi doktorası alın. ister psikolojik sorun deyin ister cefakarlık deyin. anadolu halkı çok zor şartlara çok basit motivasyonlarla dayanabiliyor. bu yüzyılda işler değişecek mi, değişirse nasıl değişecek beraber izleyip göreceğiz.