Değerli ziyaretçilerimiz,

Öncelikle, sitemize gösterdiğiniz ilgi ve destek için hepinize teşekkür ederiz. Sizlerden gelen geri bildirimler ve beğeniler bizim için büyük bir motivasyon kaynağı oldu.

Sozlock olarak tam 9 senedir her gün ekşisözlük'den okumaya değer içerikleri filtreleyip günlük listeler oluşturduk. Bu işi yaparken kişisel davranmadık, günün en popüler başlıklarının en beğenilen entrylerini aldık listelerimize. Üstelik bu gayretimiz hiç bir zaman ticari bir kaygı taşımadı. Yayına başladığımız ilk günden beri en ufak bir reklam yayınlamadık, sponsorluk anlaşmaları yapmadık. Sozlock üzerinden tek kuruş kazanmadık.

Bütün bunlara rağmen, ne yazık ki son dönemde ekşisözlük yönetimi tarafından alınan bot koruma önlemleri nedeniyle, ekşisözlükten entry çekme ve beğenilen entryleri listeleme hizmetimizi maalesef devam ettiremiyoruz. Bu durum ekşisözlük yönetiminin aldığı bir karar olup, tamamen bizim kontrolümüz dışında gerçekleşmiştir. Bu zorunlu durumdan ötürü yaşanan aksaklık nedeniyle anlayışınıza sığınıyoruz.

Sozlock Ekibi

Ekşi Sözlük Debe Listesi

Rastgele
Hepsini aç
  • 1. fakirleri zengin hissettiren ucuz şeyler

    yukaridaki listenin yarisini bile gerceklestiremedigimi gorunce hangi statuye girdigimi merak ettigimdir. ben kendimi orta halli sanirdim, fakir bile degilmisim amk.

  • 2. mastürbasyon kabini

    1 tane diyanet işleri başkanlığı binasının girişine bir tane de akit gazetesinin bulunduğu sokağa konması gereken kabin. belki biraz daha az saçmalarlar

  • 3. kedinin sakal yalaması

    bir forumda olsaydık eğer, "olmaz kardeş bizde de var, affedersin, çırılçıplak uzanıp her yerimi yalatıyorum hiçbir şey olmadı, sakaldan mı olacak.." şeklinde taşak geçebilirdim bu soruyla, ama değiliz..

    keşke olsaydık.. ama değiliz.. forum değil burası, aklına geleni soru olarak yazabileceğin bir platform değil, ben saksı değilim, moderasyon da değildir herhalde amına koyim..

    hepinizin amına koyim..

    edit: başlığın orijinal hali "kedi sakalımı yalıyor birşey olur mu" şeklinde bir soruyken yukarıdaki entry'm makul ve manidar idi, lakin artık hiç öyle değil..

    neyse, moderasyon çalışıyor.. varsın öyle olsun, biz razıyız..

  • 4. foucault'nun sözünü paylaşan öğretmene soruşturma

    eğer öğretmen diyanetin "kızlarınızı sikebilirsiniz" sözünü paylaşsa soruşturma açılmazdı.

    zaten biliyorsunuz foucault afedersiniz cinselliğin tarihi diye de kitap yazdı, bunlar ehli sünnete aykırı insanlar.

  • 5. memeyi avuçta hissetme yöntemi

    gerçekte meme olmadığı halde avuçta memenin varlığını hissettiren ve sapıklıkla alakası olmayan tamamen bilimsel bir deneydir. bu bir halüsinatif doğal simülasyondur. herhangi bir teçhizata gerek yoktur. insan enerjisi yeterlidir.

    1) öncelikle birazdan yapacağımız acayip hareketleri kimsenin görmemesi için yalnız kalacağımız bir yere geçiyoruz. iki elle de yapabilirsiniz, tek elle de.

    2) rahat bir yere oturuyoruz. arkamıza yaslanıyoruz. sonra iki elimizi avuç içi gökyüzüne bakacak şekilde omuz hizasına yükseltip dilenci gibi açıyouz. parmaklar bitişik olmamalı, aralarında birer cm boşluk kalmalı.

    3) kolları sabit tutup elleri bilekten saat yönü ve tersine ampül çevirir gibi çok hızlı bir şekilde hareket ettiriyoruz.(deli işareti) olabildiğince hızlı yapıyoruz. bunu 12 saniye boyunca kesintisiz devam ettiriyoruz.

    4) kanın tene baskı yapması sonucu 12 saniye sonra avuç içinde bir uyuşukluk ve pürüzsüz bir yumuşaklık hissedeceksiniz.

    işte bu memedir.

    veya nasyonal sosyalist bir aryansanız, bu yumuşaklığı 4000 yıl önceki büyükbabanızın sol taşağı olarak da düşünebilirsiniz. artık hayal gücünüze kalmış.

    deneyiniz. eğer hissedemezseniz tutuşunuz yanlıştır veya yeterince hızlı yapmıyorsunuz.

    bugüne kadar bunu bilen sadece 1 kişi vardı. artık kamuya mal oldu. nobel ödülünü köşedeki bim'e bırakın. ordan alırım ben. teşekkürler.

    meme, bu kainatın en mucizevi ve en estetik varlığıdır. tanrı'nın yaratma sanatının zirvelerinden biridir benim için ve hatta bizatihi tanrı'ya inanma sebebidir. 50.000 ışık yılı çapındaki galaksilere gerek yok.

    meme.. 2 tane hem de. yan yana. bembeyaz ve taptaze süt. hayat akıyor. yeni doğan ve hiçbirşeyin farkında olmayan küçücük bir bebek sadece onu farkediyor. hayatı oradan bedenine çekiyor. kodlanmış bedenine. müthiş bir şey bu.

    tamam bir ahmet altan değilim. iki memeye vatan satma gibi bi düşüncem yok. ama zaten meme benim için seksüel bir nesne değil, estetiğin ve sanatın en müthiş öznesidir. tanrı, yaratmakla kalmamış, kutsal kitaplarında da bu mucizeden bahsetmiştir.

    edit: imla.

  • 6. 17 ocak 2016 show tv rakı rezaleti

    saat 02.30'da yayınlanan deprem adlı türk filminde, kadir inanır'ın rakılı sahnelerinin sansürlenmeden yayınlanmış olması rezaletidir.

    http://i.hizliresim.com/a5zznz.jpg
    http://i.hizliresim.com/0mzzgr.jpg
    http://i.hizliresim.com/4bzzqp.jpg
    http://i.hizliresim.com/jnddnw.jpg

    hemen subliminal olarak etkilenmem sebebiyle bir anda kendimi sokakta tekel ararken buldum, açık olan tekelcinin bana yasak saatlerde rakı vermiş olması da başlı başına bir rezaletti. rezaletler birbirini kovalarken anahtarı evden almadan çıktığımı farkedince rakıyı susuz kafaya diktim, evde olmasına rağmen bana kapıyı açmayan kedimin rezaleti ise gecenin tüy dikmesi olarak nitelendirilebilirdi.

    gördüğünüz üzere show tv'nin umursamaz yayıncılığı bu soğuk günlerde kapıda sızmama sebebiyet vermiş, sağlam bir zatürre rezaletinin temelini atmıştır. sorumluluların bir an önce cezalandırılmasını talep eder, öpücükler dilerim.

  • 7. ekmeğe zam yapılmadı fiyatlar arttı

    trt haberin müthiş habercilik başarısı. olayın iç yüzünü, büyük resmi görmek isteyenler için büyük dersler içerir.

    görünen o ki bu milleti salak yerine koymayan net salaktır.

    https://twitter.com/…aber/status/688685963011198976

    http://www.trthaber.com/…z-konusu-degil-230203.html

    düzeltme :
    an itibari ile tweet silinmiştir bilginize. haber aynen duruyor.

    https://twitter.com/…akan/status/688761279935283202

    (bkz: terör yok şehitler var)

  • 8. anadolu insanını en iyi anlatan film

    nuriciğim daha iyi anlatıyor: bir zamanlar anadolu'da

  • 9. tottenham hotspur'un kontra atağa çıkışı

    (bkz: 16 ocak 2016 tottenham hotspur sunderland maçı)'nın 34. dakikasında içine usain bolt kaçmış 5 tottenham'lı futbolcunun gerçekleştirdiği atak. pozisyonu e. lamela batırmayıp golle sonuçlansa efsane olurdu.

    https://www.facebook.com/…146761457/?type=2&theater

    edir: link eklendi

  • 10. arda turan

    rakitic'in sponsorları parayı bastırıp arda'yı bu maçlığına yedeğe çektirtmiş.

  • 11. süper ligdeki en yakışıklı futbolcu anketi

  • 12. rusya'da on kızın bir kıza dalması

    o kadar sinirlendim ki...

    yemin ediyorum orada olsaydım başta o iri kıyım kız olmak üzere öldürürdüm.

    kendini savunmaktan aciz bir kıza 5-6 kişi dalıp, kızın kafasını klozete sokup gülüyorlar. bu sinir falan değil. bu birinin bir başkasına cinnet geçirip vurması veya şiddet göstermesi değil. bu bilinçli bir şekilde, kişi çoğunluğunu ele geçirdiğinden korkakça, vicdansızca, adice yapılmış bir eylem.

    bu insanlar yaşamasın amk.

    amk. orospu dölleri. kafalarını yere sürtüp burunlarını yerde sürte sürte erozyona uğrar gibi yok edince de gülerler miydi acaba piçin evlatları.

  • 13. rus kadınların köpek kakası kavgası

    köpeğin hiç sıçmamış gibi kavgayı izlediği video.ne yapıyor bu manyaklar der gibi takılıyor.

  • 14. kel forvet

    (bkz: jan koller)

  • 15. polonya'daki 7 katlı garip bina

  • 16. aylık 5 bin tl gelirle toplu taşıma kullanan insan

    5 bin tl yi gözünde büyüten insanların garipsediği insan. ne bitmez tükenmez fakirliğiniz varmış lan.
    edit. elbette ki 5000 tl yi küçümsemiyorum, allah bereket versin. ancak ayda 5000 tl alan birisi farklı bir sınıfa dahil olmaz halktan.

  • 17. alevilerin sünnilere kız vermemesi

    alevileri doğu alevisi, batı alevisi diye bölmeye çalışan kansızları ortaya çıkartan başlık

  • 18. diktatör bozuntusu için namus ve şeref var mı

    kemal kılıçdaroğlu'nun tayyip erdoğan'a sorduğu soru.

    --- spoiler ---

    kılıçdaroğlu: namus ve şeref kavramı bu toplumda ne kadar önemli biliyorum. namus ve şeref bizim için tartışılmazdır. dün yine bize sataşmış. diktatör bozuntusu olan adam, senin için namus ve şeref ne anlama geliyor? ya adam gibi durur tarafsızlığını gösterirsin, ya da her gün sana namus ve şeref kavramını hatırlatacağım. sen bu yemini niye ettin? namus ve şereften ne anlıyorsun? ya tarafsız olursun ya da bu lafları ağırlaştırarak devam ederim.

    http://t24.com.tr/…e-namus-ne-anlama-geliyor,324433

  • 19. öğrenildiğinde ufku iki katına çıkaran şeyler

    iş hayatına on yıl önce kültür sanat sektöründe başlamıştım. 4 yıl bir firmayla çalıştıktan sonra kendi şirketimi kurdum. bu şirketi kurarken çevremden destekleyen bir kişi bile çıkmadı. iki mühendis arkadaşıma ortak olmaları için teklifte bulundum, sana borç verelim ama işe girmeyelim dediler. sektörde çok baskın bazı firmalar varken iş yapamayacağımı söylediler. ticaret tecrübem de sıfırdı. şirketin ilk yılı çok ama çok zorlandım. ikinci yıl borçlarımı bitirdim, yeni yeni sınırda yaşamaya başladım. sonra işler her geçen gün iyiye gitti. şirketi kurarken kafamda bir plan vardı, işler iyi giderse aracıları mümkün olduğu kadar azaltarak müşteriye doğrudan ulaşabileceğim bir kanal açmak istiyordum. çünkü sektörde çok baskın iki şirket vardı ve bütün mağazaların neredeyse yüzde 90ına bu ikisi sahipti. biri kendi yandaşı olmayan şirketlere ve ürünlere zaten kota koyuyordu, ideolojik davranıyordu. diğeri ise biraz ideolojik ama daha çok maddi sebeplerle kendi ürünlerini vitrine çıkarıyor, biz daha iyi ürün çıkarsak da bizi hep arkada tutuyordu. bu x şirkete bir defasında mail atmıştık. sizi her zaman rahatsız etmiyoruz, ama şöyle meşhur bir isimle şöyle bir proje çalışıyoruz, vitrine koyabilir miyiz veya normal alımdan daha iyi bir alım yapar mısınız.. cevap geldi, 'yaaa bu ürünü çıkaracağınız herif ölü bir herif, ne diye çıkarıyorsunuz ki, hiç satmaz' dediler. ve bizim 3000 falan beklediğimiz siparişlerini 200 olarak geçtiler. ürün bir anda çok iyi sattı, ilk ay 8000 tanesi bitti. şayet bu firma bizi dinlemiş olsaydı sayı en az 20000 falan olacaktı. (bu x firması bir yıl sonra bizim çok iyi satış yaptığımız adama teklif götürdü ve beceriksiz herifler, çıkardıkları yeni ürünü 1000 tane bile satamadılar)
    muhtemelen bütün sektörlerde aynı sorun vardır, baskın şirketler iyi ve orjinal ürünleri, kendi malları değilse hep arka plana atarlar, satmaması için ellerinden geleni yaparlar. sekiz ay önce, müşteriyle doğrudan buluşacağımız bir eticaret sitesi açmaya karar verdim. hazırlık 1 ay sürdü, siteyi açtım. 3 aylık bir deneme ardından, yaz tatilini boş geçerek ekimde tam donanımlı çalışmayı planladım. hedefim ilk yıl 1000 üye, bu üyelerden 500 alışveriş, ve toplamda 50.000 tl ciro idi. kendi ürünlerimi de satacağım için ortalama 20 bin tl kar hedefliyordum ki bu da siteyi kurmak için yapacağım masrafın karşılığı olacaktı. 2 yıl sonunda 3000 üye ve 100.000 tl ciro hedeflemiştim. buna ulaşabilirsek site çalışanları, kirası vs. kendi masrafını çıkarmış olacaktı. sonraki her kazanç kar olacaktı. 5 yıl sonundaki hedefim ise 10.000 üyeydi.
    bu siteyi kurarken 5 yıl önce ortaklık teklif ettiğim 2 mühendis arkadaşa yine teklifte bulundum. paraya falan ihtiyacım yoktu, şirketimin ve benim durumum artık çok iyiydi. kendi dağınıklığım ve iş takibi yapmamam sebebiyle birilerinin siteyle kendi işiymiş gibi ilgilenmesini amaçlıyordum. hatta birine 'işinden istifa et, bu işin başına geç, maaşını vereceğim' dedim. bu iki arkadaşım, 5 yıl önce söylediklerinin aynısını söylediler. 'sektöründe şu, şu ve şu baskın siteler varken, sen nasıl iş yapmayı düşünüyorsun'. ve ortaklığı kabul etmediler. siteyi açtım. 3 ay bir deneme aşaması geçti, sonra 4 ay siteyle hiç ilgilenmedim. ekim ayında tekrar bir düzen kurdum. tökezlediğimiz birçok konu oldu. bu site için işe aldığım bir kişiyi müşteriyle düzgün konuşmadığı gerekçesiyle işten çıkardım vs. şimdi sitenin istatistiklerini inceliyorum. aradaki 4 ay tamamen boş geçen dönem de dahil, çok iyi bir performans var.
    8 ay sonunda gelinen nokta (ki, aslında 4 ay hesap edilmeli) 1966 üye, 130.000 tl ciro. yaklaşık 70.000 tl kar. son 15 günlük veri ise çok daha ümit verici, her geçen gün artarak büyüyor: ocak ayının ilk 16 günü 516 yeni üye, 419 alışveriş, 23.200 tl ciro. şayet bu grafik aynı hızda kalsa ve hiç artmasa, (ki her ay ikiye katlanarak artıyor) 2016 sonunda 12.000 üyenin üzerine çıkacağız. ve neredeyse 300-400.000 tl ciro yapacağız. yani siteyi kurmayı düşünürken 5 yıl sonunda ulaşmayı düşündüğüm hedefe 1,5 yılın sonunda kavuşacağız.
    bu siteyi kurarken aldığım en büyük risk, tekel şirketlerin benim ürünlerime daha fazla baskı uygulamasıydı. şimdi düşünüyorum da istedikleri kadar baskı uygulasınlar, hatta hiç ama hiç benim kendi ürünlerimi satmasınlar, ben bu grafikle devam edersem umurumda olmayacak.
    dün, bu iki mühendis arkadaşla kahvaltı yaparken istatistikleri anlattım. çok sevindiler. arkasından, bu sitenin uluslararası versiyonunu açmayı düşündüğümü, marka adını bir yıl önce satın aldığımı, hatta türkiyede de farklı isimle yine bir site açıp daha zengin kitleye hitap edeceğimi falan anlattım. bu iş için onlardan destek görmeyince almanyadaki kuzenimi türkiyeye çağırdığımı, sitenin başına da onu geçireceğimi söyledim. peşinden bir teklif yaptım. gelin, isterseniz sadece bizim sektördeki ürünleri değil, amazon gibi daha genel kapsamlı bir site kuralım birlikte, teknoloji ürünü falan da satalım dedim. 5 yıl önce bir kez, 1 yıl önce ikinci kez aynı cümleyi kuran mühendis arkadaş, cümleye tam şöyle başladı. 'iyi ama piyasada teknosa, bimeks gibi şirketler varken sen nasıl başarmayı düşünüyorsun'.. delirmemek elde değil, değil mi? maalesef. ve ben konuyu orada kapattım.
    bütün bu işleri yaparken gördüğüm bir konu var, uzun yazdığım için özür dilerim. birçok sektörde tekel oluşturmuş tuhaf çıkar ilişkilerine sahip firmalar var. geçtiğimiz hafta sinema yapımıyla ilgili bir araştırmaya giriştim. ve ülkemizde bir çırpıda sayılacak birkaç işadamının aslında her yere hakim olduğunu anladım. bizim sektördeki mağazalara hakim olan firma, yani x, iki yıldır, belli bir çapta iş yapabilen üretici firmalardan 40 tanesini satın almak için hepsine teklif götürdü ve bazılarını satın aldı. insanlar bu firmaların başkalarına ait olduğunu zannediyor ama hepsi aynı adamın. şimdi sinema sektörünü araştırırken benzer bir yapı gördüm, sinema salonlarının çoğunu satın alan y firması, birkaç sinema yapım şirketine gitmiş ve bunlarla bir ortaklık kurmuş. sahibi olduğu sinema salonlarına sadece gizli ortak olduğu bu firmaların filmlerini koyuyor. siz seanslara baktığınızda 5,6 ayrı film görüyorsunuz ama aslında hepsi farklı yapım şirketleri gibi görünse de tek bir yere bağlı. bunlar öyle küçük şirketler de değil piyasada bir çırpıda sayılacak en büyük yapım firmaları ve merkezleri. bu y firması, çok iyi bir film yapılmasına rağmen bu film kendi şirketilerinden birine ait değilse onu en kötü salonlara koyuyor ve orada öldürüyor. mesela bağcılardaki bir sinema salonuna konulan film zaten ölmüş olarak başlıyor. ama capitole gittiğinizde a filminin seansı doluysa b ye girelim diyorsunuz, zaten aynı firmaya ödeme yapmış oluyorsunuz. bu firmaların arkasında kimlerin olduğunu araştırdım. çıkan sonuç ne olabilir? y firmasının üst yönetiminde, x firmasının yöneticisi var. x firmasının sahibi aynı zamanda k,m,l tv kanalları ile s,ş,t eticaret şirketlerinin de sahibi. yani aslında kendi içlerinde müthiş bir döngü kurulmuş ve ülkede kazanılan paraların hepsi, hem haftaiçi, hem haftasonu, alışverişle ama bütün sektörlerde aynı yere gidiyor.
    sonra film sektöründeki bu şirketleri biraz araştırdım, bunların da bağlı olduğu bir çatı firma buldum. ve sonra inanılmaz ilişkiler.
    bir gazeteci, ama araştırmacı gazeteci bu konuya ve sektöre dair bir araştırma raporu yazsa, ülkedeki algıyı kimlerin nasıl yönettiğine dair müthiş bir sunum ortaya çıkar. şu an bu yazıyı yazdığım platform da dahil.
    türkiyede iş yapmaya çalışan kendi halinde biri olarak tavsiyem, dünya gerçeklerini bilerek ve onlara dokunmadan yürümek gerektiği. aslında bir iş adamının yüzleştiği bu gerçekle türkiye de devlet olarak yüzleşiyor her defasında. yerel bir atılım yapmak istediğinizde hep bir yere kadar gidebiliyorsunuz. benim atabildiğim adımlar ve kazandığım başarılar tek bir kişi için maddi anlamda çok ama çok yüksek, fakat devletler bunlarla karşılaştığında neler yapıyorlar, teslim mi oluyorlar, tezgaha mı uyuyorlar, merak ediyorum.

  • 20. 17 ocak 2016 beşiktaş mersin idman yurdu maçı

    tabandan ısıtma

    istanbul'un altıncı harikası. en akıllı stad.

    üstelik alttan ısıtmalı.

    kapanın elinde kalır.

    adı gibi ömürlük olsun.

  • 21. en sevdiği kahve nescafe 3'ü 1 arada olan insan

    lc waikiki'den alışveriş yaptıktan sonra hd iskender keyfi yapan insandır.

  • 22. yoğurt hayvan mıdır

  • 23. çok fedakar çok zeki çok kültürlü yakışıklı erkek

    sadece erkek olarak katıldığım grup. dört yanlış bir doğruyu götürmese bari.*

  • 24. iran

    kendi içinde tutarlı bir dış politika izlemesi ve bunun meyvelerini alması; aynı tarihlerde türkiye'nin anasını bellemekten başka bir iş yapmamış sünni siyasal islamcıların zoruna gitmektedir.

    kimse iran'ın bir islam devleti oluşunu, baskıcı rejimini övmüyor. bilakis hala bu konularda iran'dan biraz daha iyi olduğumuza şükrediyoruz. ancak şu gerçekleri kabul etmek gerek

    bu adamlar ortadoğuda ayakta kalabilmek için kendi nükleer teknolojilerini geliştirmeleri gerektiğine karar verdiler. israil, suudi arabistan ve abd'nin açık tehdidi altında iken bunu başardılar. teknoloji politikalarıyla dış siyasetlerini bir arada götürerek uzun yıllar süren ambargonun altından kalktılar. aynı tarihlerde türkiye'de evdeki ayakkabı kutularını doldurma işi "kutlu yürüyüş" adıyla başarıyla pazarlanıyordu

    senin istihbarat şefin en gizli toplantılarda "suriyeye gider bu tarafa 2 roket attırırım nolacak" şeklindeki parlak fikirlerini, varlığından bihaber olduğu paralel yapıya kaydettirirken, iran'ın istihbarat şefi ortadoğuda fink atıyordu. tüm komşu savaşlarına aktif olarak katılıyordu. lübnan, afganistan, ırak, suriye, kuzey ırak... adamın her cephede bir işler karıştırırken fotoğrafı var.

    sen sınırının 30 kilometre ötesindeki mezar taşına sahip çıkamıyorsun. kendi toprak bütünlüğün için kritik olduğunu açıkça deklare ettiğin koşulları bile savunamıyorsun. * 1 tane kıytırık bölük gönderemiyorsun.
    iran sınırının 500 km ötesinde gerçekleşecek savaşı önceden kestirip, bunun için önlemler alıp kendi bütünlüğünü başarıyla koruyor, orada milis gücü örgütlüyor. senin siyasetçilerin telin karşı tarafında göz göre göre savaş çıkartıp kendi topraklarını içine alacak şekilde büyümesine seyirci kalıyorlar.

    2 adım sonrasını öngörememe şeklinde özetlenebilecek bu çapsızlık ile yürütülen barış görüşmeleri, pkk'ya lojistik destek projesine dönüşüyor. gelinen noktada, içine giremediğin, eğitim sağlık hizmeti veremediğin, can ve mal güvenliğini sağlayamadığın ilçeler var.

    o çok sevilen "büyük resim"e bakıldığında son 10-15 yılda koyduğu hedefi gerçekleştiren iran, tükürdüğünü yalayan ise hep türkiye.

  • 25. iran in turkey out

    ing. ben içeri doğru koştum hindi dışarı kaçtı

  • 26. 17 ocak 2016 diyarbakır sur'da bir askerin ölmesi

    (bkz: şehit)

  • 27. flypgs'deki koltukları geriye yatırma ücreti

    yakında 8.5 tl'den tüm yolculara sunulması gereken koltuk geriye yatırma hizmeti.

    bildiğiniz gibi şu anda tüm koltuklar geriye yatıyor, hem de ücretsiz, ek para ödemeden.

    yeni sistemde, tüm koltuklara bir kilit takılacak ve ücretini ödeyenler koltuklarını geriye yatırabilecek.

    işin alengirli ve serbest piyasanın güzelliğini ortaya koyan ek bir yanı daha var;

    örneğin önünüzdeki yolcu koltuğunu yatırmak için ücreti verdi; 8.5 tl.
    eğer siz bunu istemiyor ve bacak mesafesinin kısalmasını istemiyorsanız; 17 tl vererek bunu engelleyebiliyorsunuz. ancak sistem bu şekilde devam edebiliyor. yani önünüzdeki yolcu diretip 25.5 tl vererek koltuğunu yatırabilir...siz 34 tl verirsiniz...açık artırma usülü. minimum artırma 8.5 tl

    hala ali sabancı'nın aklına gelmemesi enteresan.

    not: telif hakkı dahil bu fikrin tüm hakları bana aittir, her koltuk yatırmadan 1 tl royalty ücretimi uygulamak isteyen havayolları bana ulaşarak hesabıma yatırabilir.

  • 28. beyaz futbol

    ahmet cakar: cini sevmem, cinliyi sevmem. allah affetsin.
    rok: aman hocam cok sinirlenme, dogu perincek baglanir sonra.

    sgsgshkslshdhddh

  • 29. hilafet lağvedilmese ışid var olmazdı

    bir mustafa akyol tweet'i:
    "istihzaen söyleniyor, ama doğru: 1924'te hilafet lağv edilmese, ışid muhtemelen var olmazdı."
    https://twitter.com/…tafa/status/688715923864309760

    bunun "otoriter laikler var olmasaydı ışid de olmazdı" gibi versiyonları da bolca var üretilen.

    cumhuriyet ve mustafa kemal atatürk düşmanlığı gün geçmiyor ki pespaye söylemlerle fitneleme yapmasın. kaldı ki mustafa akyol bugün en sert akp eleştiisi yapanlar tarafına geçmiş isimlerden, varın gerisini siz düşünün.

    (bkz: provokatör atatürk düşmanları)

  • 30. gonca vuslateri

    bi burcu bakdur bi de buna gıcık oluyorum bitmediler şu sözlükte amk.

  • 31. mario gomez

    (bkz: biz orospu çocuğuyduk)

  • 32. davutoğlu'nun şehit haberi verirken gülmesi

    amina koyim shop yapıcaksanızda dogru düzgün yapın, siyah band üste kaymış.

    ha ulusalcı ha akp'li hepsi ayni kafa ya.

  • 33. blues söyleyen vanlı dayı

    yeteneğinin farkında olmadığı söylenen adam.

    işte bu üstten bakan tavırlara hastayım. adam sesinin güzelliğinin gayet farkında. "yeaa şekerim şu dayıya bir haber verin, tam blues gırtlağı var yahu " tarzında konuşan, adeta umut sarıkaya karakterlerinden farksız tiplersiniz.

    adam belki öyle mutlu, belki kendisi müziği tercih etmemiş, belki size güzel gelen şeyler onun için hiçbir anlam ifade etmiyor ama ekşici durur mu, "bi bakışta anladım bu adamın sesinin güzel olduğunu. düşün yani adam 30 senedir kendi fark edememiş ama ben fark ettim" tavırlarında davranmalı, yoksa gece yatarken uykuları kaçar.

    insanlar için kafanızda bir şablon oluşturuyorsunuz, sonra o insan kafanızdaki şablona uymadığında külliyen ''yanlış yolda'' oluyor ve hemen doğru yolu göstermek istiyorsunuz. halbuki o yol sadece size göre doğru.

  • 34. 17 ocak 2016 beşiktaş mersin maçının iptal olması

    troll mü diye entrylerine baktığım, ancak malesef gerçekten beşiktaşlı olduğunu gördüğüm yazarın iddiası.

    mersin idman yurdu'nun formu yükselebilir ne demek ya, beşktaş'ın da yükselebilir? düşebilir de?

    nasıl bir mantık anlamadım.

  • 35. 18 ocak 2016 istanbul'da okulların tatil edilmesi

    trt : okullar tatil olmayacak ama öğrenciler okula gitmeyecek.

  • 36. topu topu 29 harf var kaç kitap yazabilirsiniz ki

    10 rakam ile kaç tane sayı yazılabiliyor ise o kadar.

  • 37. vatanseverliği faşistlik olarak algılatma çabası

    faşizmin 14 ilkesi

  • 38. vize ve final öncesi gelen roman okuma isteği

    evet tam olarak budur ; vize ve final haftasından önceki günlerde aniden gelen kitap okuma isteğidir.
    sen o kadar gün hiç bir şey yapmadan uyu,film izle, sınava sayılı günler kala bir istek bir arzu?? senin sorunun ne arkadaş ??

    elbette bazı sonuçları olacaktır;

    (bkz: adeta bütlere davetiye çıkarır.)

    (bkz: tatilini yarıya indirir.)

    (bkz: vize ve finaller bitmedi mi? sorusuna yok daha yeni başlayacak(halbuki bütlere birkaç gün kalmış))

  • 39. öğretim görevlisinin sosyal deneye tepkisi

    goygoy. açalım.

    1. bu "deney" falan değil, "sosyal deney" dediğiniz nane de zaten ekseriyetle taciz/hakaret vesaire eylemlerinizi cahil cüheyla halinizle hem aklamaya hem de "zekice" göstermeye çalışmanızı içeriyor. tecavüzü de "cinsel deney" şeklinde göstermekten çekinmeyecek bir tıynettesiniz limitte, haberiniz bile yok.

    2. bu tacizi çok beğendiğiniz abd'de bir üni'de yapıp internete koysanız olacak iki şey var: a) mahkemede kişilik haklarını ihlalden sağlam tazminata mahkum olmaca; b) okulda epey sıkıntı.

    3. "ama bu sosyal deney yeaaa" diyen zavallılara: insanlar üzerinde onların isteğinden bağımsız olarak "deney" yapma hakkınız yok. olaya omurilik soğanınızdan uydurduğunuz bir kavram ile "akademik" bir hava vermeye çalışıyorsunuz ama o öykündüğünüz batı dunyasında akademik amaçlı anket bile yapacak olsanız bir sürü izin almanız gerekli, yoksa gayr-i nizami kan tahlili sizi bekler.

    4. "ama sosyal deney diye bi'şey var yeaaa" - o dediginiz nanenin en "olabilir" versiyonu, o bile tartışmalı, "pasif subje" içerir, kimseye gidip yolundan çevirip taciz edemezsiniz, en fazla bir ortamda diğer insanlarla angaje olmadan bir davranış veya mizansen sergiler, tepkileri incelersiniz. misal, birbirini tanımıyor taklidi yapan iki birimden biri diğerine belli bir ortamda cinsiyetçi/ırkçı bir söylemde bulunur, siz de o ortamda insanların kamu alanındaki belli davranışlara tepkilerini incelersiniz, gidip duran adama "senin için ırkçı diyorlar, ne diyorsun" demekten farklı. tabi bu şartlarda bile deney gerçek deney sayılmaz, anca belirli bir anektodal gözlem denebilir, ki o bile tartışmalı.

    hadi şimdi debelenmeye devam edin narsizminiz ve cehaletinizle yoğrulmuş bataklığınızda, belki yarım-akıllı bir nane yumurtlarsanız debe'ye bile girersiniz.

  • 40. öğretmen maaşı

    öğretmen maaşı diğer mesleklere kıyasla azdır çoktur ona karışmam da, haftada 15 saat dersi 15 saat mesai ile eşleyip, işte günde 9-5 arası çalışan memur 40 saat mesai diye hesap yapmayın. bir masa başında gün boyu bazı işleri yaparak veya yapmayarak vakit geçirmekle, sınıfta (hiç ders anlatmayıp sadece ders düzenini korumak, etkileşim ve iletişim halinde olmak bile hatta) vakit geçirmek arasında ikinci iş aleyhine büyük bir fark vardır.

  • 41. ekşi itiraf

    liseye başlayana kadar bütün notlarım 5ti. türkiyenin *en iyi fen liselerinden birinde okudum. türkiyenin en iyi üniversitelerinden birinde kimya, işletme, sanat tarihi okudum. yaptığım projeler hep en iyi oldu, en güzel planlama ve yönetimleri ben yaptım. modern hayatın insana sunduğu, bir ailenin çocuğuyla övünebileceği pek çok şeyi başardım.

    ama cahilim.

    okumadım, örneğin. ne rus edebiyatını, ne italyan klasiklerini okumadım. foucault'yu yeni öğrendim, aya sofya'ya yeni gittim. balık tutmayı bilmem, balık temizlemeyi bilmem. yemek yapmayı bilirim ama bir sebze fidanı dikmişliğim yok. baraka yapmayı bilmem, tuğla örmeyi bilmem, taş dizmeyi bilmem, kerpiç karıştırmayı bilmem. yılın hangi vakti buğday ekilir, hangi vakti vakti hasat edilir bilmem. dağlık yerde yere tuz döksen akrep gelirmiş, bunu da bilmezdim. ateş nasıl yakılır bilmem. gözlerimiz kaç yaşında kırışır, saçlarımız kaç yaşında beyazlar bilmem. hamile insan kaç aylıkken midesi bulanır, ya da ayakkabılarını nasıl bağlarlar bilmem. bir bebek ne yer bilmem. sakız likörü nasıl yapılır, rakı nasıl yapılır, gar sabunu nasıl yapılır bilmem. turşu nasıl kurulur, onu da bilmem. reçel sevmem ama reçel nasıl kaynatılır bilmem. yoğurt, peynir nasıl yapılır, ekmek fırınları sabah kaçta açar, o denizdeki algler nasıl diş macunu kutucuklarına sığar bilmem. testi nasıl yapılır, kaç gün kurutulur bilmem. domates, patlıcan kurutmayı da bilmem. yıldızlara bakarak da, yosunlara bakarak da yönümü bulmayı bilmem. güneş kreminin derideki radikalleri tutarak uv sonucu çıkan zararlı radikallerle eşleşmeyi önlediği için kanserden koruduğunu bilirim de, hangi çiçeklerin güneş sevdiğini bilmem.

    çok zaman harcamışız çünkü. değerli olduğunu düşündüğümüz şeylerle çok zaman harcamışız. öğrenmemişiz, öğrenmemiz engellenmiş. bir bilginin değeri, sınav sorusu olma ihtimaline göre belirlemiş. biz de cahil kalmışız.

  • 42. gss prim borcu

    25 yaş üstü yüksek lisans öğrencisi olarak an itibariyle 2300 tl olan borçtur. bir de gelir testi yaptırılmış en düşük ücrete tabi tutulmış hali bu. yaptırmasam 10000 üstü olurdu şuan. bir de sağolsunlar şöyle bir kolaylık yapmışlar. borç listesinin hemen altında kredi kartı ile ödeme yap seçeneği var.

    ananın amıyla yapsak olmaz mı?

  • 43. 24 yaşında 4 bin lira maaş alan insan

    sözlükte "burger king'ten sipariş verdim sosum eksik geldi :(" diye ağlayanlar da bunlar ha.

  • 44. feride büşra taşlı

    20 yaşındaydı, hep güleryüzlü, hep sıcacık. keşke yaşasaydı da şurada böyle bir başlık açılmasaydı.

    kader, alın yazısı demeyeceğim. demeyin. o artık yok çünkü biri hız yapmayı seviyordu, o artık yok çünkü biri kırmızı ışıkta durmadı.

    ne farkı var eline silah alıp adam öldürmekle bunun?

    hiçbir şey hafifletmeyecek bu acımızı. biz arkadaşları, ailesi, bütün sevenleri bundan sonra hep bir yanımız eksik yaşayacağız.

    ama eminim katilinin hak ettiğini bulması, cezasız kalmaması, yaptığı şeyin bedelini ödemesi içimize su serpecek. biz bunu büşra'ya borçluyuz.

    bununla ilgili bir imza kampanyası başlatıldı. siz de dur deyin artık onlara, bizim canımız yandı başkalarınki yanmasın.

    https://www.change.org/…izi-aldı-feride-büşra-taşli

  • 45. the elder scrolls v skyrim

    11.11.2011 tarihinde piyasaya sürülmüştür.
    17.01.2016 tarihinde halen kendisini büyük bir keyifle oynatmaktadır.
    witcher 3 wild hunt ise 19.05.2015 tarihinde piyasaya sürülmüştür ve üzerinden en az 4 yıllık bir zaman zarfı geçtikten sonra halen oynayan kalırsa birtakım kıyaslamalara girebiliriz.

  • 46. enflasyonu yasaklayıp bol miktarda para basmak

    (bkz: karaborsaya giris 101)

  • 47. en iyi sıcak içecek

    (bkz: sahlep)

    gerçek olacak ama öyle paket değil.

  • 48. marmara üniversitesi ülkücüleri

    sizi ananız babanız bin bir emekle büyütecek edecek, üniversiteye gideceksiniz, sonra da duvarlara "kan dökmesini bilen hükmeder marmara'ya" yazacaksınız. itlik köpeklik arzularınızı siktirin gidin call of duty filan oynayarak bastırın. savaşmak istiyorsanız da cepheye gidin. ilim irfan edinmek isteyen başkalarının hakkını yemeyin. bu memleket kolay kurulmadı, kolay yıkılmaz. emanet sağlamdır. sizin gibi şehir eşkiyası it köpek değil ilim irfan ayakta tutacaktır bu memleketi.

  • 49. alex de souza vs wesley sneijder

    alex fenerbahçe'nin efsanesidir.

    sneijder ise dünyanın en iyi ortasaha oyuncularından biridir ancak hiçbir takımın efsanesi değildir.

  • 50. akp'li muhabir ile pkk'lı vatandaşın tartışması

    "pkk bir sonuçtur" cümlesinden vatandaşa pkk'li fişlemesi yapılan başlık. başka bir ifade veya bir güzelleme işiten varsa yeşillendirsin.