Ekşi Sözlük Debe Listesi

Rastgele
Hepsini aç
  • 1. meltem banko

    avukat değil de sanırım boş bakkal kendisi.

  • 2. 2 nisan 2017 referandum sonucu tahminleri

    merak ettiğim bir konu var bu yazdıklarım kesinlikle akp'lilere saldırgan nitelikte değil daha önce yazdıklarımın aksine.

    cumhurbaşkanı recep tayyip erdoğan şu an 63 yaşında. siyasi hayatının en zirve noktasında diyebiliriz özellikle başkanlık referandumu da olursa ve başkan recep tayyip erdoğan olursa.

    aktif siyaset yapabileceği şunun şurasında sağlığı da el verirse 15 sene filan var gibi duruyor bugüne kadar türkiye'de aktif siyaset yapmış kişilere baktığımız zaman ki diğerlerinin sağlık durumları nispeten daha iyiydi.

    erbakan'a baktığımız zaman 81 yaşında vefat etti 2011 yılında, aktif siyaset dönemi bundan 5-6 sene önce bitmişti tabi bunun içinde siyasi yaşamını bitiren faktörler vesaire de vardı kayıp trilyon davası gibi.

    ancak bir diğer tarafta mesela ecevit gibi bir adam bile 75 gibi bıraktı aktif siyaseti.

    süleyman demirel de aynı şekilde 75 yaş civarında bıraktı.

    tayyip erdoğanın sağlık sorunları bu insanlara göre daha fazla, burda demek istediğim adam ölecek değil; sağlığı el verdiğince bu görevi yürütebileceği ortalama 10-12 senesi daha var gibi görünüyor.

    değinmek istediğim nokta tayyip erdoğan aktif siyaseti bırakınca yerine gelecek adam kim olacak, sonuçta bırakacağı koltuk tamamen müthiş yetkilerle donanmış bir başkanlık koltuğu olacak ve erdoğana bu kadar güvenen kendi kitlesinin aynı güveni yansıtabileceği başka biri olacak mı?

    tayyip erdoğan yerine gelen herhangi birine bu gibi yetkilerle donatmak doğru olur mu?

    tayyip erdoğan ayrılınca bu koltuktan yerine gelecek adaylar arasında taht kavgasına benzeyecek bir kavga çıkması durumunda ülkenin durumu ne olur?

    daha önemle merak ettiğim soru ise şu:

    daha önce oldu yine olmayacak diye bir durum söz konusu değildir, tayyip erdoğan ayrıldıktan sonra akp oy kaybetti diyelim ve yerine oradan sıyrılan bir sol parti geldi. bu adamlar şu an akp grubunun sol görüşlülerin ebesini siktiği gibi sağ görüşlülerin ebesini sikmeyecek mi? bu olay kan davasına dönmeyecek mi?

    benim merak ettiğim nokta bunlardır sayın akp'liler. erdoğan hiç ölmeyecekmiş ya da siyaseti bırakmayacakmış gibi böyle bir görevi böyle yetkilerle donatmak ne kadar doğrudur.

    ben bugün sol görüşlüyüm diyebilmeme rağmen kendi görüşümü destekleyen partim böyle bir anayasa teklifiyle gelse yine hayır derim çünkü gelecekte kimse ne olacağını bilemez, sizler geleceği görüyor musunuz da böyle bir teklife evet diyebiliyorsunuz bunu anlatmanızı istiyorum.

    dediğim gibi sorduğum şeyler kesinlikle saldırmak, hakaret etmek amaçlı değildir; kafama yatmayan noktayı sordum ve akp'li arkadaşlar yeşillendirirlerse mutlu olurum.

    edit 1: yazarlardan birinden gelen yorum şu şekilde:
    ulkede %70 sag %30 sol secmen varken sol goruslu bir baskan cok dusuk bir ihtimal. olursa da demek ki halkin destegini kazanmis, demek ki sag goruslulerden de oy alabilmis, kendi oy tabaninin aksine hareket edebilecek bir baskan olmaz, olursa da baskanlik ilelebet degil 5 yillik donemler. ilk secimde tarihin derinliklerine yollanir.

  • 3. 15 ocak 2017 mehmet şimşek'in big mac tweet'i

    hepinize tek tek teşekkür ediyorum sevgili iktisat uzmanları. sayenizde hepimiz aydınlandık. sayın bakanıma da şu cahillerin bir şeyler öğrenebilmesi adına ortaya attığı twitten ötürü teşekkürü bir borç bilirim.

    yüz küsür entrynin yarısı; cahiller! bikmak endeks nedir daha onu bilmiyorlar! diye giydirmeye gelenlere ait. kalan yarısı da biz bikmak yemiyok zaten vopırcıyız goygoyu yapanlar. insan gibi konuyu açıklayan veya mevzu bahis tweetin maksadı üzerine bilgi veren insan sayısı bir elin parmakları kadar. hele o big mac index nedir onu açıklamaya çalışanlara ayrı hasta oluyorum. adam verdiği linki kendisi okumamış.

    kardeşim, uygun değerlendirme eşdeğer ülkeler arasında yapılır. diğer türlüsü laf kalabalığına, dezenformasyona, iktidarın uzmanı olduğu goy goyun alanına girer.

    wikipedia açıklamasının limitations kısmına bir bakalım:

    the burger methodology has some limitations. ın many countries, eating at international fast-food chain restaurants such as mcdonald's is relatively expensive in comparison to eating at a local restaurant, and the demand for big macs is not as large in countries such as ındia as in the united states. social status of eating at fast food restaurants such as mcdonald's in a local market, what proportion of sales might be to expatriates, local taxes, levels of competition, and import duties on selected items may not be representative of the country's economy as a whole.

    yani diyor ki vergisinden tutun malzemenin teminine kadar sağlıklı veri alabilmek için uygun olmayan bir sürü durum var. mcdonald's açıldığı her ülkede aynı rekabet şartlarına sahip olmadığı gibi hiç bir yerde aynı boyutta big mac'de üretmiyor. abd'de sunulan hamburgerde yarım kilo et varken türkiye'de 50 gram olabilir. lokal markalarla rekabet edeceğim derken kampanyalar yaparak sudan ucuza big mac satabilir. bir de mcdonald's türkiye'de çok değil yakın zaman evveline kadar orta ve üst gelir düzeyine sahip insanların sık gittiği, halkın düşük gelirli kesiminin ayda yılda bir kez gidebildiği, önünde fotoğraf filan çektirdiği "lüks" kabul edilen bir işletmeydi. doksanlı yıllarda yapılan hesaplamalarda abd'li evsizlerle türkiye'nin elit zenginlerinin alım gücünü kıyas ettiklerini hatırlatırım.

    hadi yöntemden kıllanmadınız diyelim. mehmet şimşek gibi bir şark kurnazının kullanmasından şüphelenin. oturalım bunları tartışalım derken geldiğimiz noktaya bak. bu adamın vaktiyle atak helikopterinin kilosu 200 bin usd ediyor demişliği ve şu sözlükte savunulmuşluğu varken eminim şu an "kerizlere bak ben yıldızları gösterdim onlar parmak ucuma baktı" diyordur.

    edit: lan hala mehmet şimşek'i sevmem ama big mac endeksi diye bişi var diye entry girmeye devam ediyorlar. koca sözlükte başlıkların bütün sayfalarını sırayla bir tek ben mi okuyorum lan?

    edit2: bir sürü mesaj geldi. öncelikle yukarıdaki wikipedia bilgisinin limitations kısmından kısa bir alıntı. altındaki bire bir tercümesi değil, bilumum kısmına kendi özetimi geçtim. aman orda öyle bişey dememiş diye gelmeyin.

    ikinci konu ise neden hala big mac endeksine takıldığınız. yahu bu adam yanlış bir şey söylemiş demiyorum. basit bir alıntı yapmış ve bilgi paylaşmış. o kısmında bir sorun yok. sorun bu adamın daha önceki vukuatlarında yatıyor. zaten entrynin ana fikri de bu. dani rodrik'in twitter üstünden ortaya çıkardığı dezenformasyonundan tutun atak helikopterinin birim fiyatının 500 milyon doların üzerinde olduğunu iddia etmesine kadar koca ülkenin bakanına yakışmayacak düzeyde halkın aklıyla taşak geçen demeçleri var. ne paylaştığından ziyade neden paylaştığını tartışalım diyorum. ha ülke isviçre gibi olur o zaman adamın ne paylaştığı bir değer taşır fakat ekonominin götüne yılan kaçmış çıkaranı yok bir halde ülke diktatörlüğe doğru sürüklenirken yemişim big mac'i. of şahane cümle oldu lan mehehehe. yani diyorum ki eniştem beni niye öptü? oturalım bunu tartışalım. yoksa paylaştığı bilgi illa ki hatalıdır demiyorum. üst kısımda ise big mac endeksinin çok sağlıklı olmadığını, bunu uzmanların da söylediğini belirttim. ekonomide kullanılan genel geçer araçlardan sadece birisi olmasına rağmen burada fizik kanunuymuş gibi savunmaya çalışanlara dikkat çekmek istedim. olay bundan ibaret.

  • 4. 15 ocak 2017 fenerbahçe adanaspor maçı

    peşinen söyliyim fenerliyim ama artık cümle kurmaktan bile aciz, ne dediği anlaşılmayan bu başkan bozuntusunun her puan kaybı sonrası gündem değiştirme çabaları beni gerçekten tırmalıyor.
    arkadaş nasıl bir ülke olduk klüp başkanı da, yöneticisi de, federasyon başkanı da siyasetçisi de yozlaşmışlık ve aymazlık konusunda çığır açmış.
    koskoca fenerbahçe takımı kendi sahasında lig sonuncusu takıma karşı hakemin vermediği ya da görmediği penaltıdan mı medet umacak ? yahu kardeşim televizyona çıkıp neyi anlatıyosun yok penaltıydı yok sarı karttı, hakemler federasyon alt yapı vs.. sen kendi yapman gerekeni yaptın mı ki türk futboluna çareler arıyorsun ? fenerbahçenin mevcut durumunun bir numaralı sorumlusunun yine kendin ve yanıdaki şakşakçıların olduğunu ne zaman göreceksin ?

    bilin bakalım aşağıdakileri kim yapmış ;

    ** ligde şampiyonluk yaşamış, üstüne şampiyonlar liginde çeyrek final oynamış arthur zico yu disiplinsiz diye kim yolladı ?
    ** alex gibi efsane ötesi bir oyuncuyu`:hiç oynamasaydı sadece kenarda oturup kaptanlık yapsa bile kardı..` kim karşısında bacak bacak üstüne attı diye yolladı ?
    ** aykut kocaman gibi ligde şampiyon olmuş, uefa da yarı final oynamış hocayı kim takımdan gönderdi ?
    ** ersun yanal gibi oynattığı futbol ile ligi domine etmiş, daha mart ayından şampiyonluğu garantilemiş hocayı sanki şampiyon olduğundan dolayı cezalandırır gibi karı-kıza düşkün diye kim yolladı ?
    ** emre belozoğlu gibi belkide bu sezon başakşehir şampiyon olacaksa en büyük pay sahibi, mevkisinde eşi benzeri olmayan oyuncuyu kim yolladı ?
    ** ersun hoca yerine futbol oynatmaktan aciz portekiz çingenesini kim getirdi ?
    ** pereira nın bi halt oynatmadığı geçen sezonda ayyuka çıkmış iken bir de ödüllendirir gibi yeni sezonda devam etme ve takıma istediği transferleri yapma kararını kim verdi ?
    ** ligin başlamasına 3 gün kala birden pereira yı düzgün antranman yaptırmıyor ve bizim istediğimiz sistemi oynatmıyor gerekçesi ile kim yolladı ?
    ** üstün futbol bilgisi ile türkiye nin en iyi sağ ve sol bekini kovar gibi gönderip rakibe kaptıran kim ?
    ** ligin ilk yarısı 4 ay boyunca advocaat 10 numaraya ihtiyacımız var diye bas bas bağırırken bu takımın 'sözde' scouting ekibi 4 ay boyunca uygun bir oyuncu bulamayıp, ligin 2. yarısına yetiştiremeyip`:üstelik haftaya başakşehir ile ölüm kalım maçına çıkıyorsun` son oynananan adanaspor maçında hocayı çaresizlikten ozan dan, aatıf tan 10 numara yaratmak zorunda bırakan kim ?

    son söz : istifa et artık aziz !

    edit : imla

  • 5. aziz yıldırım

    kısaca şunları demek istemiştir;

    içeride adamım falan kalmadı. işler eskisi gibi yürümüyor. 11'ler elime ulaşmıyor, istemediğim hakemler maçlarıma atanıyor. istemediğim hakemler başka takımların maçlarına atanıyor. artık benim de aleyhime hakem hatası yapılıyor. federasyon beni sallamıyor. ağzımı açsam herkes gibi bana da ceza yazıyorlar. gelin hakeminden federasyonuna kadar kim varsa temizleyelim. tüm mevkilere benim adamlarımı yerleştirelim. ve hakem hataları fenerbahçe dışında her takıma yapılsın. kime ne istersem de söyleyeyim. yoksa bu iş yürümez. türk futbolu ilerlemez.

    bunu söylemeye çalışmıştır izlediğim yarım saatlik konuşmasında.

    ulan biraz utanman olsun be. daha iki hafta geçti galatasaray'ın 11'ini yayıncı kuruluşun içine yerleştirdiğin adam tarafından alışından tut yediğin tüm haltları dinlememizin üzerinden.

    bu adamın tek hayali türk futbolunda tayyip erdoğan yetkilerine sahip olmaktır.

    isterse ligi erteler, isterse hakemleri istediği maçlara atar, istediğini temizler, federasyon başkanını belirler, istediği futbolcuyu alır, istediği yerli yabancı sınırını belirler, rakip kulüp başkanlarını bile kendisi atamak ister. bütün amacı bu. futbol falan değil.

    taraftarından başkanına, futbolcusundan eski teknik direktörüne kadar bunların hepsi, futbolda her şeyin aziz'in iki dudağı arasında olmasını istiyor. bilmem anlatabildim mi? bilmem anlatabildim mi bu insanlar kimlere benziyor?

    daha dün bunların radarcı hocası kendileri lehine hata yapılmadığı için hüngür hüngür ağladı. hıçkıra hıçkıra ağladı maçta rakip takım aleyhine hata yapılmadığı için. verilen tüm kararlar doğru olduğu için bir çocuk gibi sabahlara kadar ağladı bunların eski hocası. bunların gerçekten adalet peşinde olduğuna mı inanıyorsunuz?

    hala bunların lafına inanan samimi olduğunu düşünen kaldı mı bilmiyorum.

  • 6. recep ivedik 5

    muhtemelen haziranda bir ramazan gecesi tv8'de yayınlanacak film.

    ha bu kadar beklemem veririm 20-25 sinemada izlerim dersen o da senin bileceğin iş.

  • 7. aselsan'ın atom bombası durdurabilen silah yapması

    inşallah ingilizce'ye çevrilmez de ülkece dünyaya rezil olmayız dedirten haber.

  • 8. günümüzde kadınların bir erkekte aradığı 3 nitelik

    burayı okuyan kadınlara sesleniyorum.hangimiz saydığımız üç özelliği de barındıran bir adama aşık olduk veya evlendik?bu işler özelliğe falan bakmıyor. bir uyum durumu var heh işte onu yakalayınca çoğu özelliği gözünüze bile görünmüyor.çok da kasmayın hayatı akışına bırakın.

  • 9. sherlock

    --- spoiler ---

    bu bölümle anlamış olduk ki dizide gördüğümüz her olay, her ayrıntı oraya boş yere ya da yer doldurmak için konulmuş şeyler değil. olaylar olaylar...

    2.sezon 1.bölümün sonlarına doğru mycroft ve watson, ırene adler hakkında konuşuyorlar. watson, mycroft'a "sherlock öyle biri değil takmaz o kadını" filan diyor. mycoft'un cevabı tam olarak şu

    m: " kardeşimde bir bilim adamının veya filozofun beyni var. yine de dedektif olmayı seçti. buradan kalbi hakkında nasıl bir sonuç çıkarabiliriz?"

    w: bilmiyorum.

    m: ben de ama başlarda korsan olmak isterdi.

    bu bölümde gemiyi basıyorlar. sherlock gökten "ben korsanım" diyerek iniyor. ayrıca bu bölümde tüm bunların sebebini de öğrendik. korsan olmayı istemiş çünkü en iyi arkadaşıyla korsancılık oyunu oynuyomuş. dedektif olmuş. çünkü en yakın arkadaşı ölünce ona ne olduğu gizemini çözmeye çalışmış ve bu onun "ilk davası" olmuş.

    yine başka bir ayrıntı 3.sezon 3.bölümde sherlock vurulduktan sonra şoka girmemek için kendini rahatlatacak bir şey arıyor. önce kızılsakal'ı buluyor. yani zihin sarayına anıları değiştirerek yerleştirdiği, eski en yakın dostu. tabi bi etkisi olmuyor. "şimdi beni de uyutuyorlar" diyerek baygınlığa devam ediyor. ta ki yeni en yakın arkadaşı john watson aklına gelinceye dek.

    4.sezonun yılbaşı bölümünde gördüğümüz şey sherlock'un zihin sarayında hapsolma tehlikesi yaşaması ama sonunda oradan kurtulmasıydı. o uçak olayında eurus'a olan şey de bu. zihin sarayında hapsolmuş. senaristler finalde başka karaktere yapacakları şeyi rahat anlayabilelim diye olayın minik bir halini ana karaktere yapmışlar. ki bunu yaparken de bir yandan sherlock'a moriarty olayını çözdürdüler. femizm mesajı verdiler. filan falan. bu 3'ünden birini bile başarılı bir şekilde yapamayacak senaristler varken onlar 3'ünü de başarılı bir şekilde diktiler karşımıza tebrik etmek düşüyor bize de.

    "doğu rüzgarı geliyor" olayı tahmin ettiğim gibi eurus'un sherlock ile uğraşmasından gelmiş. bu yüzden sherlock abisinin onu doğu rüzgarı ile korkuttuğunu düşünmüş. oysa ki abisi ta ilk bölümde gördüğümüz gibi (watson'dan sherlock'a göz kulak olmasını istiyor) kardeşini seviyor ve düşünüyor. eurus olayının yanında bölümdeki flashbacklerde mycroft'un şişman olduğunu gördük. sherlock ilk bölümden beri abisine kilo almışsın diyordu. yine yılbaşı bölümünde zihin sarayında abisi şişmandı filan. demek bundanmış. ha kitaplarda da şişman bu mycroft. ama bunu diziye çok ayrı ve güzel bir hava katarak uyarladılar.

    sherlock holmes serisi bildiğimiz gibi "yazarının bile öldüremediği kahraman" olarak tanınır. kitap kendine has tarzıyla bir çığır açmıştı ve devrim yaratmıştı yayınlandığı dönemlerde. sonra onu takip eden, örnek alan kitaplar çıkmıştı. bence dizi de kitabın yaptığını tam olarak yapıyor şu an. sadece senaryosuyla değil. kurgu ve sinematografi diliyle de. sahneler arası geçiş teknikleri, olayların sıralanış şekli, kullanılan ve zaman zaman ihlal edilen kompozisyon kuralları, sinematografi vs... sherlock kesinlikle kendine has muazzam bir tarz ortaya koydu. başka yönetmenlerin de takip etmesi, geliştirmesi ve karşımıza koyması gereken bir tarz. tam da bu açıdan sherlock da kitap gibi bir devrime imza attı bence. yani başkalarını bilmem ama benim için sırf bu saydığım görsel teknikleriyle bir baş yapıt oldu.

    umarım şu "ailemle ilgilenmeliyim" olayı "zaten 2 yılda 3 bölüm çekiyoruz" olayına yapılan bir ironi ya da trolldür de bir kaç bölüm daha sherlock izleyebiliriz ya da "yazarının bile öldüremediği karakter sherlock holmes" gibi "aktörünün bile bitiremediği dizi sherlock" görürüz. gerçi senaryoyu bitirdiler tamamen gibi. zorla uzatmayla filan tadının da kaçmasını istemem. ama sanki hala aralarda dizinin genel senaryosunun devam etmesini sağlayacak parçalar var gibi yani bilemiyorum. bitiyorsa bittiği için bitmiyorsa önümüzde 2-3 yıllık bir ara olduğu için dizinin 3.sezon finalinden beri gördüğümüz ve aklımızın bir köşesinde yer eden o soruya cevap vererek bitirmek istiyorum entrymi.

    +did you miss me?
    -evet özledik ve hep özleyeceğiz.

    bay bay sherlock.

    --- spoiler ---

    edit: imla

  • 10. 16 ocak 2017 osmanlıspor beşiktaş maçı

    işte şu saha osmanlı. cumhuriyet de hibrit çim.

  • 11. osmanlı torunu olmaktan utanan türk

    osmanlı torunu olmaktan utanmıyorum.

    100 yıl önce revize edilen zihniyeti günümüze pompalamaya çalışan osmancılarla aynı coğrafyayı paylaşmaktan utanıyorum.

  • 12. bebeğim kimden bilmiyorum yardım edin

  • 13. ilkokul öğretmenine söylemek istenen şeyler

    hocam ellerinizden öperim.. karınız sağlık ocağındaki hademeyle kaçtığı günün ertesi; kıvırıp, hiç olmamış gibi yapmadan ve sınıftaki fısıldaşmalara aldırmadan acı acı gülümseyip, ''hayat'' demiştiniz, ''biz de devam edeceğiz,dün nerede kalmıştık''..

  • 14. anne karnındaki bebeğini öpen babaya tepki

    halbuki çocuk tecavüzcüsü görseler şefkatli bir korumacılık içinde olurlardı.

    tanım: ahlak da ahlak diye ortalıkta dolanıp asıl ahlaksızlıkları görmezden gelen kitlenin sevgisiz tepkisidir.

  • 15. ekşi itiraf

    biliyorsun.
    hala birine aşık olabilirim.
    sana hiç benzemeyen çocuklarım olur…
    adının hiç anılmadığı bir hayat kurarım.
    hayalimdeki yüzünü eskitir zaman…
    biliyorsun.
    herkes bir yolunu bulup tamamlanır aslında.
    herkes unutur.
    annenin cüzdanından çaldığın paralar gibidir bazı şeyler.
    belli oluncaya kadar devam edilir.
    biliyorsun.
    belli oldun!
    biliyorsun.
    unutabilirim.
    zaten ben kimleri unuttum.
    onlardan biri olur, hayatımın en kullanılmayan yerine kaldırılır suretin.
    tozlanırsın.
    üzerin örtülür…
    biliyorsun.

    seni sevdim!
    bir gün kör kalsaydın da severdim.
    ellerin olmasaydı mesela.
    ellerin olmasaydı, sen bile kendini sevmezdin oysa…
    biliyorsun.
    kimsenin tek bir seçeneği yok bu hayatta.
    hala bana seni unutturacak insanlar tanıyabilirim.
    başka bir ses kazınır kulaklarıma.
    biliyorsun herkesin kendini kurtaracak bir bahanesi vardır aslında…

    oysa
    ölene kadar seni sevebilirdim.
    eğer biraz yardım etseydin bana!

  • 16. 16 ocak 2017 ayağa kalkıyoruz eylemi

    güzel bir pasif direniş ancak böyle pasif direnişler türk halkına uygun değil.

    ayağa kalkanları darp etmeye çalışacak bir kitle biliyorum ben.

  • 17. gece uyumayan insanlar

    birçok özellikleri birbirine benzeyen insanlardır.
    -çok geniş müzik arşivlerinin yanı sıra
    -izlenmedik film bırakmamışlardır,dizilere abonelerdir.
    -çay ve kahveyi severler..
    -kışın kar yağsın diye bekler.
    -yazın güneşin doğuşunu seyrederler.
    -arkadaş kavramı çok gelişmemiş olup , dış dünyayı yüzeysel olarak takip ederler.
    genel olarak öğrenciler oluşturur. bunun yanında iş arama süreci ve askerlik öncesi/sonrası döneme dahil olan erkeklerde bu gruba dahildir. anı yaşarken çok mutlu olamazlar.hayatlarında hep bir şeyler eksiktir.lakin iş hayatına başlayınca eskiye özlem duyan insanlardır ayrıca..

  • 18. kaç kişiyle yattığını bilmeyen insan

    25 senelik hayatımda 2000 defa 31 çekmemişimdir amk.

    atma ziya din kardeşiyiz.

  • 19. kedi besleyen yaşlı adama saldıran kadın

    az önce facebook'ta karşılaştığım videonun baş aktörü olan kadın.

    videodan anladığım kadarıyla bir kadın ve yaşlı adam bir evin önünde sokak kedilerini uzun süredir besliyor. bundan rahatsız olan kadın ise kendisinden yaşça büyük amcamıza taş atıyor ve küfür ediyor. amcamız da gururuna yediremeyip kadının üstüne yürüyor ve araya kadının yancısı giriyor. ikili, kedi besleyen kadına da " kedi besleyeceğine koca bul kızım" diyor. izlerken beynime kan sıçradı. ne ara bu kadar tahammülsüz ve saygısız olduk bilemiyorum.

    ilgili video : https://www.facebook.com/…r/videos/568247203374120/

    edit: başlıkta kadına hayvan düşmanı yaftası vurulduğunu iddia eden arkadaşlar var. hayvan düşmanı olmak için illa ki hayvanları öldürmek, işkence etmek mi gerekiyor? kedilerin yemek yediği kaplara tekme atan, mamalarını etrafa saçan da videodan görüldüğü üzere bu kadın. üstelik bir adım ötesinde başka bir kedi dururken yapıyor bu hareketi. kedilerin çıkardığı gürültüden pislikten bahsediliyor üstelik, her sokakta bir inşaatın olduğu bu dönemde. ilginç.

  • 20. almanya'da yolda silah sıkan ve oynayan türkler

    çılgın değil salak türklerdir.

    aynı işi türkiye de yapmakla almanya da yapmak arasındaki tek fark : bu görüntüdeki her tipoşun güneş batmadan mahkeme huzuruna çıkarılacağı , olaya dahil olan her aracın bağlanacağı , havaya kuru sıkı ateş eden ( aklı varsa kuru sıkıdır ) kişilerin gözaltına alınacağı ( ve muhtemelen daha önce de kaydı varsa - sınır dışı edileceği ) gerçeğidir.

    saydıklarımın harfi harfine gerçekleşeceğine adınız gibi emin olabilirsiniz bi kaç güne okursunuz zaten medya dan.

  • 21. herkesin eşit parasının olduğu bir dünya düzeni

    adil olmayacak düzendir.

  • 22. 16 ocak 2017 türk kargo uçağının düşmesi

    uçaktaki ikinci pilot, emekli hava pilot tuğgeneral kazım öndül, askerlik yaptığım dönemde malatya 7. ana jet üs komutanıydı.

    tanıdığım en naif, en iyi yürekli insanlardandı. çim biçen gariban çocukları erken terhis eder, askerle beraber ot yolar, göbekli koca koca albaylara gülerek bize de göz kırparak ot yoldurudu:) yılbaşında erlerle, eşi çocukları ile beraber break dance yapmışlığı var ki hayatımın en unutulmaz günlerinden biriydi.

    kaptan pilot da çok tecrübeli biriymiş. teknik bir arıza olduğunu ve çareleri olmadığına adım gibi eminim.
    mekanları cennet olsun.

  • 23. başkanlık referandumunda evet çıkacağı gerçeği

    gerçek olur mu olmaz mı bilemiyorum. ne çıkarsa çıksın bir şey değişeceğini de düşünmüyorum. mayıs ayında binali yıldırım'ın fiili durumu yasal hale getireceğiz diye bir açıklaması vardı. yani adam diyor ki, zaten biz bunu uyguluyoruz, sadece hukuki zemine oturtacağız. referandum sonucundan ziyade türk toplumunda olmayan toplumsal hafıza nasıl kazanılır diye kafa yormak lazım belki de. bu adamların hangi psikologlarla, hangi sosyologlarla çalıştıklarını ciddi ciddi sorguluyorum. ülkenin şu an içinde bulunduğu durumu sadece bir partiyle açıklayamıyorum çünkü.

    idris küçükömer'in bir kitabı var: halk demokrasi istiyor mu diye. soruyorum şimdi: halk demokrasi istiyor mu? bu toplum eşitlik, özgürlük, demokrasi gibi kavramları kendi isteğiyle elde etmemiştir, tamamen tepeden inme bir devrim olmuştur. bu anlamda atatürk gibi bir deha bu ülke halkına çok çok fazladır.

    görüşmeleri izliyorum. düşünme, sorgulama yeteneğim olmasa "adamlar doğru konuşuyor, haklı" derim. bu anlamda kendilerini takdir etmeden geçemeyeceğim. bunları izleyince the strain dizisi aklıma geliyor. adamlar resmen bir thomas eichhorst, itaatkar hizmetkarlar yemin ederim. umarım bu ülkede abraham setrakian'lar da vardır.

    “bana dokunmayan yılan bin yaşasın” diye bir atasözü var ya, bunu boşuna söylememişler. benim milletim böyle bir millet çünkü. kendine dokunan bir şey yoksa, umursamaz. şu an olduğu gibi. bu millet kendine ciddi anlamda bir zarar gelmedikçe bir şey yapmaz. tarihe bakalım mesela. kahramanmaraş halkı işgalcilere ne zaman başkaldırmış? sanma ki maraş’a ilk düşman askeri geldiğinde. ne zamanki işgalciler bunların topraklarını paylaşmaya, ekinlerinden hak iddia etmeye başlamışlar o zaman ayaklanmışlar. sonra adı olmuş “kahraman”maraş. bak menemen'de düşman askerleriyle film izleyen halk. senin günlerdir dil döktüğün, bilgilensin diye periscope'ta canlı yayın yaptığın halk böyle bir halk ey chp.

    --- spoiler ---

    savaş barıştır
    özgürlük köleliktir
    cahillik güçtür

    "winston, birazdan bir günce tutmaya başlayacaktı. günce tutmak yasadışı değildi (aslında hiçbir şey yasadışı değildi, çünkü artık yasa diye bir şey yoktu)".

    "winston, savaş suçu işledikleri gerekçesiyle ölüm cezasına çarptırılan bazı avrasyalı mahkûmların o akşam park'ta asılacaklarını anımsadı. nerdeyse her ay düzenlenen bu gösteri çok tutuluyordu. çocuklar gitmek için yanıp tutuşurlardı. son zamanlarda nerdeyse tüm çocuklar korkunçlaşmıştı.

    en kötüsü de, casuslar gibi örgütler aracılığıyla sistemli bir biçimde, başına buyruk küçük vahşilere dönüştürülmüş olmalarına karşın, parti disiplinine en ufak bir baş kaldırma eğilimi göstermemeleriydi. tam tersine, partiye ve parti'yle bağıntılı her şeye tapıyorlardı. şarkılar, törenler, bayraklar, yürüyüşler, oyuncak tüfeklerle yapılan talimler, atılan sloganlar, büyük birader'e tapınmalar; onların gözünde bütün bunlar harika birer oyundu."
    --- spoiler ---

  • 24. aids hastası ailenin yardım çığlığı

    sosyal güvencesi olmayan bir ailenin küçük kızı olarak gece boyu atesler icinde yatarken doktora gidemedigimizi, babamin sonunda beni sirtlayip hastaneye goturmesini , doktorlara yalvarışını , doktorlarin el altindan ilac vermesini...o günleri hatirladım...
    sosyal guvencesiz degil tedavi muayene olmak bile cok zordu...

    umarim bu guzel insanlar aşarlar tüm zorlukları ve sağlıklarina kavusurlar en kisa surede.

    elimden keske başka bir şey gelse...(bkz: up)

  • 25. her okunduğunda hüngür hüngür ağlatan kitaplar

    (bkz: uçurtma avcısı)

    (bkz: the kite runner)

  • 26. evde tost yapıp işyerine getiren varoş kız

    avrupada beyaz yakalilarin cogunlugu isyerine elinde beslenme cantasiyla gidip geliyor. yillik geliri £80000 uzerindeki adamlar gocunmadan ogle arasinda aciyor cantasini, cikariyor sandvicini, otomattan aldigi kahveyle birlikte yiyip calismaya devam ediyor. cunku 5bin liralik bi halta yetmeyen davulcu parasi maasiyla holding patronu tavirlarinda gezen memleketim kirosu gibi ortalikta mal mal gezmiyor, adam ofise is yapmaya geliyor, dugune gider gibi ruganlari cekip gelecem diye kasmiyor. evde tost yapip getiren degil, bunu garipseyen bence varosun bayrak tasiyanidir. biktim beyaz yakalilarin uc kurusluk maaslariyla 3 trilyonluk triplerde yasamasindan. azicik samimi olun, kendinize karsi bari durust olun, olmezsiniz!

  • 27. 5 yıl yabancı futbolcuyu yasaklayalım

    kulübünü uefa sağlam güdecek olduğundan diğerlerini de kendi seviyesine indirmeye çalışıyor. uyanıkspor seni.

  • 28. dolara sümkürerek protesto etmek

    yine bir düğün parasına sümkürme, yakma rezaleti daha. onlarda gerçek dolara sümkürecek yürek yoktur. kişilikleri gibi dolarlar da sahte.

  • 29. 15 ocak 2017 burhan kuzu'nun attığı tweet

    başkanlığa kafa yormayın

    --- spoiler ---

    aziz milletim:başkanlık sistemi bu ülkenin faydasına mı yoksa zararına mı diye çok fazla kafa yormayınkarşı çıkanlara bakın kararınızı verin

    --- spoiler ---

    çünkü kafa yorarsanız bunun ne büyük bir garabet olduğunu göreceksiniz.

  • 30. zeki yakışıklı kültürlü ve namaz kılan erkek

    yazılanlardan çıkardığım sonuç; müslüman olan herkes geri zekalı! diğerleri hele hele de ateistler full zeka yüklü çünkü dünyanın bütün olayını falan çözmüş beyinler onlar. ben böyle mal bir grup görmedim arkadaş ya.
    yeryüzünde bulunabilecek bir erkek tipi.

  • 31. takı töreninde eski sevgiliye 500 euro takmak

    onunla geçirilip boşa harcanan yıllara 500 euro daha eklemektir. mallıktır.

  • 32. mb faiz arttırımı yaparsa dolar 2.70

  • 33. halkı hayıra ikna için alternatif yollar

    tayyibi överek bu sistemin yanlış olacağını anlatmak. tayyip bey kötülenmeye başladığında o kitle sonraki cümleyi dinlemiyor. o'nu övün ama başkanlığın neden yanlış olduğunu anlatın.

  • 34. konya metrosunda başkanlık karşıtı metin okunması

    hay sikeyim tramvayınızı metronuzu. gerizekalı mısınız arkadaş? aklın ve zekanın varlığından bu kadar mı bihabersiniz? adamın vermek istediği düşünce ne, siz neler yazmışsınız? koyduğumun çomarları, sizin de başkanlığa evet diyecek zihniyetten farkınız yok.

    sinirlerimi zor da olsa bir kenara bırakıp okunan metne gelmek istiyorum;
    benim gurur duymamı sağlayan metindir. konya gibi akp'nin kalelerinden biri olarak görülen bir yerde böyle bir metin okunacak ve alkış alacak. gerçekten umutlandım. bu halka, başkanlığın yanlış olduğunu anlatabileceğimize olan inancım biraz olsun tekrar geldi.

    metnin içeriği ile ilgili olarak diyeceklerim de var tabiki.
    böyle büyük bir kitleye seslenirken, biraz daha akıllıca yazılmış cümleler kurmanın gerektiğini düşünüyorum.

    anlatmak istediğim şey aslında şu:
    konya gibi bir yerde, metroda bu metni okuyorsan bence biraz daha halkın istediği cümleler kurmak gerek. diktatörlüğe hayır diye bağırmak yerine başkanlığın yanlış yönlerini, yeni anayasadaki saçmalıkları anlatabilirdi kısaca. bu anayasa diktatör yaratacak demek yerine anayasanın hangi maddelerinden dolayı diktatör yaratacağını söyleyebilirdi. bu çok daha etkili olurdu.

    ama tabiki bu bile bir şeydir. ben metni okuyan arkadaşla gurur duydum. çok teşekkür ediyorum kendisine. umarım tek bir seferle kalmazlar, umarım çok sefer tekrarlarlar bunu. hatta sadece konyada değil, isterim ki her yerde böyle metinler okunmalı.

  • 35. 5 harfli ismiyle dünya çapında namı olan insanlar

    (bkz: nazim)

    dogum gunun kutlu olsun buyuk usta

  • 36. 16 ocak 2017 dolar kuru

    orospu temizliği denen bir kavram var. bir misafir geleceği zaman alelacele görünür yerleri şöyle kabaca silmek anlamına gelir. zahiri kurtarmak da diyebiliriz.

    kriz derinleşirken akp'nin yaptığı da bu işte tam olarak. bu berbat tabloyu merkez bankası eliyle vurdukları birkaç fırça darbesiyle düzeltebileceklerini düşünüyorlar.

    yine tırmanışa geçiyor döviz. ne bekliyordunuz ki? 3 liraya düşmesini filan mı?

  • 37. eminönü'nde sarılan çifte verilen tepkiler

    benim bu videoda gördüğüm baskın tepki kıskançlık. muhafazakarlık, dini hassasiyetler, cehalet değil, kıskançlık.

    "dört duvarı niye yapmışlar" diyen kadın için mesela o dört duvar, uğradığı evlilik içi tecavüzü, gönülsüz cinselliğini gizlemek için var olmuş bir kavram. hayatı boyunca yanağını okşayan, gözünün içine içi titreyerek bakan, içtenlikle hatrını soran, bugün çok güzelsin diyen kimsesi olmamış. biraz ağır olacak ama kuru kuru bacak ayırmış yıllarca, ayırmak zorunda kalmış. sarılan çiftten kız olanının, kendisine hiç uğramayan ilgi ve sevgiye mazhar olduğunu düşünüyor, düşündükçe hınçlanıyor, ağzından tükürükler saçarak, titreyerek bağırıyor. çünkü mutsuz, kıskanç, hayalini bile düzgün kuramadığı hislerin yoksunluğundan dolayı nefret dolu, elinden gelse o kızı parçalar. "evet rahatsız ediyor hayatım" diyen kadın bunun biraz light versiyonu, en azından maddi sıkıntıyı daha az çekmiş, belki biraz daha insan muamelesi görmüş ama o kadar.
    mırın kırın edip "büyüklerimize saygısızlık" diye kikirdemesini tutan abla ikisinden de birkaç adım daha iyi durumda, büyüklerimiz dediği kesimin yıllarca görücü usulü, başlık parası, kötü yaşam şartları, kadın - erkek diyaloğu eksikliği, incelik ve nezaket yoksunluğu, yetersiz beslenme, yetersiz eğlenme, kuru kuruya spermle yumurta birleştirip üreme mecburiyeti gibi ezilmişlikler ardında her hücreleri kıskançlık ve nefretle dolmuş, büyümeyip boş boş yaş almış kesim olduğunun farkında bunu böyle açıklayamayacak olsa da. "saldırmaya teşvik ediyor" diyen adam örneğin, bu ablanın bahsettiği büyüklerden biri. kendi yaşayamadıkları onu saldırmaya itiyor, şu gün içinde bulunduğumuz durumun kısa özeti de "yaşayamadıklarını yaşayanlara yıllarca bilenmişlerin buldukları ilk fırsatta saldırması" değil mi?
    "erzurum'da olsa bunları döverler" diyen adam erzurum'da aynısını ben yapamadım, beni de döverlerdi diye içinde kalmışı dışa vuruyor. işte böyle. bu olayın dinle diyanetle direkt bağlantılı olduğunu düşünmüyorum, bunlar hıristiyan olsa amish filan olurlardı, sorun bu insanların mutsuzluğa düşkünlüğü ve nefretten beslenmeleri. kendilerini gelişkin insan seviyesine çıkaracak ne bir çabaları, ne de kapasiteleri olmaması. sıkıca sarıldıkları arapçılık bir sebep değil bir sonuç, korunaklı bir habitat onlar için, arapçılık ve suudlaşma içinde, çamur havuzundaki bir domuz gibi sinekli, kaşıntılı ama rahatlar.
    "biz de birbirimize sarılalım" diyen türbanlı kızlar ve sevginin cezası olmaz diyen teyzenin bu insanlardan farkları sevgi ile tanışık olmaları. türbanlı kızları o diğer türbanlı kadınlardan ayıran şey değişen zaman, eğitim, çevresel şartlar. onlar da üniversite ortamında kızlı erkekli diyaloğa giriyor, kantinde erkek arkadaşlarıyla çay içiyor, birlikte ödev yapıyor, evlenecekleri kişiyle görücü usulü olsun olmasın mutlaka flört aşaması yaşıyorlar, eğitim alıyor, para kazanıyor, geziyor, dört duvarın dışına çıkıyorlar.
    bir toplumu bataktan çıkaracak olan tek şey kadınların şunu giyiyor, bunu takıyor demeden bilimsel eğitim alması, inanın daha önemli bir şey ve eğitimin, eğitimle birlikte gelen şeylerin yok edemeyeceği bir nefret ve saldırganlık yok.

  • 38. yazarlar cumhurbaşkanı olsa yapacakları icraatler

    hayvanlara zarar veren , katleden ne kadar orospu çocuğu varsa hepsini tek tek içeri alır her gün istinasız işkenceden geçirirdim. bütün yetkimi bunlara kullanırdım.

  • 39. elektrik yaladıktan sonra ağızda kalan metalik tat

    kan hücrelerindeki demir elementinin açığa çıkmasıyla meydana gelen hadisedir. iyonize olan kan hücreleri açığa çıkar ve sinir hücrelerinde meydana gelen algı reseptörlerindeki etkileşimlerle farklılaşarak kandan bağımsız hareket etmeye başlar bu şekilde almış olduğumuz metal tadı olarak adlandırılan metal doğru bir önerme sayılsakjdlshdjalsd

    buraya kadar okuyanlardan özür diyorum. sallıyordum ben.

    elektrik bir enerjidir. enerji yalanmaz evladım. sıcak sobayı yaladığımda ağızda kalan mangal tadı gibi ne o öyle.

    (bkz: yapmayın böyle şeyler)

  • 40. yaran whatsapp grup isimleri

    çok komik isimlerdir. hele 2 evli 1 nişanlı isimli grubu gördüğümde yarım yarım yarıldım, kaç parçaya ayrıldım sayamadım. lan nolur bu kadar komik olmayın yaa mideme ağrı giriyor sonra:))

    şapşikler sizi, 2 evli 1 nişanlı ne ya bak hala gülüyorum:)) bir an önce çoğalın da sevgili dünyada bu komiklikler devam etsin, nesilden nesile aktarılsın lütfen.

  • 41. laik vatandaşlar ile işid birbirine benziyor

    laik vatandaş ne amk demek istiyorum, bu kadar da ... olunmaz. laiklik, din ve devlet işlerinin birbirinden ayrı olmasıdır. laiklik bir ilkedir.

    fenerbahçeli vatandaşlar, galatasaraylı vatandaşlar gibi bir takım tutma durumu değildir.

    vatandaşlar "laik" değildir, ülke laiktir, provakasyonun, adiliğin bu kadarı da olamaz.

    e o zaman ben de yazayım, titreşimli halka kullanan birisinin akrabaları da yolludur, hodri meydan!

  • 42. bim'de satılan muhteşem ürünler

    maret işkembe.

    pişmiş, iri kıyım doğranmış, 400 gram dana işkembe.

    yarım saat içerisinde suya atıp, kaynatıp terbiyesini koyarak işkembe çorbası haline getirmek mümkün.

    terbiye için bir yumurta sarısı, bir su bardağı yoğurt, 1 yemek kaşığı un, bir limonun suyunu kullanıyorum.

    avantajları:
    - kısa sürede çorbaya dönüşebiliyor
    - ön pişirme yapılmış, dolayısı ile pişirirken düdüklü tencere ihtiyacı yok. evi de fazla kokutmuyor.
    - iri kıyım. söğüş gibi tüketmeyi sevenler için daha iyi. küçük seven biraz daha doğrar.

    nötr:
    - ön pişirme sırasındaki suyuna sahip olmadığınız için işkembe kokusu kasaptan alıp pişirdiğiniz işkembeden daha az. işkembe çorbasını hafif sevenler için avantaj, hard core işkembe severler için dezavantaj. işkembe dediğin hafiften bok kokacak değil mi gençler?

  • 43. 2 nisan 2017 referandumunu boykot etmek

    evet demekle arasında bir fark yoktur.

  • 44. parasız bir dünya düzeni mümkün mü

    mumkundur efendim. beyinleriniz oyle kosullanmis ki bu duzene, para dediginizi emeginizle, katkılarınızla, zamanınızla odediginizi unutmussunuz. paranin cok pahaliya patladigini farkedemiyorsunuz!

    zaten para kazaniyor olmaniz da bir uretim degildir, katkida bulunabilmektir uretim. yasamak icin de paraya degil uretmeye ihtiyac vardir ve bunun bir ornegi guney afrikadadır.
    (bkz: contributionism)

    https://www.ubuntuplanet.org/

  • 45. nazım'ın mezarını getirmek istiyoruz

    bizim yiğidolar rahat rahat tahrip etsinler, rusya'ya gitmek zor oluyor şeklinde bir düşüncenin sonucu yapılmış açıklama gibi duruyor.

  • 46. tarımın gümrük birliğine dahil edilmesi

    ekonomi bakanının açıklamasına göre tarımın gümrük birliğine dahil edilmesi ile yaşanacak dönüşümmüş.

    http://www.milliyet.com.tr/…arimda-ekonomi-2379222/

    bu sayede eti ve buğdayı daha ucuza yiyecekmişiz.

    sayın bakanın gümrük birliği anlaşması'nda bize madik attılar olayından haberi yok sanırım.

    neyse, anladığımı özetleyeyim. gümrük birliğine girince ithal tarım ürünlerinden daha az vergi alınacak. fiyatlar düşecek.

    yani zaten düşük kar yüzünden üretim yapamayacak hale gelmiş çiftçimiz uzun vadede ne toprağı ekecek, ne hayvan yetiştirecek. tarım bitecek.

    umarım yanlış anlamışımdır, haber eksiktir. gümrük birliğine girince biz ihraç yapıp döviz kazanacağızdır.

    düzenleme: @erdnchh uyarısı ile çiftçilerimizin kalibini kırabilecek bir ifade düzeltildi.

  • 47. yeni kimliklerde parmak izi zorunluluğu

    zaten pasaport ve ehliyet alırken parmak izi veriyorsun, nüfus cüzdanı alırken neden bu kadar sıkıntı oldu çözemedim.

  • 48. a haber'in sultan vahdettin portresi

    amerika, nasıl ki vietnam savaşını savaş meydanında değilde holywood'da kazandı ise. bunlarda kendi mecralarında kaybettikleri savaşı kazanmaya çabalıyorlar. böyle kepazelik yok.

  • 49. bacağı kopan kediye acil yardım

    uzun zamandır bir dolu sebepten ötürü yazı yazmıyordum. fakat badi listemdeki yazarların yazılarını takip ediyordum ve açılan bu başlığa kayıtsız kalamadım.

    hemen konuya gireyim. yazar arkadaşlardan vette petkargo ile yaralı kedinin ankara'ya naklinin mümkün olduğunu yazmış. doğrusu ben bunu ilk kez duyuyorum. muhtemelen benim gibi bilmeyen çok kişi var. elazığ'dan birinin duymasını, o kişinin de ankara'ya gelecek biri olmasını beklemek yerine, zaten elazığ'da yaralı kedinin yanında olan ve başlığı açan electricfeel rumuzlu yazar arkadaşın hesabına petkargo masrafını ödemek üzere para yatırabilir , ankara'da cat hospital yanında oturduğunu ve tedavi masraflarının orada tanıdığı veteriner hekimler olması sebebiyle sorunsuz halledebileceğini yazan learn to swim rumuzlu yazar arkadaş sayesinde de bu canı kurtarabiliriz.

    daha fazla vakit kaybetmeden harekete geçmekte fayda görüyorum.

    hadi hayvansever sözlük yazarları yaşatalım bu canı da, canımıza can gelsin.

    ek not: vette ve learn to swim rumuzlu iki yazara da mesaj yazdım haber bekliyorum.

    2. ek not: sağ olsun learn to swim yanıtlamış yazdığım mesajı. bu başlık altına yazarak destek veren, çözüm arayan herkesi alakadar ettiği için aynen aktarıyorum.

    ayrıca haberler de son derece güzel.

    16.01.2017 00:28
    cat hospital'la konuşup teyit almadım, almama da hiç gerek yok, ne vakit böyle bir kedi olsa seve seve tedavi ediyorlar. yarın sabah konuşup gerekli teyidi de sağlarım ama istenirse. siz bana yavrunun geleceği saati bildirirseniz hemen götürürüz.

    16.01.2017 00:53
    yani şöyle söyleyeyim o kedi bana ulaştıktan sonra hiç endişeniz olmasın, tüm tedavisini yapacaklardır.