turuncu-vişne çürüğü takımın ruh hastası holiganlarının efendilerinden gelen talimat gereği başlığına 86 iq beyinleriyle entry sıçmaya başladığı bilmemkaçıncı fenerbahçe maçı.
Öncelikle, sitemize gösterdiğiniz ilgi ve destek için hepinize teşekkür ederiz. Sizlerden gelen geri bildirimler ve beğeniler bizim için büyük bir motivasyon kaynağı oldu.
Sozlock olarak tam 9 senedir her gün ekşisözlük'den okumaya değer içerikleri filtreleyip günlük listeler oluşturduk. Bu işi yaparken kişisel davranmadık, günün en popüler başlıklarının en beğenilen entrylerini aldık listelerimize. Üstelik bu gayretimiz hiç bir zaman ticari bir kaygı taşımadı. Yayına başladığımız ilk günden beri en ufak bir reklam yayınlamadık, sponsorluk anlaşmaları yapmadık. Sozlock üzerinden tek kuruş kazanmadık.
Bütün bunlara rağmen, ne yazık ki son dönemde ekşisözlük yönetimi tarafından alınan bot koruma önlemleri nedeniyle, ekşisözlükten entry çekme ve beğenilen entryleri listeleme hizmetimizi maalesef devam ettiremiyoruz. Bu durum ekşisözlük yönetiminin aldığı bir karar olup, tamamen bizim kontrolümüz dışında gerçekleşmiştir. Bu zorunlu durumdan ötürü yaşanan aksaklık nedeniyle anlayışınıza sığınıyoruz.
Sozlock Ekibi
Ekşi Sözlük Debe Listesi
-
1. 14 ocak 2024 gaziantep fk fenerbahçe maçı
-
2. ilk hamburger yenilen yer ve zaman
zamanı net olmamakla beraber, caddenin meşhur kristal büfesi olduğunu biliyorum. yaş 4-5 civarıydı, tadı bile hâlâ damağımda. sonradan taksim'de ilk mcdonald's açıldığında beni oraya götürmüşler, hiç beğenmemişim. "bunu istemem, kristal'e götürün beni" diye tutturmuşum. bu olayı unuttum ama kristal'de yediğim hamburgerin tadını unutmadım, öyle bir yerdi kristal.
-
3. fahiş zam + gramaj düşürme + kalite bozma
halkımızın ticari ahlakının bir özetidir.
-
4. psikolog ücretleri
çocuk için üç seçeneğimiz vardı. birinci seçeneğimiz 2500 lira, ikinci seçeneğimiz 1200 lira istedi. ilk gidip hiç seçenek olarak bile düşünmediğimiz de 3000 lira demişti. biz tecrübe ve referanstan ötürü ikinciyi seçtik. birincisi bugün mesaj atıp “isterseniz 1300 lira yaparım. ona da çok derseniz konuşuruz rakamı” dedi. turist dolandıran esnaf gibi olmuşlar. yersen diye değerinin üç katı fiyat çekiyorlar. istanbul'da psikologların bir kısmı bildiğin dolandırıcılık sistemi kurmuş ne yazık ki. instagramdan reklam yapıp tuzağa çekiyorlar ve kapasitelerinin hiç hak etmediği rakamları istiyorlar. zaten çoğu hiçbir işe de yaramıyor. bunların tuzaklarına düşüp de hak etmediği zenginliği yaşatmayın. kimsiniz lan siz? ne eğitiminiz, emeğiniz ve faydanız var da 50 dakikada 2500-3000 lira kazanacaksınız?
edit: şimdi kimse kimseyi kandırmasın. kimsiniz lan'la kastettiğim dandik özel üniversitelerde parayla okuyup, sonra yine parayla sertifikalar eğitimler alıp, daha kendini çözümlemeden ortada psikoloğum diye gezip de 50 dakikaya 3000 lira isteyenler. baba parasıyla diplomalar sertifikalar almış, bir ofise torpille girmiş, sosyal medyada reklam basmış diye 50 dakikasına 3000 lira verecekler verebilir, ben hakkıyla okumuşuna 1200 vereceğim. masalarda sıralarda onlarca yıl dirsek çürütmüş profesör o paraları kazanmıyor, dandik özel üniversite bitirmiş kezban günde 15 bin kazanıyor. tekrar, çoğunuzun kendisine faydası yok kimsiniz lan siz?
edit 2: gelen mesajlara cevaben; ben bütün psikologlar çöptür demiyorum. işini gerçekten iyi yapanlar var, onlar zaten sizi dolandırmaya çalışmıyorlar; boşanırken de çok faydasını gördük. kaldı ki annesinin de benim de para sorunumuz yok, çocuğumuzun iyiliği için seansa 5 bin de verebiliriz. ama her işin bir değeri var kardeşim. 50 dakikada 3000 lira kim kazanıyor bu ülkede? kimse bana seansa 2500 deyip, biz geri dönmeyince “hadi ayağınız alışsın” der gibi “1300'e bırakayım” diyenleri korumasın. biraz pazarlık yapsak 1000 liraya inecek. fayda? hem bu esnaf kafasının, hem de tüm eğitimini parayla almış birinin kendine faydası olmaz ki çocuğunuza ne faydası olsun. şu anda bu sektörde büyük suistimal dönüyor. çocuklarımızı sevmemizi, onları önemsememizi suistimal ediyorlar -
5. kızların sevgilisine kocam demesi
90'larda tiyatro oyunlarında, fıkralarda (evet o yıllarda fıkra anlatılırdı), sinema filmlerinde fahişeler müşterilerine hep "yine gel kocacım" derdi. bu o yıllarda adeta bu figürün popüler kültürdeki klişe repliğiydi. çağ değişti.
-
6. ekrem imamoğlu'na otobüs kumpası kurulması
köpeğe komplo kurmak için cebinde bok taşıyan adamlardan beklenen harekettir. şaşırtmamıştır. bundan sonra herhangi bir seçimde oy kullanacağımı sanmıyordum ancak bu seçimde de oy kullanmak farz oldu.
(bkz: tramvaya kaka koyan kel adam) -
7. 13 ocak 2024 chp çelenginin parçalanması
kına yakın. köşklerinizde, saraylarınızda, 3-5 maaş gelirlerinizle, devlete torpille soktuğunuz işe yaramaz hısım akrabalarınızla kutlayın bunu. gülün, geberene kadar kahkaha atın, başardık deyin. işgalin, savaşların, darbelerin bölemediği milleti; iki uyduruk iftira iki uyduruk montaj kaset ile böldünüz.
işin komiği suçladığınız kesim olduğu yerde duruyor. dönen sizsiniz pervane gibi.
feto: akp kanka iken chp dinsiz. akp fetoya düşman olunca chp fetocu
ab: akp kanka iken chp ab düşmanı. akp ab'den vazgeçince chp ab'nin uşağı
esad: akp kanka iken chp arap, misliman düşmanı. akp düşman olumca chp esedci
pkk: açılım zamanı chp analar ağlasın istiyor. akp açılımdan vazgeçince chp pkk'lı
özelleştirme: akp babalar gibi telekomu satarken chp çağdışı, tek patri artığı. akp her mahalleye bakkal, manav açarken chp halk düşmanı
ben yukarıda saydıklarım hakkında 20 yıl önce ne düşünüyorsam aynı şeyleri düşünüyorum ama 20 yıldır etiketlenmekten bir türlü kurtulamıyorum
terörün en azgın olduğu yıllarda bu millet birbirine düşmedi topyekun, tek vücut savaştık pkk ile. şehitlerimize hep beraber ağladık. apo köpeği yakalanınca yine hep birlikte sevinçten ağladık.
bugün bir şehidimizin cenazesinde ana muhalefet partisinin çelengi parçalanıyorsa bundan önce iktidar partisi rahatsız olmalı bence -
8. fulya öztürk
iğrenç kadın. her yanı şov. dakikasına kaç tl ödüyor kanal da kapatmıyorsun yayını?
cehalet ötesi yayınlar, tayyibe yanlamalar, asla bitmeyen yalamalar.
10 dk dayanamadım cnn'in ırak sınırındaki yayınına. -
9. ingilizce öğretmenlerinin kimseyi çıldırtmaması
türkçe öğretmenleri direkt kafayı yedirir o zaman. her sene sen türkçe dersi ver, öğrenci kendi anadili olmasına rağmen okuduğunu anlamaktan aciz olsun.
-
10. bir kadın için çabalamayan erkek
kadın ya da erkek farketmeden şu hayatta hiç kimse çabalamaya, kovalamaya değmez diye düşünüyorum. hemen küfür etmeyin açıklıyorum. bence ilişkilerde işlerin yolunda gitmesindeki en temel noktalardan biri başlangıçta hislerin, hoşlantının karşılıklı olması. yani biriyle tanıştın biraz konuştun iki tarafın da kafasında bence olur lan dediği noktada oluşan ilişkiler daha sağlıklı oluyor. öbür türlü iki taraftan biri o kadar sıcak bakmamasına rağmen kovalamayla, ilgiyle ikna edildiğinde iş daha çok "iyi insan, beni de seviyor, kafam ağrımaza" dönüyor. başlangıçta o karşılıklı çekim olmayınca da uzun vadede sevgi, kovalama yetmiyor.
uzun lafın kısası her insanın vakti, enerjisi çok değerli. onu da aynı şekilde senin için harcamaya hazır birine ayırmak daha mantıklı geliyor. ya da ben çok mükemmeliyetçiyim bilmiyorum. -
11. telegram'da kedilere işkence eden grup
telegramda masum canlara işkence yapan, tecavüz eden, zavallı psikopatlar topluluğudur.
12 gün önce isveç'te doktorluk yapan birisi ile 5-6 saat aralıksız sohbet ettim, kendisi isveç hükümetini suçluyordu özellikle de hapishanelerin şartları ile alakalı, sosyopatlar, psikopatlar, tecavüzcüleri suç işlediği için mahkum edip, sadece adı hapishane olan beş yıldızlı otel gibi dizayn edilmiş yerlerde bedavadan saunaya girmelerini sağladıklarını söyleyip, bunun tam anlamıyla bir cezalandırma olmadığını, bu yaratıklar için asla olamayacağını söylüyordu. sordum kendisine, topluma kazandırılmaları mümkün mü sence? tek cevap verdi, asla değil. bu adamların yazılımları, algıları, donanımları farklı.
bir grup psikopat hepimizin kanını donduran, insanlık onurunu hiçe sayan ve belli ki hayli zamandır süren bu vahşetleri gerçekleştirirken sanırım bu ülkenin isveç olduğunu sandılar. sizin deyiminizle uyanın, burası türkiye!
sadece sizin canınız yanmayacak, çocuk olmanız buradaki kimsenin umrunda değil. buradaki birçok insanın sizin yaptıklarınızı gördükten sonra durup, düşünüp ama bunlar daha çocuk diyerek sizler gibi organik atıkları topluma kazandırmak gibi ütopik ve yersiz hayallere kapılacaklarını mı sanıyorsunuz? biletinizi kestiniz, şimdi size özetleyeyim, başınıza neler gelecek.
elbette sizler için değerli olan şeyler var, belki bir insanı sevmiş olma ihtimaliniz bile vardır. hepsini elinizden alacağız, özgürlüğünüz; sokaklarda istediğiniz gibi dolaşamayacak, istediğiniz an bayıldığınız dondurmadan yiyemeyecek, annenizin yemeklerini tadamayacaksınız, maçları izlerken yanınızdakilerle çoşamayacaksınız, malum sarılarsanız akşama banyoda o kedilere, köpeklere yaptığınız gibi size tecavüz etmek isteyecek en az sizin kadar aşağılık yaratıklar olacak.
insanlar deniz kenarında, sokaklarda sevdikleri ile, köpekleri, kedileri ile gezip güneşi, rüzgarı tenlerinde hissederken, yanına bir, iki bira yuvarlarken, sizler ayak, ter kokusundan nefes alamayacaksınız yattığınız yerlerde. dayak da cabası, günde kaç posta yersiniz bilemem, duruma bağlı ama sanırım sizi içeride çok sevecekler gibi. ne dersiniz?
ne denizi görebilecek, ne güneşi tam anlamıyla hissedebileceksiniz. tanrı olduğunuzu sandığınız internete şöyle bir girip bakamayacaksınız. bisiklete binemeyecek, koşamayacak, istediğiniz an duşa atlayamayacaksınız. lanetlendiniz sizler ve size yakın olanlar.
bununla bitmeyecek, aileniz, sokağa adım attıklarında insanlar vebalılarmış gibi kaçacak onlardan, çoğu selamı sabahı kesmeyi bıraktı, hakaret edecekler gördükleri yerde, hatta dayak yemeleri de mümkün. ağlayacaklar, acı çekecekler, kimse merhamet etmeyecek. kalamayacaklar yerlerinde, hatta isimlerini bile değiştirmek isteyecekler. kaçacaklar... gelmeyecekler sizi görmeye, gelseler bile sarılmayacaklar size, yalandan deneyecekler ama korkacaklar, gülümseyemeyecekler de size içten, bakarken suratınıza mideleri bulanacak, keşke bunu doğuracağıma geberseydi içimde diye düşünecek anneleriniz. siz artık yapayalnızsınız, bütün bağlarınızı kopardık yaşamla.
sonsuzluk gibi gelen bir döngünün içinde hapsoldunuz artık, madem cehenneme övgüler düzdünüz, cehennemi yaşattınız masumlara, sizler de kendi cehenneminizi yarattınız, tadını çıkarın, ateşinizi eksik etmeyeceğiz bizler. -
12. youtube premium'a ciddi ciddi para ödemek
yıllardır 50 farklı platformda üyelik almışımdır. youtube premium kadar hakkını veren olmadı henüz.
-
13. güzelim yemeğin içine eden dokunuşlar
kuru fasülye ve nohuta et koymak,
pilava ketçap sıkmak,
tavuk döneri hatay usulü dedikleri sosa bandırmak,
hazır bulyon kullanmak. -
14. 14 ocak 2024 fenerbahçe'nin ofsayttan attığı gol
ofsayt olmayan gol isteyene açıklayabilirim
not: gs
edit:
bugün hakemlik bi olay olmadı. batshuayi tabanla dalsaydı o zaman kırmızı olurdu. kendini sakındı zaten belli oluyor kırmızı olmasın diye.
penaltıda ise fredin ayağına vurdu antepli oyuncu topu almadan önce. ceza sahasında dışa doğru dönük oyuncunun ayağına öyle umarsızca vurulmaz tehlike yokken penaltı oldu
ufak tefek hakem hataları tabiki oluyor her zaman ama maçın sonucuna etki etmedi. antep güzel savundu fener kilidi son dakikalarda çözdü. bugünkü maçta galatasaray karşısındaki anadolu takımlarının oynadığı gibi oynayan antepe karşı fener de aynı gs gibi topa çokça sahip olarak ve 1-0 la bitirdi. -
15. ikinci el oto ilanlarına ucuz teklif kampanyası
başlıkta görüldüğü üzere 2. el araç sahipleri şimdiden tutuşmuşlar. sırf keyfine yapacağım.
-
16. öğretmenlerin mesai saatinin kimseyi çıldırtmaması
özel sektörde çalışan bir öğretmen olarak bu memlekette yapılması gereken en son mesleklerden birisi öğretmenliktir. hiçbir şey dışarıdan görüldüğü gibi değil. tabi ki her mesleğin zorluğu var ancak içeriden bildiriyorum birkaç seneye özellikle özel okullar öğretmen falan bulamaz. çoğu öğretmen sektör değiştiriyor farklı iş alanlarına kayıyor.
-
17. 14 ocak 2024 fenerbahçe'ye verilen penaltı
%100 penaltıdır. aksini düşünen de net fetöcü teröristtir. bu saatte başlamışlar ağlamaya orospu çocukları.
-
18. 13 ocak 2024 5m migros kayseri rezilliği
alışveriş yapan herkes bilir, marketler içerisinde en pahalı ve kaliteli olan migros'tur.
bu kayserili, zincir marketlerin toptan satış yapmadığını perakende satış yaptığını çok iyi biliyor, toptan satış yapsalar zaten önce şok'a, bim'e a101'e giderdi.
başka yerden alamadığı toptan ürünleri migros'ta almak için deneme yapmış ama migros yememiş.
işini yapan ve bu uyanık kayserili esnafa fırsat vermeyen migros çalışanlarını kutluyorum.
(bkz: cringe) -
19. leonardo bonucci
söğüşçü diyen olmuş,yaşlı diyen olmuş,ırkçı diyen de olmuş demek ki çok yerinde bir transfer.bunları söyleyenler de arkadaşının karısına atlayan müptezeli aşk adamı diye aklamaya çalışıyorlar hatta çoğu bizi de ibne yap diye yalvarıyorlar.
-
20. 94'lülerin 30 olması
kaldırır mısınız bu başlığı bazılarımız bu konuda hassas olabilir…
-
21. fb'nin son 50 maçta 25 penaltı kullanması
e penaltı değil mi birader? penaltı olunca kullanmasın mı?
-
22. yeterli para olduğunda alınacak ilk şey
ev.
bıktım her ay enn basit en temel ihtiyaç olan barınma ihtiyacımı karşılamak için maaşımın nerdeyse yarısını vermekten. barınmaya para ödemeyenler premium insan resmen. -
23. ekrem imamoğlu'nun bana kumpas kuruyorlar planı
görüntülerle kötülükleri, hainlikleri ifşa olmuş bir aktroll yüzsüzlüğü. allahtan korkmaz kuldan utanmaz.
-
24. semih kılıçsoy
dün bütün gece uyumadım semih kılıçsoy. semih kılıçsoy mu diyeyim, yoksa sen mi gerçek ismini açıklamak istersin kun aguero?
-
25. zor günlerden geçenlerin bildiği en iyi şey
tamamen yalnızsın. herkes gelip gidiyor. eş, anne, baba, evlat, kardeş, arkadaş... bir sen kalıyorsun kendinle.
-
26. zafer partisi'nin mhp'yi desteklemesi
https://eksisozluk111.com/biri/ddsmac
bu işte asıl akp'li. zaferli taklidi yapan akp'lilere karşı tetikte olun. -
27. 1200 metre derinlikte görüntülenen denizanası
mariana çukuru'nda görüntülenen balıklar. burdaki canlıları görseniz küçük dilinizi yutarsanız. çoğu dipte olduğu için ışıldak gibi ışık saçarlar. futbol balığı, deniz şeytanı , dragon balığı ve pençediş sırasıyla görsellerde.
görsel
görsel
görsel
görsel -
28. 14 ocak 2024 real madrid barcelona maçı
merak edenler olabilir , toni kroos neden yuhlanıyor diye. nedenini yazalım.sebebi aylar önce verdiği röportaj; toni kroos şu cümleleri kurmuş “suudi arabistan'da iddialı futbol oynandığını söylüyorlar ama her şey parayla alakalı. hepimizin sevdiği ve bildiği futbola aykırı. suudi arabistan'a gitmememin nedenlerinden biri de insan haklarının olmaması.öyle bir yerde oynamak kendi adıma utanç verici olurdu"
adam göte göt demiş , bütün olay bu. -
29. 13 ocak 2024 mustafa destici tweet'i
ne güzel memleket yahu. birisi çıkıp herkese terörist diyebiliyor ve bundan bir suç görmüyor.
söyleyin efendiler söyleyin, istediğinize terörist deyin, istediğinize fetöcü deyin. -
30. mauro icardi
bunlar serdar aziz sakatken maldivler'e gitti diye kadro dışı bırakmamış mıydı? ve demediklerini de bırakmadılar. burası galatasaray falan diye kafa siktiler. demek ki icardi galatasaray'dan büyükmüş. yönetimi bırak, taraftar bile çıtını çıkaramıyor. analarına söven belhanda'yı da tribüne çağırmışlar, tekrar sözleşme yapacaklar gibi duruyor. tam olarak bunların karakteri bu işte.
-
31. survivor 2024 all-star
sercan şöyle haklı. belirlemişler dörtlüyü. asıl belirleyen acun medya. ya kardeşim turabi ve nagihan yarışması mı bu? murat da devamlı onlara söz veriyor. diğer yarışmacıların sesini duymuyoruz ki. ne diyorsun turabi? aaağbi şöyle. nagihan sen ne diyorsun? valla acınn beyy.. turabi sen konuş muydun? ıııı ağpbi. nagihana da söz hakkı doğdu. acınnn bey sercan pis kaka. yeter be kardeşim
-
32. türkiye'de iyi kruvasan olmaması
atlayın uçağa fransada yiyin gelin.
ben öyle yapıyorum. -
33. avusturya sokaklarında korku salan fesli türk
bizim mahallede emirhan abi vardı, kendi halinde efendi uslu biriydi, bi gun bi insaata girmis, orada bunu bi deli sikmis. sonrasinda o da boyle olmustu. avusturya hukumeti konuyu arastirsin, olayin arkasinda benzer bir dram olabilir.
-
34. dominik livakovic
evet bi tek sensin amk. adamın ayakları tertemiz neyine tedirgin oluyorsun top gelince? git bir doktorla görüş belliki endişe problemlerin var.
-
35. alt sınıfın ayaklanmasını engellemenin yolu
din ve vatan elden gidiyor söylemleri. bir de operasyon çekiliyor dedik minbu is tamam.
-
36. en masum kızın bile en az 8 erkekle yazışması
ilgi orospularının kendini tatmin ettiği başlık.
-
37. kamu mühendisi maaşları doktor seviyesine gelecek
hep denmişki, üstelik genelde doktorlar ya da doktor seviciler söylemiş, nitelikli mühendis zaten özelde iyi maaşlar alıyor. e o zaman nitelikli doktor da özelde iyi maaşlar alıyor, hiç ağlamasınlar amonyum.
yani devlet, sağlık hizmetine verdiği önemi, mühendislik hizmetlerine vermesin mi? hacettepe tıp bitiren biri devlette doktor olsun ama odtülü mühendis devlette mühendis olmasın özele mi gitsin. o zaman şöyle bir durum ortaya çıkıyor, odtülü mühendis yapıyor, bayburtlu mühendis (üniversite anlamında) onaylıyor. onaylayan kişinin bilgi ve tecrübesinin daha yüksek olması gerekmez mi. e siz kamuda para vermezseniz nitelikli mühendis sizi tercih etmez. bu sadece mühendislik mesleği için geçerli değil, her meslek için geçerli.
ayrıca, özel sektör, maaşlarını kamu maaşlarına göre belirliyor. devlet sana o kadar para vermiyor, ben niye veriyim ki, modundalar. bu yüzden özellikle yeni mezun mühendisler doğrudan kamuya yöneliyor.
aslında devletin, tüm kamu mühendislerine aynı zammı yapmak yerine, belli bir yıl tecrübesindeki mühendislere (özel sektör tecrübesi de sayılmalı) ciddi bir zam yapması daha kaliteli bir çözüm olabilir. son düzenlemeden sonra mühendisler 45-50bin arası alacak. eh yeni mezunu da 20 yıl tecrübeli mühendis de aynı parayı alıyor. bunu düzeltin. -
38. 175 cm'den kısa erkeklerin yaşama nedeni
ayda bin dolar kazanamayan adam: yasasin, boyum 176cm. oley beee... :)
ister avrupa, ister amerika, ister asya, ister afrika'ya gidin. herhangi bir kadina "ben bir ay boyunca cabaliyorum, tüm becerimi ortaya döküyorum ama ay sonunda eve bin dolar getiremiyorum" deyin ve sizi ne kadar erkekten saydigini gözlemleyin.* -
39. seçil erzan'ı anlatan filme isim önerileri
fatihin fedaisi.
-
40. %48'in hala anlamadığı şeyler
hala olayı, hdp ile ilişkilerine yoranlar var.
siz bizi aptal mı sanıyorsunuz? neymiş efendim, hdp ile birlikte anıldığı sürece değişmezmiş bu rakam.
olm bu ülkede akp hdp ortaklığını da gördük, üstelik öyle hani mecliste siyaseten falanda değil ha, çözüm süreci, açılım süreci cart curt dönemleri. dağdan gelen pkklıların türkiye sınırları içinde davul zurna ile karşılandığı, çadır mahkemeleri ile hikayeden yargılandıkları sonra affedildikleri dönemleri gördük olm biz.
bu kez %52 değildi iktidar, %60lara kadar çıkmıştı.
ne oldu, matematik öldü değil mi? o yüzden maval okumayın. "milli duygular" hassasiyeti olsaydı bu milletin, akp şuan tabela partisi olurdu. hem hdp pkk ile iş tuttu vakti zamanında, hem fetö ile iş tutup ülkenin içinden geçti.
insan mert olacak, delikanlı olacak. iktidar hdpye yanaşınca, işte terörü siyasetle bitirirsiniz doğru olanı yapıyorlar dedikten sonra, karşı taraf aynı şeyi deneyince ouuwww, olmuyor yani. ne çabuk unuttu bu millet, o çözüm süreci yaşananları değil mi? doğuda adeta özerklik ilan etmişti terör örgütü.
terörle teröristle pazarlık yapılmaz diyen baştacı, ama o pazarlık yaparsa tamam, bu yaparsa tukaka falan, ikiyüzlülüğe gerek yok. -
41. tipe boya paraya karaktere bakmayan kız
onu bile mutsuz edersiniz elinizde tutamazsınız
-
42. ülkede herkesin dolandırıcılık peşinde olması
istisnasız her ama her sektörde dolandırıcılık dönüyor. kombicisi, galericisi, marketi, ev sahibi, kiracısı, restoranı, taksicisi, yedek parçacısı, vb. saymakla bitmez. bakın bu gidiş hiç hayra alamet değil. artık her insanın zihninde iki soru var. "nasıl dolandırılmam" ve "nasıl dolandırabilirim". emniyet güçleri bu kadar çok ve yaygın dolandırıcılık ile nasıl baş edecek? insanlarda ne güven kaldı ne de huzur. insan kombi bozulunca ilk "dolandırılacağım" diye korkar mı ya? ya da araba almak istediğinde ilk beliren duygu "dolandırılma korkusu" olmamalı. bir şeyler çok ama çok yanlış.
-
43. çin'in nükleer pil geliştirmesi
malthus'çuları delirten gelişme.
insanoğlu artan nüfusun ihtiyaçlarını fazlasıyla karşılayacak kadar becerikli bir tür.
mevcut müesses nizamın prangalarından kurtulduğumuz vakit eşi benzeri görülmemiş bir bolluk içinde yaşayacağız. -
44. küçükken nasıl bir çocuktunuz
utangaç, kendi halinde, gözlemci ve içe dönük bir çocuktum. ama hayallerim hep vardı. ayna grubunu ve nazan öncel'i severdim. mesela çocukken gömme dolabın içinde oyun oynamasına bayılırdım. yorganların üstüne çıkar, bebeğimi alır dolabın kapaklarını kapatır öyle oynardım. hayali arkadaşlarım vardı.* tek çocuk olmak
anaokul zamanları 4-6 yaş diyelim o utangaçlığım sokakta olmazdı. kaldırımda önden koşturarak gider annem yanıma gelesiye kadar dans ederdim. o yanıma gelince yine koşturur yine dans ederdim. kızılay'da da az dans etmedim.
şanslıydık çünkü mahallede arkadaşlarımızla rahatça oynar, bisiklet sürerdik.
köyü çok severdim. yukarı bahçe dediğimiz bahçemiz vardı oraya gidip dalından domates, biber, salatalık koparıp yemeye bayılırdım. dut ağacımız vardı pijamalarla traktörün üstüne çıkar, dut yerdik. balkonumuzda eski usul salıncağım vardı kaç kere kafa üstü kapaklandım ama düşmenin bile tadı başkaydı. annemin dayısına ve yengesine bayılıyordum onlara gidip bulgur pilavı yerdim. şimdi o lezzeti asla bulamıyorum.
salda gölünün o eşsiz güzellikte olduğu zamanları yaşadım. ve insan yutan göl efsanesi ile büyüdüm. efsane değildi, yutuyordu.
dedem çok konuşurdu. sürekli anlatacak bir hikayesi vardı. ne zaman köye gitsem içeri girer girmez onu pencerenin önünde oturur görürdüm. valla dememize çok kızardı ve dikkat etmemize rağmen mutlaka yanında pot kırardık. ananem ve dedemin taklidini yapmayı seviyordum sonra dedemden fırça yiyordum.
yolculuk yapmasını, keşfetmesini o zaman da severdim. yaz tatillerinde eniştemle ankara'ya gider, teyzemle vakit geçirirdim. fotoğraflara, eski anılara düşkündüm. teyzemle eniştem beni evlatları gibi gördüler.
inatçı bir çocuktum. açıklama yapılmadığı sürece kabul etmezdim. söz dinlerdim ama arada huysuzluğum da tutardı. alışverişten ve pembe renkten nefret ediyordum. pembe rengi şimdi seviyorum ama alışveriş beni hâlâ çok yoruyor. kitap okumasını severdim. annemle birlikte kitap okurduk. ayda bir bakkala gidip istediğimi alma hakkım vardı. abur cubur alışkanlığım yoktu ama çikolataya bayılırdım annem bazen uyumadan önce en sevdiğim çikolatadan bir parça verirdi dünyalar benim olurdu öncesinde çikolatayı abartıp alerji olduğumdan dolayı kontrollü yiyordum *
küçük teyzeme çok düşkündüm o evlenip gidince çok yalnız kalmıştım. yakın arkadaşım esmer ben beyaz tenli olunca ona kakao bana vanilya derlerdi, pek hoşumuza giderdi. anaokulunda yan sınıfın öğretmenine hayrandım. bazen tuvalete diye çıkar onun sınıfına giderdim. onunla sohbet etmesi çok güzeldi. kendi öğretmenimi de çok seviyordum.
sabahları annem hazırlanırken onu izlemeye de bayılıyordum. aynaya yapışıyordum onu izliyordum. uyumadan önce anneme hep soru sorardım. ona çocukluğunu, istanbul'u, babamı, hamileliğini, bebekliğimi sorar, anlatmasını isterdim. en sevdiğim şeydi uyku öncesi sohbetlerimiz.
bir şey diyeceğim keşke o günlere birkaç gün olsa dönebilsek. yazdıkça ne çok özlediğimi hatırladım. dudu peri bir şeyler yap, lütfen. -
45. galatasaray
#160570816 30 yıl öncesine gidiyoruz. galatasaray 94 sezonuyla 10 şampiyonluğa ulaşmış. o tarihte fenerbahçenin 12 beşiktaşın 8 şampiyonluğu var.(bu süreç galatasaray'ın 14 yıl şampiyon olamadığı dönemi de kapsıyor). esamesi okunmamış hali bu, takdir sizlerin.
-
46. pkk kanalındaki özgür özel övgüleri
-
47. dünyanın bütün zevklerini tadınca ne oluyor
kara lahana mevsimi geldi. bu mevsimde yani soğuk aylarda yetişen kara lahanayı nedense daha lezzetli bulurum. içine atılan acı mı acı biber, barbunya taneleri, mısır kırığı, kuyruk yağı ve patates... daha ilk kaşığı ağzıma almadan kokusu çeker beni. yapıldı mı da bir kazan yapılır. mısır ekmeği ile de ekmeksiz de tabak tabak yenir çünkü. ben şahsen ilk tabağımı mısır ekmeği olmadan, sırf damak zevkimi çatlatmak için yerim. ikinci tabağımı da artık doysam mı ne dediğimden mısır ekmeği ile. amcaoğlum ise hiç sevmez bu yemeği. yengem yaptığında babam hayatta iken tüm düdüklü tencereyi alıp bize gelirdi. bizde yiyecek olan kişi çoktu çünkü. ama kendi çocukları hiç sevmedi kara lahanayı, yemekten zevk almazdılar yani. kara lahana yemekten zevk alınmaz mı yav? etli sarması ayrı, yemeği ayrı sevilir. ta en başta dedim ya, kokusu daha onu yemeden sizi mest eder. en zevkli şeylerden biridir pişmiş kara lahana kokusu... onu sevmeyenleri, yemekten zevk almayanları gerçekten hiç anlamıyorum ve anlamayacağım. kara lahana sevilmez mi? saçmalıyor kara lahana yemekten zevk almayanlar. nasıl yani?
ya da ben tam bu satırları yazarken uyanıp beni koklayan, yanağımı ve elimi yalayan kedimin bende oluşturduğu hissin zevk olmadığını söyleyen kaç kişi bulabiliriz? buyrun tam şu an gurlamaya başladı. uyanmadan evvel de horluyordu. horlamasına uyandım. hafifçe başını okşadım, nefes almak için farklı tarafa dönsün diye. horlamasından zevk alıyorum, dünyanın en keyifli şeyi bence; ama işte, aynı zamanda rahat nefes alamıyor demek. benim zevkimdense onun nefes alması önemli. evliyken kızın babasının horlamasından aynı zevki almazdım. ama kedim horlayınca dünyanın en güzel müziği gibi geliyor. ateistler bunu da açıklasın bence. çok mantıksız bir kere. bu horlamaysa o da öyleydi. peki ama onu duyunca neden sinir harbi yaşayıp sertçe ittiriyordum adamı, başka tarafa dönsün de ben de uyuyayım diye?
yani diyorum ki, zevk kadar öznel bir şeyin herkes için aynı hissi oluşturmasını nasıl beklersiniz? hiçbir kişi asla dünyanın tüm zevklerini deneyimleyemez. zevk, kişiden kişiye değişir. -
48. üst bacağında dövme olan kadınla ciddi düşünmek
yaşayan bilir. eski sevgilim üst bacağına dövme yaptırmadan önce çok iyi kızdı. namusluydu. evlenene kadar sevişmeyeceğimize and içmiştik.
tabii ben evlenmeyeceğim bir kadınla yatıyordum, üst bacağında dövmesi olan.
bir gün sevgilim “aşkım sana bir sürprizim var” dedi. eteğini yukarıya doğru sıyırdı. ben herhalde nihayet verecek bana derken üst bacağındaki dragonla göz göze geldim.
“beğendin mi aşkım” diye sordu. “beğenmedim” dedim. “kimler görsün diye yaptırdın bu dövmeyi ha? gavat mıyım ben kızım” diye de devam ettim.
bozuldu.
dövmeciye üst bacağını dövdürüp üstüne bir de para veren sevgilimle artık ciddi düşünemezdim. nasıl anlamamıştım onun aslında şöyle böyle biri olduğunu bilmiyorum ama işte hata etmiştim.
yine de gönlünü almaya çalıştım. belki ayrılmadan bir kere verir dedim ama vermedi, ayrıldık.
dövmesi gözüksün diye sürekli kısa şort veya mini etek giyecek bir kadını koluma takıp “işte ciddi düşündüğüm kadın” diye elbet gezdiremezdim.
neyse, zararın neresinden dönsem kardır diye düşünüyorum.
yine de zaman zaman acaba o üst bacak dövmesini yaptırmasaydı ne olurduk diye soruyorum kendime… kafamda deli sorular. -
49. ben ayrılmak istiyorum diyen sevgiliye cevaplar
(bkz: alekta movik movik)
-
50. 14 ocak 2024 jehezkel'in kadro dışı bırakılması
iki ülke arasında yaşanan olaylarda ülkesini savunan adam senin sözleşmeli futbolcun, istediğin cezayı ver; kimseyi ilgilendirmez. ama ülkemizi ve milli değerlerimizi, basit şovlarınıza ve maddi çıkarlarınızı düşünerek attığınız adımlara alet edemezsiniz. bir antalyalı olarak, filistin'e taraf olmayı milli değer kabul etmenizden dolayı sizden nefret etmeme sebep olduğunuz açıklamadır.
israil ve filistin arasında yaşanan hiçbir çatışma ya da olay benim ülkemin milli değeri değildir. filistin'i ya da israil'i savunmak benim ülkemin milli değeri olacak bir konu değildir. benim ülkemin milli değeri bayrağıdır, istiklal marşıdır, anayasasıdır, kurucusudur ve sınırlarıdır. benim ülkemin milli değeri vatanın her bir karışını korumak uğruna canını ortaya koyan askeridir.
benim ülkemin milli değerini siyasal islamcılar ve arap seviciler belirleyemez. kraldan çok kralcılar ülkemizin ortak duygularına karar veremez. ülkemize geçmişte ve günümüzde saygı duymayan, saygı göstermeyen arap ülkelerini bu kadar savunacağınıza; çıkın aşağılanan, yoksayılan, siyasete meze yapılan gerçek milli değerlerimizi savunun.