camdan bakinca gordugun adam13
profili

  • 21 mart 2024 akaryakıt zammı

    (bkz: teşekkürler %52)

  • hamas'ın festival katliamının yeni görüntüleri

    recep tayyip erdoğan tarafından terör örgütü olmayan bir kuruluş olarak tanımlanan hamas'ın son faaliyetinin görüntüleridir.

  • havaya ateş edilmesi sonucu 7 aylık bebeğin ölmesi

    iflah olmaz medeniyetsiz köylüler sizi. kutlama yaparken havaya ateş açmak nedir? verin müebbeti siktirsin gitsin, bir daha topluma karışmasın.

  • dimes cool lime özü

    lan oğlum zenginseniz 2-3 tane lime'ı, fakirseniz 2-3 tane limonu dilimleyip esmer şekerle karıştırılmış suya 3-5 nane yaprağıyla atacaksınız, bitti gitti işte.

    sanki dünyada bulunmayan, gizli bir tarifle üretilmiş gibi muamele yaptınız şu zamazingoya.

  • güneşe atom bombası atmak

    pasifik okyanusuna bir çay bardağı su dökmek gibidir.

  • kılıçdaroğlu'nun akbelen'de protesto edilmesi

    herhalde türkiye’nin en sevilmeyen adamı şuan kılıçdaroğlu.

    akepe tayfası zaten sevmiyordu, son seçimden sonra muhalif kesim de nefret eder oldu kendisinden.

  • 19 haziran 2023 cem toker'in iç açıcı tweet'i

    görüyor ve artırıyorum;

    - ülkenin %48'i, %52'sinden nefret etmektedir ve bu durum pek düzelecek gibi görünmemektedir.
    - ülkenin yetenekli ve üretken insanları, bilhassa gençleri ülkeden kaçış yollarını arşınlamaktayken onların yerine ne idüğü belirsiz mülteciler gelmektedir.
    - gelir ve maaş dengesizliği inanılmaz boyutlara çıkmıştır.
    - batı ülkelerinde türkiye'nin prestiji afganistan veya pakistanla denk seviyelere gerilemektedir.
    - son yaşananlardan sonra muhalif seçmenin muhalefet partilerinden umudu kalmamıştır.

    edit/düzeltme: ülkenin %48’i %52’sinden, %52’si ise %48’inden nefret etmektedir.

  • 26 mayıs 2023 cumhurbaşkanın mülteci açıklaması

    yani kısaca diyor ki sınırlardan geçen milyonlarca ipsiz sapsız ne idüğü belirsiz tipin sokakta kadınları kameraya alması, çocuklara saldırması, ev fiyatları ve ekonominin içinden geçmesi, demografik yapıyı bozması medeniyet göstergesidir.

  • peynir fiyatlarına yüzde 30 daha zam gelmesi

    milli irade bunu istedi yapacak bir şey yok.

  • celal şengör'ün istanbul'dan hemen taşının demesi

    başlıkta yazılan 3-5 yorumu okuyunca neden akp'nin iktidarda olduğu hakkında güzel fikir sahibi oluyorsunuz. "jeologlar bir şeyi doğru tahmin edemeyecekse o kadar okulu neden okuyorlar!" diyen bilimin b'sinden habersiz zekaileri mi saysam, "taşınmakla bitmiyor ki hoca her yerde başına bir şey gelebilir" diyen dahilere mi cevap versem, "sen zenginsin tabi, senin tuzun kuru!" yazan parlak beyinlere mi laf yetiştirsem... ama ben yine dilim döndüğünce bir deneyeyim;

    1- "jeologlar bir şeyi doğru tahmin edemeyeceklerse o kadar okulu neden okuyorlar?"
    cevap: jeologlar, biyologlar, arkeologlar ve daha sayısız -log'lar kahin değildir. bilim böyle bir şey değil. jeolog olmak demek ne zaman, nerede, ne şiddette deprem olacağını önceden vahiy almak demek değildir. bilim her zaman değişir, gelişir, yanılır, yeni sorular sorar ve bu şekilde ilerler. 1950'lerde o dönemin neredeyse tüm bilim insanlarının kabul ettiği birtakım teoriler, kuramlar bugün çoktan terk edilmiştir.

    2- "taşınmakla bitmiyor ki, yurtdışına da gitsen orada da başına bir şey gelebilir."
    cevap: sizin hayattaki risklere ve kendinize yapılan uyarılara karşı bakış açınız buysa hayatta çok zorluk yaşarsınız benden söylemesi. gidip de "kilo verip sigarayı bırakmazsan kalp krizi geçirebilirsin." diyen doktora da "hocam yolda yürürken kafama saksı da düşebilir, kilo vermekle bitmiyor." diyor musunuz? "emniyet kemerini tak." diye uyaran arkadaşınıza "emniyet kemeri takmakla bitmiyor ki, parkta dolaşırken düşüp belimi de kırabilirim." diyor musunz?

    3- "senin tuzun kuru tabi hoca, paran varken taşın demesi kolay."
    cevap: birader adam kendi bilgisi ve öngörüsü dahilinde bir uyarıda bulunuyor. sana çıkıp da "istanbul'dan taşınmayan orospu çocuğudur!" demiyor. bugün gidip aktif yaşam ve sağlıklı beslenmenin hayat kalitesine katkısı konulu bir makale okusanız o zaman da makalenin yazarlarına "sizin tuzunuz kuru tabi bizim burada spor yapacak zamanımız, sağlıklı beslenecek paramız yok." diye mail atacak mısınız?

    4- "ben taşındım, ailem annem babam ne olacak?"
    cevap: yine aynı argüman, o zaman doktorunuza gidip "ben sigarayı bıraktım diyelim, "ailem arkadaşlarım içiyor onlar ne olacak, onlar ölecekse yaşamanın anlamı ne?" diye cevap verin.

    sonuç olarak, celal şengör uzman olduğu alanla ilgili bence haklı bir uyarıda bulunmuş. zaten istanbul'un nüfus ve yapılaşma açısından her ölçeğe göre doyuma ulaşmış olduğu artık 5 yaşındaki çocuğun bile anlayabileceği bir şey. haller böyleyken bir de üzerine deprem riski ekleniyor. isterseniz taşınırsınız, isterseniz taşınmazsınız. karar tamamen size kalmış. celal hoca sadece mesleği gereği üzerine düşeni yapıp uyarıda bulunmuş.

    edit: başlıkta bir entry var. içerisinde "siktirin gidin bilimininiz başka yerde yapın!" diye bir kelam geçiyor. olur hocam, biz bütün bilim insanları olarak başka yerde yaparız. siz de o zaman depreme dayanıklı binayı deneme yanılmayla yaparsınız bilim olmadan. neymiş efendim insanların deprem travması varmış da deprem olacağını söyleyemezmiş. aynen, mesela japonya'daki insanlarda da nükleer saldırı travması var. o zaman olur da japon hükümeti ülkeye doğru gelen bir balistik füze tespit ederse bunu halka söylememeli, kimseyi sığınaklara yönlendirmemeli. neden? çünkü halkın travması var. asıl siz gidin de kendi hayal dünyanızı başka yerde yaşayın. deprem olacak. büyük harflerle yazıyorum, o-l-a-c-a-k! toplumun ne kadar deprem travması olursa olsun, bu deprem olacak. bunu söylediğim için belki benden nefret edeceksin ama olacak kardeşim. bu kafayla doktora gittiğinizde kanserseniz size söylemesin doktor, turp gibisin maşallah diyip sırtınızı sıvazlayıp göndersin.

    "siktirin gidin biliminiz başka yerde yapın."

    başka hiçbir şey demiyorum...

  • 10 temmuz 2022 yılmaz özdil'in viski paylaşımı

    hayatında hiç viski görmemiş yazar beyanı.

  • van'da birçok köpek ölüsünün bulunması

    oğlum siz ne tür beyinsizlersiniz lan? faydasız orospu çocuğunun tekinin terminatör olarak yetiştirdiği pitbull adamın elinden kurtulup birine saldırıyo. "sokak köpeklerine ölüm!" diye piyasaya çıkıyorsunuz. sokakta pitbull mu var amk lan. ayrıca onlarca tinerci, göçmen vs tarafından öldürülen insan da var. bu cinayetler dursun diye sokaktaki tüm insanları toplayıp katledelim yani öyle mi? her köpek saldırısı haberine "o kesin bir şey yapmıştır o yüzden saldırmışlardır" diyen insanda da, alakasız olayları birbirine bağlayıp "ovropodo do boylo" diye kafa ütüleyende de göte sürülecek akıl yoktur.

  • mrna aşılarının seneler sonraki yan etkileri

    öncelikle mrna ile ilgili birtakım bilgiler vermek istiyorum. bu mrna dediğimiz molekül öyle bazılarının iddia ettiği gibi yıllarca hücre/vücut içerisinde kalan ve çalışan bir zerzavat değildir. hücrenin o anki ihtiyacına göre gereken miktarlarda sentezlenir ve ömrü kısadır. tek zincirli olmasından dolayı, başka hiçbir etmen olmasa bile kolay degrade olur ve kırılgandır (laboratuvarda mrna ile çalışırken filtreli pipet tipi ve bazı durumlarda çift eldiven giyilmesinin nedeni budur). bunların yanında hücre içerisinde "mrna decay" denilen mekanizmalar bulunur ve bunlar da çeşitli yollarla işi biten ve/veya kullanılamayacak durumda olan mrna zincirlerinin çok hızlı bir şekilde parçalanmasını sağlar. böyle durumlar göz önüne alındığı zaman bu, bu ve buradaki verilere göre insan hücreleri içindeki mrna parçalarının aşağı yukarı 5 dakika ile 10 saat kadar bir süre boyunca sağ salim kaldığını söyleyebiliriz. bu süreden sonra molekül degrade olmaya ve parçalanmaya başlar. memeli hücrelerinin içinde birkaç tane major mrna yıkım mekanizması vardır. bunların bir kısmı bozuk mrna'leri parçalarken (nonsense-mediated mrna decay gibi), diğerleri işi biten mrna ipliklerini parçalar. bu mekanizmaların en başta gelenlerinden biri "deadenylation mediated mrna decay" olarak bilinir. mrna moleküllerinin 3' ucunda (sonu diyebiliriz) birçok adenin bazının arka arkaya dizilmesinden oluşan, mrna'nın stabilitesini artıran bir yapı vardır (poly(a)-tail). mekanizması tam bilinmemekle beraber muhtemelen mrna'dan protein sentezinin (translasyon) bitmesi sonucu bu kuyruk kısalmaya başlar ve "deadenylation" dediğimiz olay, dolayısıyla "deadenylation-mediated mrna decay" işlemi "başla" komutu alır. sonuçta çeşitli hücre içi enzimlerle mrna zinciri parçalanır(1, 2). yani demem o ki size aşıyla verilecek olan coronavirus'ün "spike protein" mrna'sı öyle yıllarca falan hücrelerinizin içinde kalmaz. burada aşının içindeki mrna'in poly(a) kuyruğunu görebilirsiniz, bu gen hakkında daha detaylı bilgi için ise bu haritadan faydalanabilirsiniz. diyeceksiniz ki peki o zaman rna virüsü enfeksiyonları nasıl oluyor? öncelikle, bu tip virüslerin rna'ları genelde onları hücre içi nükleaz enzimlerinin saldırılarından koruyacak farklı ikincil yapılar barındırırlar ve dolayısıyla bu mrna parçalama mekanizmalarının bir kısmı bu tip viral mrna'lar üzerinde etkili olmayabilir. ikincil olarak da bu tip virüsler çoğunlukla tek bir mrna molekülünü uzun süre yaşatmak değil, içine girdiği hücrede bir anda gerekli proteinleri sentezleterek kendi kopyalarını oluşturma prensibine dayanır.

    şimdi geldik ikinci sorumuza. bu verilen rna bir şekilde çekirdeğe girip dna'mıza interkale olabilir mi? bana sorarsanız bu sorunun cevabı kocaman bir hayır. neden? öncelikle şuradaki figür 1'de görüldüğü üzere doğal coronavirüs enfeksiyon döngüsünün nükleus(dolayısıyla dna) ile bir işi yok, bütün olay sitoplazma içerisinde dönüyor (işinizi patrona intikal ettirmeden elemanlar arasında hallettirmek gibi düşünebilirsiniz). ikinci olarak, çekirdek zarı hücre zarından daha sağlam bir yapıdadır ve daha seçicidir. çekirdekte sentezlenen mrna moleküllerinin sitoplazmaya gönderilmesi uzun ve komplike sistemlerin bir arada çalışmasıyla olur. bunlar olduktan sonra işbu mrna'nın tekrar çekirdek içerisine girmemesi için molekülün yapısı değişir ve nükleer porlardan geçiş bileti olarak kullandığı protein yapıları molekülden ayrılır (1, 2). dolayısıyla öyle herkes kafasına göre çekirdeğe girip çıkamaz. suriye sınırı mı bu "selamun aleyküm" diyen içeri girecek. son olarak da rna'nın dna'ya entegre olması pek olası değildir çünkü ikisi birbirinden farklı yapılardır. farklı bazlar, farklı pentoz şekerleri ve farklı ikincil yapılar barındırırlar. rna'nın dna'ya entegre olmasının tek yolu retrovirüslerin kullandığı "reverse transcription" (tersine transkripsiyon) mekanizmasıdır. bu da rna'dan dna sentezlenmesi ve bu dna parçasının bir şekilde genoma entegre olmasıdır. benim bildiğim kadarıyla henüz bir canlıda böyle bir mekanizmaya rastlanmadı (virüsler yapıları gereği canlı kabul edilmezler). dolayısıyla mrna perspektifinden bakarsak bu aşının böyle yıllar sonra ortaya çıkacak bir yan etkisi olabileceğini sanmıyorum. benim bilmediğim başka yönlerde, farklı mekanizmalar ile bir yan etki gösterebilir mi? onun hakkında bir fikrim yok. daha iyi bilen arkadaşlar açıklayabilirler.

    e, bilimsel sunumumuzu yaptığımıza göre şimdi birazcık drama zamanı. bu koronavirüs ve aşı konusunda argümanın her iki tarafı da bir hata içerisinde. o hata da bilinmeyenden yola çıkmak. bir kesim "corona geçirenlere 10 sene sonra ne olacağını bilmiyoruz" diyor, bir kesim de "bu aşıyı olanlara 10 sene sonra ne olacağını bilmiyoruz" diyor. ikisinin de pek bir geçerliliği yok. eğer elimizde olan veri yerine olmayan veriye dayalı tez ortaya atarsak her şeyi iddia edebiliriz. "john mayer'ın yeni parçası last train home'u dinleyenlerin 10 sene sonra kanser olmayacağını bilmiyoruz" benzeri bir argüman. son olarak da biontech aşısını olmak istememek =/= aşı karşıtı olmak. örneğin koruyuculuğunun düşük olduğunu düşündüğüm ve grip için risk grubunda olmadığımdan hayatımda hiç grip aşısı olmadım. bu da beni aşı karşıtı yapmaz.

    sunumumuz bu kadardı, dinlediğiniz için teşekkürler, çıkışta kuru pasta ve limonata ikramımız vardır.

    edit: tabii ki benim gözümden kaçan ve/veya bilmediğim noktalar olabilir ve yan etkileri çıkabilir. ben sadece konsepti biraz daha açmak istedim.

    edit 2: tersine transkripsiyon ile ilgili kısmı yazarken bir hata yapmışım. "böyle bir mekanizma canlılarda keşfedilmedi" sözüm tam olarak doğru değil, çünkü sonradan aklıma geldiği üzere insan telomeraz enziminin htr komponenti de bir rna parçasını kalıp olarak alıp üzerine dna sentezliyor ve dolayısıyla tersine transkripsiyon işlemini gerçekleştirmiş oluyor. fakat bunun konumuzla pek ilgisi yok çünkü bu çok spesifik bir durum ve öyle sitoplazmada dolanan diğer mrna parçalarına kafasına göre "complementary dna" yazabilecek bir sistem değil. düzeltmek istedim sadece.