ayhanores33
profili

  • ayvalık denince akla gelenler

    ayvalık başlığını doldurmayı beceremeyen yeni nesil geri zekalı yazarlar

  • bir kadınla tartışırken haklı çıkabilen erkek

    toplanın lan, dev tüyo veriyorum. evladiyelik külliyat bırakıyorum.

    alfred adler, tartışmalarda şuurlu kalabildiğin sürece konu ne olursa olsun üstesinden gelebileceğini, hatta haklı çıkacağını ve ulaşman gereken yegane erdemin bu olduğunu söyler. ilişkilerdeki tüm hareketler ikiye ayrılır der, şuurlu hareketler ve şuursuz hareketler. kadının, sonrasında senden bir daha görüşmemek üzere ayrılmadığı müddetçe sana yaptığı ve saçmalık olarak gördüğün tüm hareketler şuursuz hareketler sınıfına girer. bu yüzden insanın ister yanındaki kadına, ister patronuna, ister alt komşusuna, ister haydar emmiye karşı kendini eğitmesi gereken tek şey bu anlarda şuurlu hareketler sınırından çıkmamaktır. kadınlar tartışırken bu sınırı çok kolay aşar ve şuursuz sınıfa oldukça çabuk geçerler. tartışmalarda bunun idrakını ve kontrolünü elden bırakmamak senin asli görevindir. yani meali şu, sinirlenmeyeceksin arkadaş. ters hiçbir şey söylemeyeceksin. temperine yenik düşmeyeceksin. en iyi avlanan yırtıcı en hızlı koşan değil, en az yorgunlukla en uzun süre koşan yırtıcıdır. karşındaki ile girdiğin tartışma basit bir içgüdü savaşıysa burda tarafları yırtıcı olarak belirtmenin de bir sakıncası yok bana göre.

    seviyeyi öfkeden doğan şuur bulanıklığı ile alta çeken taraf kavganın sonundaki normalleşme sürecinde kendi kendini toparlamak zorunda kalacaktır. bırak, kendi dağıttığını kendi toplasın. zaten bunu beceremeyecektir de. bu anlarda hiçbir şey yapma. bağırmasının, delirmesinin saçma olduğunu bile söyleme. seni o an düştüğü histerik seviyeye çekmesine izin verme. en sakin şekilde kendi savını söyleyip sus ve mümkünse ifadesizce dinle.

    reaktif şuuru yüksek tarafın tartışmayı kaybetme şansı yoktur.

  • kadınların iyi araba kullanamamalarının nedenleri

    birçok saçma sapan şey yazılmış. toparlıyorum,

    kadınlar ekseriyetle kötü araba kullanırlar. erkekler günümüzde ekseriyetle iyi araba kullanıp bu özelliklerini orospu çocukluğuna kullanırlar. erkekler kötü araba kullanmazlar, arabaya ve trafiğe hakim olabilme kabiliyetleri yüksektir. kadınlarda ise bu düşüktür. fakat erkekler bu meziyetlerini minik çüklerinden alamadıkları hazları karşılamak için kullanırlar. bu bir.

    iki. hala daha ataerkil toplum falan yazan geri zekalı arkadaşlar var. ya arkadaş biraz kitap okuyun lan (sen gittin ya ben çok güzelleştim ya da secret falan değil, başka kitaplar da var). skecem ilk aklınıza gelen popülist çıkışlarınızı, baydınız artık. cidden bi merakla okumaya başlayıp öööööf yine mi şu popülist kafa diyorum her entry'nizde. kadınların ezici orandaki beceriksizliklerine genel geçer bahaneler bulduğunuzda mal bulmuş mağribi gibi sevinmeden önce ben napıyorum, popülist miyim, layk manyağı mıyım diye 4829294 kere düşünün... çocukken kadını direksiyona oturtursak ne olurmuş? oturanı da yarrak gibi kullanıyor. onu napıcaz? her iyi erkek şoför de arabaya beş aylıkken oturmuyor. onsekiz yaşında öğrenip yardıran çoğunluğu napıcaz? onu bunu bırak abla, asıl seni napıcaz? yarım bilgiyle, popülist bahanelerle gelmeyin artık şuraya.

    bir de cihaz kullanımı denen bok başka bir şey gençler. bu konuda bana sakın toplum baskısı ve o sözde eşitlikten bahsetmeyin. ben sana neden kaynakçılar, vinç ve forklift operatörleri, cerrahlar, hatta sahne ışık operatörleri ve stüdyo ses operatörleri ezici çoğunlukta erkek dediğimde ne diyeceksin, yine ataerkil toplum mu? git medeniyetin allahuekber'ine; norveç'e, danimarka'ya; eee yine aynı... hani eşittik? hani nerde orda ataerkil toplum baskısı? nerede kadın uzun yol şoförleri? nerede kadın forkliftçiler? pilotluk için bile gayet eşit şartlar ortaya konuyor, erkek sayısı ezici oranda fazla. hatta thy pilot alımlarında bas bas bağırıyor kadınlara, erkeklere oranla şansınız daha yüksek diye... e hadi? yok ama dimi... kadın zoru sevmez aga, bu kadar basit. alet kontrolü denen şey de zordur. multi-tasking ister. kadının tercih etmediği, anca zorunda kaldığında yaptığı bir şeydir cihaz kontrolü. yaptığında da nasıl yaptığı ortadadır. bana kalkıp 8592 senelik pilotum haksızsın ühühü diye çemkirecek ilk kadına da ataerkil toplum ve adana dürüm isimli kitabımı imzalı göndericem... istisna olman haklı olman anlamına gelmez. bi de bu var anasını satayım, ben öyle değilim haksızsın, genelleme yapamazsın diye çemkirmek... evet istisnasın. senden çok az var. işte bu yüzden haklıyım.

    trafikte her gün onlarca orul orul orospu evladına denk geliyorum. trafiğin anasını sikenlerle ilgili de sayısız entry'm var... aç oku. çoğu erkek... buna lafınız olmaz, dimi?

    sadece bu sene iki tane kazam var. ikisi de karşı tarafın şuursuzluğu. ikisi de direksiyonda çaresiz kaldığım, hassiktir ne yapıyor lan bu dediğim anlar... kaza geliyor ve kaçamıcam dediğim anlar... ikisi de kadın şöför... buna da lafınız olmaz? dimi? ah pardon, eşitlik sik sok. he yarraam he.

    bence uzatmayın bu konuyu. daha fazla yazasım yok. formda bi günde sırtüstü rencide ederim. etrafının kokusunu alarak arabasını kullanan ama bunu ne yazık ki çoğunlukla orospu çocukluğuna kullanan canlı ile herkes bana uysun bana ne diye araba kullanan canlıyı iyi araba kullanma - kötü araba kullanma konusunda aynı kefeye koymayın artık. bi yeter la.

  • danla bilic

  • duman'ın en iyi şarkısı

    buradaki konu duman'ın en güzel şarkısının ne olduğu değildir. başlığın en başındaki favorilenen bir iki entry gerçeğidir. sen götünü yırtıp muazzamcık bi entry yazsan da o bir iki entry fav'lanacak şukulanacaktır. beşinci sayfanın ortasında bi yerde hangi şarkı neden en iyi falan döktürsen bile belki diğerlerinden biraz fazla dikkat çekecektir. dediğim gibi konu duman değil. hangi şarkısı en güzel sorunsalı hiç değil. konu buranın koyun sürüsü olması. insanların popülizmi, öğrenme ve merak etme dürtüsüne tercih etmesi. buraya denk geldi buraya yazdım. buna benzer bir şeyi sanırım bir iki kez daha yazmıştım. ölmez de sağ kalırsam yine yazarım.

    bu arada duman'ın en güzel şarkılarından biri melankoli. bu da içimde kalmasın dedim.

  • fatih terim

    şu an çoğunluk tarafından takımın başına geçmesi isteniyor. gelirse de aynı çoğunluk gitmesini isteyecek. 20 yıldır bu böyle.

    fatih terim'in galatasaray takımında istenmeye durumu matematikteki sinusoidal fonksiyona en güzel örnektir.

    ek: sinüs eğrisinin çapı 1 yıl alınabilir*

  • makas atarken bariyerlere bindiren bmw

    mutlu sonla bitmemesi ile üzmüştür. ön cama gariban sümüğü gibi yapışmasını diliyorum yollarda bunun gibi milletin can güvenliği tehlikeye atanların.

    alayınızın bir sonraki atraksiyonlarınızda kam millerinizin götünüze girmesi ümidi ile...

  • sözlükteki teyzelere sevgili buluyoruz kampanyası

    neyi seviyorum sözlükte biliyor musun? sikko bi başlık var mesela. trend olmuş. merak edip giriyorum. aaa, ilk entry yok bende. yani engellemişim o ilk mal beyanını yapanı aylar yıllar önce.

    bana sadece arkasından ekleyenlerin yaratıcılıklarını okumak kalıyor. hohoyt*

  • volkswagen golf

    çok tipsiz bi araba. doğru. neden? tek pres hattında dört kalıp setinde tüm saclarının preslerden çıkması gerekiyor. bu sayı on sene önce altı presti, beşe düşürülmesi düşünülüyordu. şu an dört. yani mümkün olduğunca hızlı; çünkü üretim zamanla yarışıyor ve günlük üretim sayıları deli yüksek. detaya zaman yok, bas geç. hatasız yap, detayı siktir et. polo da bu da buzdolabı gibi arabalar. hele yolda beyazlarını görünce ahahaha vestel arge ne güzel çalışmış, tekerlekli no frost yapmış diyorum. kapitalizmin sineğin yağından yağda yumurta yaptığı dönemlerdeyiz. gidin binin, tamam, ama o estetik yoksunu buzdolabı kılıklı şeyleri kalkıp burada övmeyin

  • güzellik hariç erkekleri aşık ettirebilecek şeyler

    güzel koku, güzel meme, ilişkideki iyi niyet ve birey olabilmişlik kombosu.

    suratında "ben çok güzelim ve bunun farkındayım" ifadesi olan, başka da bir boku olmayan kızlardan köşe bucak kaçıyorum yıllardır. kaldı ki bu kombonun yanında genel geçer kabul edilmiş güzelliğin davulcu öksürüğü kadar önemi yok gözümde. aferin bana

  • nazım ölürken karısı yan odada başka erkekleydi

    (bkz: hikayeleri di'li geçmişte anlatma yavşaklığı)

    orda mıydınız sayın amına kodumun?

  • batman v superman dawn of justice

    son trailer'den anladığımız,

    (bkz: hareket yapma kralını görürsün)

  • sevgilinin yanında osurmak

    sevgilinin yanında osurulur mu?

    bizimkiler bundan 38 sene önce tanışmış. peder bey taze tıp öğrencisi, anne kişisi fransız kültür çömezi. annem görüyor babamı, ben bu çocukla tanışıcam diyor arkadaşlarına, yapma diyorlar, biriyle birlikte o. olsun diyor annem; ben beklerim.

    babam da boş değil hatuna da serde hovardalık var biraz. bir de; bu kız çok güzel ama kapılırsam bir yıla kalmaz evlenirim ben bunla, daha okul bitmedi, askerlik de var ne bok yicem lan diyor. diyor da pek kaçamıyor, bir sene sonra nişanlanıp fakülte bittiği gibi evleniyorlar. askere de birlikte gidiyorlar. kebap askerlik yaptım diyen pederin karşısına çıkmasın*. gittim diyor peşinden annem, başka bir şey yapmazdım. türk havayolları'nın hosteslik sınavlarını birinci kazanıp reddettim, sevdiğim adamla evlenip ben bunla her şeye varım diyip gittim diyor. önce birlikte askere, sonra yirmi yıl anadolu'nun içinde göt kadar bi kasabaya, anca kırk beşinden sonra kendi memleketlerine, izmir'e... hiç gocunmadım, istedim, karar verdim; kararlarımın arkasında durup sevdiğim adamla aile kurdum, asla aklımdan ufacık bir acaba bile geçmedi ve bu aileyi böyle arada tuttum der. haklı. otuz yıllık annem, bilmez miyim, yerden göğe haklı.

    sevdiğin biriyle olmak nedir? vazgeçtiklerin için tek tek fatura tutup ilk kavgada senin yüzünden bunlardan geçtim demek midir? o biri diğer öbürlerini yok ediyor diyip ilişkiyi ciğerci kedisi gibi gözü dışarda sürdürmek midir? başka bir şeyler midir yoksa?

    kış ortası... annemle değişmeli nöbet tutuyoruz babamın yanında. kolon rezeksiyonu; kolon ca. öncesinde aylarca, devamında aylarca radyoterapi ve kemoterapi. üzüntüden gözümüzün feri götümüze kaçmış ama peder beyin sadece bilinci açık diye bir yandan nasıl mutluyuz... bu iyi, çünkü daha da iyi olacak, enseyi karartmak yok. ama içimiz paramparça.

    aylarca ileostomi, ne yediği belli ne çıkardığı... yandan çarklı gibi gidip geliyoruz tin tin tin sabahın körlerinde radyoloji merkezlerine. cesedi çıkmış gibi geri iade ediyorlar. babamın kuyruk dik ama bunlar bana koymaz diyor, seni yarın donumdan çıkarırım diyor. eski karşıyaka yüzücüsü. akşamına suyun içine ağlamayı öğreniyorum.

    aylar sonra tedavisi bitti, son ilaçlarını aldı, kolostomi kapatıldı. beton gibi adam çocuk gibi kaldı. ama aşarız dedi, aşarız dedik; aşarız. bunların hepsini aşarız. burdayız, yanyanayız, demirbaş sayımında eksik yok. birlikte aşarız.

    kalın bağırsağı aylardır çalışmıyordu. artık çalışması gerekiyordu.

    günlerce annemle babamın osurmasını bekledik. annem sevdiği adamın günlerce kel kafasını osurabilsin diye okşadı.

    günlerdir şu başlığı her gördüğümde içim düğüm düğüm oluyordu. geçmiyordu o düğüm. bi osursam rahatlayacakmışım gibi sanki...

    nereye mi varıcam, bir yere varmıcam. seni iki kolun iki bacağın olmasa da severim diyip ilk fırsatta başkasına kaçan, her hayalini sevgilisi makina değil sadece insan olduğu için yapamadığında ilişkiyi bitiren, sevginin bağını bacağa geçirilmiş pranga zinciri zanneden bir nesil var dışarıda. yan odada da sevgilisi osursun diye kel kafasını okşayan bi kadın. hangisi gerçek?