dreamfactory116
profili

  • mutlu eden basit şeyler

    - pinterest'da gezinmek.

    noel süslemeleri, inci takılar, parfüm şişeleri, kar küreleri, saç modelleri, kendin yap işleri, kozalaklar, lavantalar, waldorf bebekleri, kedi köpek fotoğrafları, ev dekorasyonu, el işi ve kazak modelleri, resim çizme teknikleri, vintage kartpostallar... fotoğraflara bakarken mutlu oluyorum, ilham alıyorum.

  • trabzon'un en sevilen yanı

    kabin görevlisiyken trabzon'a hem yatılarımız hem de git gel uçuşlarımız olurdu.
    yatı, uçuştan sonra otelde kalmak ve ertesi günü oradan tekrar sefere çıkmak anlamındadır, git gel ise adı üstünde, konaklamadan, bir saat sonra tekrar uçuş yapmak.

    trabzon git gel'lerde, yer ekibi havaalanının hemen dibindeki çayırlara masa sandalye kurar ve inişimize yakın hamsileri ızgaraya atardı. yolcular uçaktan indikten sonra hemen sofraya kurulur hamsileri yerdik.
    eğer rötarlı iniyorsak ve hemen geri yolcuyu alıp kalkacaksak ya da hava yağışlı ise daha havadayken, eve götürmek için kiloyla hamsi siparişi verirdik. isteyene ayıklanmış bile gelirdi.

    çok cana yakın, neşeli insanlardı trabzon yer personeli, çok zaman önceydi ama okuyorlarsa hepsine selam ederim, sayenizde trabzon'u hep bir gülümsemeyle hatırlıyorum.

    trabzon yolcusu da ayrı bir manyaktı, hem güldürür hem sinirlendirirdi ama onu başka bir entry'de anlatırım.

  • cumartesi sabahı erken kalkmak için bir neden

    maaşımı aldım, semt pazarına gidip çılgın gibi para harcayacağım, beyaz peynir, balık filan alacağım.

  • sahibinden.com'daki her yeri dantelli ev

    meğer cehennem böyleymiş, temizlikçisin ve bu evde her gün toz almak zorundasın.

  • sert kış tecrübesi olan sözlükçüler

    kayseri'de bir sene çok soğuk olmuştu, geceleri -40'a varıyordu neredeyse.
    camlarda buzdan çiçek desenleri oluşmuş, babam tüm pencerelere kaplanlı battaniye çakmıştı.

  • ekşi itiraf

    balkonun kapısını açtım, komşuların az buçuk görebileceği yere piyanoyu koyup playlistimden yann tiersen - mother's journey açıp harman/kardon hoparlörüme verdim, piyano çalıyormuş gibi yaptım (tül perdenin arkasından). müzik bitince bir iki alkış ve bravo sesi geldi.

    ben şimdi insanların yüzüne nasıl bakacağım.
    biraz çalabiliyorum gerçi...

    edit: allah cezamı verdi, enginarı yaktım.

  • ekşi itiraf

    yatağım ortopedik, pirinç başlığı var; yaparken çok özeniyorum, beyaz nevresimler, keten yatak örtüleri, volanlı yastık kılıfları ve etek ucu... aynı dekorasyon dergisindekiler gibi oluyor.
    sonra bozmaya kıyamıyorum ve üzerime battaniye alıp salonda koltukta yatıyorum iki büklüm. sabah kalkınca hemen koşup yatağıma bakıyorum, mest oluyorum.

    eşim eve gelince yatak bozuluyor tabi, it oynamış yonca tarlasına dönüyor.

  • ekşi itiraf

    (bkz: the outsider)
    (bkz: castle rock)
    (bkz: evil)
    (bkz: manifest)

    bu dizileri kaydedip fırsat buldukça güncel bölümlerine göre arka arkaya izliyorum. izlerken süper anlıyorum ama daha sonra bazı sahneleri düşünmek istediğimde tüm diziler birbirine karışıyor. kim kimdi, hangi dizideydi, en son ne olmuştu... ya demans'a adım atıyorum ya da geri zekalıyım.

  • sözlükçülerin psikolojik durumları

    açım ve aklımı yitirmek üzereyim.
    bir türlü gitmeyen yatılı misafirim var, bangır bangır hint dizisi izliyor, hiç susmuyor, 36 beden ve fit kalmak için yemek yemiyor, bana da yedirmiyor.
    uyusa da azıcık peynir ekmek yesem gizlice.

  • kadınların zeki erkek takıntısı

    bu takıntıyı anlayabiliyorum çünkü bir ömür sırf sevişerek geçmiyor.
    insan konuşmak istiyor, anlaşılmak ve anlamak.
    seyrettiğin bir filmi, okuduğun bir kitabı, gördüğün bir karikatürü, gün içinde gözlemlediğin absürtlükleri anlatmak ve paylaşmak istersin, karşındaki zeki değilse ve anlattıklarını anlamıyorsa ve anlamak için bir çaba göstermiyorsa bir müddet sonra içine kapanırsın, daha az konuşmaya başlarsın.
    onun ilgi alanları yoksa, sana anlatabileceği fazla bir şeyi yoksa ya da anlattıkları sana basit geliyorsa yine içine kapanırsın, artık onun düşüncelerini anlamaya çalışmazsın çünkü heyecan verici bir şey düşünmediğini bilirsin.
    beynini doyuramadıktan sonra karşında eros olsa ne yazar, ya da çok parası olsa.
    insan konuşabildiği, sohbet edebildiği, birlikte gülebildiği biriyle olmak ister. yoksa görünürde çift kişilik ama aslında yalnız bir hayat yaşarsın.

  • yazarların gurur duydukları özellikleri

    her ne kadar günlük hayatta bazen angut gibi kalakalsam da bir filmin konusunu veya gizemini ya da anlatmak istediğini çok hızlı bir biçimde çözüp anlayabiliyorum, çok çok nadir ters köşeye yatıyorum.

    mesela tyler durden ve çoklu kişilik bozukluğunu, altıncı his'te ölünün kim olduğu, the others filminde aslında diğerlerinin kim olduğunu daha ilk dakikalarda bir bakıştan, tek bir kelimeden anladım. ve bunun gibi daha aklıma gelmeyen bir sürü film.

    bir tek memento'yu çözemedim, ilkinde önce 2. cd'yi, ardından 1. cd'yi izledim. bu nedenle anlamadım sanıp günler sonra tesadüfen doğru sıralamayla tekrar izledim, yine çözemedim.

  • gerdek gecesi için instagram'dan dua isteyen gelin

    kıyamadığım bir kardeşimdir. sen, ben, o; hangimiz dua istemedik ki.

    canım kardeşim, balon kadar büyük taşaklar götüne çarpa çarpa orgazm olursun inşallah.
    rabbim erken boşalmaktan, vajinismusdan, sik kırığından ve am fortlamasından korusun. allah seni orgazm taklidi yapmaya mecbur bırakmasın. güzel kardeşim, bahtın da seksin de açık olsun.
    kurban olduğum, inşallah damat çok yüklenmez de amın götün patlamaz.

  • pazar sabahı erken kalkmak için bir neden

    (bkz: şezlonga havlu atmak)

    şaka şaka, fırından yeni çıkmış dereotlu poğaça alıp deniz kenarında çay içerek güneşin doğuşunu seyretmek.
    göt göbek bi şişti ki bu poğaça yüzünden.

    burada gtveren bir horoz var, sabahın beşinde bizim bungalow'un önüne gelip gelip ötüyor. uyanmışken de bari güneşin doğuşunu seyredeyim diyorsun. çünkü ya horoz katili olmayı seçeceksin ya da romantik olmayı. abv.
    gelir birazdan itne.

  • insan olmasaydın ne olmak isterdin

    çok değişik bir soru.
    su samuru olmak isterdim.
    suda sırt üstü yatıp göbeğinde ceviz kırıyorsun, balık yiyorsun, canın sıkıldıkça dallardan çer çöpten baraj inşaa ediyorsun ve baret takmak zorunda değilsin. insan hayattan daha ne isteyebilir ki.

  • hamile kadına otobüste yer vermeme hakkı

    böyle bir hak olabilir tabii ama kendi adıma, ben bu hakkı kullanmam. vicdanım elvermez, hastalıktan ve yorgunluktan geberiyor olsam bile hamile bir kadına yer veririm.
    hiç çocuğum olmadı, nasıl bir ızdırap olduğunu bilmiyorum ama kıyamam ben ona.
    hamilelikten ağzı yüzü bile şekil değiştiriyor, ayakları şişiyor, o kadar ağırlık taşıyor. tabii ki bana doğurmuyor ama bir insana küçük bir iyilik yapmak beni mutlu ediyor.

  • düşün ki dayın bunu okuyor

    dayı,

    tarlaları aldın, annemin hakkı olan evi de aldın. bundan sonra dilerim ki hayatta hep eşeğin sikini alırsın.

    ellerinden öperim, sana bu ipnelikleri yaptıran yengeme de selam söyleme.

  • izlemesi en zevkli spor dalı

    - erkekler senkronize atlama.

    eskiden babamla dalga geçerdim, bir iki kadın bacağı görmek için saatlerce kadınlar artistik patinaj seyrederdi.
    yaşlandıkça ona benzemeye başladım. ama uzansam sanki kaslara dokunacak gibiyim.

  • katlanılamayan insanlar

    gündelik hayatta, sohbet ederken mesela, önemsiz ve gülünç şeyler için benimle sidik yarıştıran insanlara katlanamıyorum.

    - kaç ilaç içiyorsun günde?
    + 4 ilaç
    - o da birşey mi, ben 6 ilaç içiyorum

    + sabah erken kalktım, 5 idi sanırım, uykum var
    - ben 4'te kalktım

    - kaça aldın?
    + üç'e
    - ben onu iki'ye aldım, pahalı almışsın.

    gibi küçük şeyler, daha çok var aklıma gelmiyor şimdi.

  • ekrem imamoğlu

    göründüğü ya da gösterdiği gibi kendisin naif, sevgi dolu biri olduğunu düşünmüyorum.

    gayet çakal, anasının gözü ve isterse yılan gibi çatal dilli olabileceğini düşünüyorum.
    akıllı ve kontrollü.
    beni etnik kökeni de ilgilendirmiyor.

    benim kendisinden tek beklentim istanbul'a doğru düzgün hizmet etmesi, kimseye kulluk etmemesi ve akp'nin para çarkına çomak sokması.

    tabbi ki kendisine oy verdim, yine vereceğim.

  • ekşi itiraf

    küvette, lavaboda, klozette ve sabun üstünde saç, kıl görünce çok iğreniyorum, kendi saçım dahil.
    ama kıllı ve yaldır yaldır saçlı erkek seviyorum.