zengin yapınca flört fakir yapınca taciz

  • önce, konuyu geçiyorum: tez yazdığını iddia eden bir insan, elinde hiçbir kontrollü veri olmadan böyle sallayabiliyorsa, bir kere onun bilimselliği kafadan gidik. yok, böyle bir veri varsa, bize de sunsun, biz de okuyalım. kişisel çevrenizde yaptığınız üç beş gözlem, en fazla "şahsi gözlem"dir, hiçbir bağlayıcılığı bulunmaz. bu arkadaş gibi olmayıp da gerçekten verilerle uğraşan herkesin bilebileceği gibi, kontrollü deney ve gözlem gruplarında bile farklı farklı özellikleri haiz kişileri seçmezseniz ilk yiyeceğiniz eleştiri grubunuzla ilgili olur. dolayısıyla, sizin kişisel çevreniz, az ya da çok kapalı bir gruptur. bunun üstünden çıkarsama yapılamaz. yapan bu gibi arkadaşlar metodoloji namına hiçbir şey öğrenmemiştir, dahası, kendi çevrelerinden çıkarsama yapıp genel bir durummuş gibi anlatmamaları gerektiği konusunda belli bir etik çerçeveye dahi ulaşamamış demektir. ayrıntılı bilgi için (bkz: genellemek/@polly jean)

    şimdi akademik kısmı kenara bırakıp içimden geldiği gibi yazayım. sizin çevreniz boktansa bunda bizim suçumuz nedir? herhalde (umarım!) feministlerin "her kadın çiçektir, her kadın mükemmeldir, öğğ pis erkekler" sığlığında olmadığının farkındasınız? kadınlar da kötü, yüzeysel, çıkarcı vs. olabilirler, tıpkı erkekler/geyler/queerler vs. gibi. ve fakat, sizin çevrenizin kadınların genelini temsil ettiğine dair bu özgüven nereden geliyor? temsil grubunuzun özellikleri nedir ki biz bu örneklemin temsil gücüne inanalım?

    devam edeyim. arkadaş toplumsal cinsiyet çalışmış madem, bunun kadınların eşitliğine yönelik biçimde çalıştığı ne malum pardon? toplumsal cinsiyet gayet eril bir perspektiften de çalışılabilir, dahası "toplumsal cinsiyet kalıpları topluluğun salahiyeti için aynen korunmalı, devam ettirilmelidir, toplum düzeni için en faydalısı budur" da denilebilir? bir konuda tek bir bakış açısı olmaz ki... dahası, o konuyu çalışmak illa ona karşı gelindiği anlamına gelmez ki? (yok yok, bu arkadaşın formasyonu ciddi eksik, o kesin.) "ben kadın düşmanı değilim" demekle oluyorsa o iş, mahkemede de herkes "ben katil değilim, ben hırsız değilim" diyor zaten? buz gibi faşist olup, "vatanını sevmek faşistlik mi?" diyen mallar da var sonra? "ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz" denmiş, hiç duydun mu?

    e ben işine bakıyorum ayinen misali, benim bildiğim bu konuda hassas olan insanlar, kendi uğramadığı taciz üzerine laf etme hakkını kendinde görmez. (aynı şekilde bir beyaz bir siyahiye neyin ırkçı harekete, ırkçı aşağılamaya girdiği konusunda ahkam kesemez, kesmemeli, çünkü kendisi doğuştan beri zaten ayrıcalıklı konumda olduğu için o tarz yaralayıcı birçok hareketi, sözü fark edemez bile. whiteness studies denen bu araştırma alanı, milliyetçilikten toplumsal cinsiyet araştırmalarına birçok alanda yeni bir vizyon getirdi araştırmalara, biraz güncel çalışmalar mı okusanız acaba?) benim tacizle ilgili birinci elden senden çok daha fazla deneyimim olmasına rağmen, ben başka bir kadının (bazen benim anlayışıma uymayan) taciz tanımı karşısında "o taciz değildir" diye kafadan kestirip atma hakkını bulamıyorum kendimde, sen nasıl oluyor da "şu taciz yea bu değil yeaa" diyebiliyorsun bu kadar rahat? bıktık, yıldık erkeklerin şu yüz bulamayınca "zengin olsak vercektin ama deell mii" yobazlığından! acaba sizin bu tavırlarınız zengin ve görgüsüz heriflere daha kolay taciz etme cesareti veriyor olabilir mi? al bunu oku, bakalım zihninde bir ışık belirecek mi? (bkz: kadınlara göre taciz/@polly jean) hayır neyin taciz olup olmadığını tacize uğramayan birilerinin sözünü öne alacaksak, o işin sonu, tacizci erkeğin "bence memesini sıkmak taciz değil" demesine kadar varır mantıken. tacizi yapan taraf elbette her şeye "taciz diil bu yeaa" diyecek, allah aşkına, tacizci heriflerin kalkıp "evet bu taciz, ben bunu bile bile yaptım" demesini mi bekliyorsunuz? tabii ki "taciz değil bu" diyecek, ya ne olacaktı? azıcık akıl, azıcık mantık yahu... aa mantık dedim ama, pardon. çıkarsama, mantık, metod... canınız cinsiyetçi genellemeler saçmak istediğinde hep unuttuğunuz şeyler bunlar. yanına da koy "ben kadın dostuyum, ben aslında bu konuya çalıştım" ibarelerini, mis. bu konuda kanıtımız ne? sadece senin sözlerin. velev ki doğru, o zaman durum daha vahim. bunca şeye rağmen böyle kalabildiysen o senin adına bir kayıp, bu halde biri bu konuları çalıştım diye maazallah yarın öbür gün bu konuda başkalarına eğitim filan verecekse, bu da toplum için bir kayıp.

    son olarak, le ilgili alınmış ve verilmiş hiçbir bilgi, karşı tarafın onayı olmadan, iş dışında kullanılamaz. hepiniz burada bar bar bağrınıyorsunuz telefon numaralarınız operatörleriniz tarafından şirketlere satılıyor, reklam mesajları geliyor diye, farkı ne? benim iznim olmadan benim bilgilerimi kullanamaz bir kurye. çünkü ona sadece ve sadece iş sebebiyle verildi o bilgiler. bu çok basit bir etik kuralı ulan, bunun neyini anlamıyorsunuz? işin içinde profesyonel bir mesele var, onun adına iş etiği deniyor. normal hayatta birinin sizi eklemesiyle iş ilişkisi içerisinde birinin onayınız olmadan sizi eklemesinin farkı bu. seni tanımadan twitter'da, facebook'ta, bilmeme nerede ekleyen kişi senin telefon numaranı ve/veya ev adresini bilmiyor ve ulaşması da daha zor, ama iş amaçlı verilen bilgiler sayesinde iş bağı olan biri çat diye bulup kullanabilir, ulan bunun nesini anlamıyorsunuz daha yahu?! ikisinin tehdit seviyesi aynı değil, yüz gram zekası olan insan anlar bunu! yolcunun adını ve telefon numarasını koltuk numarasına bakıp biletten bulan, facebook'tan ekleyen şoföre de o yüzden kızıyoruz, kuryeye de... (bakın bu olay özelinde hiçbir laf etmedim. olay feyk bile olsa, mesele çeşitli erkeklerin ve kadınların verdiği tepkiler, tacizi meşrulaştıran, hafifleten tavrı... bu olay olmaz başkası olur, nasılsa hepsinde aynı haltı yiyorsunuz.)

    kısaca, sen bu işten hiçbir halt anlamamışsın arkadaşım.

  • ülkemizde bir kısım dişinin kafasına kodlanmış algı.
    bakın ben burada tacizi falan meşru görmüyorum. kadın düşmanı falan da değilim. bilakis zar zor edindiğim yüksek lisansımda tez olarak tüm aksi yönde telkinlere, "bak ileride işin zorlaşır" şeklinde uyarılara rağmen toplumsal cinsiyet sosyolojisi çalışmaya karar vermiş bir insanım fakat bu gerçek reddedilecek gibi değil.
    çok değil kısa bir süre önce o sıra yolculukta olan bir kadın arkadaşımla şöyle bir konuşma geçti aramızda
    "bu x turizme sinir oluyorum yaaa aldıkları elemanlara dikkat etsinler. saatlerdir tacize uğruyorum muavin tarafından"
    "ne yaptı ki yavşak?"
    "yaaa gelip gelip bir isteğiniz var mı? bir ihtiyacınız olursa çekinmeyin çağırın deyip duruyor gece gece terbiyesiz"
    şimdi aranızdan inanmayan falan olacak ama konuşma çok ne bu. inanmayanın da ana rahmine kadar yolu var.
    aynı kadın birey sonraki süreçte iyi bir şirkette çalışan, sağlam bir geliri olan ve yine muhabbeti olmayan başka biri tarafından stalklanıp faceden eklenince "ayy şu şapşiğe bak nasıl da aramış taramış ulaşmak için üşenmemişş." demekten geri durmamıştır.

    sevgili kadın arkadaşlar. ilişkiler tahmin edebileceğiniz üzere kur yapma ile başlar ve kur yapma mevzuu da en azından medeni kişiler arasında para ile alakalı bir şey değildir. yani gittiğiniz restoranda size şef aşçı da, restoran sahibi de, garson da kur yapabilir. en kötü ihtimalle garsonu reddedersin olur biter. ama garsonun hareketine taciz deyip mekan sahibinin hareketine ayy şapşik diyorsanız sizde bir sıkıntı vardır.
    velhasıl olumlu ya da olumsuz ikisine de aynı tepkiyi vermek mantıklı olan

    ha "allahın garsonu, kuryesi, muavini bana nasıl kur yapar pis fakir ıyk" diyorsanız o başka. sizi altın kaplama vajinalarınızla başbaşa bırakalım siz de gayet önemli bir kavram olan tacizi bu kadar ayağa düşürmeyin.