yurtdışı çıkış harç pulu

  • dur gitmeden önce son bi öpeyim puludur.

  • burada bu harcın mantığını izah etmeye çalışırken "pasaport görevlilerin maaşı" gibi fazlasıyla zorlama ve gülünç tespitler yaparak kendinizi komik duruma düşürmeyin. öncelikle, pasaport görevlisi denilen kişi emniyet mensubu bir polis memurudur ve diğer tüm devlet memurları gibi maaşı genel bütçeden ödenir. "adam sırf senin için orada duruyo, tabii ki ödeyeceksin" denemez; zira bu harcı ödemeyen milyonlarca yabancı her sene ülkeye giriş çıkış yapıyor. gümrükten giriş-çıkış yapan yabancı sayısının, vatandaş sayısından fazla olduğu aşikardır herhalde. yüce türk milleti diye gaz veriyolar size habire de, o kadar abartmayın bence.

    ikincisi, harçlar bir kamusal hizmeti doğrudan kullananlar tarafından ödenir. pasaport harcı, üniversite harcı, mahkeme harcı gibi... bu yüzden, yurt dışına çıkanların, yurt dışı temsilciliklerinin verdiği hizmeti kullanma ihtimalleri üzerine harç alınmaz. ayrıca yurt dışı çıkış harcı ödemeyen yabancı ülkede yerleşik olan vatandaşlar bu harcı ödemezken, harcı ödeyenler kullanmayabilir; dolayısıyla bu da ayrı bir adaletsizlik olur.

    son olarak, bu harçla gümrük noktalarının bakım ve işletme masrafları falan karşılanmaz, zira yurt dışı çıkış harçlarının gelirleri toki’ye aktarılmaktadır. harcın tanımına göre, harç ödeyen kişiler, bedelini ödedikleri kamu hizmetinden yararlanırlar; ancak görüyoruz ki, burada harç karşılığında yararlanılan bir hizmet de yok. ne kamu maliyesi bilirsin, ne vergi hukuku... sallamak bedava nasıl olsa.

    anayasal bir hak olan seyahat özgürlüğünü kısıtlamasına hiç girmiyorum bile... yalnız şurada tüm bunları güzelce açıklayan bir yazı var: http://archive.ismmmo.org.tr/…akabakcikaradeniz.pdf

    bir de mehmet akif hamzaçebi'nin 2013 yılında tbmm genel kurulunda konuyla ilgili yaptığı bir konuşmanın tutanağına rastladım. chp, o sene harcın kaldırılması için önerge vermiş ve tabii ki reddedilmiş. hem bu harcın geçmişine dair bilgi vermiş, hem de rasyonel bir biçimde neden kaldırılması gerektiğine dair açıklama yapmış hamzaçebi. kendisinin de söylediği gibi, "burada devletin hiçbir hizmeti yok" ve buna rağmen bu harcın alınması devletin vatandaşına yaptığı onca ayıptan biridir yalnızca.

    - sayın başkan, değerli milletvekilleri; önergemiz, yurt dışı çıkış harcının tamamen sistemden çıkarılmasını önermektedir. yani sadece bu maddenin tasarıdan çıkarılması değil, aynı zamanda yurt dışı çıkış harcının tamamen yürürlükten kaldırılmasını önermektedir.

    şimdi, bir kere, yurt dışı çıkış harcı, harcın tanımına uygun bir vergi veya benzeri bir düzenleme değildir. harç, devletin sunmuş olduğu bir kısım, bir takım hizmetler karşılığında vatandaşın bu hizmete katılma bedeli olarak ödediği tutardır, harç buna denir. yurt dışı çıkış harcında devletin sunmuş olduğu herhangi bir hizmet yoktur. birinci olarak bu şekilde bir terslik, aykırılık vardır.

    ikincisi: anayasa, seyahat özgürlüğünü güvence altına almıştır. yurt dışına çıkarken "sen yurt dışı çıkış harcını ödemedin, o nedenle yurt dışına çıkamazsın." demek, anayasa'nın seyahat özgürlüğü güvencesine, bunu güvence altına alan düzenlemesine aykırıdır. hükûmetlerin yurt dışına çıkanlardan harç alma yönünde bir merakı vardır. zaman zaman bu merak nüksediyor.

    yurt dışı çıkış harcı ilk olarak 1963 yılında sistemimize girmiştir. o zaman "dış seyahat harcamaları vergisi" adıyla, türkiye'den yurt dışına çıkan herkes bu vergiyi ödemekle yükümlü tutulmuştur. uzun yıllar bu vergi uygulandı, sonra bunun verimsiz olduğu anlaşıldı ve kaldırıldı. rahmetli turgut özal başbakan olunca "toplu konut fonu" adı altında bir uygulamayla, yurt dışına çıkanlardan bir ödeme yapılmasını zorunlu kıldı. bunun da başarısız olduğu, verimli bir uygulama olmadığı ve modern türkiye imajına ters olduğu anlaşıldı ve yürürlükten kaldırıldı. 2001 yılında o zamanki hükûmet tekrar bunu getirdi. "yurt dışına çıkanlardan 50 amerikan doları karşılığı harç alınır." dedi. uygulanmaya başladı. adalet ve kalkınma partisi hükûmetleri göreve geldi. 2007 yılında bir değişiklik yapıldı. o zamanki hükûmet, o zamanki bakan tasarıyı getirdi, yasalaştı, yürürlüğe girdi. 50 dolarlık harcı 15 liraya indirdiler ve uygulamayı daimi kıldılar yani daha kurumsallaştırdılar. hatta 15 lirayı savunurken "biz istisnaları da kaldırıyoruz, herkesten bu harcı alacağız, daha çok para toplayacağız." uygulama öyle olmadı, uygulama fiyaskoyla sonuçlandı.

    rakamları vereyim size: 2006 yılında bu harcın hasılatı 102 milyon tl'ydi, 2007 yılında çıkan kanunla 2007 yılı hasılatı 58,8 milyon tl'ye düştü. şu andaki hasılat da, 2002 yılı hasılatı, 67 milyon tl. bu harcın ilk uygulama yılını takip eden yıldaki hasılat ise 61 milyon tl. yani on yıl sonra hükûmet on yıl önceki hasılatı elde ediyor. verimli bir uygulama değil.

    burada bir hüküm daha var: kimden yurt dışı harcı alınmayacağına bakanlar kurulu karar verecek. bakanlar kurulu diyecek ki: "ahmet bu harcı ödemesin, mehmet bu harcı ödemesin." böyle bir yetki olur mu değerli milletvekilleri? anayasa'nın eşitlik ilkesi var, verginin genelliği ilkesi var, anayasa'nın birçok ilkesi var, bu ilkeleri bir kenara atalım… akıl var, mantık var, sağduyu var, bakanlar kuruluna böyle bir yetki verilebilir mi mevcut anayasal sistemimiz içerisinde? bu kadar şahsi, bu kadar subjektif, kötü niyetli uygulamalara müsait bir yetki bakanlar kuruluna verilemez. bu verginin yürürlükten kaldırılması gerekir.

    bir yandan avrupa birliğine girmek gibi bir hedefi önümüze koymuşuz… avrupa birliğinden sorumlu bakanımız da burada. yani, yurt dışına çıkan her türkiye cumhuriyeti vatandaşından yurt dışı çıkış harcı almak türkiye cumhuriyeti'ne yakışıyor mu? "bu harcı ödemeden yurt dışına çıkamazsın." demek, türkiye cumhuriyeti'ne yakışıyor mu? avrupa birliğine tam üyeliğe aday bir türkiye cumhuriyeti'nin, kendi vatandaşlarını "harç almadan seni yurt dışına bırakmam." şeklinde bir uygulamaya tabi tutmasına hakkı var mıdır, doğru mudur? yanlış.

    gelin, bu uygulamayı tamamen yürürlükten kaldıralım. hasılatı da bu verginin verimsiz olduğunu gösteriyor. rakamlar devletin elindedir. giderek düşen bir hasılat vardır. demek ki uygulama da verimli değil. gelin, hep beraber bunu kaldıralım.

    biliyorum, hepiniz bana hak verdiniz ama şimdi sayın bakana ve grup başkan vekilinize bakacaksınız, ona göre el kaldıracaksınız. inşallah ileride kaldırırız.

    teşekkür ediyorum.

    saygılar sunuyorum.

    (bkz: https://www.tbmm.gov.tr/…920&p5=h&page1=50&page2=50)