yerli silahları görünce tırsan yunanlı spiker

  • eksik bilgilerle görüşleri eleştirilen spikerdir.

    adam moğol çin karışımı diyerek bize hakaret etmiyor. yunan toplumunda böyle bir görüşün olduğunu, böyle düşünerek türkiye'yi küçümsediklerini ve yanlış yaptıklarını anlatıyor.

    türkiye'nin zannedildiği gibi batmış, bitmiş bir ülke olmadığını ve emin adımlarla sağlam şekilde ilerlediğini örneklerle açıklıyor.

    https://www.kitapyurdu.com/…quot-turkiye/49061.html

    yukarıdaki bağlantıda verdiğim kitabın yazarı yunanlı bir uluslararası ilişkiler profesörü. kitabı alıp okursanız, spikerin bahsettiklerinin daha akademik ama anlaşılır bir dille değerlendirmesinin yapıldığını anlarsınız.

    yunanlılar türkiye'nin büyüyen bir güç olduğunu, şu anda bile baş edemeyecekleri bir noktadayken gelecekte belki de türkiye'nin bir müstemlekesi haline geleceklerinden korkuyorlar.

    yine spiker akdeniz'de olduğu düşünülen gaz yataklarından ve kendi haklarının türkiye tarafından çalınmasından bahsediyor. türklere hakkımız olan deniz altındaki yatakları kaptırmayalım diyor.

    bunun yolunun da kuvvetli bir donanmadan geçtiğini anlatıyor. ardından 2023 yılında yunan donanmasının tamamen döküntü haline gelecekken, türkiye 2023 yılına kadar 5 savaş gemisi, 1 denizaltı daha katacak donanmasına diye anlatıyor.

    türkiye 2029 yılına kadar kendi ürettiği gemilerle ve silahlarla donanmasının gücüne güç katacak diye halkını uyandırmaya çalışıyor.

    15 tugay askerden bahsetmiş. bu en azından 50 bin kişilik tamamen profesyonel, tam teçhizatlı asker demek. uçak, gemi gibi güç çarpanlarıyla desteklenmiş böyle bir güçle yunanlıları ve rumları doğu akdeniz ile ege'den silersiniz. türkiye onlara ne verirse onu kabul etmek zorunda kalırlar.

    bugün doğu akdeniz'de kıyısı olan ülkelerin donanmalarının toplam gücü türk donanması kadar etmiyor.

    bu yüzden fetocular en büyük darbeyi türk donanmasına vurmak için iftira davaları açtılar.

    bu tür konuları aydınlık'da yazan emekli amiraller cem gürdeniz ve soner polat güzel anlatıyorlar. meraklıysanız, neyin ne olduğunu anlamak istiyorsanız yazılarını düzenli takip edebilirsiniz.

    bugün türk halkı kendisini ve devletini çok küçümsüyor.
    şu an bir ekonomik krizin içerisindeyiz ama bu kriz bizi yok etmeyecek. akıllanmamıza vesile olacak ama zaman da kaybettirecek. bazen şer gözüken konuların arkasından hayırlı olaylar da çıkabilir. çok da karamsar olmamak gerek.

    yine de önümüzde maddi anlamda zor yıllar var.

    türk milleti çok garip bir millet.
    1081 yılında çaka bey ile ilk defa denizcilikle tanışan bu halk, 12 ve 13.yüzyılda doğu akdeniz ve karadeniz'de zaman zaman önemli güç haline gelmiş.

    14.yüzyılın ilk yarısında ise aydınoğlu umur bey ile tüm ege'ye hakim olup, ege sahillerinden balkanlara sefere çıkacak kadar güce ulaşmış.

    en sonunda 28 eylül 1538 tarihinde preveze deniz savaşıyla tüm akdeniz'i türk gölü haline getirmiş.

    medeniyetin beşiği olan 3 tane denizi, denizcilikle tanıştıktan 450 sene sonra tamamen hakimiyetine almak çok büyük bir iştir.

    denizcilik de bir kültürdür. göçebe ve köylü bir toplumdan deniz gücü çıkarmak dahiyane bir başarıdır.

    türk tarihi böyle imkansız gözüken başarılarla dolu. o yüzden yunanlılar korkmakta haklı.

    ama geç kaldılar.

    sözlükteki bir çok başlıkta avrupa birliği üyesi olan yunanistan, bulgaristan, romanya gibi ülkelerin bizden ne kadar ileri oldukları anlatılıyor. çok komik iddialar.

    maddi anlamda kağıt üstünde bizden ileri olabilirler. çünkü avrupa birliği üyesi olan bu ülkeleri ab destekliyor. demir perdenin küçük ülkelerinden olan bulgaristan ne üretmiş, ne başarmış da bugünkü durumuna kavuşmuş?

    ab balkanlarda güç olmak için dağılan yugoslavya ile demir perdenin küçüklerini bünyesine kattı. bu ülkelere de destek atarak kalkındırdı.
    yunanistan 11 milyon, bulgaristan 7 milyon, romanya 20 milyon, hırvatistan 4 milyon, sırbistan 7 milyon, macaristan 10 milyon nüfusa sahip.

    ab'nin devasa ülkeleri kendi iç ve dış pazarlarına satacakları ürünlerin bazı kısımlarını bu ülkelerden karşılayarak bunları ayağı kaldırır ve kaldırdı.

    ama türkiye gibi bir ülkeyi ayağa kaldırmak hem ab için zor. niyet etse kaldırır ama kaldırdığında da baş edemez.

    küçük balkan ülkelerini hızlıca bünyesine katan ab onların genç nüfusunu kullanarak ihtiyacı olan çalışabilir ve kendi kültürüne uyumlu insan gücünü sağlıyor. dediklerime inanmayabilirsiniz.

    o zaman aşağıdaki raporun 19.sayfasına bakabilirsiniz.
    https://www.ihkib.org.tr/…809171635440850-4ae6c.pdf