yeni başlayanlar için öğretmenlik

  • öğretmenlik hakkında 40 paragraf atıp tutmaya meyliniz, isteğiniz, şevkiniz varsa yazacağınız dilin asgari kurallarını biliyor olun, ki biraz ciddiye alınasınız.

    zira ben öğrenci olsam de'yi, ki'yi, mi'yi ne zaman ayrı, ne zaman birleşik yazacağını bilmeyen adamı pek ciddiye alamazdım sanıyorum.

  • evet sevgili suserlar. malumunuz eğitim öğretim yılı başlamak üzere. birçok öğrenci gibi, yeni mezun olmuş ve özel sektörde mesleğini ilk defa icra edecek olan öğretmen adayları da heyecanla okulların açılmasını bekliyor.
    amacım, öğretmenlik yapacak kardeşlerimize eğitim bilimleri kitaplarında yazmayan tavsiyeleri aktarabilmek.

    başlayalım:

    1. asla ve asla öğrencilerinize "bu benim ilk öğretmenlik tecrübem" demeyin. "aman canım ben ilkokula giriyorum, bunlar 1. sınıf ne anlayacaklar?" diye düşünmeyin; çalışmaya devam ettikçe göreceksiniz ki, çocuklar sizleri yeri geldiği zaman çok fena köşeye sıkıştıracak.

    2. orta ve lise kademesinde derslere girecekseniz yaşınızı soran öğrencilere "kaç gösteriyorum? ne yapacaksın yaşımı?" diyerek geçiştirin. neden?
    genç olduğunuz için, onlar da ergen oldukları için sizin ile aralarında bir şeyler olması onlar için son derece doğal bir olaymış gibi geleceğinden, öğrenciniz size aşık olacaktır. hoş, yaşınızı söylemeseniz de sizlere birileri aşık olacaktır ama bu durum hayal dünyasında geçici bir süre barınacaktır.

    3. arkadaş olmayın!
    arkadaş olmayın!
    arkadaş olmayın!

    neden?

    sınıf ortamı iyi niyetin suistimal edilmesine son derece müsait bir ortam. öğretmen-öğrenci ilişkileri bir kere gevşedi mi, geçmiş olsun. her dersi "susun. konuşmayın" diye bağırarak geçirirsiniz ve hiçbir çabanız sonuç vermez. dengeyi çok iyi kurun. tanışma esnasında "sizlerle bir çok konuda anlaşabileceğimizi düşünüyorum. hem eğleneceğiz, hem de kalıcı bir şekilde öğreneceğiz. birbirimize olan saygıyı kaybedersek..." şeklinde güzelce konuşup, anlaşın.

    4. mesleğin ilk günleri çok tatlı, çok mutlu, her şey laylaylom, yaşasın öğretmenlik tadında geçecek. fakat ilerleyen zamanlarda iç dünyanızda yaşadığınız sıkıntılar ister istemez işinize yansır hale gelecek. öğrencileri kıracaksınız, üzeceksiniz. bazen de birilerine haksız yere kızacaksınız. bu durum çok normaldir. fakat sonra gönül almayı asla unutmayın. siz çocuklara 1 adım gittiğinizde, onlar size depar atarak gelir.

    5. "ben annelik, babalık yapmam. çocuk bakamam" diyen biriyseniz, geçmiş olsun. hayatınıza giren minik öğrencileriniz sizlere durduk yere sarılınca olgunlaşmaya başlayacaksınız. siz onlara bir şeyler öğretirken, onlar da sizlere tatmadığınız duyguları tattıracak. yine de evlenmek için acele etmeyin...

    6. gelelim meslektaşlarınız ile olan ilişkinize. bir kere şunu söyleyeyim: özel sektörde çalışıp da mutsuz olmayan kimseyi göremedim ben. ne demek istiyorum? gittiniz yerde uzun yıllardır çalışan gudubet insanlar her daim idarecilere, okulun patronlarına sürekli giydirip duracak. sorsanız 5 yıldır oradadır ama. "e siktir git ayrıl o zaman" dediğinizde de" tazminatım bla bla" diye konuşacaktır. bu insanlar öğretmenlik yetisini kaybetmiş kişilerdir. genelde hırslarını öğrencilerden çıkartır ve mutlu insanlardan nefret ederler. bu tiplerle aranız iyi de olmasın, kötü de olmasın.

    7. müdürler. müdürler.. ah müdürler... sizin tecrübesiz olduğunuzu bilen bazı müdürler sizlere can-ı gönülden yardım edecektir, ama bazıları da egolarını sizlerin üzerinde tatmin etmeye çalışacaklardır. korkmayın! özel okulda müdürün tek üstünlüğü, sizden birazcık daha fazla maaş almasıdır. veliler, öğrenciler sizden memnun olduktan sonra müdürlerin sizi ezmesine gönül rahatlığı ile karşı çıkabilirsiniz.

    8. emekli olup, hala çalışmaya devam eden sınıf öğretmenleri de olacaktır okulda. onlar içinde de ezik karakterler olsa da, güvendiğiniz kişilerden yardım almaya asla çekinmeyin. aranızın iyi olduğu kişiler ile sürekli irtibat halinde olun ki sizlere tecrübelerini aktarsınlar, işiniz kolaylaşsın.

    9. özellikle genç erkek öğretmenler: okulun ilk günleri dalıp "siktir et" tarzında cümleler ağzınızdan çıkabilir. aman dikkat. bana günaydın diyen 8. sınıf öğrencisine sabah mahmurluğu ile "günaydın kardeş" dedim. neyse ki çocuk duymadı. bunlara dikkat. ve asla "lan" demeyin... lan, lun bunlar günlük konuşmada masum şeyler olsa da, okulda son derece kaba duruyor.

    10. veliler... velileriniz arasında size işinizi öğretmeye çalışan ve genel olarak hiçbir şeyden memnun olmayanlar olacak. onlara, çocuklarından genel olarak memnun olduğunuzu, eksiklerini gidermek için hep beraber çalışmanız gerektiğini falan söyleyin. size gelip başka öğretmenler hakkında, okul yönetimi hakkında sallayan velilere "ben daha yeni geldim bu kuruma" diyin. sakın onlara da "ilk öğretmenlik tecrübem" demeyin.

    11. genç olduğunuz için, öğrencilik anılarınız hala taze olduğu için benim diyen öğretmenlerin yapamadığını yapacaksınız. bu sizi çok iyi hissettirecek. şımarmadan devam edin...

    12. ingilizce öğretmenlerine aşık olmayın...

    daha geldikçe yazacağım.

    ekleme: "öğretmenler yatarak para kazanıyor" diyen bir nesil yetiştirmek istemiyorsanız, tecrübeli öğretmenlerin tavsiyelerine uyun...

    ekleme 2: çok önemli olduğu için üzerinde duruyorum bu konunun: size hayran olup bunu aşk zanneden öğrencilerin olduğunu farkettiğinizde bir şekilde evli olduğunuzu söyleyin. bir öğrenci hakkınızda ipe sapa gelmez iftiralar atabilir. iftira da olsa bu tarz durumlar çok boktandır.

    ekleme 3: örneğin, sınıfta curcuna var. herkes coşmuş. sevmediğim ama etkisi oldukça güçlü olan bir yöntem bu anlatacağım.
    diyelim ki öğrenciler coşuyor, yerlerinde durmuyorlar. saygısızlık yapıyorlar. hemen oturun, boş kağıt çıkartın ve doldurmaya başlayın. ciddi ciddi yazın " x ortaokulu müdürlüğüne. aşağıda ismi yazılı olan öğrenciler ders içerisinde bla bla bla bla... gereğinin yapılmasını arz ederim." sonra aşağıya o öğrencilerin isimlerini yazın, en haylaz olanı yanınza çağırın ve yüksek sesle dilekçeyi okumasını isteyin ve tek tek imza atmalarını isteyin. sonra da sessizliğin tadını çıkartın. bu yöntem kötü görünüyor ama inanın bazen çare bu.