yazarların sakinleşmek için yaptığı işler

  • artık sert bir kahve, ardından sigara.

  • evin hemen altında küçük bir garajım var. içerisindeki arabaları dışarıya aldığımda, eğer gerginsem, oturup odun eğeliyorum.
    bir ufak mengene yardımı ile tahta parçasını sıkıştırıp, ortalama 3-4 saat durmaksızın tahtayı eğeliyip, zemini dümdüz yapıyorum. cila sür, yok kenarına delik aç, talaş süpür.
    bazen şarap vesaire yanına çıkardığımız peynirler için, peynir tahtası yapıyorum, bazen ufak ufak kesip, sağda solda kullanmak için çay bardak altlıkları yapıyorum.
    son 10 senede yaptığımda beni rahatlatan başka bir şey olmadı.
    balık tutmayı denedim. ne yazık ki onda hırs ve küçük, büyük balık yakalama işi dolasıyla bıraktım. sıkıntımı katladı. bir de balık tuttuğunda etrafındaki diğer insanların bir sürü söylediği şeylerden dolayı kafam almıyor gürültüyü!
    en iyisi, bu tahta, bir de netten trt-türkü kanalını açıyorum ki, bir an da garaj bildiğin kurtuluş ara sokaklarında 1 tahta sandalye yapıp, ayda bir satış yapan emekli irfan amca atölyesine dönüyor.
    bu bana hep iyi geldi, tavsiye ederim.

  • makinelerin küçük parçalarını söküp temizlemek. geçen gün çamaşır makinesinin deterjan gözünü söküp, dandik bir diş fırçasıyla parlatana kadar temizledim. sonra makinedeki boşluğu kulak pamuklarıyla tertemiz yaptım.
    o an başka hiçbir şey düşünmüyorum. tek sorun ulaşılamayan kirli noktalara tazyikli su verme fikrini uygulayıp uygulamama kararı.
    bisiklet veya motosikletlerin zincirlerini yağmalamak da benzer bir his veriyor.
    ayrıca arabayı iç dış yıkamak da öyle.
    ve tabi dolmakalem temizlemek ve klavye harflerini tek tek sökerek silmek...

    bir de tıkanan boruları açmak var ki bunun için bazen kimyasal kullanmak gerekiyor. tecrübesi olmayanlara önermem, bir arkadaşım böyle zehirlenmişti.
    ama o borulardaki pisliğin gidişini izledikçe içimdeki irinlerden de kurtuluyor gibi hissediyorum. böyle bir dinginlik, böyle bir sakinlik yok. üst üste üç ders yoga yapsam ancak buna denk olur.

  • spor yapmak veya uyumak. ortasi yok.

  • daha onceden yazmis olabilirim fakat tekrar etmek bize bir sey kaybettirmez.
    (bkz: yürümek)
    ama oyle 1-2 km degil, 10-15 km. yurumek.
    yururken farkinda olmadan dusunmek ve kendi kendine konusmak. yolun sonunda farki hissedeceksiniz.

  • son yıllarda sadece sakinleşmek için de değil neredeyse her kararı alırken yaptığım şey, beyazıt’tan başlayıp, mercan’dan eminönü’ne inip oradan galata köprüsünden beşiktaş’a kadar yürümek. bu yürüyüşte genellikle efkan şeşen, mazlum çimen veya cevdet bağca dinlemek. ruh haline göre ya karaköy’de güllüoğlu’nda tatlı yemek ki varsa bir turistle baklava muhabbeti yapmak ya da fındıklı da mimar sinan üniversitesinin hemen yanında olan çay bahçesinde boğaz’a karşı çay içmek.

  • yasal olarak suç olan bir takım şeyler :(

  • mal gibi durmak.
    evet efenim yanlış durmadınız oturmak yatmak sadece anlamsız dikilmek, hiç mimik yapmadan bir şey yapmadan öyle durmak düşünmemek .