yazarların kişisel çöküşünün başladığı yıl

  • bir sürü yazar yazmış kendi hikayelerini, okudukça mutsuz oluyor insan. benim de "buradan artık kalkamam" dediğim çöküş yıllarım oldu. kalkılıyor, korkmayın, yılmayın, sonuna kadar direnin. sağlığınıza bir şey olmadığı sürece her şeyin bir çözümü vardır.

    benim çöküşüm üniversiteye başladığım yıldı.* hiç sevmediğim bir bölümü tamamen ailevi sebeplerden tercih ettim, her yılı geçiş yaparak farklı şehirde okudum. haliyle sabit bir arkadaş çevrem olmadı. baba dediğim insan müsveddesi her gittiğimiz yerde annemi, beni, kardeşimi takip etti, rahatsız etti.

    sonunda bitti okulum ama iş bulamadım. majör depresyondaydım ve ara ara anksiyete ataklarım oluyordu. 3 kişiden fazla insan görünce strese giriyordum, soğuk soğuk terliyordum. tedaviye başladık, daha normal oldum ama hala umutsuzdum. hala babamdan kaçıyorduk. kardeşim* bizim hallerimizden etkileniyor, agresifleşiyordu. halbuki çok sakin bir çocuktur.

    neyse bir yıl aradan sonra işe başladım, annemle kardeşim kasabadalar, ben yine hiç bilmediğim bir şehirde yaşıyorum. her gün lanet okuya okuya gidiyorum işe. ataklarım yine başlamıştı. saat başı lavaboya gidiyordum nefes alamadığımdan.

    yine böyle berbat bir iş gününün sonunda parka oturdum bir başıma, açılayım biraz diye. kedi gördüm, bir gözü iltihaplanmış. ruh halim ne kadar kötüyse artık, ağlamaya başladım ama hıçkıra hıçkıra ağlıyorum. kedi bana bakıyor, ben ona bakıyorum. "bu saatten sonra hayatım düzelmeyecek, hep böyle kaçarak yaşayacağım, istemediğim bir işte kalacağım, kimseyi mutlu edemeyeceğim." diye düşünüyordum.

    o anda biri geldi yanıma "iyi misiniz? yardıma ihtiyacınız var mı?" diye sordu. nasıl olduysa beş dakika sonra kendimi veterinerde buldum, yanımda tanımadığım bir adam, parkta gördüğüm kedi, ben de kıpkırmızı gözler.

    kedi iyileşti. adam benden kaçmadı. dinledi beni, destek oldu. hiç fark etmedi belki ama beni hayata bağladı o gün, umut oldu. ben de hayatımdaki en cesur kararı aldım ve istifa ettim. evi ipotek verip kredi çektim, kendi işimi kurdum. kimsenin haberi yok tabii, batsam elimizde olan ne varsa o da gitmiş olacak. yakmışım gemileri, umurumda değil. daha ne kadar batabilirim, inceldiği yerden kopsun diyorum. borcumu yarıya düşürünce anneme söyleyebildim ancak.

    kedi olayından iki ay sonra tekrar karşılaştım o adamla. sahiplenmiş kediyi, ulaşamadık sana dedi. ikinci kez karşılaşmışım bu mükemmel adamla, bırakır mıyım ghjklş. evlendik, çocuğumuz oldu. sorunlar gitmedi tabii. babam hala var*, kardeşim hâlâ hasta, annem de alzheimer çıktı. dünyayı pandemi sardı. ama ben hiç o gün parkta hissettiğim kadar umutsuz hissetmedim bir daha.

  • 1983 yılının 3. ayıdır tam olarak. diğer spermlerle yaptığım yarışı kazandığım tarih. başka da bir şey kazanamadım zaten.

  • allah rızası için şu başlığa doğum yılını yazan arabesk sığırları toplayıp uzaya gönderin. yemin ediyorum dünya iq ortalaması en az 10 puan artar.

  • 2015

    evlendim.

  • 2002. o zamanlar fark edemedik ama zamanla anladık çöküşü.

  • -beş yaş insanın en olgun çağıdır; sonra çürüme başlar.

    (bkz: oğullar ve rencide ruhlar)

  • 2017 ekim. avukatlık ruhsatını almamla birlikte annemle babamı boşamam vakası.

  • 2010 yazına denk geliyor....
    3 ayda hayatım mahvoldu

    -ciddi bir hastalığa tutulduğumu öğrendim.
    -hastalığım yüzünden kız arkadaşım benden ayrıldı
    -askerlikten çürük raporu yedim
    -4 senelik işimden ayrıldım
    -1 buçuk sene çalışamadım.

    allaha şükür geride kaldı herşey.
    hayatımı sıfırdan kurdum umudunuzu kaybetmeyin.
    unutmayın her yokuşun bir inişi vardır.

  • 2010 falan. her şey bir anda boktanlaştı. neyse ki boktan günler geride kaldı, şimdi her şey daha da boktan.
    süper yıl.