yazarların kırdıkları en büyük pot

  • en büyük müdür bilemem ama yakın zamanda yaşandığı için birkaç haftadır her yerde kırmızı bir suratla gezmeme sebep olan kırık pot...

    mekan: resmiyetten uzak samimi bir yazıhane ortamı..
    muhatap: daha önce yüzyüze tanışmadığımız, altmışlarının başında bir ağbi..
    kadro: ben+25 senelik kadim dostum; ağbi+yardımcıları..

    ağbi son derece güleryüzlü ve hoşsohbet biri.. işle ilgili kısımlar hızlıca geçildikten sonra boş beleş muhabbete meraklı olan bu satırların yazarı mikrofonu alır eline.. gülüşmeli, kakara kikirili bir muhabbet içinde konu her nedense sürekli robotlara, androidlere ve gelecekte her bir parçamızı yedek parça değiştirir gibi değiştirip yarı insan yarı robot tipler olarak dolaşacağımıza falan gelir.. hahaha hihihi falan derken ayrılma vakti gelir.. bu satırları yazan dangalak kardeşiniz iletişim bilgilerini alabilmek için ağbiden bir kartvizit rica eder.. ağbi "tabi" der, sandalyesini yana doğru çevirir ve dizindeki bir noktaya bastırıp oradaki kilidi mekanik bir *klik* sesiyle oturtarak ayağa kalkar, seke seke içerideki odadan bir kartvizit getirir..

    tabii orada belli edilmez ama dışarı çıkıldığında iki arkadaş birbirine bakıp "hay açtığımız o şom ağza %&!#!?*&#" diyerek hoş ve nazik temennilerde bulunurlar kendilerine..

  • benim geçen hafta kırdığımdır. mahallemize yeni bir bakkal açıldı. adam 35li yaşlarda gayet genç birisi. sigara alışverişimi kendisinden yapmaya başladım. her neyse bu hafta, bir kadın markette duruyordu, sigara istedim. sonra, siz x’in annesi misiniz diye sordum. kadın 50lerde gözüküyor tabii, o yüzden öyle sordum. kadın döndü, yüzüme söyleyemediği küfüleri gözlerinden okunuyordu, hayır eşiyim dedi. pardon, özür dilerim falan dedimse de kırıldı bir kere o pot. eve gidesiye kadar kızdım kendime. kadın yüksek ihtimal bu bunalımla erken menepoza girer. özür dilerim abla cidden bile bile yapmadım.