yazarların ömür boyu başına bela olacağı özelliği

  • bugun pediküru yaşlı bir teyzeye yaptırırken çok utandım. hemen bitsin istedim, kendime lanet ettim.
    onu o yaşta çalışmak zorunda bırakan sistemi falan suclayamiyorum ben. oldu bittiye getirip eve kaçtım beli o gün biraz daha az ağrısin diye.
    sırada bekleyen ergen gelip ablaya 'canim kaç kişi var' dedi mesela canım dedi. ben diyemem, bunlara takılırım.
    peki bu özelliğim başıma nasıl mı bela, kurumsal iş hayatında yönetici olamıyorum. hayatımi cehenneme çeviriyorum, insan ilişkilerim tek taraflı berbat. samimiyetle bütün kalbimi acabiliyorum onlarda benim ağzıma siciyorlar.
    keşke hepimiz yok olsak.

  • (bkz: overthinking)

  • ertelemek.

  • düşünmek.
    çok düşünmek.
    çok fazla düşünmek.

  • çok düşünmek.detaylı düşünmek.gereksiz şeyleri de düşünmek.

  • aşırı bir empati yeteneği. hal böyle olunca kişi ne kadar istese ve denese de bencil olamıyor. ara ara ve dozunda bencillik iyidir çünkü, korur insanı. aşırı bir empati yeteneğiniz olduğunda ise önceliği hep başkalarını anlamaya veriyorsunuz, anlaşılmak ikinci plana atılıyor. oysa ki anlaşılmak da bir ihtiyaç, hem de en önemlilerinden biri.

    ben genelde anlamaya programlanmışım. bir de başkalarının derdini dert edinmeye. öyle ki bazen onların acısı onlara olduğundan daha çok yakıyor canımı.

    ama insanlar duygusuz ve bencil (belki de olması gereken şekilde). anlaşılmak yetmiyor, sömürmeleri lazım; enerjinizi, duygularınızı. sömürüldüğümü hissediyorum çoğu zaman. yine de olaya karşı taraf açısından bakmaktan vazgeçemiyorum. sonra bir gün büyük bir derdim oluyor, karşı tarafın ufak tefek sıkıntılarının yanında dağ gibi duruyor öylece. azıcık empati beklersiniz değil mi? ama hiç de öyle olmuyor. hatta sizi dinlemek dahi istemiyor o çok anladığınız arkadaşlarınız. hala tek dertleri kendilerininkiler.

    sanırım insanlar anlaşılmaya o kadar muhtaç ki kendilerini gerçekten anlayan birisini bulunca sonuna kadar sömürmek istiyorlar onu.

    sonra bir gün her şey birikiyor ben de. patlayıveriyorum. ben de varım diyorum, duyun sesimi. kırıldığımı söylüyorum, anlaşılmak istediğimi. bu sefer de olayları abartan, ufacık şeyleri büyüten insan oluyorum. anlaşılmayı beklerken yine karşı tarafı anlamak zorunda bırakılıyorum. acaba ben mi abarttım diye düşünmeye başlıyorum, sorguladığım yine kendim oluyor.

    ve bütün bunlar beni çok ama çok yoruyor.

  • duygusallığım ve iyi niyetliliğim.

    şu 2019 yılına kadar her zaman bu ikisi başıma bela oldu. ha bunu kullanmaya çalışanlara karşı çok daha sertim ama bu yetmiyor. bu 2 özelliği asla göstermemek lazım. itinayla ağzınıza sıçıyorlar yoksa.

  • çok üşengeç olmam. geçen ışığı kapatmak için kanepeden kalkmak yerine prize kumanda fırlattım. aklımı sikeyim işte yenisini aldık mecbur.

    editpiaf: yalanına sokuyumcular doluştu yine. olm üşengecim işte.
    edibidü: üşengeçliğimden yazmıyorum yalanına sokuyumcu..