yardım eder misiniz belinde silah var

  • insanımızın özgürlük, eşitlik, evlilik gibi kavramlardan bir halt anlamadığını gösteren olay.

    adamın kadını güpegündüz vurarak öldürdüğü olaya “bu o bahsettiğiniz kadın cinayetlerinden değil” diyen dalyarağa zaten allah vurmuş, biz daha fazla vurmayalım.

    lafım öbürlerine.

    bir takım geviş getirenler var buraya üşenmemiş yazmışlar, “evlenirken bilmiyor muydun bacım?” diye. sanki stockholm’de oturuyor kadın. sakarya gibi yerde kaç partneri oldu, kaçını evlilik kararı verecek kadar tanıdı, önüne kaç kişi çıktı da kaçına hayır diyebildi de neyin hesabını soruyorsunuz?

    kaç tane kadın tanıdınız böyle bir hırto karşısına çıktığında ailesi “yok kızım bu adamdan hayır gelmez, senin bekar kalmanın önemi yok hayat karşına başkasını çıkarır” desin? hele de bunu bu şekilde söyleyemeyecek sosyoekonomik ortamdaki ailelerde çevrelerde ilk kriter bu mu sanıyorsunuz? kadının yaşı, evde kalma durumu, evlenmediği sürece artma ihtimali olan gerek sosyal gerek cinsel tacizler dururken kadının evlendiği adamın düzgün biri mi olduğu itin teki mi olduğu kaçıncı sıraya iniyordur acaba?

    adam türkiye’nin en muhafazakar yerlerinden birinde yaşayan, mesleği esnaflık olan biri. türkiye’de bu profilde 4-5 milyon erkek bulunuyor, aileler veya kadınlar hangi birine “yok bu yaramaz” desin? kadından yapmasını beklediğiniz şeyi bütün kadınlar yapsa türkiye’de sosyal patlama yaşanır, hükümetin devreye gireceği kadar büyük demografik çalkantı olur haberiniz var mı? işte söylediğiniz, önerdiğiniz şey bu kadar anlamsız, bu kadar gerçeklerden kopuk.

    kaldı ki aklınıza gelmeyen diğer ihtimali bu başlıkta pek çok kadın yazmış. erkekler bir kadınla evlenene kadar kadın onların değil, kendi ailesinin malı oluyor, ancak evlendikten sonra bu tür bir tahakküm kurulabiliyor. yani söz kesme nişan vb. dönemlerinde idare eder görünen adamlar zaman içinde hem koca olmaktan gelen rahatlığıyla, hem de muhtemelen gençlik heyecanının/keyfinin geçmesiyle kendilerini çocuklu, işsiz, parasız, umutsuz bulmalarının da etkisiyle bu haltları yiyorlar. nişan döneminde nişanlısını silahla tehdit eden hıyar göremezsiniz, o nişan ışık hızıyla atılır çünkü. adamlar da napıyor, hıyarlığı tolere edilebilir seviyede tutuyor, o noktada da işte yukarıdaki paragraftaki durum devreye giriyor, kimse bir tanecik kızına “kızım adam şimdilik uslu duruyor ama bu görgü bilgi seviyesiyle bundan bir cacık olmaz, sen iyisi mi nişanı boz” demiyor.

    tek cümleyle özet geçiyorum, abartı bir olay olmadıkça hiçbir kızın nişan atma hakkı falan yok toplumumuzda.

    hah işte o abartı şey evlendikten sonra olunca da böyle oluyor, dalyaraklar çıkıp “bacım evlenirken aklın nerdeydi?” diyor.

    üstelik bu olayda kadın başka olaylarda “kadın şunu yapsın bunu yapsın” diye ezbere sayılan her şeyi yapmış. hukuki yola başvurmuş boşanma davası açmış, uzaklaştırma kararı aldırmış, mesleğini kullanmış tayin istemiş, yani adam suçlu ve güçlü olduğu için kadın adamdan kaçıyor, kanunların el verdiği her şeyi yapmış, daha ne yapsın?

    sonra biri gelmiş şunu yazmış:

    “adama evden uzaklaştırma aldır, çocuklarını yanına al başka şehre kaçır, adamdan bi dünya nafaka al hayatına sıç sonra başka şehirde sıfırdan hayata başla o adamda yesin yutsun bunları he?
    adam belki çocuklarına başka biri babalık yapsın istemiyor belki boşanmakta istemiyor, neyse devletimizin şahane yasaları erkeği insan yerine koymadığı için işin sonucunda maalesef böyle facialar oluyor.
    bir insan hem kendini hem eşini öldürecek kadar gözü dönmüşse bu ölümün tek sorumlusu adam değildir bunu bilin.”

    he yani adama gerekçesiz durup dururken uzaklaştırma kararı çıkarttırabiliyorsun he mi? hem de türkiye’de?

    daha boşanamamış kadın, ortada nafaka falan da yok, muhtemelen “eksik olsun nafakası uzak olsun yeter” diyecek bir kadına atfettiği duruma bak rezilin. adam belki boşanmak istemiyormuş, sırf adam istediği için evlilik sürmeli çünkü di mi? işte, kadını öldüren zihniyeti bulduk. “ben istemeden nasıl boşanır?” zihniyeti bu. devletimizin şahane yasaları erkeği insan yerine koymuyormuş. o yüzden itin teki uzaklaştırma kararına rağmen kendisinden boşanmak üzere olan karısının 500 kilometre mesafedeki adresini tak diye buluyor di mi?

    mesele açık sanırım. kadınlarımızı bu erkeklere mahkum ediyoruz, erkeklerimizi de yokluk, yoksunluk, cahillik, şiddet ile sarmalayıp egolarını şişiriyoruz, böyle it gibi yetiştiriyoruz, sonra da bunlar oluyor.

    ek ama bir o kadar önemli not: ülkeyi düzeltmeyi hedefleyen herhangi normal bir devlette sakarya özel bir konu olarak ele alınır, düzeltmek için ciddi uğraşılırdı. aynı yöre hem şiddet haberleri, hem yolsuzluk, hem esrar/hap kaçakçılığı, hem aile içi şiddet, hem turist tecavüzü, hem fethullah gülen örgütlenmesi, hem bireysel silahlanma gibi konularda öne çıkarak gerçekten korkunç bir tablo çiziyor. ülkenin orta yerinde koskoca bir şehir sürekli bunlarla haber oluyor, belli ki ciddi bir beşeri sıkıntı var, ve bir allahın kulu tek bir şey bile yapmıyor.