yakınım öldü biraz para kopartayım mantığı

  • “yakınım kanser oldu, engelli raporu çıkartıp araba alayım”, “yakınım yatalak oldu, bez parası bakıcı parası alayım ama yakınımın götünde krater gibi yara açılsın, acile götürüp doktora sataşayım” mantıklarıyla birlikte en sık doğu ve güneydoğu illerimizde rastlanan bir mantıktır.derme çatma avukatlık bürolarında tabeladan daha büyük afişlere “ameliyat mı oldunuz? kaza mı geçirdiniz? bize uğramadan hareket etmeyin” yazdıran mantıktır. ameliyathane çalışanı yerel adamların akşam kahvehanede hastalarla ilgili istihbarat satmasıdır. “benim hanım çok zayıf, bi iğne yapsan da az ele gelse” diye gecenin 1’inde acile gelen mantıktır.

    aynı zamanda “hastaya bi sarı serum takayım, kenarda tus’a çalışayım” mantığıdır. “benden iyi mi bileceksin, 6 yıl okudum*” mantığıdır. “performans ortalamanın üstüne çıktı mı ona bakarım”, “ne risk alıcam aq 3 kuruş için, başkası uğraşsın, zor işleri yapmam” mantığıdır. hatamı kabul etmeyeyim çünkü çok okudum ben, saçımı süpürge ettim ağlaklığıdır. her fırsatta kutsalım vurgusuyla duygu sömürüsü yapan, en ufak kutsallık göstermesi gereken bir durum geliştiğinde isyan eden; profesyonellikten nasibini almamış amatör bir meslek grubunun yozlaşmasıdır.

    hastaneleri bu bok çukuru ülkeden neden ayrı tutuyoruz ki? hastası, doktoru, çalışanı, her şeyiyle ülkenin bir parçası işte. hiç duyar kasmayın, sistem böyleyken bunun kurbanları bu köylü kurnazı adamlar olmayacak. senin masum baban, günahsız anan, yorgunluktan beyni yanmış idealist doktorun olacak. bu sistemin yalancı negatifliği böyle ne yazık ki.