yabancı dilde küfretmenin tat vermemesi

  • yabancı dilde duygularını ifade etmekte kullandığın her cümlede eksiklik ya da bir samimiyetsizlik vardır aslında. ister bu nefret, öfke olsun ister sevgi ya da heyecan olsun. mesela ilk dönemler yabancı bir ortamda heyecanlanırkan en fazla "ooooouuuuuuvvvvvvvvvv" gibi ömer üründülvari bir tepki verebiliyordum. sonra kendimi biraz geliştirip "oh my god!" dedim ama aklıma dualar okuyup üzerime üfleyen rahmetli anneannem geldi, "jesus christ!" diyorum bu sefer zihnimde çubuklu ibrikle abdest alan rahmetli dedem beliriyor, olmuyor heyecanım kaçıyor her seferinde. nefret ve öfkede de tıkanıyorum. sevgi sözcükleri zaten her dilde yalan anasını satayım. fakat küfür başka, küfürde hiç rönesansa gitmedim, reform yapmadım ben de. olduğu gibi kaldı hep.

    küfür ederken araya bol bol "hassiktir" karıştırıp, türkçede öğrendiğim küfürleri aynen türkçe olarak söylüyordum. çünkü küfürlerin direk karşılığını kimi zaman bulamıyordum, bulduğumda ise çoğu zaman ise aynı tadı vermiyorlardı. örneğin favori küfürlerimden "sikerim belanı"'nın tam karşılığı yok. "fuck your trouble" diye çeviriyorsun derdini sikeyim anlamına da geliyor. mevzu çok karışıyor. fakat birgün karar verdim ve artık tıpkı bir anglosakson gibi sinirlenip onlar gibi küfretmeyi kanaat getirdim kendime çünkü içinde bulunduğum uygar medeniyet şartları bunu gerektiriyordu.

    o gün de kolombiyalı arkadaşın biriyle buluşacağız, herif gelmedi. aradım açmıyor. whatsapp'tan mesaj atıyorum. tek tık. içimden küfürleri basıyorum yavaş yavaş. vakit de geçiyor. bi yarım saat kadar bekledikten sonra en son dayanamadım ve sms'le şu mesajı attım.

    "where are you horse dick?" (horse dick kısmı büyük harflerle)

    bu kadar basitmiş aslında işte. türkçedeki etkisi olmasa da biraz yatışmıştım. neyse arkadaş geldi biraz konuştuk "olm aradım, mesaj attım falan sana" dedim. yok dedi atmadın. "how come lan mina koduğum" dedim ve telefonumu açtım. açmamla birlikte sarsıldım. ters birine mesaj atmışım. herif yerine o kafayla tamamen alakasız, kendi halinde pek de muhabbetimin olmadığı bir kıza gitmiş mesaj.

    o an pişmanlık, utanma duygusu karışık bi halde ne yapabilirim diye çöktüm bi yere. sonra "kutsal bok" deyip kendime sövmeye başladım. ne gereği vardı yani anasını satayım bir ingiliz gibi küfretmemin diye düşündüm. hani eski alışkanlığımla "where are you at yarragi?" diye bir mesaj atmış olsam belki kız "at" öneki ile beraber "yarragi" bi cafe sanıp "no, i am at ski bar" falan gibisinden bişey yazacaktı. ben de "ooo, i love at ski" deyip mutlu bir kelebek gibi yanına koşsaydım yanımdaki hanzo yerine belki o gece kızla takılacaktım. takılamadım.

    tadı yok evet abi yabancı dilde küfrün ve de tek bir tavsiyem varsa hiç kasmanıza da gerek yok, direk türkçe olduğu gibi salıverin gitsin. ben kıza "to whom it may concern.." gibisinden resmi bi mesaj attım. özür diledim. sonra vicdanım rahatlamadı, gidip numarasını blokladım. hani kebaptan, iskenderden vazgeçtim, taharet musluğu, berberden caydım gurbet ellerde ancak küfürden vazgeçemem. kimsenin de kolay kolay vazgeçebileceğini sanmıyorum. yani öyle kolay olsaydı eğer bugün gelsenkirchen'den santiago bernabeu'ya, westfalen'den emirates'e kadar onbinlerce yabancı taraftarın çılgın tezahüratlarını "hasssssiktir lan!!" nidalarıyla bölen yurdum asıllı futbolcular da olmazdı sanırım.