yabancı bir kadını dokunarak uyandırmak

  • olayın aktarımı gayet düzgün giderken "sanki çok meraklıydım senin kıllı omuzuna" lafıyla kadını haklı çıkarmayı başarmış. kılsız olsa meraklanabileceğinin, tam aradığı tipte olsa kadının tepki vermekte haklı olabileceğinin mesajını vermiş. kadınların onları biri dürttüğünde "acaba onun tipi miyim?" diye düşünmeden otomatik koruma moduna bağlamasını makul kılmış. tipik erkek kafasını temsil ettiği de birinci sıradan debe'ye yükselmesiyle tescilli.

    kendince hak etmediği tacizci yaftasına, uğradığı haksızlığa tepki veriyor. ama karşı tarafa hak etmediği şekilde "malın teki" diye hakaret edip "çok meraklıydım kıllı koluna" diye aşağılamakta sakınca görmüyor. işin kötü tarafı kadını "kıllılık" ile egemen erkeğin belirlediği bir standarda uymamakla aşağılıyor. aşağılamasındaki karşılık bile "erkek standartlarına uymayı beceremeyen" üzerinden. erkek, kadın tarafından haksızlığa uğradığında bile kadının efendisi rolünden geri adım atmıyor.

    türkiye, kadın erkek eşitliğinde dünyada 145 ülke arasından 130. sırada. bu kadar geride, bu kadar beceriksiz olduğumuz bir olimpiyat dalı bile yok. erkekler bu eşitsizliğin kaymağını yiyen taraf olarak bu vaziyet düzelmeden kadını "erkeği mağdur etmek"le itham edemezler. kadının her yaptığı nefsi müdafaa sınıfına girecek durumdayken olacak iş değil. bunu ahlaki bir düzleme böyle çekemezsin. önce eşitliği sağlaman lazım. yoksa çiftlik sahibi olarak "kölelerimiz saygısız, hiç kadir kıymet bilmiyorlar, yalan söylüyorlar :(" demiş olursun.

    tüm bunların yanında kadının olayda hiçbir suçu da yok. hakaret etmemiş, yalan söylememiş, bir şeyle itham etmemiş. ters davranmış. astınız, zehirlediniz, ters davrandınız! kimse dokunularak uyandırılmaktan hoşlanmak zorunda da değil. herkes tepki verebilir. iyilik de "böyle tepki vereceğini bilseydim yapmazdım" diye uygun bir karşılık beklenerek yapılmaz, her şeye rağmen yapılır. tepki alınırsa da bundan gocunulmaz. haksız itham edilirsen tepki verirsin, kendini savunursun, **o zaman haklı sen olursun**. ama bu kabalık nasıl büyük eziyet olmuşsa hakaret ve aşağılama dengi farz edilmiş. "nasıl iyiliğimin kıymeti bilinmez ya! nasıl başka biri ben iyi niyetliyen benden rahatsız olabilir!" canhıraş feryatları. herkes de desteklemiş "işte bu lanet kadınlar! feminikler" vs. büyük bir zulüm ortaya çıkmış.

    "kadınların elinde büyük güç var durum çok ciddi" diyen bile çıkmış yuh arkadaş.

    internette süper bir laf geziyor anonim burada da yazayım:

    "ayrıcalığa alıştıysanız eşitlik zulüm gelir"

  • taciz kapsamına girip girmediğini merak ettiğim durumdur.

    olay bugün başıma geldi. şirinevler'den metrobüse bindim. metrobüs avcılar'a gelince şoför bağırdı "son durak, aracı boşaltalım" diye. kapıya yönelirken baktım, 28-30 yaşlarında bir kadın başını cama yaslamış uyuyor. gözünde güneş gözlüğü, kulağında kulaklık var. yolcular yavaş yavaş tahliye olurken herhalde uyanır diye düşündüm ama baktım yok, uyanmıyor. tam kapıdan çıkacakken geri döndüm. "hanımefendi! hanımefendi son durak!" diye seslendim. kulaklığından müzik sesi geliyor. duyması mümkün değil. bi taraftan da şoför bağırıyor "hadi abicim son durak" diye. bizi birlikte sandı muhtemelen. baktım olacağı yok. işaret parmağımla kadının çıplak omzuna iki kere dokundum. dokunur dokunmaz uyandı. gözlüklerini çıkardı. diyalog şu şekilde devam etti.

    "ne oluyor!?"
    "son durak hanımefendi!"
    "tamam da dokunmanıza gerek yok."
    "seslendim iki kez ama kulaklıkt.."
    "tamam uzatmayın!"

    kıpkırmızı oldum öfkeden. hışımla kalktı kapıya yöneldi. çocuk gibi kendimi anlatabilmek için peşinden yürüdüm. kulaklıktan biri hala kulağında ve farkında olmadığı için yüksek sesle söylenerek yürüdü. ben de arkasından gidiyorum. o ara 2 tane adam bize doğru yöneldi. benim kadını rahatsız ettiğimi sandılar, "ne oldu bir sorun mu var" diye kadına sordular ama kadın malın teki olduğu için onları da duymadı. hani dönüp de oradaki adamlara "beni taciz ediyor bu şahıs" dese bildiğin linç edileceğim. sonra da biri videoya alacak. adımız tacizci, tecavüzcüye çıkacak. en çok korktuğun şey. kafayı yedim sinirimden yemin ederim.

    sanki çok meraklıyım senin kıllı omzuna dokunmaya. bırakacaksın aslında böylelerini. hiç karışmayacaksın. gidecek yer altındaki metrobüs garajına. telefon da çekmiyor. ohh sabaha kadar bekle orda. boş metrobüsün tadını çıkarırsın. mal!

    bundan sonra bu şehirde kimseye iyilik yapmayacağım arkadaş. yemin ederim sinirimden yerimde duramıyorum.