yaşlandıkça hayata yeni insanlar almakta zorlanmak

  • aslına bakarsan şu başlığı bulana kadar baya yaşlandım ve daha da zorlaştı bu iş.

    yemin ederim "abi künefe vereyim mi kaymaklı?" sorusuna hayır cevabı vermekten, umut bulut mu burak yılmaz mı ilk 11'de oynasın sorusundan veya ne bileyim her sabah "bu gece kesin erken yatıyorum" sözünü tutmaktan daha zor inanın.

    30 yaşına dayadığım merdivenin basamaklarını kırmak istediğim şu yıla daha kötü bi imtihanla giremezdim. arkadaş çevrem de gönül işlerim de stabil hale geleli baya olmuştu, mutluydum halimden. ama işte bunu yaşamadan ölmemek de varmış kaderde. deli dolu gençlik yıllarımdan bu güne her zaman olmasa da yanımdaydı. beraber büyüyüp olgunlaştık sanki. belki hep arayıp sormazdım ama bilirdim yani o hep orada. "görüşelim mi?" dediğimde en kötü 2 saat sonra hazır olurdu. her şeyden konuşurduk, o anlatırdı ben dinlerdim. bazen ben de anlatırdım o pek dinlemez gibi gelirdi ama olsun yılların hatrı var seviyordum. bazen sinirine, her konu hakkında atıp tutmasına sinir olurdum ama gitsin istemezdim hiç. en özel, en savunmasız anlarımın şahidiydi. bana dokunuşları, değdirişleri hep tanıdıktı.

    evet sen berber ekrem abi. sen! yeni yıla saç sakal karmakarışık girmeyeyim dedim. tipimi öldürücü seviyeden süründürücü seviyeye çekeyim diye geldim sana. üstelik terliklerimle geldim sana bu kış günü, çünkü bizim eve 200 metre uzaktasın. tam "abi barcelona maçına üst gireyim diyorum. ne dersin?" diye kapıya yönelecektim ki o levha kızgın bir demir gibi dağladı gözlerimi; "satılık". satılık olan neydi ekrem abi? yıllarımız mı? 5 senedir değişmeyen leş saç modelim mi? kulak kıllarımı yakarken çıkan çıtırtılar gibi ses geldi kalbimden. öyle habersiz çekip gitmek ne kadar kolay dimi? ben şimdi ne yapayım ptt 1.lig takımlarından birinde oynayan 3.kaleci saçlarımla? söylesene bana ekrem abi ben şimdi bu yaşımdan sonra kime güveneyim? ben ıslak saçlarla köpek yavrusu gibi beklerken nasıl emin olayım artık arkamdaki adamdan? evim gibiydi orası, abim gibiydin, fatura çok geliyor diye klimayı açmadan da en sıcak yerdi orası. ben nasıl uyuyup kalayım artık berber koltuğunda? bana değdiren yeni berber sokmak istemiyorum hayatıma anlıyor musun? nasıl emin olayım ben koltuklaltıma değen şeyin makine kablosu olduğuna bir daha? o karanlık dükkana baktım dakikalarca. her köşesine anılarımız bulaşan o dükkana. hani bir keresinde elin kaymıştı da benim favorileri sikip attığında "elinin ayarını sikeyim abi" demiştim sana. "sus lan" deyip devam etmiştin tıraşa. bu ve bunun gibi onlarca şeyi unutup ben nasıl yeni bir berber bulayım ki? o sevgiyi, samimiyeti bulmak kolay mı bu yaşta, bu devirde?

    zor geliyor be abi. yeni bir berber tanımak, onun dokunuşlarına alışmak, tek tıraşlık berber zamanlarım geçti artık, midem kaldırmaz hem. her ara makasta seni ararım, her ense aldırmada yüzün gelir aklıma.

    bana niye yaptın be bunu? ben içemem artık hiçbir berberin çayını. istemem parıltılı aynalar, istemem lüks şampuanlar. muz kokulu markasız şampuanını bulamam ki ben bu yaştan sonra. of off...

    sen gittin ya ekrem abi herkes sana benzeyecek belki ama ben bir sike benzemeyeceğim. berberim yok ulan robinson gibi oldum burada. 30 yaşından sonra kahkülüm oldu be insafsız adam :(