y kuşağının sık sık iş değiştirmesi

  • y kuşağının ilk temsilcilerinden biri olarak benim de söyleyecek üç beş çift kelimemin olduğu hede.

    şimdi deniyor ki y kuşağı sık sık iş değiştiriyor. bakın ben iibf mezunu bi adamım. öyle sikindirik bi okul da değil ama çok da matah bi okul değil mezun olduğum ama orta sayılabilecek bi okul. ingilizce seviyem samimi olarak söylüyorum advanced değil ama upper seviyesinde konuşurum yazarım ve anlarım. buralarda da sıkıntı yok.

    bilgi beceri olarak smmm ruhsatım yok. zaten oldum olası muhasebeyi sevemedim ama el mecbur ekmek parası çalışıyoruz dedik muhasebeden yürüdük başlangıç yollarını.

    bugüne kadar toplamda 3 farklı şirkette ki bunlardan biri tr çapında biri dünya çapında biri de kendi çapında* lider firma diyebileceğim firmalardı. şunu en içten dileklerimle söyleyebilirim ki en çok maaşı ben kendi çapında olan firmada kazandım.

    dünya çapında olan firmada resmen ölmemek için çalıştım çünkü aç kalacaktım aksi takdirde. gel zaman git zaman nitekim kendi isteğimle istifa ettim ve yaklaşık 15 gündür iş arayışındayım.

    şimdi söyleyeceklerim size şaka gibi gelecektir ama cidden değil. istanbul'un bi ucu beylükdüzü'nde oturuyorum maslak'a ve basın ekspress yolunda bi firmaya başvurdum. maslak'ta olan firmaya yine buradan birinni vasıtasıyla gittim evet ve reddedildim. neden peki? istediğim maaş 2k olduğundan. evet 2k net maaş istedim diye reddedildim lan hem de referansla gittiğim yer burası. peki çalışan adamlar ne kadar maaş alıyor? 2k'dan az almadıklarını düşünüyorum hadi 1.7k alsınlar. lan onu geç bana dese 1.7k verebiliyoruz hacıt ne dersin? o bile yok direkt ret.

    diğer firma da öyle keza. karşımda çok muhtemel 2 yıllık mezunu bi pomcik kız '5 yıl sonra nerede olmayı planlıyorsunuz?' gibi bi soru sordu uzun süreli planlar yapmıyorum dedim. ulan yaşım 29 olmuş 5 sene sonra sanki ceo mu olacağım? yine bu sikindirik düzende sikindirik bi maaşa muhtemelen 2k paraya derimi kazıyacaklar bana kalkmış 5 sene sonra nerede olmayı planlıyorsun diye soruyor. ebenin amında olmayı planlıyorum nerede olmayı planlayacaktım acaba çiroz eda taşpınar seni. ve tabi ki yine ret yedim.

    en son eski çalıştığım şu dünya çapında olan firmada daha farklı pozisyon için rica minnet birilerine istekte bulundum ''bhakarız yhaa'' tepkisi aldım, yetmedi bölüm müdürüne mail attım zahmet edip sikleyip iyi kötü bi kelime bile dönmedi sonra y kuşağı neden sık sık iş değiştiriyor? çok pardon ben götümü siktireceksem bundan ben de zevk alacağım baba. öyle 3 kuruşa taze göt yok kusura bakmasın patron tayfası. hem her şekilde beni sikecek zaten muhasebecilerin kaderi ay sonları full mesai o yetmeyecek cumartesi de çalışıyoruz diyecek yetmeyecek hafta için ''arkadaşlar rapor yetişmesi gerek 2 saat daha mesai kalacağız'' diyecek bana sonra maaş olarak 1.7k maaş verecek. varsa öyle parlak göt ben de sikerim valla kusura bakmayın küfürler için bu arada.

    ha bu arada söylemeyi unuttum baş harfi michael page olan orospu çocukları da var umut satan ama icraat kısmı sıfır olan firmalar 1500 kez uzak durun. sakın gitmeyin bile. aynı şeyler recra consulting için de geçerli. bunlar umut taciri firmalar. iş miş buldukları yok size.

    sonra diyorlar ki gençler iş beğenmiyor, sen benim yaşımdayken stajyer kızlarla fingirderken ben o yaşta fotokopi makinesinin sıcağında götümden ter akıyordu müdür. kalbinizi kırarım y kuşağına bok atmayın. adam gibi maaş verin adam gibi işveren olun sikici değil sevici olun ondan sonra hesap sorun.

  • y kuşağını, 1980-1995 yılları arasında doğan, çoğu zaman şımarıklık, kendini olduğundan büyük/önemli görme, tüketim çılgınlığı gibi yönleriyle eleştirilen ama bir yandan da kendinden önceki nesillerden daha fazla sorguladığı, daha iyi iletişim kurduğu ve eylemlerinde daha çok anlam/değer göz ettiği bilinen nesil olarak tanımlayabiliriz(m).

    y kuşağını diğerlerinden ayıran bir diğer özellikleri de sık sık iş değiştirmeleri. bununla ilgili araştırmalar, yazılar, çiziler ve hepsinden daha güvenilir olarak gözlemlerim mevcut. yalnız, sık sık iş değiştirme davranışının kuşağın biraz daha dar bir kısmında hakim olduğunu söyleyebiliriz. 1980 değil de, 1987 ve sonrası*için yapalım bu genellemeyi.

    deloitte'un araştırmasına göre, türkiye'deki y kuşağı gençlerinin %54'ü iki yıl içinde mevcut işlerinden ayrılacağını düşünüyormuş. benim gözlemlerime gelecek olursak, tanıdığım y kuşağı gençlerinin %100'ü iki yıl dolmadan ilk işlerinden, tanıdığım ve ikinci işinde çalışmış olan y kuşağı gençlerinin de %75'i iki yıl dolmadan ikinci işlerinden ayrıldı. hadi kendimi de örnek vereyim; 8 ay içinde ilk işimden ayrıldım, ikinci işimde de iki yıl boyunca kalmayı planlamıyorum.

    bir üst kuşağa bakıyorum; önceki iş yerimde müdürüm 25 senedir aynı iş yerinde çalışıyordu. ilk ve tek işi orası. koşullarından ne kadar memnun olursam olayım, 25 sene aynı iş yerinde çalıştığımı hayal bile edemiyorum ben mesela. tabi sekiz ayda da işten ayrılmak istemezdim ama 25 yılı geçtim, 7-8 yıl aynı yerde çalışmak bile bana çok uzak geliyor. ki bunu söylerken tüm koşullardan memnun olduğumu varsayarak söylüyorum.

    tabi bu sık iş değiştirmelerin bir sürü nedeni var. yine ultra güvenilir gözlemlerime göre bu nedenlerden birkaçına göz atalım:

    - erken iş değiştirme vakalarının neredeyse %70'i yöneticilerden kaynaklanıyor. ve buna sebep olan yöneticilerin de %90'ı x kuşağından. y kuşağı 'yöneticidir, yapar.' gibi bir düşünceye sahip değil. yani, (muhtemelen) önceki nesillerin sineye çektiği, hiyerarşide olduğu basamağa reva veya yöneticisinin olduğu basamağa hak gördüğü yönetici davranışlarına y kuşağı tahammül etmek istemiyor.

    - erken iş değiştirme vakalarının hemen hemen %10'u farklı bir alana geçme isteğinden kaynaklanıyor. y kuşağı ilk seferde aradığını/istediğini bulamıyor. deniyor, yanılıyor. aslında, bu yalnızca y kuşağına mahsus bir durum değil. ilk işinizde tam aradığınız işi bulmanız gerçekten büyük şans. y kuşağının ayrıldığı nokta, aradığını bulamaması değil, bulamadığını anladığında aramaya devam etmesi oluyor. önceki nesiller daha maddi kazanç odaklı değerlendirseler de, y kuşağı işinde mutlu olmak istiyor. bunun için de istediği işi yapması gerekiyor. üstelik, önceki nesillerden ayrıldığı diğer bir nokta da istediği iş konusunda daha spesifik alanlara yönelmesi. hal böyle olunca bulması da zor oluyor. y kuşağına yine yol görünüyor.

    - erken iş değiştirme vakalarının kalan %20'lik kısmını da, görünen haliyle y kuşağı memnuniyetsizliğine, (bana göre) asıl haliyle ise yıkılan hayallere bağlıyorum. öğrenci y kuşağının iş dünyasına dair fazla iyimser beklentileri var. mutlu çalışanlar, eğlenceli bir iş ortamı, şahane sonuçlar veren işler... gel gelelim, mezun y kuşağı işe girdiğinde karşısında gördüğü manzara hiç de bu olmuyor. sürekli gergin çalışma ortamı, birbiriyle yarışan (yarıştırılan) çalışma arkadaşları, neyin tribinde olduğu bir türlü anlamlandırılamayan (kadın/erkek) menapozlu yöneticiler, yapılan işlerin bir türlü sonuçlanamaması, geliştirilen fikirlerin önüne binbir engel çıkarılıp rafa kaldırılması, geliştirilen fikirlerin engeller nedeniyle rafa kaldırıldığı düşünülürken kimi çakallar tarafından çalındığının ve hayata geçirildiğinin anlaşılması... vs vs. y kuşağının iş hayatıyla ilgili tüm hayalleri suya düşüyor. o büyük, global firmaların bile aslında ne kadar aptal insanlarla dolu olduğunu, en ufak bir işi sonuçlandırmanın bile ne kadar zaman aldığını ve zor olduğunu, herkesin birbiri üzerinde üstünlük kurmaya çalıştığını, yöneticilerin egolarını ve komplekslerini gördükçe motivasyon namına bir şey kalmıyor. peki y kuşağı ne yapıyor? yine iş değiştiriyor. ama bir sonraki işinde de aynılarını gördüğünden, bu sebebin aynı kişi üzerindeki etkisi giderek azalıyor. şanslı olanlar kendi işlerini kurarken, şanssız demeyelim ama çilesi henüz dolmayanlar da tahammül yeteneklerini geliştirerek yollarına devam ediyor.

    - son olarak bir de aynı yerde uzun süre çalışmak istememenin sebebine bakalım. y kuşağına göre bir iş yerinde 5 yıldan uzun süre çalışmak kendi gelişimini yavaşlatan bir davranış. bunun yerine yeni yerlerde olmak, farklı işlerde çalışmak hem daha dinamik ve eğlenceli hem de daha geliştirici bir seçenek olarak görülüyor. beş yıl sonunda artık işinin ona katacaklarının sonuna geleceğini, rutinleşeceğini ve keyif almayacağını düşünüyor.

    böyleyken böyle. özellikle anne-babalara şımarıklık gibi görünse de, işin aslı y kuşağı daha kaliteli ve mutlu bir yaşam için yapıyor bunu. bulabiliyor mu daha kaliteli ve mutlu yaşamı getirecek bir iş yeri? çoğu zaman hayır. ama öğrenene kadar o istifayı verecek. ellemeyin, çok uzun sürmüyor zaten. y kuşağının bir özelliği de çabuk öğrenmesi.

    *deloitte'un bahsi geçen araştırması: http://www2.deloitte.com/…/millennialsurvey-tr.html