yüksek lisansı tez aşamasında bırakmak

  • iki grupta toplayabilirim:
    (1) süreç boyunca yıldırılan ve sonunda seveyim böyle aşkın ızdırabını diyerek lisans üstü eğitimden vazgeçmiş idealist gençler
    (2) lisanstan mezun olunca belki bir iş çıkar diye bir gazla başlayıp, o arada iş bulup, zaten sevmediği ve alakasız bir konuyu seçtiği için sonunda canı sıkıldığı için bırakan gençler

    kendi hipotez kurmayı bilmeyen, akademik hayatı boyunca hiçbir kitleyi temsil etmeyen anketleriyle model geliştirmekten başka hiçbir şey yapmamış ancak etrafındaki herkesi evire çevire eleştirmiş "koca koca profesörler" öğretemediği her şeyi karşıdan beklediği, ve aslında ne istediğini kendisi de bilmediği için gidiyor ilk gruptakiler. onlar gidince de meydan ikinci grupta olacakken bir şekilde bitirebilmiş kişilere kalıyor. sonra o "koca koca profesörler" bu sefer de bu gençler niye böyle diye ağlıyor. türkiye akademisi biraz şey. ağlama duvarı.

  • (bkz: aybars bebegi hayata baglamak)

    yakın bir arkadışımın bir bir buçuk yıl önce aldığı bu ağır kararı buraya girdiğimde bu kadar ilgi göreceğini beklemiyordum. sözlük yazar ve çaylaklarından pek çok destek mesajı aldım. başında bir arkadaşım olduğunu ilk başta yazmayı unuttuğum için mevzubahis kararı alan kişinin ben olduğumu düşünenler de olmuş; sağ olsunlar bırakmamam gerektiğine yönelik pek çok moral verici mesaj attılar. benim hatam; affola... ben aslında bu girdiyi arkadaşımın bitirmek üzere olduğu yüksek lisans programında yaşadığı haksızlıkların -jüri sınavına girmesine bir ay kala- onu psikolojik bunalım nedeniyle kliniğe yatacak kadar hasta etmesine dikkat çekmek için yazmıştım. ama halt etmişim. burayı okuyan pek çok yüksek lisans öğrencisinin olduğunu; benzer bunalımları yaşayan insanların da olabileceğini düşünememişim. onları olumsuz etkileyebileceğim aklıma gelerek girdiyi bu şekilde kaldırıyorum. kusura bakmayın...

  • yüksek lisansı tez aşamasında bırakma kararı aldıktan 1 yıl sonra bu kararı bozup tez yazmaya tekrar başladım. aslında ben yine başlamazdım da, tez danışmanım sağolsun, bir iteklemeye başladı beni. iki günde bir aramalar, okula çağırmalar vs. baskı bende ters tepmiştir hep ama bu sefer oturup bir düşündüm, o kadar ders aşamasında çabaladım, o kadar yılım gitti, üstüne kaç yarıyıldır 130tl harç ödüyorum. bari karşılığında bir diplomam olsun dedim ve başladım.

    itiraf etmem gerekirse, hafiften zevk almaya başladım bu işten.

    şunu da söylemeden geçmeyeyim. özellikle yüksek lisansa henüz başlamamış ama başlamayı düşünenler için; araştırma görevlisi değilseniz, (veyahut herhangi bir yerde çalışmıyorsanız) bu yüksek lisans işi size yük gibi gelir. her geçen gün, yahu ben burada ne yapıyorum diyeceksiniz. önemsememeye başlayacak veya bu alanda yetenekli olmadığınızı düşünmeye başlayacaksınız.

    emin olun bu konuda doğuştan yeteneğiniz olsa bile, bunu kullanamayabilirsiniz. insan psikolojisi işte, insan o kadar emek verdikten sonra maddi olarak bir kazanım elde etmek istiyor ve yüksek lisans size maddi bir kazanım sağlamıyor.

    yani, -bence- önce iş, sonra yüksek lisans. benim en büyük hatamdır bu sıralamayı gözetmemek.

    hadi hayırlı akademik kariyerler.