uefa şampiyonlar ligi'nin formatının değişmesi

  • uefa sıralamasında ilk 4'te yer alan kulüpler detayı insanları aptal yerine koymaktan başka bir şey değil. o sıralamada ingiltere, almanya, ispanya ve italya dönüp duruyor zaten yıllardır. en son 2008 yılında fransa ilk 4 içindeymiş. 2009'da yine mahşerin dört atlısının tekeline geçmiş ve öyle de kalmış. hali hazırda bu tür saçma bir format değişikliği gerçekleşmese bile zaten yıllar boyunca yine bu dört takım kendi aralarında dönüp duracakken, bir de eğer şampiyonlar ligi'ne katılan 32 takımdan 16'sı bu dört ülkeden olacaksa, bir daha o sıralamanın değişmesi mümkün olmayacak.

    ispanya ligi'ne bakalım mesela:

    2010-2011
    barcelona, 96 puan
    real madrid, 92 puan
    valencia, 71 puan
    villareal, 62 puan

    2011-2012
    real madrid, 100 puan
    barcelona, 91 puan
    valencia, 61 puan
    malaga, 58 puan (bu sene küme düşen takım 41 puanla düşmüş)

    2012-2013
    barcelona, 100 puan
    real madrid, 85 puan
    atletico madrid, 76
    real sociedad, 66 puan

    2013-2014
    atletico madrid, 90 puan
    barcelona, 87 puan
    real madrid, 87 puan
    atlethic bilbao, 70 puan

    2014-2015
    barcelona, 95 puan
    real madrid, 92 puan
    atletico madrid, 78 puan
    valencia, 77 puan

    2015-2016
    barcelona, 91 puan
    real madrid, 90 puan
    atletico madrid, 88 puan
    villareal, 64 puan

    3. ve 4. olan takımlar ilk iki sıradaki takımlardan genellikle 25-30 puan fark yemiş. sadece real madrid ve barcelona'nın (a. madrid de dahil son yıllarda) domine ettiği, 58-65 aralığında puan toplayanın 4. olup şampiyonlar ligi ön elemesine katıldığı sikindirik bir ligin ilk 4 takımı neden şampiyonlar ligi'ne gitsin? ligde toplanması mümkün 114 puanın neredeyse sadece yarısını toplayabiliyorsun ve şampiyonlar ligi'ne direkt gidiyorsun.

    almanya buradan bin beter.

    geçen sene 88 puanla şampiyon olan bayern münih, 4. sıradaki mönchengladbach'a 33 puan fark atmış. bir önceki sezon 18 puan, ondan önceki sezonda da 29 puan fark atmış. son yıllarda zaten almanya'da durum bundan ibaret. bayern, nisanin ilk haftası şampiyonluğunu ilan ediyor, kazanılabilecek 34 maçın 17-18'ini kazanan 4. oluyor ve şampiyonlar ligi ön elemesine gidiyor.

    şampiyon olmak gibi bir amacın yok, kendini kasmana gerek yok, zaten ligde 3-4 averaj takımı da olduğu için 6-7 galibiyet cepte, her sene şampiyonlar ligi gelirlerinden de faydalanıyorsun ve o gelirlerle transferler yapıp, şampiyonlar ligi'nde top class takımlar hariç diğerlerine kafa tutacak duruma gelebiliyorsun. düzen mükemmel bir şekilde oturmuş.

    keza italya'da da durum almanya'dan çok farklı değil. orada da juventus en yakın rakibine 10, diğerlerine 20-25 puan fark atarak şampiyon oluyor her sene. 60-65 puan topladığın sürece şampiyonlar ligi'ndesin. kendini hiç kasmana gerek yok.

    sadece premier league'de her sene çok çetin bir rekabet yaşandığı için orayı ayrı tutuyorum -ki, premier league'in yayın gelirleri zaten olmuş 7.8 milyar euro. şampiyonlar ligi'nden elde ettikleri para, bunun yanında bir hiç.

    ***

    marka değeri deniyor da marka değerinin bu konuyla hiçbir alakası yok. şampiyonlar ligi'nin marka değerini yükselten barcelona, real madrid, bayern münih, manchester united, juventus ve saire belli başlı takımlardır. ancak bu takımların kendi liglerinde içeride dışarıda 3-4 atıp yolladıkları takımların şampiyonlar ligi'ne katılmalarının ligin marka değerine nasıl bir etki yapacağını ben anlamadım. adı geçen takımlar zaten şampiyonlar ligi'ni de domine ediyorlar. villereal'in eibar'ı, getafe'yi yenip şampiyonlar ligi'ne direkt katılmasının barcelona veya juventus'a ne tür olumlu bir etkisi olacak? onların yerine ajax, ludogorets, o. lyon, dinamo kiev katılınca ne tür bir olumsuz etkisi olacak?

    amaç şampiyonlar ligi'ni de zenginlerin keyif alanına çevirmekten başka hiçbir şey değil. istiyorsunuz ki güçsüz iyice ezilsin, güçlü iyice güçlensin. güçsüz ve parasız olan herkes ve her şey hiçbir şeyden keyif alamasın, böcek gibi yaşasın ve ölsün.

    ismi ''şampiyonlar'' ligi olan ama 55 puanla 4. olan takımların cirit attığı liginizi alın ananızın amına sokun.

  • şampiyonlar ligi'ni avrupa futbolundan soyutlayıp, salt birkaç ülkeye peşkeş çekmek için yapılan değişiklik.

    kendi liginde üçüncü ve dördüncü sıradaki takımın şampiyonlar ligi'ne direkt gitmesi saçmalıktır. bunu savunmak da yalnızca güce tapmakla açıklanabilir. ulan hadi ilk ikiyi anlıyorum da, üçüncü dördüncü olmuşsun, ne şampiyonluğu, ne ligi amk?

    tamam, belli bir kaliteyi belli bir seviyede tutmak için 4 takım hak kazanıyordu zaten bunu anlıyoruz, ama ön eleme oynasınlar ki diğer ülkelerden gelen takımlar da şans bulabilsin. sürprizlere gebe olabilsin, heyecan artsın. belli bir kaliteyi tutarak ne kadar çok ülkeden katılım sağlattırırsan, o kadar çok benimsenirsin. kel yaptı yine yapacağını.

    oldu olacak ilk dört sıradaki ülke takımlarından oluşturun şampiyonlar ligi'ni. top sizin değil mi, oynatmayın amk.

    türk takımları için gelecek karanlık, şampiyonlar ligi müziğini unutun beyler.