turkcell mecidiyeköy tim'de darp rezaleti

  • edit: sırf okuyun diye özet bile geçtim. rezalet ötesi rezalet.
    edit2: koca mağaza müdürü yapmaz öyle şey diyenler için, kurumsal ağır abi mağaza müdürü, buyrun: '#63284584'
    edit3: kimliğimi verin ve elini çek, dokunma gibi söylemler dışında tek bir hakaretim-küfrüm olmadı. bunlara başladığım noktayı da yazıda belirttim, saldırı başladıktan sonra.
    edit4: gri saçlı elemanın adı da ortaya çıktı, sinan. soyadı bende kalsın. @kalamity jeyn buldu, teşekkürler.
    edit5: bu yöndeki desteğiniz sonrasında hukuki yolları da araştırmaya başlayacağım. teşekkürler.
    edit6: tekrar ediyorum, ağır bir darp, ciddi bir vurma olayı olmadı. hafif bir tokat, küfür ve kollarımdan tutma/hırpalama yaşandı.

    çaylak bir dostumdan aktarıyorum:
    özetle: hat almak için girdiğim turkcell'den 8-10 çalışanın üzerime çullanması, aklı başında olur diye bekleyeceğiniz mağaza müdürünün olayı hiç bilmeden hafif bir tokatla "belanı si....” diye küfür etmesi ve bir sürü çalışanın hırpalayıp hakaretler etmesi sonrasında ite kaka dışarı çıkartılmamla sonuçlanan rezalettir.

    mobil uygulama alanında uluslararası bir firmada çalışıyorum. yurtdışındaki bir ofise yapacakları testler için simcard üzerinden ödeme yapılabilecek bir turkcell hat göndermemiz gerekiyordu.

    mecidiyeköy tim’e ( hakem elektronik) girip faturasız hat almak istediğimi, ama bununla yurt dışında mobil ödeme yapılabiliyor olması gerektiğini söyledim. tabi deyip üzerinde “eğitimdeyiz” yazan işe yeni giriş yapmış çalışana yönlendirdiler. bütün bilgilerimi aldı, sözleşmeyi imzalamadan önce tekrar mobil ödemeyi sordum, çünkü bu roaming gibi sonrada açılabilecek bir özellikmiş gibi konuşuldu. “ben birazdan sorarım” dedi ve sözleşmeye imzamı aldı. ardından hat ücretini ödemeye yöneldim, konuyu tekrar oradaki daha tecrübeli kişiye de söyleyecektim. hattı açan arkadaş hazal isimli tecrübeli çalışana sormuş ve "maalesef simcard üzerinden yurtdışında mobil ödeme yapamazsınız” diyerek döndü. bu sırada hazal hanım da kendi çalışma arkadaşlarını gayet agresif bir şekilde azarlıyordu. ben hattı sadece bu yüzden alıyorum, o zaman hat ücretini ödemeyip hattı iade edeceğim dedim. "olmaz imzalamışsınız, hat açılmış" dediler, "sizin yanlış bilgi vermeniz sebebiyle oldu" dedim. ödeme yapmadığım ve hattı iade edeceğim için sözleşmeyi ve kimlik fotokopimi geri istedim ancak vermediler, hazal isimli çalışan imzaladın artık alamazsın diye sert bir çıkış yaptı. bunu almazsam bana bir hattı satmış olacaklar ve ben parasını ödemeden çıkmış olacaktım. üzerine hırsızlık mı yazarsın borç mu bindirirsin sen düşün...

    masada önümde duran kimlik fotokopimi ve sözleşmeyi kendim aldım, çıkışa yönelecekken hazal isimli çalışan kağıda yapışıp elime vurarak almaya çalıştı. kendi kimlik fotokopim olduğunu, satın almadığım bir hizmet için alamayacağını söyledim ancak bırakmadı ve bağırmaya başladı. bakın buraya kadar ben gerçekten gayet kibar ve sakinim. bu sırada diğer çalışanlar da olaya dahil olup beni ve kağıdı çekiştirmeye başladılar. adını göremediğim gri saçlı orta yaşlı çalışan agresif bir şekilde saldırdı. sinirlerim gerilince kimlik fotokopimi ve sözleşmeyi yırtarak kendimi zar zor dışarı attım.

    ama kafama sıçayım, kimliğim fotokopi cihazında kalmış… yaklaşık 1 dakika sonra gayet sakince mağazaya girip özellikle olayla alakasız birine gayet kibarca “kimliğim makinede kalmış, alabilir miyim?” dedim. bu sırada gri saçlı orta yaşlı şahıs kendi masasından çıkıp 5 metre öteden yanımıza koşarak gelip kimliğimi zorla aldı. (edit: ekleme: kimliğimi almak için bir uğraş verdim ve bu sırada bağırdım.) bu sırada başka birisi üzerime yürüyüp sanki olay çıkarıyormuşum gibi beni tuttu. üzerime gelene sakince kimliğimi alacağım dememe rağmen bir anda 7-8 tane çalışan başıma üşüştü, bu sırada hepsi kollarımı vs. tutuyor hareket edemiyorum, köşeye doğru ittiler. birileri kollarımı tutarken mağaza müdürü (serdar) geldi ve hafifçe tokat atıp “ben mağaza müdürüyüm, bağırma senin belanı s....” dedi.

    kimliğimi verin yoksa polisi arayacağım dedim, araya giren (sanırım müşteri) formasız birkaç kişinin yardımıyla çalışanlar itip kakarken bir şekilde dışarı çıkartıldım ve yine formasız biri kimliği getireceğini söyledi, bu sırada içeride fotokopisini çekin diye bağırıyordu gri saçlı çalışan. sanırım tekrar fotokopisini çektiler. çıkarken de "kara listeye alıyoruz seni ben 70 lira zarar ederim ama sen bir ömür çekeceksin görürsün" gibi saçma tehditlerde de bulundular (çok da umrumdaydı kara listenize girmek).

    yeni genç çalışan içlerindeki en kibar en düzgün insandı, olayın içindeki kaba kuvvete başvuran, küfür eden, darp eden kişilerden biri mağaza müdürü serdar, diğeri sorumu yönelttikleri muhtemelen en tecrübelilerinden biri olan hazal ve diğeri yine tecrübeli duran orta yaşlı garip gri saçlı erkek çalışan (sinan'mış).

    üzerime çullanan 7-8 kişinin arasına girip beni koruyan birkaç aklı başında insan sayesinde çok daha ciddi bir darptan kurtuldum.
    çıktığımda bunları belgelemekle uğraşacak halim yoktu, iz bırakacak cinsten bir darp da olmadı. (edit: hukuki mücadele yollarını araştırıyorum), o mağaza müdürü serdar, çalışanlar sinan ve hazal cezasız kaldığı sürece bu olayın peşini bırakmayacağım turkcell. insanlık dışı bir zihniyetiyle sorunu çözmek yerine ne olduğunu bilmeden ilk anda kaba kuvvete başvuran mağaza müdürleriyle çalışamazsın. o kişileri ciddi olarak cezalandırmak zorundasın turkcell.

    not: yer "hakem elektronik" olarak geçiyor, turkcell sayfasında tim olarak kayıtlı.