trafik sigortası

  • madem tartışması var, 5000 tl'lik arabaya 1500 tl primi açıklamaya çalışayım.

    öncelikle;

    - türkiye'de son 10 yılda 10 milyonun üzerinde trafik kazası oldu. bu kazalarda 40 binin üzerinde vatandaş yaşamını yitirdi. yaklaşık 2,5 milyon kişi yaralandı.

    - trafik sigortası'nın ölüm ve yaralanmalı kazalarda binek araçlar için 2016 yılı teminat limiti kaza başı 1.550.000 tl.

    bunlarla birlikte, herkeste oluşan "trafik sigortası kazada karşı tarafta oluşan zararı öder" ifadesi eksiktir. zira kaza anında kusurlu araçtaki kişiler, içinde oldukları aracın sürücüsünün kusur oranı ile yine o aracın trafik sigortası teminatındadır (bu teminatta şoför hariçtir; hazine müsteşarlığı'nın 01.06.2015'de yayımladığı trafik sigortası genel şartlarına göre; kazalarda kusurlu sürücünün yakınları vefat halinde tazminat talep edemez).

    şimdi de şunlara bir göz atalım:

    (bkz: volvo xc60 ve kartal'ın yaptığı kaza)
    https://vgy.me/mv21gf.jpg

    mesela bu kazadaki kartal sürücüsü asli kusurlu olduğu halde, araçtaki yolculardan ölen ya da yaralanan olsaydı, tofaş kartal'ın trafik sigortası poliçesinden bilirkişi raporuna göre (1.550.000 tl'e kadar) tazminat ödenecekti.

    özetle, 5.000 tl'lik aracın priminin 100.000 tl'lik araçtan daha pahalı olmasının sebebi özellikle ölüm ve yaralanmalı kazalarda "daha riskli" olmasıdır. tekrar söylüyorum ülkemiz şartlarında iki aracın primi de pahalıdır (zaten ülke pahalıdır, araç pahalıdır, yedek parça pahalıdır).

    ama prim/araç değeri arasında direkt bağlantı kurmak doğru değildir.

  • neredeyse 20 yıldır aktif araç k ullaniyorum. allaha çok şükür hiç kazam yok. 600 tl ye yakın bu sigortayı yaptırdım.

    aracın normal sigortası da geldi onu da yaptırdım. muayenesi geldi 250 tl de ona verdim. bu ay bu arabanın masrafı bana 2000 tl oldu neredeyse.

    benzin fiyatını karsilayamadigim için zaten arabayı park edip metroya biniyorum ama aracı satamiyorum çünkü küçük çocuğum var. bir yere gidecek oluyorum. bunun hastalığı var.

    iktidari beslemek için veriyoruz bu paraları. son 15 yılda birileri çok zengin oldu. bütün bir ülke islami sosyete zengin olsun diye çalışıp çabalıyoruz. birileri osmanlı mastürbasyonu yapacak diye veriyoruz. soyuyorlar bizi. haraca kesiyorlar. diyor ki bu parayı verirsin ya da aracını bağlarım. alikoyarim. buna haraç denir. 600 tl vermeyene pasaport vermeyip ülkeden çıkmasına musaade etmemesi gibi. ulkeye milyonlarca it uğursuz suriyeli keyif çatabilsin diye kesiyorlar bu haraclari.

    yahu ayıptır günahtır. burası bizim ülkemiz. çanakkalede 3 şehidi var benim ailemin. gözünüzü toprak doyursun islamcı şeytanlar. çoluk çocuğunuzdan çıksın. benim çocuğumun nafakasindan çaldıklarınızi hastanelerde yiyin. haram olsun. iki elim yakanizda dünya ahiret allahsiz kitapsizlar.

  • ilk 9 aylık resmi sonuçlara göre sigorta sektörü trafik branşında teknik olarak 1 milyar 659 milyon tl zarar etmiş. bu şu demek; kesilen poliçelerden sigorta şirketine kalan prim ile ödenen zarar arasında 1 milyar 659 milyon tl fark var, zarar yönünde.

    şimdi son birkaç yılda olanlara bakalım:

    - trafik kazasına bağlı sağlık giderlerinin sgk tarafından karşılanması. bir sabah şöyle bir genelge yayınladı hazine: http://www.tsb.org.tr/…e_iliskin_genelge_2012-5.pdf . dedi ki bundan sonra, mesela trafik kazası yaptın, hastane masrafları sgk'dan karşılanacak, devlet hastanesi/sgk anlaşmalı hastane ise sosyal güvenceye bakılmadan işlem yapılacak, sgk anlaşmasız özel hastane ise vatandaştan alınmayacak, bedel sgk'dan tahsil edilecek. bunun için de bundan sonra her trafik sigortası poliçesinden sgh katkı payı altında belli bir pay alınacak.

    - değer kaybı hasarlarının trafik sigortasınca ödenmesi: sigortalı isterse kaza sonrası aracında oluşan değer kaybını hasara yol açan aracın trafik sigortasından talep edebilecek (bunun daha önce ödendiği söylenmiş, doğrudur, uzun bir mahkeme süreci ile şirketler bunu ödüyordu. ama bunun genelge ile resmileşmesi ile sigorta şirketi hem ödemek ile resmen yükümlü oldu, hem de kestiği her poliçe için ayırdığı karşılığı arttırmak zorunda kaldı, bunu yapmayan bir sigorta şirketine hazine yaz aylarında el koydu, durum ciddi yani).

    - ölümlü trafik kazası tazminat oranlarının artması: evet bunun daha önce ödendiği söylenmiş, bu da doğrudur. ama o zamanlar mezarlık gezip trafik kazasında ölenleri araştıran avukatlık şirketleri, kaza yerine polisten ambulanstan önce giden danışmanlık şirketleri yoktu. son yıllarda bu şirketlerin çoğalması ile sigorta şirketleri yüksek tazminatlar ödemeye başladı ve ilk paragrafta yazdığım tutarlar ortaya çıktı. bu da primleri az da olsa yükseltti.

    bu yukarıdaki üç tanesi primlere zaten iyi kötü yansımıştı. gelelim en civcivli mevzuya;

    - trafik sigortası tavan prim uygulaması. mis gibi bir seçim sonucu bu da. erdoğan ve davutoğlu'nun seçim öncesi taksi duraklarında, şoförler odasında verdikleri popüler siyasi sözlerin sonucu. bu uygulama ile sigorta şirketleri 28 ekim tarihinden itibaren kamyonlarda 6 bin lira, kamyonetlerde 2 bin lira, minibüslerde 3 bin 300 lira, otobüslerde (18-30 koltuk) 5 bin 700, otobüslerde (31 koltuk ve üzeri) 17 bin 700 ve taksilerde 5 bin 400 lira üzerinde poliçe kesemeyecek.

    trafik sigortası branşında zaten ticari araçlardan daha çok zarar eden şirketler, ne kadar hasar öderlerse ödesinler devletin belirlediği "tavan prim" kadar prim alabilecek, yani geliri azalacak. üstelik eskiden 100-200 tl bedelli hasarlarda görülen "hasarsızlığım bozulmasın" düşüncesi "nasıl olsa fiyat belli, koy götüne rahvan gitsin" ile yer değiştirecek, ödenen hasar oranları yani giderleri daha da yükselecek.

    özet geç diyenlere gelsin:

    sigorta şirketleri, tamamen seçim öncesi verilen sözler yüzünden (ve zaten zarar yazan trafik branşında) yürürlüğe giren, geliri azaltan ve gideri arttıran bu "tavan fiyat" uygulaması sebebi ile oluşan zararı kapatmak için, üst limit olmayan poliçelerine yüklenip tarife fiyatlarını yükseltiyor. olan bu şu an. fiyatlar daha da artabilir, geçmiş olsun. bunlar kalıcı sebebi konunun. ayrıca; yedek parçaların ithal edildiği ülkemizde doların yükselmesi de fiyatlara direkt olarak yansıyor. döviz düşerse fiyatlar düşer mi peki; bir ihtimal var en azından, az da olsa düşebilir.

    ek olarak, kasko yapan trafik sigortası yaptırmasın diyenler olmuş. bilginiz olsun, tam tersine, birkaç yıl sonra kasko poliçesi kalkıp trafik sigortasına ek kloz/teminat olarak eklenebilir, diğer çoğu ülkedeki gibi. tramer falan hep bunun altyapısı. araç bazında hasar kaydı takibi halihazırda var, sürücü detay bilgileri ve ceza puanları da entegre olunca siz o zaman görün eğlenceyi.

    evet sana söylüyorum: bugüne kadar hiç hasar kaydı olmayan ama alkolden ehliyeti kaptırdığı, trafikte slalom atarken ceza yediği, 190 ile radara yakalandığı halde duran arabaya hafifçe sürten vatandaştan daha az prim ödeyen kardeşim.
    hazırla kendini.

  • geçen hafta evlat acısı gibi girmiştir.

    53 yaşındaki babamın üzerine olan aracımı 830 liraya yaptırdım. adamın hem kazası yok hem yaş indirimi alması lazım hem de araç 15 yaşında. ulan sigorta dediğin şey kullanıcının yararı için çıkartılmış. ben her sene sana bin lira sikileceksem sokarım öyle yarara. verdiğim param haram zıkkım olsun lan, doymadınız milleti sikmekten. bize de müstahak amk, eşek olmayı seçtiysen semer vuran çok olur.

    edit: 34 plaka.

  • geçen yıl ile bu yıl arasındaki artış: %143
    maaşıma alacağım zam: %6

    senin ben devlet gibi ecdadını sikeyim.