toplu taşımada 65 yaş beleşçiliği kaldırılsın

  • sabah 7 ve 9, akşam ise 5-8 saatleri arasında en azından 2 veya 3 tl sembolik ücret gelmesi gerektiğini düşünüyorum. böylelikle mesai saatlerinde 65 yaş üstü yolcu sayısının azalacağını düşünüyorum.

  • valla gencler siz de emekli olabilmek icin en az 60 yasina kadar bekleyeceksiniz. avrupali akranlariniz emekli maaslariyla yelkenli turuna cikip uc ay o ulkede bes ay bu sehirde yasarken sizin maasinizla yapabileceginiz gezinti en fazla belediye otobusuyle olacak. o yuzden cok sey yapmayin bence.

  • 12 nolu otobüsü bilen bilir huzurevi gibidir. bi gün yine tıka basa dolu. yaşlı kadınlardan biri çok az süre ayakta bekledikten sonra biri yer verdi oturdu, atıp tutmaya başladı. 35-40 yaşlarında bi adam da "yahu teyze tamam da öğrenciler tüm gün okulda, ağır işte çalışanlar var. siz de anlayış gösterin." dedi. kadın "ben emekliyim o kadar yıl vergi verdim." diyor. adam da aslında lafı gediğine koydu "ben de veriyorum vergimi. işte siz erken yaşta hemen emekli edildiniz, şu kadar prim günüm olmasına yaştan emekli olamıyorum dedi. ondan sonra bir hıyarın biri ulan sen ne diyorsun şerefsiz şu bu diye çıkıştı. in otobüsten diye adamı indirdiler. yaşlı terör örgütü (yatö) bu hıyara arka çıktı tabi. he bu yatö üyeleri mesela 30lu yaşlardaki kimseden yer isteyemez, gider belki tüm gün sınava girmiş ortaokul, lise öğrencilerine çemkirir.

  • oturduğum yerde on dakikada bir otobüs geçiyor, beş dakikada bir minibüs. otobüs genellikle boş, oturacak yer olmasa bile en azından ayakta rahat durabilecek yer var. sadece sabah 8-8:30 arası insanlar tıkış tıkış biniyor. otobüse binenler genellikle yaşlılar. gençler minibüsü tercih ediyorlar, kapı ağzında yarısı içerde yarısı dışarda giden insanlarla dolu minibüsler. eğer insanlar otobüse binseler otobüs seferleri sıklaşır, hatta çok dolu olduğu için minibüse binmeseler minibüs seferleri de sıklaşır. ama bizin temel mantığımız son saniyede işe, okula yetişmek olduğu için kimse otobüse binmek istemiyor. köpek muamelesi görerek minibüslerde gitmek hoşlarına gidiyor. yaşlılara ulaşımın ücretsiz olması büyük bir toplumsal proje. yaşlıların sosyalleşmesini, hayattan kopmamasını sağlıyor bence ücretsiz olarak devam etmeli. ancak şöyle bir şey yapılabilir sabahları 7:30-9:30 arası elli kuruş gibi bir temsili ücret alınır yine akşamları 6:00-8:00 arası bir temsili ücret alınır bu saatler dışında ücretsiz olur. bu şekilde yoğunluk biraz daha dengelenmiş olur. o saatte otobüse binen yaşlı görünce de adamın işi var ki biniyor denilir. bunlar basit şeyler.
    istanbul için konuşacaksak önce minibüs denilen çağ dışı taşımacılık sisteminin değiştirilmesini istemeliyiz. minibüsler hem trafiğin daha yavaş akmasına sebep oluyorlar hem de insanları üst üste yığılmış şekilde taşıyorlar. emin olun minibüsler olmasa otobüsler daha sık olabilir trafiğin akışı da daha düzenli olacağından vaktin de yetişebilirler.

  • erich fried demiş ki: "çocuklar kurbağalara şaka olsun diye taş atar ama kurbağalar ciddi ölür."

    buradaki yeni yetmeler, toplu taşıma araçlarındaki yaşlılarla empati kuracak bilgi ve görgüyü henüz edinememiş olabilirler. görmüş geçirmiş emektar insanlar hakkında böyle hafif sözler sarf edecek cesareti bu bilgisizlikten alıyor olabilirler.

    o halde size gerçek bir hayat öyküsü anlatayım, eğer birazcık yüzünüz kızarırsa korkmayın, bu çok iyi birşeydir:

    adam 70 yaşında. bu ülkenin yetiştirdiği en iyi türkçe edebiyat öğretmenlerinden. emekli maaşıyla geçinemediği için özel ders veriyor. sincan'da oturuyor, ders için gerektiğinde elmadağ'a gidip geliyor. toplu taşım araçları kendisi için büyük kolaylık, böylelikle, tasarrufta bulunabiliyor. kendi otomobili hiç olmadı. hoş, olsaydı da rahat bırakmazdınız: (bkz: 60 yaş üstü bireylerin araç kullanımı yasaklansın).

    kel mahmut gibi namuslu, ilkeli bir cumhuriyet öğretmeni. giresun'da, şebinkarahisar'da ve sürgüne gittiği bir çok anadolu kasabasında, yoksul ama parlak cevherleri bulup yetiştirdi. gerektiğinde, masraflarını bizzat karşılayıp okumalarını sağladı.

    bugün, kendisine halen minnet duyan, bayramlarda elini öpmeye koşan nice başarılı doktor, mühendis, öğretmen, müfettiş ve üst düzey yöneticiler kazandırdı bu memlekete. 40 yıllık memuriyeti sırasında ödediği vergi de cabası!

    biri işletmeci, diğeri mühendis olmak üzere iki evlat da yetiştirdi. ne onları okuturken, evlendirirken, ne de kendi işleri için kimseden torpil, tavassut talep etmedi.

    boğazından tek kuruş haram geçmemiştir, çocuklarına ve öğrencilerine de hep bunu öğütledi. alın teriyle elde edilmiş başarının verdiği mutluluğun yerini hiçbir şeyin alamayacağına inanıyordu.

    kanser oldu, ciğerinin yarısını aldılar. yine de çalışmaktan vazgeçmedi. halen kimsenin tek kuruşuna muhtaç olmadan çalışmaya devam ediyor.

    bırakın da, en azından devletin sağladığı hak sayesinde toplu taşım araçlarını kullansın, öğrencilerinin ayağına gidebilsin!

  • kesinlikle hak verdiğim haklı taleptir. bir hizmet bedava oldukça o hizmetin kalitesi azalıyor, randımanı düşüyor.

    üstelik nüfusun belli bir kesimine siyasi rant sağlamak için bir hizmeti bedava yapmak ve bu dalkavukluğun acısını da çalışan kesime ek vergiler koyarak veya hizmetin fiyatını zamlayarak çıkarmak olacak iş değil. adamlar 65 yaş üstüne bedava ulaşım hakkı tanıyor ve finansmanını da ulaşım ücretlerini zamlayarak çalışan kesimden çıkarıyor.

    böyle kıyak hangi dine, hangi ahlaka hangi vicdana sığar ?

    iyilik yapacaksanız kendi paranız ile yapın. size ait olmayan para ile değil.

    toplu taşımayı 65 yaş üstüne bedava yapacağına emekli maaşlarına 100 lira zam yap. isteyen toplu taşımada kullansın parayı isteyen başka bir ihtiyacını gidersin.

    kime ne ?

  • güney kore'de sadece belli saatlerde uygulanıyor. onun gibi bir kısıtlama getirilebilinir.