toplu taşıma araçlarındaki sinir eden durumlar

  • (bkz: sırt çantası) desem gerisini anlarsınız heralde

  • kronik sorunlardır.
    ego otobüslerinde sürücüler ısıtıcının kullanımını bilmiyor. yazın klimanın sürekli açık olmasına alışık oldukları için kışın da kaloriferi sürekli açık tutuyorlar. otobüs bomboşken bu bir sorun teşkil etmiyor ancak otobüse 50 kişi binip insanlar iç içe geçince, üstelik herkesin üzerinde de lahana gibi mont olunca içerisi cehennem gibi oluyor. camlar buğulanıyor, sıcaklık yükseliyor. nefes almak imkansız hale geliyor. " biri inecek olsa da kapı açılsa, dışarıdan temiz ve soğuk hava gelse de nefes alsak" diyor insan. o mahşer kalabalığında şöföre kaloriferi kapattırana kadar zaten ineceğin durağa geliyorsun. halbuki kafası azıcık çalışan bir insan bunları akıl eder de kaloriferi o şekilde kullanmaz.
    dolmuşlardan nefret ederim. dolmuşları çağ dışı ve aptalca buluyorum. son çare olmadıkça, mecbur kalmadıkça da binmiyorum. yıl olmuş 2018, bir araca biniyorsunuz ve araç hareket halindeyken şöför sizinle para alışverişi yapıyor. böyle bir saçmalık olamaz, hindistan mı burası? herif aynı zamanda çay kahve içiyor, vites değiştiriyor, telefonla konuşuyor falan. bu bir şaka olmalı. balık istifi insanlar da cabası. aracın durağı yok bir şeyi yok. sürücüsü en fazla ilkokul mezunu. yolcu indirip bindireceği zaman yolun ortasında zınk diye durur. kavşağın ortasında zınk diye durur. virajın girişine yakın kör noktada zınk diye durur. senin önüne kırar, zınk diye durur. kısacası dolmuşlar her şeyiyle problem.