toplu taşımada kitap okumanın şov olması

  • eskiden ayıplanan ne kadar davranış varsa şimdi meziyet oldu. eskiden meziyet olan ne kadar davranış varsa şimdi ayıplanır oldu.
    dejenere olmuş bir toplumun evlatları büyüdü, okuma yazma öğrendi ve ellerinde oyuncak olan teknolojik aletle burada ahkam kesti.

  • metroyu telefonla oyun oynamak ya da karşı cinsi kesmek için kullanan sığır beyanı.

    işe metroyla gitmeye yeni başlayan biri olarak,
    istanbul gibi bir şehirde bunun büyük fırsat olduğunu düşünüyorum.

    okuyunuz efendim. böyle sığırlara aldanmayınız.

  • sizin allah belanızı versin. milleti rahat rahat dilediğini yapamaz hale getirdiniz. yok şunun şov olması, yok bunun şu olması. bi yok olun gidin artık.

    (bkz: amacınız ne orospu cocukları)

  • bunlar daha ne ki daha terbiyesizleri var; adam blog sitesinde metroda bu ay en çok okunan kitap diye paylaşım yapıyor;
    paris metrosu, bu ay
    dahası şova yıllar önce başlayanlar var, 1949 new york metrosu;
    1949

    allahtan ülkemizde bizi böyle yanlış yollara sapmaktan koruyacak parlak zekalar var

  • günün birinde metroda fark edileceğimi ve adıma başlık açılacağını biliyordum, gün bugünmüş.

    sabah marmarayla anadolu’ya geçtim. insan söylerken de biraz utanıyor ama oturmadan kitap okuma davranışında bulundum.
    üstelik de kürklü kapüşonlu montum ve kış günlerinde giydiğim beyaz spor pabuçlarımla tam bir boş beyinli namzeti idim.

    buna rağmen çok detaylı bir plan yapmıştım:

    etrafı kesmeye başladım; bana bakan bir iki göz gördüğüm an kitabı çantamdan bir silah gibi çıkaracak ve okur gibi yapacaktım.
    arada uzaklara dalıp düşünecektim; dün bütün gece ayna karşısında bunu çalışmıştım.
    hatta daha entel görünürüm belki diye arada çizer gibi de yapacaktım.
    okuduğum kitap harlequin aşk romanı idi ama tabi ki bunu görsünler istemezdim.
    jean-jacques rousseau‘nun insanlar arasındaki eşitsizliğin kaynağı kitabının kapağını kesip bunun kapağına yapıştırmıştım.

    derken onu gördüm. bir teyze bana bakıyordu; hemen güvenli tavrımı takındım ve kitabı okumaya başladım. arada da etrafı kesiyordum beni izliyorlar mı diye? eğer izlemiyorlarsa orda kitapla mal gibi dikilmemin bir anlamı yoktu. böyle hava yapayım derken durağı kaçırmışım, bir durak daha gitmek zorunda kaldım.

    ama değdi doğrusu, inerken teyze yanıma yanaştı:

    “tatlı kızım ne kadar güzel okuyorsun, benim de senin gibi kültürlü bir oğlum var. tanışmak ister misin dedi?”

    çok memnun olacağımı söyledim. bir muhallebiciye oturduk; hayallerimin erkeğini bekliyoruz. darısı tüm çakma entellerin başına.

  • şuan metrodan yeni çıktım. açtım şukelayı bir baktım 20 dakikadır aralıksız şovlardaymışım. umarım performansım beğenilmiştir. yarınki şovuma beklerim. kadıköy istasyonu son sefere denk gelirseniz izleyebilirsiniz. saygılar.

    edit: imla

  • dedi sığır adam.

    15-20 dakikada 5 sayfa okusa dahi kazanımdır. ve mümkünse herkesin yapmasını dilediğim etkinlik.