tinder kullanan türbanlı

  • arkadaşlar. türkiye'nin islami kesimini arap müslümanı sanmayın, daha doğrusu müslüman sanmayın, malum islamiyet bir arap dinidir. tıpkı museviliğin bir ibrani dimi olması gibi. hristiyanlık ise avrupalıların paganizm yorumu sayesinde bu klansmandan sıyrılmıştır. neyse...

    yıllarca bu topraklardaki dindar kesim ağladı durdu; 'dinimizi özgür yaşayamıyoruz, haklarımız yok, istediklerimiz olmuyor' diye. ama bu işin alt metni şu idi; 'türkiye'de gelir sahibi üst kesim laik. onların haklarından yararlanamıyoruz. paramız yok. bilim, sanat, kültür umrumuzda değil. biz de cafeler, oteller veya onların yaşam tarzını istiyoruz'

    ve aldılar. ak parti kendi zenginini yarattı. bunu aldılar. islami cafeler, islami okullar, islami tatiller, islami oteller...

    bu ülke müslümanı laikler gibi yaşamak isteyen, ama din korkusu ile öyle de olamayıp, laiklerin yaşam tarzını kendine göre büken insanlardır.

    hani diyoruz ya şeriat gelecek şeriat gelecek. gelmez, o yemez. şeriat arap kanunudur ve sadece onlar uygulayabilir. onlar bile küreselleşme etkisi ile yumuşar oldu.

    işte bugünün ülke müslümanı laiklerin yaşam tarzını eğip büktü. yadırgamayın. imreniyorlar. o kızlar da imreniyor. fakat o başörtüsü duvarını aşamıyor. yarın bi zat gelse, çok itimat edilse, dese ki ya bu başörtüsü falan lazım değil, çıkarır atarlar.

    o yüzden ben işte çok makyaj yapan türbanlı, tinder face insta takılan türbanlı, erkeklerle kol kola gözen türbanlı gibi şeyleri yadırgamıyorum. bu ülke müslümanının bu olduğu başından beri belliydi. fakat şuna kızıyorum; kendilerine gelince yaşam tarzı, bize gelince ahlaksızlık oluyor. yoksa tinder'a girmiş, o mekanda takılmış, bana ne amk, herkesin yaşam tarzı kendine.

    edit: bir kaç eleştiriye cevap vermek için yayınımıza kısa bir süre ara veriyoruz.

    şimdi malum tahmin edeceğiniz gibi ilk itiraz 'islamiyet bir arap dinidir' lafıma olmuş. kur'an'ı kerim'i istediğiniz çeviri kaynağından bir okuyun. ya da okumayın bana şu cevabı verin; 'dünyada aynı anda olabilecek sonsuz tane olay örgüsüne ait sonsuz tane ihtimal vardır (kaos teorisi)' 6000 küsür ayet bu sonsuz ihtimali karşılayabilir mi=?

    malum ramazan programlarında biri çıkar; 'hocam osuruğumuz tam ucuna gelir, fakat o sırada biri bize yumruk atar ve osurursak namazımız bozulur mu?' gibi bir soru çıkar karşısına. çünkü ihtimal bitmez.

    bu ihtimallere karşı 6000 ayet ne yapabilir? genel çerçeveleri belirler, yorumu bilene bırakır. en azından sünnilikte durum bu. hadisler değil mi? hadisler yetmezse peki?

    işte orada islam bilgini dediğimiz adamlar çıkıyor. bunlar da ilhamını yerleşik arap kültüründen alıyor.

    işte islamiyet genişleyip farklı kültürlere adapte olmaya çalışırken karşısına çıkan sorun ve soruları 'arap adetleri' ile çözmeye çalışır. fakat bu her topluma uymaz. haliyle geçişken bir süreç yaşanır. ben tam olarak bunu kast ediyorum. yoksa elbette kur'an tüm insanlığa gelmiştir diyebilirsiniz, o ayrı bir tartışma konusu o işin içinden çıkamayız.

    ikinci eleştiri; hristiyanlık paganizm değildir. elbette değildir. çıkışının öyle olduğunu iddia etmiyorum. ben avrupa'daki hristiyanlık yorumunu kast ediyorum. yoksa tevhid inancında teslis'in işi ne değil mi? ama işte kutsal ruh diyoruz, bu adamlar bunu bükmüş. bu dini kendi tarihleri ile yorumlamışlar.

    üçüncü eleştiri: efendim işte başörtüsü ile eğitim alamadık ona itiraz ettik. doğrudur eğitim bir haktır. yapılan bazı uygulamalar çirkindir. fakat haticeyi boşverelim şimdi neticeye bakalım. bugün girenler ne yapıyor mesela? ortalamaları ne? hangi soruna merhem oldular?

    hak bulduktan sonra hakkı boş kullanmak, oyuna sonradan giren futbolcunun kendi kalesine gol atmasına benzer. islami kesim hak ettiği hakkı buldu. fakat her alanda suistimal ederek kendi kalesine gol attı.

    eskiden müslüman deyince aklımıza saygın bir ihtiyar gelirken bugün nargile cafelerde türbanlı sevgilisine köz isteyen kısa paçalı tipler geliyorsa bu bizim sorunlu tipler olmamızdan mı? yoksa sizin parayı bulunca nereye süreceğinizi şaşırmanızdan mı?