televizyon izletmeden çocuk yetiştirmek

  • 4 yas. ızletmedik. biz de izlemedik. evlendigimizden beri evde tv var ama yayina bagli degil. eski bi laptopa bagli. onu da acmaya useniyoruz, durdugu yerde tozlaniyor. o uyurken laptop/tabletlerimizden dizilerin dibine vuruyoruz bazen. o uyanikken kitap okuyoruz, kalem-kagidi dokup yazip ciziyoruz, sohbet ediyoruz, cevredeki cocuklarin bagimlisi oldugu cizgi filmlerden denedik hatta, bi kere alismayinca hic istemedi. televizyon acinca ne varsa kendisini izleten bir alet. ve kaliteli icerik yuzdesi cok dusuk. cocugun oradan almasini umdugun egitim ne, evde her gun yarim saat sen uzerine dussen 10 katini verirsin. bir elinden tutup iki adim yuruyus yapmak bile daha egitici, hem de ic acici.

  • herkese çok iyi bir fikir gibi gelen ama nedense çoğunluğun yapmayı bile denemediği ebeveynlik. biz deniyoruz. zaten bir kere sizin de hayatınızda televizyon olmaması gerekiyor. evliliğimizin başından itibaren televizyon olmadan yaşadık.* film izleyeceksek laptoptan açtık, maç izleyeceksem kafeye gittim ama günümüzdeki kullanım şekliyle bir nevi kölelik olan televizyon hayatımızda hiç olmadı. bebeğimiz dünyaya geldiğinde çevremizdeki hemen herkes "televizyonsuz nasıl büyüyecek gerçekten almayacak mısınız?" dediler. "almayacağız" dedik elbette. televizyonu bakıcı gibi kullanan türk toplumu için yapmak istediğimiz ütopya gibi geldi galiba. oğlumuzun 2. yaş gününü mart ayında kutladık. bu sürede bronşoit i yüzünden ventolin vermemiz gereken sürede ali baba kırmızı balık gibi videolar izletmek dışında tamamen oyun ve diyalogla büyüttük. eğitici kitaplar aldık ve sabah sekizde uyandığı andan akşam dokuzda uyuyana kadar hep hareket ederek ve konuşarak büyütmeye çalıştık. bazı arkadaşlarım ve dahi abimin " iyi güzel de bu çocuk büyüdüğünde ve arkadaşları bir çizgi film hakkında konuştuğunda oğlun hiç bilmediği için kendisini kötü hissetmeyecek mi?" eleştirileri oldu mesela. ben şöyle düşünüyorum oğlumun da onların bilmediği konular hakkında fikirleri ve yetenekleri olacaktır. bu yüzden kendisini kötü hissetmesinı gerektirecek bir durum yok. bir konu hakkında daha yazıp bitireyim. bir çocuğun bir günde harcaması gereken bir enerji var. yani sağlıklı beslenen bir çocuğun harcaması gereken bir enerji var ve uyanık olduğu 9 - 10 saatte bunu atması lazım. o enerjiye 100 diyelim. şimdi günde 3 - 4 saat tv başında oturan bir çocuk o enerjiyi daha kısa sürede atma ihtiyacı duyuyor. yani durmadan hareket etme imkanı verilen bir çocukla devamlı oturması istenen bir çocuk aynı enerjiyi sarf edemez. ve o kısa sürede de duvarlara tırmanır. yani hiperaktif ve obez çocuklar yetişmesinde televizyonun payı olduğunu kimse inkar edemez herhalde. tabi konu çok kapsamlı ve aklıma gelmeyen çok ayrıntı var. sorular olursa yanıtlarım.

    edit 1 : bu konuyu aslında beyin fırtınası olsun diye yazdım. mevzuyu daha önce düşünmemiş yazarlara düşündürmek ve fikir almak uygulayanlarinda tecrübelerinden yararlanmak amacıyla yazdım. bu anlamda fazlasıyla amacıma ulaştım..

    edit 2: öncelikle yasak kelimesi çok geçmiş. kesinlikle yasak yok. hayatımızda olmayan bir nesne televizyon ve saatlerce sırf ebeveynler rahat etsin çocuk sessizce otursun diye televizyon izletmek yok. onun yerine oyun var. mevzu o.

    edit 3: televizyon görünce ne yapıyor olayına da bir kaç kelam edeyim : özellikle bize saygı duyan ve biz varken kendi isteğiyle açmayan bir arkadaş dışında gittiğimiz her ortamda açık televizyon. bekleme salonlarında hastanelerde... hiç ilgilenmiyor. yani bir su sebili çoğunlukla daha çok ilgisini çekiyor ya da bir saat.

    edit 4 : burada amaç öğrenmeye en açık olduğu dönemi bir kutuya ya da tablete bağımlı geçirmemesi ve mümkün olduğu kadar çok uyarıcıyla uyarıp algıları açmak. bunun dışında bir amaç yok. bu şekilde çocuk büyütmeyi hiç diyalog kurmadan çizgi film ya da her ne çıkarsa çocuklarına onu izleten anne babalara karşı tepki olarak görün. daha fazlası değil.

    edit 5: biz de böyle büyütüyoruz buluşalım çocuklar oynasın diyen yazar arkadaşlar da oldu, televizyonsuz o sessizlikte nasıl duruyorsunuz diyen de. ilgilenen herkese sevgiler.