tek başına yaşamanın dezavantajları

  • duştayken havluyu unuttuğunu farkedip ıslak ıslak odadan havlu almak:(

  • alışkanlık yapması.
    zamanla her şeye tek başına karar vermeye öyle alışırsınız ki kendi hayatını kontrol etmenin gücü çok tatlı gelmeye başlar ve artık o hayatı kimseyle paylaşmak istemezsiniz. yalnız siz ve sizin cumhuriyetiniz vardır. kral da halk da sizsiniz.

  • tek başına yaşamanın bir dezavantajı yoktur. tek başına yaşamak bir lükstür, satın dahi alınabilir ve muhteşem bir şeydir.

    hayat şartları gereği yalnız yaşamayı, tek başına yaşamak zannedip dezavantajlar sıralamak anlamsız.

    (bkz: alone)
    (bkz: lonely)

  • paylaşamamak.

    bir kahkahayı, bir şarkıyı, bir şişe şarabı.

    ve tek başına sevinmek, tek başına üzülmek.

  • herhangi bir şeyi herhangi bir yere koyduğunuzda yerine geri gitmiyor. siz alana kadar orada kalıyor.

  • tek başına yaşamaktan daha güzel tek şey mutlu bir evliliğiniz olmasıdır. onun dışında dezavantajı yoktur. aileyle yaşamak ile kıyas kabul etmez. sağlıklı her birey kişisel gelişimi için en geç üniversite sonunda ailesinin oturduğu evden ayrılmalıdır. işe girdiyse aynı şehirde dahi olsa ayrı eve çıkması bir lüks değil tamamen ihtiyaçtır. aksi taktirde 30-40 yaşında dahi "annnnnnnnna" diye anıran ergen olursunuz.

    tek yaşamak kişisel gelişim için neden önemli? her şeyden önce hayatta kalmayı, bütçe yönetmeyi, evin ihtiyaçları nelerdir onu anlamayı öğrenirsiniz. yemek, temizlik vs gibi şeylere tek yaşamanın dezavantajı diyorsanız kusura bakmayın da bir moronsunuz. kadınlara tavsiyemdir. en az 3-4 sene tek yaşamamış adamla evlenmeyin. evleniyorsunuz da "bana hizmetçi muamelesi yapıyor" demeyin. zira tek yaşayan insan evleneyim diye o kadar meraklı olmaz. böyle tipler genelde eş değil hizmetçi arıyorlar.

  • benim için en büyük dezavantaj, yaptığım espriye gülecek kimsenin olmamasıdır. film izlerken bazen öyle güzel espriler çıkıyor ki bir dakika durdurup kendi esprime gülüyorum.

    sonra bir hüzün çöküyor.

  • dezavantajı; çok fazla avantajı olmasından mütevellit bağımlılık yapmasıdır. kalabalıklarda darlanma, bir yolunu bulup yalnızlığına kaçma refleksi gibi yan etkileri de olan bir bağımlılık şeklidir. bu da bazen sizi sevenleri üzebilir.

    bu bağımlılıkla beraber bünyede ayrıca gerekmedikçe konuşmama sendromu gelişir. sonrasında girdiğin ortamlarda konuşulan lafların büyük çoğunluğunun gereksiz sözler yığını olduğunu düşünmeye (farketmeye) başlarsın. bu da öncesinde ne kadar konuşkan biri de olsan seni daha az konuşan, sessiz, görece tepkisiz birine çevirir.

    bir diğer önemli dezavantajı da zamanın geçişini algılama ve zaman kontrolü güçlüğüdür. içinden "aa saat daha 9'muş yea" diye düşündükten daha 1 saat geçmeden saatin 02:00 olduğunu, "oha yatayım bari geç olmuş" derken 04:00'ü bulduğunu görmek gibi delicesine hızlı geçer zaman.

  • komsudan gelen tabagi, evde birsey olmadigi icin doldurup iade edememek.
    bulasik makinasinin dolmasi icin 1 hafta beklemek.
    eve girerken cikarken zile basamamak, kapiyi hep anahtarla acmak.
    her meyveden 1er tane alip yemeye tesvik eden olmadigi icin hep cope atmak.

  • avantajlarının yanında esamesi okunmaz.