tarım ve hayvancılıkta ilerleyemememizin nedeni

  • hayvancılıkta, karar merciideki bazı kişilerin ve hayvancılıkla uğraşanların bir kısmının iq seviyesi ile bahse konu hayvanların iq seviyelerinin birbirine çok yakın olması.

  • 90'lı yıllardan itibaren milyarlarca lira kaynak ayrılmasına rağmen, tarımsal destekleme kredilerine rağmen, hayvan ve mazot desteğine rağmen ilerleyemiyoruz. devletin/iktidarın aldığı yanlış kararları eleştiriyoruz amenna ama ya köylü, ya çiftçi? niye kimse köyünün tembelliğinden, bencilliğinden, kurnazlığından ve dolandırıcılığından bahsetmiyor acaba?

    anadolu'da herhangi bir köye gidin, 50 dönüm arazisi olan en az 100 çiftçi bulabilirsiniz. bu insanlara, ''yahu gelin şu tarlaları birleştirip 5 bin dönüm elde edelim, sonra kooperatifleşerek ticari değeri yüksek tarım ürünleri üretelim ve hep birlikte satalım. böylece hem aracılar bizi ezmez hem de girdi maliyetlerini düşürürüz'' deseniz ''sie ordan gominis'' diye kovalarlar sizi. bir çok çiftçi aldığı tarımsal desteklerle istanbul'da daire sahibi oldu. bir ara esenyurt ilçesinde sadece köylülerin dairelerinden oluşan siteler vardı. burada şunu da belirteyim, eleştirim köylü yada çiftçinin mülk sahibi olmasına değil, tembel ve vizyonsuz olmasına itirazım. tarımsal hibeleri veya destekleme kredilerini pavyonda yiyen, iki tavuk bakmaktan aciz olduğu için yumurtayı köyündeki ucuzluk marketinden alan ( ki köyde tavuk yetiştirmek bedelsizdir) babasından kalan 50 dönüm araziyi 7 kardeş bölüşmeye çalışan bir topluluktan pek hayır gelmez.

    ekleme: özel mesajla çok fazla yüklenen olduğu için bu eklemeyi yapmayı uygun buluyorum. arkadaşlar tarım politikalarını yürütenler, uygulayanlar veya hükumet olan kişiler sütten çıkmış ak kaşık değil,ben de bunu iddia etmiyorum. evet tüm çiftçiler tembel değil, tüm genellemeler yanlıştır evet. tüm bunlar netleşti ise esas konuya gelelim;

    türkiye'nin neredeyse bütün ilçe merkezlerinde ve büyük köylerinde ucuzluk marketleri var. olmayan ilçe var mı? evet var ama çok az var. bu marketlerde o yörenin insanının üretemeyeceği bir çok ürün satılıyor (kalkıp temizlik malzemesini üretecek değil çiftçi). öte yandan bu marketlerde koli koli yumurta, paket paket bulgur, ekmek, sebze meyve ve hatta tavuk eti satılıyor. inanın hiç bir ürün bozulmadan, geri gitmeden satılıyor. ben bunu anlamak da zorlanıyorum, anlamayacağım. allah aşkına özel mesajla açıklama yapıp ikna çabasına girmeyin. bir köylü/çiftçi yumurtayı marketten-bakkaldan alıyorsa, tavuk etini marketten alıyorsa, hazır salça ve bulgur alıyorsa mümkünse hiçbir şeyden şikayet etmemelidir. benim tembellik veya vizyonsuzluk olarak bahsettiğim şey budur. eskişehir'de akrabaların tarlası var, uygun olmasına rağmen 15 yıldır pancar ekimi yapmıyorlar. biz ekimi bıraktığımızda daha ne şeker fabrikaları özelleşmişti, ne de üretimde doğru düzgün takip edilen bir kota sistemi vardı. peki neden bıraktık? sulama maliyeti nedeniyle tabi. ama o maliyeti çekip, desteklemeyi de alıp sonra bir de şikayet edebilirdik değil mi? olayı hemen nohuta, baklagillere ve yem bitkilerine ayırdık. işi az buçuk toparladık. ha şimdi milyon lira mı kazanıyor akrabalarım? tabi ki hayır. en azından hayvanına yem sağlıyor. bir yıllık masrafını finanse ediyor. evet durumları çok iyi değil, fakat dışardan ne bir kilo un aldıklarını gördüm, ne de 1 tane yumurta. yiyecekleri ne varsa kendileri yapıyorlar.
    düzeltme: @besligozluk'ün uyarısı üzerine paragraf boşlukları ekledim.