tarım ve hayvancılığı öldürenin köylüler olması

  • çalışacak adam olmaması. yazılanlar gayet yerinde tespitler. bir şey daha var o da çalışacak adam yok.

    siz beyler istanbul, izmir, ankara'dan, şehir merkezleri, büyük şehirlerden, avmlerden ayrılamıyorsunuz. lise mezunu olan, eli yüzü düzgün, hapçı otçu olmayan, iki kelimeyi bir araya getirebilen, pkklı ya da suriyeli olmayan pek bir kimse bulamadık. yok yani aylık 3 4 bin lira, barınma, yemek, faturalar vs her şey dahil çalışacak adam yok. suriyeli ile pkklı geliyor anca. türk genci avm avm gezip, büyük şehirlerde kız peşinde sürünmek istiyor.

    halde, depoda çalışacak ya da hayvanlara bakacak adam yok. olmadığı için iş büyütemiyoruz. çünkü kimse gelip küçük bir kasabada ya da şehir dışında yaşamak istemiyor. sözde herkes doğa sever, betondan bıktı. yok öyle biri.

    çalışan, şehirden çıkan için çok güzel ekmek var. siz şehirde köle kalmayı taşrada rahata tercih ediyorsunuz. bana hava hoş. kimseye de acımıyorum zaten.

  • uzun süredir yapmayı düşündüğüm hayvancılık için yaptığım araştırmalar sonucunda gözlemlediğim durum.

    bilhassa hayvan beslemede geleneksel yöntemler, üretimde geleneksel metodlar uyguluyorlar.

    hiçbir yeniliğe ve gelişime açık değiller. adamlar herşeyi ama herşeyi devletten bekliyorlar. yem ve üretim giderleri artmış olabilir ama cidden 2 yaşında alınıp 1 yıl beslenen sonra 3 yaşında satılan 50 baş kurbanlık hayvandan kazanılabilecek parayı görseniz ne demek istediğimi anlayacaksınız. ortalama hesapla şuan ki bakım ve yem maliyetiyle een kötü 200.000 tl kazanılabiliyor. 1 yılda.

    diyorsun ki bu ahır bu hayvanların üretimi için uygun değil, diyo ki devlet desteklerse daha iyisini yaparız. ulan ampik sen hayvandan edeceğin karı devletle paylaşıyor musun? sattığın hayvana fatura kesiyor musun?

    keçi sütü işletmeleri sahiplerine bakın çoğunluğu beyaz yakalılardır. avrupada uygulanan metodları örnek alırlar, verimi yukarı çıkarmak ve ıslah için çalışırlar. hangi hayvan ne kadar süt verir kaydını tutarlar, her yıl bir önceki yıldan daha verimli hale getirirler işletmelerini. bir köylünün bunu yapma ihtimali var mıdır?

    besi hayvancılığında taze yemi karşılamak için olan arazilerini ekmezler ekenler de yanlış metodlar uygularlar, halbuki ufak bir araştırmayla verimi inanılmaz derecede yukarı çıkartabilirler.

    bakanlığın verdiği hayvanları satıp parasını bir yıl boyunca yiyen ve götünü yayıp keyfine bakan kaç tane köylü tanıdım. dağ taşı ekili arazi diye ekim parası alan mı dersiniz, kaç yüz dönüm arazisine yıllardır “olmayan” yoncanın parasını alan mı dersin neler var da uzatmak istemiyorum.

    ez cümle tarım ve hayvancılığın kurtulması için hayvancılığı önce köylülerin elinden kurtarmak lazım. ben ve benim gibi bu olaya pratik teknik ve bilimsel yaklaşan üreticiler lazım.

    haydi gençler iş başına
    korkmayın
    çekinmeyin
    başarabilir miyim diye endişe etmeyin. bir köylüden daha iyi yaparsınız bu işi emin olun.

    edit 1: işin içinde olanlar ne dediğimi anlayacaklar. şu köy enstitüleri kapanmasaydı şuan inanılmaz yerlerde olabilirdik.
    -hayvancılıktan para kazanamayan boşalan köyler olmayacaktı.
    -kooperatifleşmeyle üretici simsarlara mahkum olmayacaktı.
    -piyasaya malını "babalardan" izin almadan satamayan büyük baş süt üreticisi mağdur olmayacaktı.
    -tohumun %90'ını ithal etmiyor olacaktı.

    edit 2: çok mesaj geliyor, hepsini okuyorum cevap vermeye çalışacağım.

    edit 3: "bize çiftçi lazım mühendis değil" interstellar.

    edit 4: işin içinde olanlardan itirazlar geldi. burada bahsedilen hayvancılık sadece büyük ya da orta ölçekli büyük baş sütçülük değildir. 50-100 başlık küçük baş aile işletmeciliği büyükbaşa nispeten daha kolay ve daha az sermaye gerektirir.
    “sen bu işin içinde değilsin ne kadar zor olduğunu bilmiyorsun” diyorlar. bu eleştiriye cevabım şudur, arkadaşlar doğayı ve hayvanları sevmiyorsanız, sizi seven ve destekleyen birisi yoksa bu işe girmeyin.