tarımın çökme noktasına gelmesi

  • çiftçi çocuğu olarak anlatıyorum, yaklaşın hele...

    neden ülkede tarım çöktü?

    1. öncelikle, tarım arazilerinin imara açılması, önemli faktörlerden biridir. kat karşılığı daire almak cazip gelmektedir.

    2. mazot fiyatlarına girmiyorum bile...

    3. sulama problemleri hat safhada. doğal su kaynakları azaldı, kuyu açarak su çıkarmak oldukça maliyetli ve yer altı su kaynakları sınırlı.

    4. tüketilen yeşil alanlar beraberinde kuraklığı getirdi. madde 3’e geri dön.

    5. ürün birim fiyatı dipte, çiftçiye verilen pancar ve hububat birim fiyatları yıllar içinde eriyip gitti.

    6. işçilik çok arttı. iç anadolu’da urfalı ve konyalı mevsimlik işçi bulmak daha zorlaştı. maliyet yükü arttı. madde 5’e geri dön.

    7. yanlış politikalarla verilen çiftçiye destek paraları, ekmeden biçmeden, devletten para alma kurnazlığını doğurdu.

    8. zirai ekipmanların fiyatları fahiş bir şekilde arttı (traktör, römork, vs vs.)

    9. kaliteli tohumda halen dışarıya bağımlı olmak ve dolayısıyla pahalıya almak (israil tohumu)

    10. şeker pancarı gibi devlet kontrolünde üretimi olan mahsüllere getirilen kota uygulama problemleri çiftçiyi bezdirdi. taahhüt edilen tonajın altında ürün alırsan ceza kesiliyor, taahhütünden fazla ürün aldığında, fazla olan ürüne sıfıra yakın sembolik bir fiyat ödeniyor (deli dumrul hesabı)

    11. üretilen mahsülün pazara gelene kadar, emek hırsızı hal mafyalarınca, aracılarla fiyatının şişirilmesi ile hem tüketici hem çiftçi canından bezdi.

    12. şeker fabrikalarının özelleştirme adı altında devri ile iyi kötü işleyen sisteme iyice çomak sokuldu, nakliye ve teslimat problemleri yaşandı, ürün tarladan zamanında kaldırılamadı, tarlalar bir sonraki sene için hazırlanamadı, işçiler kış geldi diye kaçtı. kar yağdı sürüm ve ekim yapılamadı. çiftçi, hem bu yılın ürününden hem de diğer yolun ürününden oldu.

    13. faturaya taahhütlü telefon alıp, paketini açmadan daha düşük fiyata satan, nakit paraya sıkışan insanları bilirsiniz... ekonomik darboğaza giren çiftçi de kredi ile aldığı sıfır traktörü, kontak çevirmeden düşük fiyattan galeriye sattı. hal böyle olunca, traktör satışları patladı, e tabi yandaş medyada, tarımın şahlanışı traktör satışından belli diye haber yapıldı.

    14. köylere götürülmeyen, sağlık, eğitim, belediyecilik ve sosyal hizmetlerden dolayı insanlar şehre göç etmek zorunda kaldı.

    15. son olarak, ikinci, üçüncü nesiller eğitim aldıkça topraktan uzaklaştı, arsa vasıflı olanlara inşaat yapıldı, diğer tarlalar atıl olarak bekletildi.

    aklıma geldikçe editlerim...

  • iyi olmuştur.

    gidin o tarımın çöktüğü köylere, hala erduvan da erduvan diye gezerler. yılların mhp'lisi bile "biz liderimizin peşinden gideriz" diyor. tarımın çökmesi benim yapacağım mesleği de doğrudan etkiler ama yansın ağzına sıçayım, svihs.

  • bir çiftçi evladı olarak (ki henüz çalışmadığım için çiftçilikten geçinmiş oluyorum) çok doğru tespit, örneğin bizim ailede babam çiftçilik yapan son kişi olacak. çünkü ne ağabeyim, ne de ben çiftçiliğe pek yanaşmıyoruz.

    peki neden?

    1. çiftçi olacaksan kırsalda yaşamak zorundasın mutlaka, öyle şehirde yaşayayım araziye giderim falan olacak şey değil. kırsalda yaşamak demek kötü bir sosyal hayat, çocuklar için kötü eğitim ve kısıtlı imkan demek.

    2. mazot, gübre, tohum, ilaç fiyatları çok yüksek, adam akıllı para kazanmak için çok arazi ekerek sürümden kazanman lazım. çok arazi demek, çok çalışmak demek.

    3. çalıştıracak işçi bulunmuyor, herkes fabrikalarda çalışıyor.

    4. benim çiftçiliği tercih etmemek için en büyük nedenim; hor görülmek. ne kadar kazanırsan kazan, hadi parayı geçtim, kendini ne kadar geliştirirsen geliştir, çiftçiysen köylü, cahil ve geri kafalısındır.