türkiyeden dahi çıkmamasının sebepleri

  • türkiye'den dahi çıkmaktadır.

    lise yıllarımda bir arkadaşım vardı. konya'da öğrenciydik, devlet okulu. okulun müdüründen öğretmenlerine kadar, birkaç kişi hariç herkes oldukça tutucuydu. bu arkadaşımla orada tanıştık.

    lisede pek parlak bir öğrenci değildi ama çok ilginç fikirleri vardı. hep anlatıyordu, çoğu zaman pek kimseyle paylaşamasa da kendi çabasıyla çok ciddi şeyler yapıyordu. her alanda, daldan dala atlıyor, sürekli bir şeyler öğreniyordu. bir süre sonra bunu sadece türkçe ile yapamayacağını söyleyip, kendi kendine ingilizce ve fransızca öğrenmişti. makaleler okuyup, sürekli bir şeyler yapıyordu.

    okulda öğretmenler sevmezdi, niye bilmiyorum. hatta kız arkadaşı var ve okulda "yan yana" yürüyorlar diyerek disipline bile vermişti müdür yardımcısı.

    liseden mezun olma vakti yaklaştıkla kendi çabasıyla çeşitli fonlara başvurdu, hayalinde bir projesi olduğunu anlatıyordu ama o projeyi de sır gibi saklıyordu. tübitak'tan reddedildi. yılmadı, birleşmiş milletler'in sağladığı bir fona başvurdu ve kabul aldı.

    bm fonu ile projesi desteklendikten sonra, daha üniversite sınavına bile girmemişken iki üniversiteden davet aldı. biri cambridge, diğeri mıt. tercihini cambridge'den yana kullandı. üniversite burs verdi, bunun dışında royal society burs verdi, ulaşımını, konaklamasını, yeme içmesini bile karşıladılar. hepsinden öte, akademik olarak yapabileceği araştırmalar için ciddi fırsatlar sundular. oraya gitti, prof. matematikçilerle çalışıyor, kuantum fiziği profesörleriyle fikir alışverişinde bulunuyor. bu kişi, ilk gittiğinde liseden yeni mezun olmuş ve üniversiteye yeni başlayan bir öğrenci olarak gitti. burada ona "labaratuvar" tahsis ettiler. evet, sadece ona ve o sakladığı projesi, hayali için beraber çalışacağı ekibe... (ekipte profesörler ve oldukça önemli bilim adamları var.)

    kendisi sadece başarılı biri değildi, aynı zamanda mensa ve adını bilmediğim birkaç yüksek ıq topluluğuna testler ile alınan, davet edilen biriydi.

    ona ne verdiler?

    -kusursuz bir çalışma ortamı.
    -kendini geliştirebileceği bir çevre.
    -işine odaklanması ve yapması gerekeni yapabilmesi için gerekli maddi destek.

    türkiye ona ne verdi?

    -tübitak'tan red.
    -kız arkadaşı ile yan yana yürüdüğü için disipline verildiği bir lise.

    şimdi bu insan türkiye'den çıktı. cnn ınternational, daha liseden mezun olduğu sene röportaj yaptı. şu an çok ciddi şeylerle çalışıyor.

    birkaç ay önce tekrar konuşma fırsatımız oldu. "türkiye'ye dönecek misin?" diye sordum. biraz uçuk biri, nerede olduğunu pek önemsemiyor. "dönecektim ama olmadı" dedi.

    tübitak, daha yeni akıl edip "tersine beyin göçü" kapsamında iş teklifinde bulunmuş. ve yetişmiş, kendini ispatlamış birini davet etmiş. buraya kadar her şey normal ve olması gerektiği gibi gidiyor... ama kendisine ne bir lab imkanı, ne de orada elinde olan ödenekleri sağlamamışlar. bana üzülerek, "bana bir imkan vermezlerse nasıl bir katkı sağlayabilirdim ki, boş boş oturup bulmaca mı çözecektim" dedi...

    şimdi onun adını okuduğum haberlerde, "türk kökenli ingiliz vatandaşı" gibi şeyler geçiyor. vatandaşlık da vermişler.

    özetle;

    türkiye'den dahi çıkıyor.
    türkiye dahilerini anlamıyor.

  • çıksa bile leş, medeniyetsiz, gürültüden her gün kafa sikilen, magandaların barzoların cirit attığı bombok ortadoğu ortamına dayanamaz ya da doğru dürüst imkan bulamadığı için yurtdışına kaçar.

    aziz sancar türkiye'de kalsa bu noktaya gelmesinin önünü açacak imkan bulamazdı bir defa. üniversitelerinde hocaların spektrometre kavgası yaptığı memlekette nerede öyle araştırma yapacaksın? farouk el-baz amerika'ya kaçtı ay'a adam yollayan ekipte çalıştı mesela. o da mısır'da kalsa harcanır giderdi.

    sırf türkiye değil israil hariç bütün ortadoğu'nun ortak sorunu bu.

  • çıkan dahiler de eğitim sistemimiz tarafından törpülenerek sıradan insana dönüştürülüyor zaten.