türkiye a milli futbol takımı

  • isviçre maçı öncesi, galler ve italya hezimetlerinin ardından the guardian'da bir yazıdaha kaleme alınmış kendilerine dair. ilgilenenler için çevirisini bırakıyorum.

    daha bir hafta öncesine kadar türkiye euro 2020’nin izlenmesi gereken takımlarından biri olarak gösteriliyordu. pazar günü isviçre ile karşılaşacaklar ama iki yıkıcı yenilginin ardından turnuvanın dışında kalmaları an meselesi. dahası, gol bile atamadılar hatta gole yakınlaşamadılar dahi.

    halkın öfkesini, uzman erman toroğlu şenol güneş’e ve türkiye futbol federasyonu’na yönelik yaptığı şu sert eleştirilerle özetliyordu; “bu kafada bir şenol'la, bu kafada bir federasyonla, bu kafada bir milli takım olur. her şey kokuşmuş futbolda. gerçekler acıdır.”

    peki nasıl bu kadar kötü gitti? kimse türkiye’den böylesine kötü bir performans beklemiyordu. yalnızca yenilmediler, aşağılandılar. ilk maçtaki kötü performansı azzurilerin müthiş oyununa bağlanamayacağı da galler’e karşı oynanan acınası oyunun ardından kesinleşti.

    iki mağlubiyet de şekil olarak üst tura çıkmayı hedefleyen bir takım için hazmetmesi zor cinstendi. eleme grubundaki performans iki yıl önceydi ve iki maçta toplam dört puan kaybeden fransa maçları ciddiye almadı diyebilirsiniz. türkiye uefa uluslar ligi grubunda da başarısız olmuştu fakat bu başarısızlık söz konusu maçların ciddiyeti arttırılmış hazırlık maçlarından fazlası olmadığı bahanesiyle halının altına süpürülmüştü. daha sonrasında dünya kupası elemelerinde türkiye hollanda’yı 4-2 ile ve zorluk çıkarabilecek norveç’i de 0-3 ile geçerek cevabı vermişti.

    bu kadro avrupa’nın beş büyük liginde oynayan yetenekli gençlerin oluşturduğu bir kadro. çoğu oyuncu 20’lerinde ve şenol güneş’in öğrencileri muhtemelen ileride buralarda yine bulunacaklar. bu genç ekip hala altın jenerasyon olma yolunda ilerleyebilir, ama bu şekilde kötü bir yönetimle değil.

    bu denli zengin ve çeşitli malzemelere sahipken hala tatsız bir yemek çıkıyorsa burada suç aşçıya yazar. türkiye elemelerde harika bir defansif performansa sahipti. yalnızca 10 maçta 3 gol yemişlerdi ve hiçbiri akan oyundan değildi. 8 maçı da gol yemeden bitirmişlerdi. savunma onların en önemli güçleriydi. fakat daha sonra güneş arka dörtlüyü kurcalamaya başladı. çok fazla alternatife sahip olmaz bir sorun olabilirdi ve güneş son 8 maçın yalnızca 2’sinde aynı savunma dörtlüsüyle başladı. bu aralıkta türkiye 11 gol yedi.

    merih italya karşısında kendi kalesine attığı golden sonra galler maçında kesildi. fakat yine de en kötü performansa sahip oyuncu da demek zordu. onu günah keçisi ilan etmek anlamsız ve acımasız olur. güneş’in ileri uçta 196 cm’lik kieffer moore ile oynayan galler’e karşı elindeki fizik bakımdan en güçlü ve en uzun oyuncusunu oynatmaması garip bir karardı. demiral, kaan ayhan’ın yerine sonradan oyuna girse de çağlar ve merih ikilisi işlerin yalnızca daha da kötüye gitmesine sebep oldu. güneş en büyük kozunu yani savunmasını, sinerjiden yoksun kaotik bir kargaşaya çevirmeyi başardı.

    zaten kötü olan durumu türkiye’nin gol yememekten başka bir oyun planının olmaması da perçinledi. ortasaha ikilisi ozan ve okay da hayal kırıklığı yarattı. önceden çok disiplinli ve çalışkan bir görüntü veren ozan-okay ikilisi, kondisyon yönünden zayıf ve genel itibarıyla gergin gözüktüler.

    güneş tecrübeli ve uzun zamandır bu seviyelerde olan bir teknik adam. 2002 dünya kupası’nda takımını üçüncü yapmıştı. zaten bu durum bazı tercihlerini hiçbir şekilde açıklanamaz hale getirmeye yetiyor. italya ve galler maçlarının hiçbir bölümünde, ne defansif olarak ne de hücum tarafında bir şeyler yapabilecek gibi gözükmedi türkiye. takımın akılda kalacak bir anı bile yok.

    türkiye’yi izlemesi gerçekten can sıkıcıydı, türkler için gerçekten moral bozucu bir deneyimdi. günlerinde olsalar neler yapabileceklerini bilmek durumu daha da kötüleştiriyor.

    fakat ufak bir teselli notu, korkunç başlangıca ve turnuvadaki belki de en kötü iki performansa sahip türkiye için teoride hala gruptan çıkma şansı mevcut.
    en iyi 4 üçüncü bir sonraki tura yükselecek. isviçre’yi bakü’de yenmek diğer gruplardan çıkacak sonuçlara göre bir üst tur bileti anlamına gelebilir. -5 averajla hiç kolay değil, ama imkânsız da değil.

    türkiye bu mucizevi görevi tamamlarsa hikâye turnuvanın fiyaskosu durumundan, son anda uyanan bir tarafın hikayesine dönüşecek. isviçre’yi yenecek güce sahipler fakat güneş’in de üzerinde düşeni yapması şartıyla.

    eskiden öğretmen olan teknik direktör güneş için bu artık son şans. öğrencilerini savunmaya, topa sahip olmaya, saldırmaya ve özgüvenlerini yeniden keşfetmeye nasıl ikna edeceğini bulmak için birkaç günü var. aksi halde 2002’de kazandığı başarıdan sonra buradaki kara leke güneş’in itibarı için de bir utanç olacak. türkiye için nostalji zamanı değil artık.

  • ahahahahahahha
    umarım umarım umarım gol bile atamadan turnuvadan elenir dönerler.

    federasyon başkanından tut, maçı anlatan spikerine tek kelimeyle iğrençsiniz. şenol güneş denen futbol katiliyle bizim çocuklara hiç girmiyorum

    aq. turnuvadan önce bir algı yarattılar yok bu takım en az çeyrek final oynar, yok burak gol kralı olur

    alın size türkiye milli takımı. ossuruklar :)))

  • herkes bu işi çok iyi biliyor beşiktaş’ta oynamış 3 forveti çağırmışmış. diagne’yi mi çağırsın geri zekalı, yoksa slimani mi? şu anda sakat olmayan ve cenk tosun’la burak yılmaz’dan iyi forvet sayın bakalım. daha iyi değil yakın sayın hatta. eldekilere göre iyi bir kadrodur. kadroya alınmayan, kayıp bir oyuncu yok.

  • arkadaş, dünya kupası ve avrupa kupasına katılmama gibi bir lüksümüz yok mu bizim? eurovision’da her sene rezil olurduk; sonra çekildik, rahatladık.

    bu elemelerden de çekilsek, en azından milyonlarca liramız boş yere teknik direktörlere, çapsız futbolculara dağıtılmaz.

  • tff yönetim kurulu:

    yıldırım demirören: tüpçü
    servet yardımcı: armatör
    nihat özdemir: inşaat
    hüsnü güreli: avukat
    ali dürüst: işletme
    ibrahim usta: inşaat
    cengiz zülfikaroğlu: ticaret
    ali düşmez: işletme
    erhan kamışlı: inşaat, sağlık
    kaan terzioğlu: telekomünikasyon
    mustafa çağlar: tekstil
    alaattin aykaç: gemici
    ahmet gökçek: belediye başkanı'nın oğlu
    mete düren: doktor

    siz ne başarısı bekliyorsunuz acaba aq? neyin taktiğini, pozisyonunu konuşuyorsunuz siz? aç döndür döndür bak bu listeye. başarı beklediğin takımı, futbolu yönetenlere bak.

  • şanlı tarihinde ingiltere'den 8 yediği zamanlar dahil forması hiç bu kadar ayaklar altına alınmamış ve ucuz görülmemiş milli takımdır. üzerinden polemikler dönmesi, atılıp tutulması utanç verici. keşke bu zamanları görmeseydik.

  • futbol oynamak için buzun kalkmasını bekleyen, ilk kez turnuvaya katılıp ikinci çıkan 300 binlik ülke izlanda'dan, 40 yaşında kalecisi ve sıfır yıldız oyuncusuyla grubundan lider çıkan macaristan'dan, ilk turnuva deneyiminde senin 10 maçta gol atamadığın ingiltere'yi altına alan galler'den, almanyanın bulunduğu gruptan averajını eksilemeden çıkarak kendi emeğiyle üst tura gelen, profesyonel ligi bulunmayan kuzey irlanda'dan, son iki avrupa şampiyonası galibi ispanya'yı altına alan bizden daha düşük potansiyelli hırvatistan'dan, yıldız oyuncusu formsuz olduğu halde güle oynaya gruptan çıkan polonya'dan, turnuva favorisi ve ev sahibi fransa'dan akıllı oyunuyla puan alan isviçre'den, canını dişine takıp italya'ya diş geçirip kendi işini kendi gören irlanda'dan, kısıtlı kadrosuna rağmen altımıza almak için kıçımızı yırttığımız arnavutluk'tan, utanması gereken takım.

    primlerinizin tamamını afiyetle yiyin. biz de millet olarak sizi allah olarak görüp, "izlanda kalecisi aynı zamanda kasapmış ehehe" diye milletle taşak geçmeye devam edelim.

  • her katıldığı turnuvaya renk katan takım. bu turnuvada da en farklı yenilgiyi alarak turnuvadaki gol kısırlığına derman olmuştur.

    biz bitti demeden bitmez.

    -anneeaaa bittiii.

    biri sifonu çeksin.