türk mühendislerin hiçbir şey geliştirememesi

  • uretimi sirket yapiyor samsung'un 40 bin muhendisi var. tek basina kimse bir sey uretemez. sirketlesme, ar-ge ve hedef gerekiyor.

  • "türkiye evlatlarına kendisinden başka bir şeyle meşgul olmak imkânını vermiyor"
    -ahmet hamdi tanpınar

    'hiç bir şey geliştirememesi' kısmını çok abartılı görsem de, yalnızca mühendislerin değil, fen bilimleri ve sosyal bilimler çatısı altındaki alanlarda yer alan lisans ve lisansüstü mezunlarının da olduklarından çok çok düşük verimle çalıştıklarını yakından gözlemledim. bunun sebebi de türkiye'de yaşanmakta olan kriz ortamı.

    university of north carolina school of medicine'da araştırma yapmakta olan nobel ödüllü değerli hocamız prof. dr. aziz sancar şöyle demişti "türkiye'deki gençlere benim tavsiyem, günlük politikalar ile uğraşmayın bütün enerjinizi işinize verin. bilim öğrenmeye çalışın, günlük dedikodularla uğraşmayın. memlekete hizmet için bilim lazım."

    ve aynı konuşmada şunu eklemişti: "eğer ben türkiye'deki günlük kavgaları takip edersem üzüntümden çalışamam."

    şimdi objektif açıdan hocaya hak vermekle beraber, türkiye'de yaşayan herkesin derinden hissettiği ekonomik, sosyal, hukuki kaygılar varken, bu nasıl olacak? fanusa kapansanız gelip 'fanusa kapanma vergisi' alacak durumda bir sistem var. bunca gelecek kaygısı ile full idealizme sahip olmak çok çok küçük bir yüzdedeki işinde aşırı hırslı insanların yapacağı şey.

    diyeceğim o ki, mühendisler eğer ar-ge yönünde zayıfsa bunun suçunu sadece mühendislerde aramayın. siz o mühendislere silikon vadisi ortamı sundunuz da yan gelip yattılar mı? yoksa lisanstan mezun olur olmaz iş yaşamına 25+ bin lira kyk borcu + çakal iş verenlerin kaprisleri ile mi başlıyorlar? bunu sorgulayın.

  • geçmişe baktığınızda büyük icatların bir çoğu mühendisler veya akademisyenler tarafından yapılmamıştır. michael faraday, thomas edison gibi bir çok mucit alaydan yetişme idi. kuduz aşısını geliştiren louis pasteur tıp doktoru değil, kimyacı ve biyolog idi. bu insanları, yıllarını bilime vermiş, deneyimli akademisyenlerden ayıran şey nedir diye düşünürseniz, nikola tesla'ya bakmanız gerekir. iyi bir matematik zekasına ve eğitimine sahip olmasına rağmen, onu önplana çıkaran şey, geleceği öngören hayal gücüdür.

    işte bizim mühendislerimizin ve akademisyenlerimiz eksikliği budur. bir odaya saatlerce kapanıp, hesaplamalarla ve çizimlerle bir şey ortaya çıkartamazsınız. size bir ilham gereklidir. bunun nereden çıkacağını bilemezsiniz. oğlunun bisiklet kullanırken zorlandığını gören iskoç bir veteriner, pnömatik lastiği geliştirdi. çocukluğu bilim kurgu romanları ve filmleriyle geçen birçok araştırmacı, buluşlarını onlardan esinlenerek yaptılar. michio kaku ilerlemiş yaşına rağmen, bilim kurguya olan tutkusunu kaybetmediği gibi, onlar üzerinden gençleri bilime çekmektedir.

  • istisnalar kaideyi bozmaz... sıkıntılıyız bu konuda. ama mühendisleri suçlayarak da bir yere varamayız.

    peki bu konu nasıl incelenmeli?

    ben biraz araştırdım (3.5 dakika filan sürdü) ve objektif bir metod buldum. türkiye global ölçekte ne kadar rekabetçi? diğer ülke ekonomileri ile rekabet yeteneğimiz ne? bu yeteneği etkileyen faktörler ne?

    bunlara bakmadan türk mühendislerinin (olmayan) garajlarında yeni interneti filan keşfetmelerini beklemek yersiz.

    world economic forum'a göre rekabet yeteneğini etkileyen tam 12 değişik parametre var. bu parametreler 3 ana grupta toplanıyor.

    a. temel gereksinimler:

    1. kurumlar
    2. altyapı
    3. makroekonomik çevre
    4. sağlık ve eğitim

    b. verim yükselticiler:

    1. yüksek eğitim ve iş eğitimi
    2. ürün pazarı verimi
    3. işgücü pazarı verimi
    4. finansal pazar gelişimi
    5. teknolojik yeterlilik
    6. pazar büyüklüğü

    c. inovasyon ve kapsamlılık faktörleri:

    1. iş yönetimi kapsamlılığı
    2. inovasyon

    bu tanımları bir kenara park edelim...

    2017-2018 senesi itibarı ile, dünyanın en rekabetçi 10 ekonomisi şu şekilde tanımlanmış. tanımlayan kurum yine yukarıda bahsedilen wef.

    türkiye tabii ki bu listede yok. ama liste 137 ülkeyi kapsayacak şekilde genişletilirse, türkiye'yi 53. sırada görebiliriz.

    evet... 53. sıradayız.

    ama kolaya kaçmak yerine neden 53. sıradayız ona bir bakalım ve kendi pozisyonumuzu en tepedeki isviçre ile karşılaştıralım.

    aşağıdaki tablodaki ilk rakam türkiye'nin pozisyonu, ikinci rakam ise isviçre'nin pozisyonu.

    a. temel gereksinimler: 60, 1

    1. kurumlar: 71, 4
    2. altyapı: 53, 6
    3. makroekonomik çevre: 50,3
    4. sağlık ve eğitim: 84,2

    b. verim yükselticiler: 51, 3

    1. yüksek eğitim ve iş eğitimi: 48, 5
    2. ürün pazarı verimi: 53, 6
    3. işgücü pazarı verimi: 127, 1
    4. finansal pazar gelişimi: 80, 8
    5. teknolojik yeterlilik: 62, 2
    6. pazar büyüklüğü: 14, 39

    c. inovasyon ve kapsamlılık faktörleri: 66, 1

    1. iş yönetimi kapsamlılığı: 67, 1
    2. inovasyon: 69, 1

    sıralamalar böyle...

    türkiye aleyhine bu sıralamaya neden olan sebeplere bir bakalım (en tepedeki en belirleyici):

    1. yeterince eğitimli olmayan iş gücü.
    2. finansmana ulaşım zorluğu.
    3. verimsiz devlet bürokrasisi.
    4. politik istikrarsızlık
    5. vergi oranları
    6. enflasyon
    7. vergi yönetimi
    8. kısıtlayıcı işgücü regülasyonu
    9. döviz regülasyonu
    10. yetersiz altyapı
    11. ülke çapındaki işgücü genelinde etik davranış sorunları
    12. inovasyonu engelleyen kapasite yetersizliği
    13. devlet istikrarsızlığı, darbeler
    14. yolsuzluk
    15. yetersiz halk sağlığı
    16. yaygın suç ve hırsızlık

    şimdi de bu faktörlerin bazıları arasında türkiye ve isviçre nasıl birbiri ile yarışıyor, ona bakalım:

    yolsuzluk: türkiye eşittir isviçre x 5
    yetersiz halk sağlığı: türkiye eşittir isviçre x 10
    altyapı yetersizliği: türkiye eşittir isviçre x 24
    enflasyon: faktör karşılaştırması imkansız.
    devlet istikrarsızlığı: faktör karşılaştırması imkansız.
    yaygın suç ve yolsuzluk: faktör karşılaştırması imkansız.

    isviçre'ye göre tek avantajımız pazar büyüklüğümüz.

    durum bu...

    o son lafı tekrar bir düşünün...

    pazar büyüklüğümüz.

    tek avantajımız o.

    şimdi gelin abd'nin marshall yardımlarını dağıttığı ve türkiye cumhuriyeti döneminin ilk sağ parti iktadırının gücü elinde bulundurduğu döneme giderlim.

    türkiye'de endüstrinin yok edilmesi, üretimin baltalanması, her tür stratejik girişimin engellenmesi o döneme rastlar.

    marshall planına göre, türkiye nato'nun tarım ülkesi olacaktı.

    fabrikalar dağıtıldı, traktörler geldi.

    kuruluşunun ilk 20-25 senesinde toplamda dış ticaret fazlası vermeye başlayan ülke, menderes iktidarı döneminde inanılmaz dış ticaret açıkları vermeye başladı.

    şu andaki rolümüz değişik...

    artık tarım ülkesi bile değiliz.

    müşteri ülkeyiz.

    her konuda dış ülkelere bağlıyız.

    batı için en büyük önemimiz nüfusumuzun büyüklüğü ve dünyanın en problemli bölgeleri ile batı arasında bir açıkhava kampı görevi görüyor oluşumuz.

    sıcak para girişimiz senelerdir ülkenin değerlerinin satılması ve araplara toprak ve konut satılması ile sağlanıyor.

    bu ülkede neyin mühendisinden bahsediyorsunuz?

    gerçek anlamda mühendis yetiştirecek ve onları destekleyecek ülke var mı ortada?

    o günler mederes ile ve menderes'in şu andaki uzantıları ile bitti.

    türkiye bugün gdp'sinin %1'ini ar-ge'ye harcıyor.

    küçücük israil bunun 4 katından fazlasını harcıyor.

    küçücük israil'de 4,000'in üzerinde yüksek teknoloji konusunda inovasyon odaklı çalışan şirket ve dünyanın en kalifiye mühendisleri var.

    dökün kolaları... :)

    bu arada...

    inovasyon o yukarıdaki listenin son ayağı... ilk 11 kategoriyi düzeltelim, inovasyon zaten gelir.

  • elektrik elektronik mühendisliği okuyorum. öğrenci olduğum için kendime mühendisim diyemiyorum. ama 2023 yılında bor ile çalışan %120 verimli elektrik motoru yapacağım. azıcık sabredin.
    edit: utanarak bu düzeltmeyi yapıyorum. %120 verim zaten olamayacağı için yazmıştım. hani konyalı mühendislerin ürettiği uzay araçları gibi. bunu ciddi anlamda yazdığımı düşünerek yorum yapılması gerçekten komik.