türk kürt kardeştir

  • katılmıyorum.

    şunu gördüm ki; dünya üzerinde yaşayan insan haklarına ve özgürlüklerine sorgusuz sualsiz inanan, belli bir kültür ve eğitim seviyesine sahip herkes kardeştir.

    sadece sorunlu, eğitimsiz, ideolojilerin kurbanı olmuş tipler hangi ırktan milletten olursa olsun kimseyle kardeş olamıyor, nefretten besleniyor.

    değil kardeş, arkadaş bile olmak istemeyeceğim türkler varken, kardeşim diyebileceğim rumlar, arjantinliler, avustralyalılar var. kardeşliği, dostluğu ya da düşmanlığı ırklar milletler üzerinden genellemek kadar yanlış bir şey yok...

  • amerika'da, kanada'da, avustralya'da bin çeşit milletten gelme bin çeşit farklı insan, hepsinin dili de farklı, kültürü de farklı ama hepsi nispeten huzur ve refah içinde yaşıyor... bence de türk ve kürt kardeşdir, ama değil diyorsanız da birlikte yaşamak için kardeş olmaya da gerek yok. birbirimize hak ettiğimiz saygıyı gösterelim yeter.

  • kimse kimsenin kardeşi değil.

    türkler anadolu'ya 1071 yılında malazgirt ovasında roma ordularını yenerek girmiştir. yani kürtlerle savaşarak değil. burada soru doğu roma kimdir?

    yunanlılara bakarsanız onlardır. ama bu tamamen palavra. antik yunanın roma tarafından ele geçirilmesi ile yunanistan'ın bağımsızlığını kazanması arasındaki 2000 seneden daha da uzun süre yunan milliyetçilerinin ve siyasetçilerinin en büyük sorunu olmuş. 2000 senelik bu boşluk ne olacak? bunun çözümünü alexis heraclides'in yunanistan ve doğudan gelen tehlike türkiye isimli kitabını okursanız daha teferruatlı öğrenebilirsiniz.

    7.yüzyıldan itibaren resmi dilini yunanca yapan doğu roma'yı sahiplenmeyi çözüm kabul etmişler. bizans isminin alman tarihçiler tarafından 16.yüzyıldan itibaren icadıyla da, sanki roma ile bizans birbirinden farklı devletler algısının günümüzde oluşmasına yol açmış bu ikisi. peki almanlar neden bizans imparatorluğu kavramını ortaya atmışlar?

    bilindiği gibi kutsal roma germen imparatorluğu gibi iddialı bir devlet ismi var. fakat iddiasını yani roma imparatorluğunun devamı olduğunu destekleyecek yeteri kanıtı yok. sadece boş laf. voltaire bunu "bu kendine kutsal roma imparatorluğu diyen ve demeye de devam eden yığın, hiçbir şekilde ne kutsal, ne roma, ne de bir imparatorluk." diyerek gayet güzel ifade etmiş.

    burada bir başka soru da, rum kimdir?
    rum ifadesi arapça romalı anlamında kullanılan ve dilimize geçmiş bir ifade. romalı ne demek?

    romalıysan roma vatandaşısın demektir. vatandaş olmak haklar verdiği gibi sorumluluklarda veriyormuş. ilk başlarda sadece bir şehir devleti olan ve gittikçe büyüyen roma, bu ifadenin zamanla içeriğini değiştirmiş ve şartlara uydurmuş. günümüz vatandaşlık kavramına kadar evrilmiş. peki kimler var bu romalılar içinde?

    ermeniler, araplar, latinler, friglerin kalıntıları, lidyalıların kalıntıları, celtler gibi bir çok kavim var. anadolu'da bunların tam harman olduğu yer. her ulus arkasında izler bırakmış anadolu topraklarında. mesela galata ismi celt'lerden kalma bir isim. doğu roma'nın hristiyanlığı kabul etmesi tüm bu birbirinden farklı grupların bir potada erimesine ve tek bir unsurmuş gibi kabul edilmesine yol açmış.

    doğu roma tarafından yunanca'nın resmi dil kabul edilmesi ise tamamen faydacı amaçlarla, doğu roma'nın hakim olduğu toprakların bulunduğu doğu akdeniz bölgesinde uzun süredir lingua francanın yunanca olmasıdır.

    fakat yunanlılar yapacakları milliyetçiliğin altını doldurmak için çakallık yapıyorlar. yunanlıların ne kadar antik yunan olduğu da tartışmalı.

    günümüzdeki arnavutlar'ın günümüz yunanlılarından daha çok antik yunanlılara benzediğini düşünenler var. bunun da açıklaması arnavutluk gibi zorlu bir coğrafyanın farklı kavimlerin akınlarına uğrasa da kesif bir nüfus barındıracak şartları olmamasından ötürü toplum daha az karışmış. antik dönemlerden gelen ilirler ile yunanlıların arasındaki akrabalık bağlarını da denkleme dahil edince böyle bir iddiada bulunanlar çıkıyor. tabi iyice araştırmak lazım.

    yunanlıların yaptıkları milliyetçilik her anlamda altı boş bir çaba. tarihi altyapısı yok. ama başka tutunacak dalları da yok.

    demek ki neymiş, kürtler anadolu'da türkler anadolu kapılarını müslümanlara açana kadar girememiş. en komik olanı da kürtler olmasa malazgirt kazanılamazdı iddiasıdır. türkçe de değil ingilizce olarak seljuk empire yaz ve google'a sor. o toprakları elinde tutacak kadar muktedir olan bir güç, ortadoğu'nun küçük halklarından birinin yardımına muhtaç değildir. zaten olsa, o devlet bölünmüş olurdu veya kürt bir hanedan yönetime geçerdi. böyle bir durum yok.

    burada küçük ifadesine takılacak malları da uyarayım. küçük ifadesini nüfuslarından dolayı kullanıyorum. nüfus her zaman bir güçmüş. nüfusun azsa, küçük bir güç olursun. tabi ki nüfus tek başına güç sağlamaz. başka parametrelerle birlikte devasa bir güç ortaya çıkarır. ama nüfus olmadan diğerlerinin mevcudiyeti de pek bir şey ifade etmez.

    türkler anadolu'da ki hristiyanlarla karıştı diyenlere anna comnena okumalarını tavsiye ederim. malazgirtten sonra halkın nasıl anadolu'dan trakya'ya kaçtığını anlatır. biraz da teferruatlı tarih okurlarsa, türkler anadolu'ya girdiğinde uzun süreler devam eden iç savaşlar, arap ve fars savaşları yüzünden büyük şehirler dışında anadolu'da seyrek nüfus olduğunu da öğrenirler. yani anadolu neredeyse boş bir toprak parçasıymış.

    sözün özü, türkler ile kürtler kardeş ifadesi laga lugadır. türkiye'de ki kürtler türkiye cumhuriyetinin vatandaşıdır. bu vatandaşlığın sağladığı faydalar olduğu gibi sorumlulukları da var. beğenmiyorsan siktirip gidersin.

    hiç bir zaman kürt devletinin olmadığı topraklarda hak iddia edip devlet kuracağım diyorsan, dağlar mağara dolu. çık kur devletini.

    hadi yapabiliyorsan yap.