türk insanının hobi sahibi olmaması

  • hobiler aslında temel ihtiyaçlar karşılandıktan sonra ortaya çıkarlar. temel ihtiyaçlar ise herkesin bildiği gibi giyinme, barınma ve beslenmedir.

    bundan sonra hobi sahibi olunur. türkiye'de nüfusun büyük çoğunluğu açlık sınırının altinda maaş almasından dolayı bu durum hiç abes karşılanmamasi gerekir.

    kendime gelecek olursam büyük şehirde yaşamanın verdiği avantajları değerlendirip en azindan hayatta nelerin önemli olduğunu kavrama konusunda bazı farkındalıklarim geliştiğini düşünüyorum.

  • toplumun şehirlisi bile köylü olduğu için normal. meseleyi tamamen paraya bağlamak kadar saçma bir şey yok. maket yapmayı seven biriyim. nerden baksan 10, 11 yaşlarımdan beri yaparım. param mı vardı? hayır. yeri geliyordu defter sayfasından tank yapardım, tareti dönen, namlusu yukarı aşağı oynayan. kalın kağıttan jet uçaklar yapardım. kit alacak parayı geçtim, varlığını bilmiyordum. engel mi oldu bana, hayır. sadece bir insan olarak kendime zaman ayırmam gerektiğini biliyordum. bir şeylerle uğraşırken zihnimi rahatlatmak, kendi başıma, ellerimle bir şeyler meydana getirmenin keyfini alıyordum. bizim insanımızın çoğu faydasına olmayan işe el atmaz. tamamen bir hayvan psikolojisiyle, maddi ve cinsel çıkarları dışında hiçbir şeye kafası basmaz. insan olduğunu keşfetmek gerekir önce, bunu keşfedersen zaten hobi sahibi olmamak imkansız.

  • maslow'un ihtiyaçlar hiyerarşisinde ilk basamağı atlayamayan yurdum insanın hobi sahibi olması, iddialı bir beklentidir. bu nedenle normal bir durum.

  • youtube'ta bir belgesel izledim.

    almanya'da modelcilik ile uğraşan insanları tanıtmışlar. insan boyunda model uçak yapıp uçuranlar, minyatür buharlı trenle 2 kilometrelik tren parkında çufçuf yapanlar, minyatür roket yapıp fırlatanlar. adamlara resmen imrendim. umut sarıkaya boşuna dememiş, almanlıktan aldığım tadı hiçbir şeyden almadım.*

    bahsedilen modeller için harcanan para 1,500-2,000 euro'dan başlıyor 10,000 euro'ya kadar çıkıyor. insanlar bu hobiye yıllarını, zamanlarını ve paralarını harcamışlar.

    yukarıda fazlasıyla anlatılmış, ay sonunu zor getiren, en temel ihtiyaçlarını ancak karşılayan yurdum insanı istese de hobi edinemiyor.

    belgeseli izlerken insanların yaptıkları faaliyetten aldıkları keyfi yüzlerinden okuyabiliyorsunuz. favorim trenci abilerle * * , wernher von braun'un torunları oldu. bu füzeler bizim memlekette olsa milletin kafasına atarlar o da var tabii.*

    almanya bizi kıskanıyor diyen davarlara, almanya bitti yeğenim diyen gurbetçi çomarlara adamların sadece kağıt üstündeki rakamlarda değil, hayat kalitesi anlamında da bizden çok ileride olduklarını göstermek için keyif çayı gibi kafalarına fırlatmak lazım.

  • müstakil ev hayattır başlığıyla birleştirilmesi gereken topic.

    history channel’da ateşten doğan diye bir program izliyordum. hobi olarak kılıç döven abd’li adamlar, kılıçlarını yarıştırıyorlardı. o programı izlerken o adamların hayatlarına çok özeniyordum. orta sınıf sıradan insanlar, ancak evlerin demir atölyesi kuracak yer var. bahçe var, çim var, zevk için kullanabilecekleri alanları var. demir dövmeye ayıracak vakitleri, gürültüyle kimseyi rahatsız etmeyecek ortamları, tüm o ekipmanı koyacak yerleri var.

    türk insanının çoğunun evinde lego yapacak yer bile yok. yapbozu bile sarıp kaldırman, yapacağın zaman tekrar açmam gerekiyor. alan yok. evler apartman dairesi ve gereksiz eşyalarla tıklım tıkış. kendine bir masa ayırmak bike mesele çoğu insan için. oysa virginia woolf’un yaklaşık 100 yıl evvel tespit ettiği gibi; bir şey üretmek için kendine ait bir oda lazım.

    çoğunluk mevzuyu paraya bağlamış, haklılar. alan ve zaman yaratmak da ekonomik durumla ilgili zaten. hobi, temel ihtiyacı kalmamış adam işidir, lükstür. türk toplumunun daha temel sıkıntıları var.

  • cevabı ekonomide saklı sosyal olgu.
    geçim sıkıntısı çeken insanların hobisi ancak işi olabilir. severse!

  • asıl mesele türk insanının karşısındakine saygı duymaması, karşısındakini eziklemeye çalışarak kendini yüceltmeye çalışması aslında. mesela ben yıllardır dikiş dikiyorum, takı, çanta vs yapıyorum ama konu hobilere gelince pek çok insandan “mühendis olmuşsun hala incik boncukla mı uğraşıyorsun!” cümlesini duydum kaç kere. hobilerin amacı hayatı renklendirmek değil mi? ben böyle renklendiriyorum hayatımı, sana ne? bir başkası müzik ile ilgilenir, bir başkası gider resim yapar, sörf yapar, dağ tepe turmanıp stress atar... ama toplumumuz o kadar çok meraklı ki eleştirmeye, hobilerimizden bile bahsetmeye çekiniyoruz artık.

  • "iyonyalılar belli bir refah seviyesine ulaştıktan sonra pozitif bilimlere yönelip onları insanlığa kazandırdılar." öss döneminden birçoğumuz hatırlarız bu cümleyi. abi sen haftada altı gün, günlük on saat çalışıp iki saat yola harcadigin bir yerde haklı olarak: "sikerim enstrümanını, pazar günü uyuyacağım ben" diyen bir toplumlasın; ne hobisinden bahsediyorsun allasen?