türk hukuk sisteminin ana sorunu

  • hakimlik mesleğine alımlarda yazılı sınava ek olarak yapılan mülakatlardır hiç şüphesiz. bilemiyorum, bu işten canı yanan biri olarak belki de objektif bakamıyorumdur meseleye. fakat yazılı sınavda vasat bir puan aldığı halde amcalarının, dayılarının güçlü bağlantıları sayesinde 2 dakikalık mülakatlarda başarılı sayılıp mesleğe alınan, koca bir ömür boyunca aslında kendisine haram olan maaşı yiyen, herkesin "hakim bey, savcı bey" dediği, böbürlene böbürlene yürüyen kifayetsiz muhterisler meslek hayatları boyunca bu diyetin bedelini elli defa vermek zorunda bırakılıp her defasında adaleti temelinden dinamitlemekte beis görmezler.

    olduğu yere bileğinin hakkıyla değil de büyüklerinin ittirmesiyle gelebilmiş ve üzerine giydiği o cübbenin aslında emanet olduğunu çok iyi bilen namertler hakim savcı olduğunda dilerseniz olabilecek en güzel hukuki metinleri kanunlaştırın, yine de gün yüzü görmez toplumunuz.

    doktorluk mesleği hakimlikten daha mı az önemli veya boğaziçi bilgisayarın talibi daha mı az ki buralara girişte sadece adayın niteliklerini somut olarak ölçmeye yarayan yazılı sınav sonuçlarına bakmakla yetiniliyor da hakim savcılar daha mesleğe başlamadan birilerine karşı minnet borcu altına sokuluyor?

    bir de sanmayın ki bu bahsettiğim şekilde hakim savcı olanlar azınlıkta. aksine, bugün önünde el pençe divan durduğunuz tipi tiplerin çok büyük çoğunluğu 4 yıllık hukuk fakültesi eğitiminin ardından girdikleri sınavda ancak 70-75 alabilmiş, cübbeyi asla hak etmeyen, kaderinde vasat altı bir avukat olup kuru gürültü yapmaktan başka işe yaramamak olan mediocre’lardır.

    yazılı sınavda rock 'n' roll yapan akıllı, çalışkan ve fakat gariban vatan evlatlarının çiğnen hakları da işin cabası.