türbanlı tıp öğrencisi

  • dinleyin lan develer gerçekleri anlatıyorum götünüzden maval okumayın aptal aptal çıkarımlar yaparak dediğim öğrencidir.

    yaşanmışları anlatacağım size...

    büyük çoğunluğu erkek hastalardan inatla uzak dururlar.

    60 yaşındaki hocası ile diploma töreninde tokalaşmazlar...

    acil nöbetlerinden namaza gidiyorum diye kaçıp her vakit başı 2 saat gelmez diğer hekim arkadaşları bu sürede nefes almadan çalışmak zorunda kalır.

    servislerde erkeklerle nöbet tutmak istemediği için nöbet listesi hazırlama işini karman çorman ederler...

    poliklinik çalışmasında hoca veya asistanla yalnız kalamaz, kapı hep açık kalmak zorundadır, hasta yoksa bile sürekli soru sormak için oda işgal edilir sayelerinde.

    hacamat ve sülüğü savunurlar, bilgi konusunda hayvan gibi inek olmalarına rağmen bu da çok ilginç işte...

    idealistlerdir ama idealistlikleri acilde ilk nöbette getirilen sarhoş bonzaici bir ayıya üriner sonda takması gerektiği an biter. küfür bile edebilir bu saatten sonra...

    bilimsel ilaç ve tedaviler dışında hastalıkların tedavisi için ilahi bir güç dokunacakmış gibi umutludurlar(bu aslında iyi bir şey)

    geneli üniversitede az bir kaç kez gördüğü çevirme sakallı şeriatçı erkek doktorlarla evlenirler.

    benim iadealist eski yavuklum gibi bazıları sol görüşlü birine aşık bile olabiliyor ama sonuç hüsran anlaşamadık sayın seyirciler ikimiz içinde hüsran oldu...

  • “trbndn krkmyn thmmlszlktn krkn”

    ayyyyyyyyyynen kanka. sen konuştun ya, burada çiçekler açtı. kafamı dışarı bir çıkarttım, a a kanada olmuşuz!

    iç anadolu’ya öğretmen olarak atanan arkadaşım okullarda türbanın serbest bırakıldığının ertesi günü sınıfındaki bütün kızları bir anda türbana girmiş buluyor. dünyanın en apolitik kızı dehşetle “hepiniz bu kadar mı istekliydiniz?” diye soruyor. el kadar çocuklar şu cevabı veriyor: hayır öğretmenim ama eğer serbest olduktan sonra kapanmasak mahalledekiler “aranıyor” derler, “bak onlar namuslu, kapanmış” derler. (bir başkası) abim döver öğretmenim.

    bir insanın sadece kadın bedeninde dünyaya geldiği için -iradesiyle ya da değil- kendini kısıtladığı bir şeyi dünyanın en ponçik şeyi gibi, bu ülkede kadınlar kıyafetlerine göre namuslu-namussuz, perdeli ev-perdesiz ev gibi ayrılmıyormuş gibi sunuyosunuz ya, aynen aşkısı. türbandan korkmayın, tahammülsüzlükten korkun :))))))))))))

  • çankaya'nın first lady'si türbanlı olur mu tartışmalarında üniversite öğrencisiydim. şiddetle hayır olamaz diyordum çünkü öyle öğrenmiş, öğretilmiştim. sonra bir baktım ki oluyormuş.

    üniversitelere baş örtüsü ile girilmeyen yılları da gördüm. öğrenciler binanın hemen dışında başlarını açarlardı. ben de bunu olması gereken olarak karşılardım. çünkü üniversitelere başörtüsü ile girilemez demişlerdi, ben de inanmış, inandırılmıştım. bu yüzden bu zulmü, haksızlığı içime sindirirdim. sınıf arkadaşımın hemen yanı başımda binanın dış penceresini kendine ayna yapıp okumak için zorla başörtüsünü çıkarmasını makul, okumak için ödemeleri gereken bir bedel olarak gördüm. bu haksızlığa içimden bile ses çıkarmadım. çünkü üç beş oy için, birileri yerlerini korusun, varlık sebeplerini devam ettirsinler diye başörtüsü ile üniversiteye girilmez yalanına inanmış, inandırılmıştım. kendi aklımı kiraya vermiştim.

    sonraları insanların neye nasıl inanıyorlarsa öyle yaşamaları gerektiğini anladım. bu gerizekalı türban kompleksinden garip liberal bir aydınlanma ile vazgeçtim ve inanın çok rahatladım.

    üniversitenin son senesinde ise üniversite öğrencilerinine türban yasağının kalkmasına da şahit oldum. kendi intern grubumda olan ve sevdiğim arkadaşlarımın baş örtülerini takıp önlüklerini giyip çalışmalarını gördüm. aynı insanlardı, aynı ilkelerle çalışıyorlardı, aynı işi aynı ciddiyetle yapıyorlardı ama bir farkla; o gün hepsinin gözleri ışıl ışıldı, hepsinin gözleri gülüyordu.

    türbandan korkmayın tahammülsüzlükten korkun, türbana tahammülsüzlüğün maşası olmayın, sınıf arkadaşınızın, komşunuzun, çocukluk arkadaşınızın destekçisi olun. biz beraber oldukça güçlüyüz, birkaç oy için manipüle edilmeyin. bu insanlar düşman değil, herkes ile eşit vatan evladı. bunu unutmayın.

  • daha 3 ay önce gittiğim hastanede türbanlı bir doktor açıkca söylemese de beni tedavi etmek istemedi. başta olaya uyanamadım, daha sonra tedavi eden doktor arkadaş laf arasında bize erkek kadın farketmiyor iş yüküm arttı diye söylenince anladım. şikayet etsem mi diye düşündüm üstüne ben zararlı çıkarım diye unuttum gitti. bu başlığı görünce tekrar aklıma geldi, şu kıyafete takılmayın diyen laleler nerede yaşıyorlar acaba.

  • türbanlı doktorların dini inanışlarından ötürü erkek hastalara dokunmak istemediği bir gerçek. bununla ülkemizin herhangi bir hastanesinde karşılaşabilirsiniz ve şaşırmazsınız. ama doktor işi gereği hastasına dokunmak zorunda. yani tıp okuyan türbanlı ya inançlarını esnetecek ya da başka iş yapacak. yukarıda girilen entrilerdeki salaklığın lüzumu yok. konuyu saptırmayın.

    herkes istediği mesleği seçsin tabii ki ama bu meslek seçimi sonunda hem beni hem kendini mağdur etmesin.

    bu aynı şekilde kadın hastaya dokunmak istemeyen erkek doktor için de geçerli.