"efendiler ve ey millet; iyi biliniz ki türkiye cumhuriyeti mülteciler, sığınmacılar, savaş mağdurları, şeyhler memleketi olamaz."
suriyelileri ilk 3 ay ben de destekledim ama artık herkes evine dönmeli.
suriyelilerin kalmasını kimler, neden ister?
1. ucuz iş gücü olsun deyip insanları sömürmek isteyen vampirler.
2. 18 yaşından küçük suriyeli kızlarla imam nikahıyla evlenmek isteyen sapıklar.
3. suriyeli kuma isteyen sapıklar.
4. ileride oluşabilecek demografik, sosyoekonomik sorunları göremeyen körler.
5. savaştan kaçmış, kimlik bunalımı yaşayan, parasız gençlere yasadışı, etik dışı, gereksiz işler (fuhuş, hırsızlık, kapkaç, yaralama...) yaptırmak isteyen suç örgütleri.
olayı çok basite indirgeyip açıklamak gerekirse. biz anne, bana ve iki çocuktan oluşan, asgari ücretle geçinen, 2+1 evde yaşayan kısmen mutlu, kendi halinde bir aileyiz.
yan dairedeki komşumuzda şiddetli geçimsizlik var. karı koca ayrılmaya karar veriyor. kadın üç çocuğunu da alıp bizim evde kalmaya geliyor. "ulan bizim gelir bize yetmiyor, sana nasıl bakalım" demiyoruz. mahallenin en itibarlı en yardımsever en bonkör ailesiyiz ya, ya da öyle olmak istiyoruz ki komşu kadını üç çocuğuyla -kocasıyla barışır umuduyla, geçici olarak- eve almaya karar veriyoruz. kocası barışmaya yanaşmıyor, ben de ona atar yapıyorum. keşke yapmasaydım.
önceleri;
-dört kişiye zar zor yeten geliri artık sekiz kişi paylaşmak zorundayız.
-ev, 4 kişilik aile için idealken artık sekiz kişi sığmaya çalışıyoruz.
-çocuklar oyuncaklarını, kıyafetlerini paylaşmak zorunda ama paylaşmak istemiyorlar.
-komşu çocukları bütün gün evde oturamaz, onların da okulu var? okul masraflarını karşılamak tabi bana düştü.
-kadın hamileymiş, bizim evde dördüncü çocuğunu doğurdu, aile nüfusu 9 oldu amk.
sonraları;
-kocasıyla arasını bozan her kadın, artık bizim evde kalmak istiyor.
-komşu kadın, mahalledeki kötü kadınların kışkırtmasıyla evde huzursuzluk yaratabilir. eşime ve çocuklarıma zarar verebilir.
-şiddet görmüş, ruh sağlığı yerinde olmayan komşu çocukları, gözümden sakındığım çocuklarıma zarar verebilir.
-komşu kadın, çocukları da bayramda anasının evine gidiyor. yani gidecek yeri var ama hâlâ bizde kalmaya devam ediyor.
-komşu kadın, çocuklarını alıp o plaj senin bu kafe benim dolaşıyor. biz plaj görsek çöl zannedeceğiz.
-komşu kadın ve çocukları çok yüksek sesle konuşuyor.
-yeni aldığım jöle ve wax nerede lan?
-ikisi benim, dördü komşunun çocuğu olmak üzere altı çocuğun eğitim, sağlık, gıda giderleri bana girdi ama benim gelirim arttı mı? tabi ki hayır.
sonuç;
-komşu kadının da dört çocuğunun da kocasının da kılına zarar gelsin istemem. sonuçta onlar benim komşum. o kavgadan önce çok görüşürdük. birbirimize çok gidip gelirdik.
-barışmıyorlarsa oturup, konuşup ayrılsınlar. herkes kendine yeni bir hayat çizip, yeni evlerde yeni hayatlar yaşasınlar.
-onları barıştırmak için elimden geleni yaparım.
-biz de zamanında çok sorun yaşadık. ne eşim beni ne de ben onu terk ettim. evimizde kaldık ve mücadele ettik. onlara bunu anlattım ama anlamadılar. bizim mustafa kemal diye bir aile büyüğümüz vardı. bize yol gösterdi. allah rahmet eylesin, keşke ölmeseydi.
suriyeli sığınmacılar için referandum yapmak
-
-
turkiye'nin acilen gundeme almasi ve 6 ay icinde de sandiga gidilmesi gerekiyor.
bati ulkeleri nerede insanlik diye mizmizlanirlarsa, buyrun suriyelileri siz alin dersiniz, olur biter. 60 milyar dolar harcadik, yazik degil mi? -
devlet yetkililerine sesleniyorum; artık referandum zamanı geldi.
ülkelerinde savaş bitti, huzur ve güven içinde evlerine dönme zamanı. birkaç yıl içinde ülkenin etnik yapısını değiştirecek bu kadar önemli bir konuyu referanduma taşımak boynunuz borcu.
çoğunluk kalsın derse eyvallah, halk bunu istiyor der susarız.
konunun sıcak tutulup twitter üzerinden de baskı kurulması gerekiyor.
referandum istiyoruz!