sovyet sosyalist cumhuriyetleri birliği

  • halen dağıldıktan sonra ortaya çıkan hayat kadınları ile eleştirilmeye çalışılan eski birlik. dünya'daki gerilemenin ve 21. yüzyılın neden bu kadar boktan seyrettiğinin bile sebebi bu birliğin dağılmasıdır.

    amerikan askerlerine özel genelev kurduranların torunlarının gelip burada nataşa dediği, kaynaksız katliam suçu attığı onurlu birliktir.

    komünizm doğası gereği insanın metalaşmasına karşıdır. bu, insanın, dini baskılar sebebiyle çeşitli rollere bürünmesini engellediği gibi; aynı yöntemle işleyen liberal baskılarla da metalaşmasını engellemesini kapsar. bu açıdan dini baskı sebebiyle "kapanan" bir kadınla, liberal baskı sebebiyle "açılan" bir kadın arasında fark yoktur. bu baskının propagandası günümüzde öyle bir hale gelmiştir ki insanlar "kendi isteğiyle" yaptığını düşündüğü bir çok hareketi aslında üstü kapalı ama aşırı aşırı güçlü propagandalar yüzünden yapmaktadır. toplum bu karmaşalar arasında gidip gelirken arkadan birileri parayı götürür.

    çağımızda kimlik siyaseti olarak adlandırdığımız ve ayrıştırıcı bir yapısı bulunan sistem de liberal güdümlüdür. insan, ortalıkta bir sorun olduğunu anlar fakat sorunun nedenini kimlik siyaseti özütünde yapması istenir. kürt'lerin sorunları kapitalizm yüzünden değil, türk'ler yüzündendir; kadınların sorunu metalaştırılmak değil erkeklerdir vs.

    sovyetlerin dağılması ve sosyalizmin güçsüzleşmesi ile ortaya çıkan bu liberal yapı tüm insanlığı en küçük parçasına kadar ayrıştırmadan durmayacaktır. insanlar, türk feminist beyaz yakalı galatasaraylı ateist çevreciler ve kürt mavi yakalı fenerbahçeli sünni ayrılıkçılar gibi absürd boyutlarda küçük gruplara ayrılarak arkada işlemekte olan sınıf karşıtlığına karşı cahil ve bilgisiz hale getirilirler. kimlik siyasetinin liberal yapı içine girmesi sadece bunu getirir ve ortada var olan gerçek sorunlara karşı hiçbir çözüm getirmez; çalışan kesimi moleküllerine kadar ayrıştırır ve birbirlerine düşmelerini sağlar. kadın ve erkek gibi insanlığın en temel iki parçasını bile olabildiğince ayrı ve birbirine düşman tutmaya çalışırlar.

    gelin size bir hikaye anlatayım: 1929 buhranından sonra almanya'da işsizlik büyümüş ve komünist parti güçlenmeye başlamıştı. kapitalist sistem sadece kriz getiriyor ve işçiler bu miladı dolmuş sistemi değiştirmek istiyorlardı. bu sıralarda hitler diye bir adamın partisi yükselmeye başladı. komünistler, sosyalistler ve sosyal demokratlar yüzünden ülkenin bu durumda olduğunu savunan hitler, tüm avrupa'nın nefret ettiği yahudiler ve çingeneleri de işin içine katarak ancak küçük bir azınlığa hitap edebiliyordu. krupp'un başını çektiği alman kapitalistler bunun ne kadar büyük bir fırsat olduğunu anlayıp hitleri desteklediler ve sonucunda hitler seçimi kazandı. seçildiği andan itibaren büyük kamu sektörlerini özelleştirmeye başladı. alman kapitalistler hiç olmadığı kadar çok kazanıyorlardı ve ekonomik sistemlerinin karşısında olan herkesi yok edebilecek yapıda bir silahlı örgüt kurmuşlardı.

    nazi partisinin özelleştirmeleri için buraya

    devlet desteğini arkasına alan kapitalistler, daha önce hayal bile edemedikleri miktarlarda kazançlar göstermeye başladı. işin acınası tarafı bunu isminde "sosyalist" kelimesi bulunan bir parti kurarak başarmış olmaları. komünist, sosyalist ve sosyal demokratları öldüren bir "nasyonal sosyalist" parti...

    zamanında yaptıkları gibi, aynı teknikleri kullanarak, dünyadaki işçi sınıfını olabildiğince ayrıştırma peşinde olan liberalizm bunu sözde "sosyalist" olan çipras'larla, hdp'lerle yapmaya devam ediyor. sovyetlerin dağılmasıyla birlikte kendine sosyalist diyen ama aslında dibine kadar liberal partiler kimlik siyasetçi bir yapıya bürünebiliyor.

    dünya siyasetinde sovyetlere karşı kullanılan, arkalarında büyük sermayelerin durduğu, "özgürlük savaşçısı" aşırı dinci yapıların artık tasmalarından kurtulmuş biçimde sağa sola saldırabilmeleri, dünya liderlerinin giderek daha aptal insanlardan oluşmaları, yükselen aşırı dincilik, aşırı milliyetçilik, genel popülasyonların bilinçsizleştirilmesi, tüm dünyada çalışan haklarının gasp edilmesi, yükselen verimliliğe rağmen ücretlerin yükseltilmemesi ve bu gibi daha bir sürü olgunun hepsi sovyetlerin dağılması sebebiyle olmuştur ve olmaya devam etmektedir.

    bu ayrışma ve cahillik dönemi, insanların arkasında durabileceği birleştirici bir ideoloji olan sosyalizmin zayıflamasıyla ve sovyetlerin dağılmasıyla şu anki haline geldi. televizyonlarda birbirinden embesil dünyadan haberi olmayan kişiler, size bilmedikleri konular hakkında aptalca yorumlar yapıyor; birbirinden aptalca televizyon şovlarında götümsu ile bokumcan'ın elenmesi gündeme oturuyor, günlerce konuşuluyor; durumu gittikçe kötüleşen işçi sınıfının kendinden bile haberi yok, oturup galatasaray fenerbahçe maçı ne olur onu düşünüyor.

    dünya'nın gördüğü en büyük felaketlerden biri sovyetler birliğinin dağılmasıdır. maalesef ki bu dağılmanın sonuçları gün geçtikçe daha da keskinleşerek ortaya çıkıyor.

    çalışanların yeniden uyanma zamanı geldi de geçiyor.

  • 20li yaşlarına kadar çiftçilikten başka bir şey yapmamış, sıradan bir köylü kızının, fırsat eşitliğini yakalayıp yetenekleriyle kozmonot olduğu tek ülke. sadece bu örnek bile insanlığın en üst seviyesine ulaştığının kanıtıdır. 7/24 köpek gibi patron azarı yemek için 12 yıllık eğitimin bile yetmediği ülkede yaşayanlar neyine eleştirir anlamıyorum. pazar günü bile 12 saat çalıştım. 1920 sscb şartları bile türkiye'den yüzlerce yıl ileride.

  • umuttur.

    1- daha abd'de siyahiler aşşağılanır,otobüsde beyaz gördüğünde yerinden kalkarken, sscb'de ırkçılığa karşı posterler,moskova,bakü,kiev gibi sovyet şehirlerini süslüyordu.

    2- kapitalist ülkeler, işçinin beline kırbacı vururken sscb tarihte bir ilk olarak 8 saatlik çalışma düzenini getirdi(şu an sscb yok ve esnek çalışma nanesiyle bir güzel kırbaçlanıyorsun ey kapitalizm güzelleyicisi).

    3-sscb'de meslek ayırt etmeksizin herkesin 1 aylık izin hakkı vardı ve her işçi yılda bir kez gitmek istediği tatil beldesi için müdürüne talep iletebiliyordu.

    4- sscb'de hiçbir işçi meslek gruplarının izni olmadıkça işten çıkarılamıyordu.

    5- kapitalist dünyada kadınlar hala eşitlik için savaşırken, sovyet kadını uzaya çıkıyordu (bkz: valentina tereşkova)

    6-sscb'de yaşayan her vatandaşa 1950'lerden sonra ücretsiz daire verilmekteydi (genellikle 5 yıla kadar bekleme süresi vardı evet ama nihayetinde böyle bir şeyi dert etmek zorunda değildin).

    7- sscb'de her vatandaş evden işine ücretsiz ulaşım hakkına sahipti.

    8-sscb'de seçilen birini tekrar çağırma gibi bir uygulama vardı. yani birinin düşmesi için sonraki seçimlere kadar beklemek zorunda değildin. ayrıca listedeki milletvekillerini beğenmediğin zaman da "diğer" kısmına oy atıp adayları düşürebiliyordun.

    9-sscb'de doğan her çocuğa 3 yaşına kadar ücretsiz olarak süt veriliyordu.

    10- sscb dönemin her doğum yapan kadına üç yıl doğum izni veriliyordu. ilk yılında çalışma ücretini tam alan anne diğer yıllarda da sosyal yardımlardan yararlanabiliyordu.

    11-sscb vatandaşları dünyada ilk kez parasız olarak profesyonel sağlık hizmeti alan halktı. vatandaşlar istediği bir sağlık kuruluşuna sıra beklemeden ve ücret ödemeden gidip muayine olabiliyorlardı. bu sayede kapitalist ülkeleri de sosyal devlet nanesine zorladı (bugün her şey tersine dönüyor.sağlık ücretli hale geliyor )

    12-üniversiteye girip bitiren her öğrenciye devlet tarafından iş bulma garantisi veriliyordu (gelecek kaygısı yok).

    13-sovyet öğrencisi bir ilk olarak lise derecesine göre istediği üniversitede ücretsiz eğitim alabiliyordu (bugün durum ortada).

    eleştirin de bilerek eleştirin. bugün sahip olduğunuz bir çok hak sosyalizm korkusundan titreyen kapitalizmin verdiği tavizlerden ibarettir.

    ve bunlar tek tek elimizden geri alınıyor. çalışma saatleri, ücretsiz sağlık ve eğitim ,sendikalar vs. vs.

    sevinin!

    sovyetler artık yok!

    kapitalizm istediği gibi at koşturabilir!

  • bugün avrupada var olan 8 saatlik is gücü, kirintiyla da olsa kalan sosyal haklar, 25 is günü tatil v.s. gibi bir cok hakkin sebebi sscb dir. almanyanin, avusturyanin iki adim ötesi sscb idi, unutmayin. 1000 km ötedeki iscinin kazanimlarindan almanyadaki, avustusyadaki iscinin haberinin olmadigini, bunu devletinden kalep etmedigini, durup dururken o haklari birilerinin onlara verdigini mi düsünüyor sunuz ?

    sccb olmadan dünyanin ne kadar poktan bir yerden oldugunu, neo-liberalizmin dünyayi nasil yerle bir ettigini görüyoruz. isci sinifinin kazanimlari tek tek aliniyor geri. ve karsilarinda sscb gibi bir ülke olmadigi icin rahatlar. bizden sonraki nesilin emeklilik nedir bileceginden/göreceginden bile süpheliyim ben.

  • iyi kötü yorum yapmadan sadece bir hatırlatma yapmak istiyorum.

    türkiye'de 1982 anayasa referandumu %91,4 evet almıştır. 1933 yılında naziler %92,11 oranında oy almıştır. 2012 yılında türkmenistan başkanlık seçimlerinde kurbankulu berdimuhammedov %97,14 oranında oy almıştır.

    sscb'de de böyledir demiyorum. sadece bir hatırlatma.

    edit: workers of all world adındaki sovyet sığırı da mesajla hakaret ediyor. naziler %33 almışmış felan. ulan bari önce bir google'a yaz diyeceğin şeyi de bi doğrula ya. sonra gelip burda millete bir sistemi kabul ettirmeye çalışırlar.

    adam sosyalist taklidi yapan terörist seviciymiş ya ben de ciddiye almışım.

    edit 2: almanya seçimleri ile ilgili baya mesaj alınca buraya bir not düşeyim dedim.
    nasyonal sosyalist alman işçi partisi
    1932 temmuzunda almanya federal seçimlerinde %37,27 .
    1932 kasımında almanya federal seçimlerinde %33,09 .
    1933 martında almanya federal seçimlerinde %43,91 .
    1933 kasımında almanya federal seçimlerinde %92,11 .

    ayrıca bir de
    1933 yılında bir referandum yapılmış onla da karıştırılıyor. milletler cemiyeti'nden çıkmak için %95,1 evet çıkmış. .
    1934 yılında da şansölye ile cumhurbaşkanı'nın birleştirilmesi için bir referandum yapılmış. %88,1 evet çıkmış buna da. .
    1936 yılında da rhineland'ın ilhakı için referandum yapılmış ona da %98,8 evet çıkmış. .

    cumhurbaşkanlığı seçimi ise 1932 yılında yapılmış. .

    son seçimde muhalefet partileri yasaklanmış ve bu oy oranına ulaşılmıştır.