siz benle gelin aralara maralara dalın

  • sorun çözme algoritmasını anlıyoruz buradan bir kez daha.

    sorun: bir grup gencin koltuklarından kaldırılıp dışarıya çıkarılması. muhtemelen oturdukları koltukları protokol için ayrılmış. gençlerin imam hatipli olmaları da avantaj sağlamış olabilir tabii cumhurbaşkanının olaya el atmasında. "ben de imam hatipliyim."

    ilk hareket: sorumluyu çağır. "mehmet avcı nerede? gel buraya gel gel"(azarlamaya ya da dövmeye çağırıyormuş gibi) "ya bu çocukları oturdukları yerden kaldırmışsınız." ilgili kişi gelir, bir açıklama yapar. protokolden bilmem kimler gelecek efendim gibi bir şey söylüyor sanırım. ya da davetiyeyle girilen bir yer ve çocukların davetiyeleri yok.

    ikinci hareket: sorumlu gereken cevabı verdikten sonra geliyor. "olsun, gelsinler." olayı anlamamış gibi davranıyor. kim geliyorsa gelsin beni ilgilendirmez anlayışı hakim.

    üçüncü hareket: sorunu tekrarla. "ayakta kalacağız diyorlar ya." ilk seferden farklı bir şey söylendi mi aslında? hayır. sorumlu kişinin verebileceği bir cevap var mı? yok. çünkü aynı cevabı tekrarlaması gerekiyor, bu da anlamsız olacak. o nedenle susuyor. tamam halllederiz der gibi kafa sallıyor.

    dördüncü hareket: protokolmüş davetiyeymiş dinlemeden, kuralları hiçe sayıp sıfatını kullanarak çocukları "siz içeriye benle gelin" deyip içeriye davet ediyor. plan içeriye sokana kadar ama, devamını düşünmüyor, umursamıyor. içeride ne olacak peki?

    o da videonun ana konusu zaten. "aralara maralara dalın." yani kural mural takmayın, benim memurum işini bilir hesabı, girin içeriye kafanıza göre oturun bir yere.

    yahu gerçekten sorunun ne olduğunu anlayıp çözüm getirmek niyetindeysen, sorumluyu çağır, adamın söylediği şeyi dinle, alternatif çözüm üretmeye çalış ve bunu sorumluya sor. başka boş koltuk yok mu de, ekstra koltuk atamaz mıyız de, ne bileyim sorumlu ile ortak bir çözüm önerisi getirin çocukların içeriye girmesi bu kadar önemli ise. ya da çocuklara dön ve de ki, içerisi dolu, oturduğunuz yer protokole ayrılmış vs. sorun ne ise ilet, içeriye giremeyeceklerini söyle, her isteyen girip istediği koltuğa otursa nasıl bir hengame çıkacağından bahset, oradan hukuk devletine falan bağla mesajını da ver genç dimağlara. ama yoook, onlar da imam hatipli, o nedenle içeriye girmeleri gerekiyor, bunun için de sorumlu kişiyle ortak fikir aramak da zahmetli iş, iki saat bahane mi dinleyeceğim kafası.

    ben bunu niye bu kadar uzattım. çünkü her devlet dairesi bu zihniyette insanlarla yönetiliyor ve onlardan çok çekiyorum. size devamında ne olacağını da anlatayım tecrübelerime göre. çocuklar içeri girer, yeterli koltuk olmadığı için birileri merdivenlerde oturmak zorunda kalır. çocuklar merdivene oturamaz çünkü onlar özel davetli. hatta protokole bile oturmuş olabilirler. sıkıntıyı yine sorumlu çeker. yerinden kaldırılanlar sorumluyu bulur çemkirir, içerinin düzensizliğinden, merdivenlere oturanlardan dolayı basın mensupları işlerini yapamaz, onlar gelir sorumluya çemkirir. bu şikayet dalgası biraz büyürse de çıkışta sorumlu, cumhurbaşkanından fırçayı yer. adam akıllı bir organizasyon yapamadın diye.

    benim başıma her gün gelen şey bu en azından.

    edit: imla